Glutton Berserker - Bölüm 104
Çevirmen: Muzaffer & Düzenleyen: ggurcan
Roxy ile konuşurken, diğerlerinden birazca uzağa oturduk. O zaman konu Aaron’a kaydı.
Roxy’e onunla nasıl tanıştığımı anlattım. Gallia’ya yola çıktığımda şansına bir köyde duraklamıştım — — Orası da yaşam alanlarını kaybetmiş kişiler için bir sığınak gibi bir mekan ve üstelik onunla tanıştığım yerdi. İlk kez görüşmemize rağmen, benimle ilgilenmiş ve üstüne silahşorluk temellerini bile öğretmişti.
Hikayemi dinledikten sonra Roxy gururla dedi:
[Biliyorum.]
[Un.]
[Lich lordunu yendin ve Hausen’i özgürlüğüne kavuşturdun, değil mi?]
[Nasıl!? Bunları nereden biliyorsun? …ah, Anladım]
[Bence nasıl olduğunu çoktan söyleyebilirsin.]
Hausen’i terk ettikten sonraydı. Roxy, henüz yeniden inşa edilmekte olan Hausen’de durmuştu. Doğal olarak orada Aaron’la karşılaştı.
Elbette, Roxy ile Gallia da tekrar karşılaştığımda, Aaron’la karşılaştığından bahsetmişti. Düşününce ondan, etkisi kılıcımın üstünde kalan, Kutsal Kılıç Ustalığı 《Büyük Haç 》 tekniğinin nasıl yapılacağını öğrenmiştim.
Bu beni hayal kırıklığına uğrattığı gibi, Roxy yanaklarını şişirdi ve bana imrenmiş bir şekilde bakmaya başladı. Ama hemen sonrasında gülümsedi ve dedi,
[Aaron-sama, Fai ile tekrar buluştuğunda herhangi bir şey söylemedi, değil mi?]
[Un.]
[Tabii ki. Sonuçta bu Aaron-sama. Öyleyse, o zamanları konuşalım.]
Roxy, Hausen’de durup şehrin yeniden inşasına yardım etti. Aaron da ona kutsal kılıcı kullanmasını öğretmişti. Görünüşe bakılırsa, 《Büyük Haç》 yeteneğinin etkisini koruması oldukça zor olmuş. Bütün bunların ortasında etrafta gizlenen Lich lordu da saldırıya geçmişti.
[Orada hala bir Taç seviye bir Lich lor’du mu saklanıyordu!? Neden! Aaron bunun hakkında bir şey dememişti.]
[Çünkü o Aaron-sama. Ve Taç seviye Lich Lor’uydu üstelik. Aaron-sama, Fai’nin gösterdiği, canavarı yenmek için kullandığı tekniğin benzer tekniği kullandı. Şimdi, ne tekniğiydi o?]
Bu bir sınav mı? Eğer cevaplayamazsam biraz utandırıcı olacak.
Ermm, önceden ben ve Aaron birlikte savaşırken, kendi saldırımı Aaron’un ki ne eklediğim şeyi mi kastediyordu?
[Acaba, bindirmeli Büyük Haç saldırısı mı?]
[Doğru! Aaron-sama bile övmüştü onu. Kutsal Şövalyeler genellikle tek başlarına dövüşürler, bundan dolayı başka bir büyük haçı diğerinin üzerine bindirme fikri oldukça ilgi çekiciydi. Bende öyle düşünmüştüm.]
[Beni o kadar çok övme… O kadar da büyük bir şey değildi.]
[Bir dahakine benimle beraber yapmayı ister misin?]
Bazı sebeplerden dolayı içgüdüsel olarak beni süzdü. Üstüne aramızdaki mesafe biraz daha kapandı. Onu cevaplamakta sıkıntı yaşıyordum.
[Demek sen şeyi istemiyor …]
[Yoyo, kastettiğim o değildi]
[O zaman burada deneyebilir misin Fai, çoktan kara kılıcını getirdi, ondan dolayı kendi kutsal kılıcımı getirmeme müsaade et.]
[Eee! Eğer burada denemeye kalkarsak herkes şaşırmaz mı?]
