Kuro No Shoukanshi - Bölüm 014
Çevirmen: RuyaGezer
Gerard
Bu nasıl oldu? Kara Ruh Şövalyesinin önünde oturuyor, samimi bir şekilde muhabbet ediyorduk. Samimi bir muhabbet desem bile, konuşan tek kişi Kara Ruh Şövalyesiydi.
“Bu canavarların arasında kazara kaldım herhalde. Ah, ben ülkeye komutan olarak hizmet ederdim, eskiden insandım. Neden bir canavar oldum?! …… Ölmüştüm, nasıl oldu, anlamıyorum, ama belki de bu dünyada sahip olduğum pişmanlıklardan dolayı! Ama pişmanlığımın nasıl olduğunu nereden bileceğim! Her neyse, sonra bu kaleyi korumaya devam ettim! Bu Slime olağan dışı olsa bile. Bu Slime ne tür bir ırk? Tamam tamam, seni bunun hakkında konuşmaya zorlamayacağım. Herkesin bir veya iki sırrı vardır. Her neyse, şeker yer misin? ” (Gerard)
Böyle konulardan konuşmaya devam etti. Kara Ruh Şövalyesi mi, daha çok mahalle amcası. Oi, bu şeker zaten erimiş ve kabarmış.
“Lütfen yemek yerken konuşma.” (Gerard)
“Eh, bunu gerçekten yiyor musun? Bunu çıkardığını düşününce …… ” (Kelvin)
“Yosh, gerisini sana bırakacağım o zaman.” (Gerard)
Beni yoruyor ……. Burada ciddi duran sadece Clotho. Siyah Ruh Şövalyesi’nden dolayı, tetikteydi ve karşımda bekliyordu.
“O Slime şekeri bir şey değilmiş gibi yiyor. Ne kibar bir adam. ” (Gerard)
Şekeri biraz özümsedikten sonra, Clotho sohbete karıştı.
“Efendim, sözleşme hakkında konuşun, sözleşme hakkında da konuşun.” (Clotho)
“Oh, yani benimle bir sözleşme yapacak mısın?” (Kelvin)
Kara Ruh Şövalyesi Clotho’ya baktı.
“Son zamanlarda, buraya gelen insanların çoğu beni gördüklerinde hemen bana saldırdı. Ama, konuşmaya cüret edebilen, bir çocuk oldu. Odadaki baskımın da kalktığını düşünürsek, evet, güzel sohbet. ” (Gerard)
“Bağlı olup olmamanız size kalmış…” (Kelvin)
” ‘Siz’ değil ismim Gerard ” (Gerard)
“O zaman, ben ‘Çocuk’ değilim, adım Kelvin. İsim… .. Peki, sözleşmenin oluşturulmasından sonra bunun hakkında konuşalım. ” (Kelvin)
Gerard aniden ayağa kalktı, sonra arkasındaki tahta benzeyen şeye baktı.
“Sözleşme? Hizmet ettiğim Kral ve ülke de artık bu çağda yok. Yeni bir ustaya hizmet etmek için, bu asker tereddüt etmeyecek …… ” (Gerard)
“Bu kaleyi korudum ama neden?” (Gerard)
Bir süre önceki neşeli atmosfer aniden değişti, kale kasvete büründü.
“Hizmet ettiğim, şimdi harap olmuş bu ülkenin adı [Arukaru]. Büyük olmasa da, tarım ülkeyi müreffeh hale getirdi. Kral anlaşmazlıklardan nefret ediyordu, uzak bir krallıkta bir savaş varken bile tarafsızlığımızı koruyorduk. ” (Gerard)
“Bu dünyanın, biri doğuda, diğeri de batıda olmak üzere iki kıtası vardır. Üs yaptığımız Perth şehri, doğuda kıtanın merkezinde yer alıyor. Kötü ruhun kalesi de o civarda çıkmıştı. ” (Gerard)
“Durumu gördüğüm gibi şövalye birliğinin kaptanı olarak hareket ettim. Huzurlu bir ülkede, doğal olarak canavarlar ortaya çıkabilir. Onları bastırmak benim ana görevimdi. Sonuna kadar eğitim aldığımız için diğer şövalye birliklerinden aşağı değildik. Her halükarda, bir savaş gerçekleştiğinde hazır olmak zorundaydık. ” (Gerard)
Gerard siyah kılıcını kavradı.
