Kuro No Shoukanshi - Bölüm 008
Çevirmen: RuyaGezer
Cashel
//RGNotu: Bu bölümde bazı parçalar Cashel’in bakış açısından yazılmış. Okurken göreceğiniz italik yazılar Cashel’in kendi düşünceleridir. İyi Okumalar.
“… E nasıldı? O?” (Cashel)
//RGN: Bizim Uşak ????
Cashel loncadan ayrıldıktan sonra karanlık bir sokağa girdi.
Orada Cashel’i bekleyen iki adam vardı. Bunlar, az önce bardaki diğer maceracılarla rahat rahat takılan tiplerdi.
“… Ah, patron. Bu çaylak, bence önemli biri olabilir.” (-)
Bu, görünüşü hırsızlık kokan, ufak tefek, kirli bir bücürdü.
“ ‘C’ Seviye [Tanımlama] yeteneğim olmasına rağmen çaylağın durumunu göremedim. En az ‘C’ Seviye [Gizem] yeteneğine sahip, fazlası da olabilir ssu ~.” (-)
“Hıh, işe yaramaz gururuyla kendi yeteneklerini dikkatsizce doldurdu ha? Ne sakladığını merak ediyorum.” (Cashel)
“Oi, Cashel. Onu öldürmeden önce takılabilir miyiz? Onunla önce ben savaşmak istiyorum! ”(-)
Bücürün yanında enerjik, kaslı bir dev vardı.
Dev gülerken, Cashel bir “Yare yare” ifadesiyle omzunu silkti.
//RGN: Ah canım benim demekmiş, diye okudum. Doğrusunu bilen varsa beni aydınlatsın 😀 (Çaktırmayın sanki bizdeki “yürü yürü boş yapma” ifadesine benzetiyorum daha çok 😀 )
Her zamanki tuhaflığı olsada, bu adam hala kendini tutmasını bilmiyor.
“Raji, biraz sakin ol, değil mi? Bize kendi isteğiyle meydan okudu. Onun görüşüne senpaileri olarak destek olmalıyız.” (Cashel)
“Bu da rehberlik olarak sayılabilir, değil mi ssu. Raji, tüm gücünle başka birisini mahvetmene izin yok. Ne yaparsanız yapın, temel hareketler çok nazik yapılmalı.” (-)
“Bu kadar zor kelimeleri kullanmasan, hiç anlayamıyorum! Boşver, her zamanki gibi ona da aynısını yapacağım.” (Raji)
“Her zaman olduğu gibi bir kas-beyin ssu ~…” (-)
Cashel aklı iki buçuk yıl öncesine gitti.
Bu adamlar, bir köye baskın düzenlemişlerdi ve tabiri caizse ortalığı süpürüyorlardı, ancak tesadüf eseri oradan geçerken onlarla karşılaştı ve işbirliği yapmaya başladılar.
O zaman Cashel, o bölgede avını arıyordu.
Bir maceracı olmasına rağmen, başkalarını öldürmekten zevk alan bir yönü vardı.
Bazen yakışıklı olan dış görünüşünü kullandı, bazen de kılıcının ustalığını çaylakları cezbetmek için kullanırdı. [Casus] ve [Gizem] yeteneklerine sahip olduğu için, gerçek niyetini saklarken onları kendisine katılmaya mecbur ederdi.
Ufak bücürün adı Gimul’du.
Kendisi, yüksek dereceli bir maceracıyla karşılaşıp yok olan, ünlü bir haydut grubunun üyesiydi.
[Tanımlama] yeteneğiyle maceracıların durumunu görebilmesi, başkalarından daha rahat bir şekilde kaçmasına olanak sağlıyordu.
Sinsi olmasının yanında, hızlı hareketleriyle hayatını kurtardı.
O günden sonra hayatını her gün bir karanlıkla doldurdu.
Hayatta kalmasının sadece bir yolu olduğunu fark etmişti.
Dev ise Raji’ydi.
Doğası savaş meydanlarında kan arayan bir paralı askerdi.
Ancak, o sadece düşmanlarını değil aynı zamanda sıradan vatandaşları da katlediyordu. Savaş zamanında, her iki ülke de, barbarlığından dolayı kara listeye koydular.
Peşinden gelen kelle avcılarını öldürmek eğlenceli olsa da, zamanla tadı kaçmaya başladı.
Uzak topraklara doğru ilerlerken ülkeden ülkeye geçti.
Bu üç farklı karakter sonunda bir köyde buluştu.
Lonca ve ülkenin takviye göndermesine fırsat bırakmadan, köyü tamamen yok ettiler.
Cashel, arkasında korkunç bir sahne bırakmamak için, cesetlerden oluşan dağa [Gizem] yeteneğini kullandı.
Lakin, yeteneğinin seviyesi ‘F’ olduğu için herhangi biri [Tanımlama] yapsa yaptıkları ortaya çıkacağı içi bu geçici bir çözümdü.