Sandalyesinden çoktan kalkmış olan Roxy, geri bakıp paniklemiş halimden keyiflendi. Dilini biraz çıkardı ve dedi.
[Tabii ki şaka yapıyorum. O Fai’nin buna kanacağını pek sanmamıştım gerçi.]
[Beni… Yine kandırdın.]
Eskiden, bir işçisi olarak çalışırken, sık, sık takılmak için öylesine şakalar yapardı. Şimdi de aynı şekilde davranacağını hiç düşünmemiştim.
Ama eski mutlu zamanlarıma dönmeye de hayır demezdim.
[Hausen’in yeniden inşası nasıl gidiyor?]
[Ah, oldukça iyi gidiyor. Bardo isminde savaşçı olan bir yardımcım vardı, 50 tane güçlü askerle Hausen civarında asayişi muhafaza ediyor. Onların çabaları sayesinde canavar saldırılarına maruz kalmıyoruz. Bundan başka, çocukluk arkadaşım Seto, Hausen’de bir iş kurmaya ilgili. Bildiğim bütün hepsi bunlar.]
[Ah, bunları duymak iyi oldu. Eğer bir daha Hausen’i ziyaret edersem, beni onlarla tanıştırsana.]
[Pekala————Onlar gariptirler ama iyi insanlardır.]
Bardo ile Lanchester bölgesindeki Kum Golemi ile savaştıktan sonra tanışmıştım. Tekrar buluştuğumuzda O ve adamları Hausen’in tekrardan inşasına yardım ediyorlardı.———— Onların eskiden Aaron’un adamları olduğu ortaya çıktı. O Aaron’un kılıcı(burada Kutsal Kılıç’tan bahsediyor sanırsam)tekrar aldığını duyunca hızlıca geri geldi. Ne kadar komik, bizim toplanmamız bana dünyayı küçük hissetmemi sağladı. Şimdi bile, Aaron’un eski takipçileri(subordinates: emrindekiler, maiyetindekiler demek ama takipçileri daha uygun gibi) yavaş yavaş Hausen’da toplanmıştı.
Ç.N:Aşağıdaki paragrafları çevirirken zorlandım o yüzden kötü çevirmiş olabilirim. Konudan saptım çevirirken.
İnşaat için taşları taşırken, at arabası sürücüsünün tanıdık bir yüz olduğunu sandım. Seto da beni gördü yüzün de aynı benimki gibi merak uyandıran bir bakış vardı. Uzun zamandan sonra bir birleşme olmuştu (uzun zaman demiyordu normalde uzun ayrılıklardan sonra diyordu ama böyle daha hoş oldu). Onun tek kızı da iyiydi. O, babası ile gezinirken eğleniyor gibi gözüküyordu. Bu çok açıktı o yerden ayrıldığımda (Ç.N:O yeri unuttum ben çevirmen gg), Seto’nun köyü canavarlar tarafından yakıldıktan sonra kurtarılamazdı. Sonrasında Seto tüccar oldu. Gezen bir tüccar iken Hausen’a geldi. İşini hatırlatan Seto yakında yerleşecek bir yere ihtiyacı olduğunu hatırlattı. Bu yüzden, O’na Hausen’da ticareti teşvik etmesi için yerleşip yerleşemeyeceğini sordum. Seto teklifime cidden şaşırdı (visibly suprised diyordu ama nu nasıl çevirecektim ki?) düşünmek için biraz zamana ihtiyacı olduğunu söyledi, yüzünün ciddi göründüğünü anladım. Bana göre Seto eskiden köyünün yanına gitmişti. Bir tüccar olarak yaptığı anlaşmalarda oldukça deneyimli olduğunu görünce sadece sormanın uygun olacağını düşünmüştüm. Birkaç gün sonra Seto, Heusen’da kalacağını kabul etti.
Bu hikayeyi duyduktan sonra, Roxy krallıkta ne yapacağımı sordu.
[Gecekondu mahallesindekilere Hausen’da yardım ettiğiniz doğru mu?]
[Evet. Aksi taktirde onların iyi bir geleceği olmayacak. Eris, bana krallığı daha iyi bir yer haline getireceğine söz verdi ama kesinlikle biraz zaman alacak. O zamana Hausen’da yeni bir hayata başlamaları daha kolay olacak.]