“Sonra, bir gün batı kıtasından bir gezgin [Arukaru] ‘yu ziyaret etti. Ancak, gerçek kimliği imparatorluk generaliydi. Onun adı [Gildra] idi. [Arukaru] ‘ya Ölümcül Hastalığı bulaştıran adam. ” (Gerard)
“Ölümcül hastalık” (Kelvin)
“Bir kez bulaştığı zaman, taşıyıcı kişinin yaşam gücünü, yavaş yavaş sonuna kadar emerdi. Birçok insan bir gecede öldü… .. Hastalık bir salgın gibi tüm [Arukaru] boyunca yayıldı. Ve çok geçmeden ülkemiz, diğer ülkeler tarafından izole edildi. Gildra’nın [Arukaru] ziyaretinden birkaç gün sonra, bir kişi onu şehirde gördü. Muhtemelen, o zaman bir şey oldu. ” (Gerard)
“Bekle bekle, bunu yapan Gildra olduğunu düşündüren nedir? İmparatorluğun generali olabilirdi, ama neden yapsın ki? ” (Kelvin)
“Hastalık ortaya çıkmadan önceki gün Gildra bu kaleyi ziyaret etti. Nereden girdiğini bilmiyoruz, o adam kralın önünde ortaya çıktı. İmparatoru devirmek için işbirliği yapmamız gerektiğini söyledi, aksi takdirde [Arukaru] yıkılacaktı… .. ” (Gerard)
İlahi İmparatorluk Deramisu. Yanılmıyorsam Melfina’nın Kahramanı yeniden canlandırdığı ülke.
“Doğal olarak, kral reddetti …… ama sonra ne oldu…” (Gerard)
Yüzünü, zırhından göremediğim halde, Gerard’ın öfkesini hissedebiliyordum.
“Eğer bu dünyaya dair bir pişmanlığım olsaydı, bir yalan söylemeyi beceremediğimdir. Benim pişmanlığım bu ülkenin intikamını alamamam. Eğer, sayende bu pişmanlıklardan kendimi temizleyebileceksem, sana zevkle itaat ederim. ” (Gerard)
Beni kabul ettiği anlamına mı geliyor? Hey, bekle bir dakika …
“Bekle, Gerard onlarca yıl önce öldü, değil mi? Kalenin durumuna baktığımızda, 100 yıldan yaşlıdır. Bu, imparatorluğun Gildrası zaten yaşlılıktan ölmemiş midir? ” (Kelvin)
“Bu adam bir elf. Hayatları 500 yıldan fazladır. Sadece 100 yıl içinde ölmez. ” (Gerard)
“Elf? Daha önce hiç tanışmadım, bu senin durumun mu? ”
“Çağırma sanatının, astlarını güçlendirdiğini duydum. İntikam için harika bir fırsat. Ancak, bana yeteneğini göstermeni istiyorum. ”
“Ah peki, bu olabilir.”
Yeteneğini göstermek, savaşmamız gerektiği anlamına mı geliyor? Bu iyi görünüyor, aslında o niyetle buraya geldim.
“Eğer benim hakkımdan gelemezsen, imparatorluğa karşı çıkamazsın. Yetenek olmadan, sadece benim tarafımdan sadece kesilirsin. ”
Gerard ve ben geri adım attık.
“İyi, katılıyorum. Bana her şeyini göster, aksi takdirde hiçbir anlamı olmaz! ”
RGN: Evet gençler merhabalar. Uzuuun zaman oldu görüşmeyeli. Eh işte 2. Vizeler yeni bitti. Hakikat. Daha finaller başlamadı ????.
Neyse Bölüm Güzeldi değil mi. Gerard’ımız, bildiğimiz bir mahalle amcası la 😀 Şey başka şeylerde olabilir. Teyze felan 😛 “Yerken konuşma” 😀 İşin ucunda bir şeylik var gibime geliyor.
Neyse bundan sonra bir şey olmazsa bölümler günlük gelecek. Görüşürüz gençler.