Ortaklar birbirini bulduktan sonra, üçü farklı davranışlarını sürdürürken birlikte yapabilecekleri ortak bir hedef üzerinde anlaşmaya varmıştı.
Üsleri Pazu kasabası olduğundan yaptıkları işlerin bir bölümünü terk etmeden oldukça eğlendiler. Son zamanlarda biraz aşırıya kaçmaya başladılar.
Cashel’in çaylakları avlamak için maceracı konumunu kötüye kullandığına dair söylentiler yayılmaya başlamıştı.
O zamandan bu yana, Cashel nereye giderse, şüpheler oraya yönlendi. Durum öyle bir hale geldi ki, Gimul ve Raji, Cashel’i satmanın iyi olacağını düşündüler.
Bu, yaptıkları kötü şeyleri halka açıklayacakları anlamına gelmiyordu. Sadece zamanı geldiğinde, Onu kendileri yakalamış gibi göstermek için ona ihanet edeceklerdi…
Son zamanlarda Kelvin Pazu’ya geldi. Cashel görev aldığı için ortalıkta yoktu. Gimul ve Raji günlerini barda içerek geçiriyorlardı.
Kısa bir süre içinde, ardı ardına birçok görevi tamamlayan Kelvin’i hedeflemeleri, çok zaman almadı.
“Yine de, önden gidip daha çok uğraşmamıza neden olması… bir Kara Ruh Şövalyesini tek başına yenmek istemesi… Ne düşündüğünü anlamadığımdan nefret ediyorum. Sen ne düşünüyorsun?”
“Hiç fikrim yok. Zafer kazanacağına inanan bir avanak olup olmadığını merak ediyorum. Herhangi bir şey fark edeceğinden değil. ”
“İyi! İyi! Onu yenmek buna değer olacak! ”(Raji)
“… iyi o zaman, onu sana bırakacağım, Raji.” (Gimul)
Gimul ve Raji dikkat etmediği bir şey vardı.
Cashel bunu kullanarak onlardan kurtulmayı planlamıştı.
Kendisine yönelen şüpheleri o da fark etmişti.
Çaylakları ezdiği suçlamasının yapılması çokta olağandışı bir durum olmayacaktı.
Kara Ruh Şövalyesinin ortaya çıktığı yer, ‘D’ Seviye “Zindan” olarak nitelendiren kötü ruhlarla dolu eski bir şatoydu.
Kara Ruh Şövalyelerinin kalenin iç bölümünde ortaya çıktığı söylendi. ‘D’ Seviye görevin üstesinden gelmek için lonca tarafından toplananlardan hiç kimse buradan geri gelemedi.
Durum böyle olunca, Cashel bir keşfe çıktı ve [Casus] yeteneğini kullanarak bölgeyi keşfe çıktı. Açıkçası hedefi sadece bir Kara Ruh Şövalyesi değildi.
Baş belalarını ortadan kaldırmak için o adamı kullanmalıyım.
Cashel, bu çaylak avını bir yem olarak kullanabilmek için planını değiştirdi.
Çaylak maceracının aksine, bu üçünün de hata yaptıkları bir yer vardı. Ne de olsa, birbirlerine dikkat ettiklerinden dolayı, onun gücünü hafife aldılar, bir karşı plan geliştirmediler.
Gimul’un [Tanımlama] engellendiği anda, bunu fark etmelilerdi.
Onun yeteneklerinin C derecesinin çok ötesinde olabileceğini.
RGN: Merhabalar gençler. Bendeniz RuyaGezer. Nasılsınız? Bölümü beğendiniz mi? İlginç bir bölüm doğrusu. Herkes birbirine karşı plan yapmış. Ama hepsinin borusunu öttürecek olan kim? Cashel mi, İkili kafadarlar mı, Kelvin mi? Yoksa Melfina mı bunları öttürecek. Hiç düşünmüyoruz ama belki Şövalye “Kaybolun lan, topuuzu çizerim haa” diyebilir. Demi yane. Neyse bakalım bu bölümün darısı kavrulsun, ta diğer bölümün başına.
Bu arada bir şey sorayım. Yazının fontu nasıl? Küçük mü, şekli nasıl? “Böyle iyi” diyorsanız kalsın. “Okuyamıyoruz” diyorsanız gidin gözlük alın 😛 . Neyse takılıyorum sadece. Okuyamıyorsanız büyütürüz sıkıntı değil. Ama söyleyin ????
Son olarak, bunun mangası devam edecek mi sorusuna hitaben, Çevirmenimiz “Evet, devam edecek.” diyor. Bakayım … Evet öyle diyorum. Yani kalbinizi ferah tutun. Çevirmen daha kaçmadı ???? Neyse çok laklak ettik, baş ağrıttık. Daha fazlası olmadan “haydun uşahlar gendiize ii pahun” deyip bunu burada noktalıyorum.