[Eğer herhangi bir şey yapabiliyorsam, söylemekte tereddüt etmeyin.]
Roxy üzgün görünüyordu. O, daha önce halktan kişilerin Heart ailesine almayı düşünemediği için utandı mı merak ediyorum. Ama yardım edemezdi. Heart Ailesindeki duran insanları düşünmeliydi. Eğer onları sığınmaları için yanına alsaydı, şüphesiz gereksiz kavga çıkaracak diğer Kutsal Şövalye Aileleri ile çatışmada olacaktı. Heart Ailesi, halktan insanlar ile olaylar yaşadıkça diğer Kutsal Şövalye ailelerinden ayrı tutulacaktı. Aynı Reed Lanchester’da olduğu gibi.
Eskiden olsa benim açımdan iyiydi, yalnızdım bu yüzden sevdiğim her şeyi yapabilirdim. Şimdi Kraliçe Eris’in arkadaşı ve destekçisiyim, aslında şimdi krallıkta istediğim her şeyi yapabilirim.
[Yüzün bir anda berbatlaştı. Merak ediyorum bundan sonra Eris-sama ile ne yapmayı düşünüyorsun?]
[Eeh… Niçin bilmek istiyorsun?]
[Çünkü Fai böyle bir yüz yaptı.]
Bunu söyledikten sonra, Roxy ellerini benim kafamın(burada “mine” yazıyor ama bence “mind” demek istedi) üzerine koydu. Aniden <<Zihin Okuma>> otomatik olarak benim haberim olmadan etkinleştirildi.
(Ne tür kötü şeyler düşünüyordun?(Ç.N:Hınzırlıkların Roxy-sama’dan kaçmaz delikanlı))
[Bir dakika bekle, bu zihin okuma yeteneği…]
(Umurumda değil. Ben iyiyim Fai benim zihnimi okumak isterse sorun değil(Ç.N:ağa kız koşuyor sana ED Coşsun ağa sevdim tarzını XD).Ayrıca, zihnimi okumanı istemiyorsam bunu engelleyebilirim.)
[Eh, ne demek istiyorsun?]
(Ah, Fai! Dikkat et. Mirai sana arkadan saldırıyor.)
[Uaaaaaa]
Koltuğumdan düştüm. Arkama baktığımda kimse yoktu. Aslında tekrar düştüm(Ç.N: burada o düşmeden bahsetmiyor sanırsam yani birine düşmek olabilir)…Eğer zihin okuma yeteneğini kullanan kişinin kim olduğunu biliyorsanız, böyle bir yalan olabilir. Örneğin zihin okuma gibi sahip olduğum bütün yetenekleri Roxy’e anlattım. Tabi ki de, oburluk da bahsedildi(burada neden edilgen kullandı ki).Ek olarak Greed’den bahsettim.
[Aaa, bu çok eğlenceliydi. Keşke bende bir zihin okuma becerisine sahip olabilseydim.(Ç.N:Az önceki neydi abi?)]
[Neden?]
[Greed-san ile konuşmak isterdim.]
[Onunla mı? Aklındakini değiştirsen iyi olur. O akılsız ve pis ağızlı biri.]
[Hadi yaa … Şimdi beni daha çok meraklandırdı.(Roxy-sama bir git başımıza iş çıkarma)]
Roxy belimdeki siyah kılıca merakla bakıyordu. Greed <<Zihin Okuma>> aracılığıyla bağırarak benimle konuştu
[[Ne kadar ümit verici bir kız. Benimle konuşmak istiyor. Ne kadar popülerim.]]
[Kapa çeneni(yavşak)]
Roxy, beni Greed ile konuştuğumu gördükten sonra ikna oldu ve bana şunları söyledi.
[Burada sen hizmetçi olarak çalışıyorken, sen genellikle o siyah kılıçla konuşuyordun. Bu yüzden diğer çalışanlar arasında iyi biliniyordu.]
[Uaaaaa, ama bu doğru mu ?]
[Keşke bir kerecik Greed-san’ın sesini duyabilseydim.(inşallah kötü düşündüklerim ileride gerçekleşmez.)]]
[Bu imkansız. Değil mi Greed?]
[[Hayır, bu mümkün]]
[Eeeeee!!]
Beklenmedik gerçeği duyduktan sonra tekrardan sandalyemden düşecektim. Şimdiye kadar zihin okuma haricinde insanlarla iletişime geçemeyeceğini düşünüyordum. Ne oluyor!
[[Ama önce bir sonraki seviyeyi açman gerekecek. Bunu yaptığında kaybettiğin bazı özelliklerin iade edilecek. Ne dersin(That’s how başka nasıl çevrilebilirim ki?)]]
[Cidden mi] ?
Bunu daha önce söylemen lazımdı. Bir sonraki seviye beşinci değil mi? Yeterli puana ulaşamadım, bu yüzden gelecek bir zamanda olacak. Ama bunu duymak güzel
Belki diğer insanlarla konuşması onun bu bozuk karakterini düzeltebilir. Gülüşümü görünce, Roxy meraklandı ve sordu
[Ne hakkında konuşuyorsunuz?]
[Greed dedi ki eğer bir sonraki seviyeyi açarsam, o başka insanlar ile konuşabilir.]
[Bu harika! Sabırsızlıkla bekliyorum. Greed-san’ı biraz tutabilir miyim?]
[Tabi ki, Greed bu konuda iyi misin?]
Beni umursamadığından, Greed’i Roxy’nin ellerine uzatmıştım. Ne olabilirdi ki. Roxy’i Greed’i kınından çıkardığında aniden sağa sola sallanmaya başladı ve sonunda acı içinde yere eğildi.
Ne, Ne? Ne oldu?
Beni sorularımla baş başa bırakırken, Sağ gözünü tutarken bana dedi ki:
[Ku… Oburluk yeteneği uyandı. Daha fazla, yeterli değil!]
[Uaaaaaaaaaaaaa, Lütfen şu olayı hemen kesebilir misiniz]?
[Nasıl, benzemiyor değil mi? Fai sen Gallia’da nasıl davrandın?]
Greed’i kınına geri koydu ve kılıcı bana eğlenmiş bir bakış ile verdi. Bu sırada Greed yüksek sesle gülüyordu duyabiliyordum.
Her neyse Roxy eskiden böyle göründüğümü söyledi. Başkaları tarafından çok komik mi görünüyordum? Bunu doğrulamam gerekli sanırsam.
Bu arada, Myne bile bir zamanlar mimiklerimi taklit etmeye çalışmıştı. Aa… Ve Eris bile. Olabilir mi ki? Hayır, bunları düşünmeyi bırakmam lazım hemen.
Greed daha sonra <<Zihin Okuma>>ile ekledi
[[Aferin! Başka bir deyişle seninle uğraşmak eğlenceli.]]
[Bunun nesi var “Aferin”dedi.Cidden mi?…]
Konuya dönersek bir dahaki zamana Roxy’i ben taklit edeceğim. Bu korkunç şeyi bir daha affetmeyeceğim.
[Lütfen hemen dur. Niçin beni şimdi taklit etmiyorsun?]
[Fufufufufu(Fufu ne ya Haha dama mı atıldı), çünkü bunu izlemek çok komik.]
[Bu durumda, Sadece gözlerimi kapayacağım sen devam et]
[Bu hiç iyi değil]
Mutluyken zaman hızlı geçiyor. En önemli kısmı tamamen unuttum.
Doğru, Roxy’nin annesi, Aisha-sama.
Roxy ile konuşuyorken, ona sürpriz yapma planını neredeyse unutuyordum, bu arada Aisha-sama Rozy’nin arkasında ayakta sessizce duruyordu.
Herkes onu fark etmişti ve Aisha-sama’nın görünümüne şaşırdılar. Ama Aisha-sama sessiz kalmaları için sinyal verdi (araba mübarek). Aisha-sama bana dik, dik bakarak uyardı. Bunun nihai an olduğu göründü.
Yeni Çevirmenimize selamlar 😀 gebçler inanın bende bu seriyi okumayı seviyorum sırf okumak için siteye attıgım bile oldu XD zaten güncele az kaldı 🙂 İYİ OKUMALAR