No Game No Life - C1Bölüm 01-1
– Çok uzun zaman önceydi.
Yaşlı tanrılar, ödülleri en büyüğü olan yüce varlık olabilmek için mücadele etmeye başladılar kısa bir süre sonra hizmetçileri ve yarattıkları canlılar savaşa dahil oldu.
Bu savaş o kadar uzun bir zaman sürdü ki, artık savaşmaktan sıkılmışlardı.
Kan ile lekelenmemiş bir toprak yoktu ve Canlıların acı içindeki çığlıkları gökyüzünde yankı bulmayı hiç bırakmadı.
Bilgi sahibi ırklar birbirlerinden nefret etti, birbirlerini katlettiler ve sayısız cinayeti tekrarlamaya devam ettiler.
Elflerin üsleri olarak küçük köyler vardı ve avlamak için büyü yapıyorlardı.
Ejderhalar bedenlerini düşmanlarını katletmek için kullandılar ve warbeastlar Av hayvanları gibi her şeyi yok ediyorlardı.
Gün batımı tarafından yutulan ve kısır bir toprak haline gelen arazi,
Yaşlı Tanrıların başlattığı savaşlar nedeniyle daha derin bir karanlık tarafından yutuldu.
‘Şeytan Lordları’ Tarafından üretilen ve onlarla müttefik canavarlar fantazma dağılmaya başladı ve araziye hakim oldu.
Bu tür bir dünyada asalet ve güzelliklerden çok daha fazla sayıda savaşçı hayatta kalabiliyordu.
İnsanlarsa önemsiz bir varlıktı.
Ülkelerini inşa etmek ve klanlar oluşturmak için hayatlarıyla bahse girmek zorundaydılar.
hayatta kalmak.
İnsanların selamlaya bileceği efsanevi kahraman görünmüyordu –ve Tıpkı bunun gibi, kan ile lekelenmiş bir dönemdi.
Bu, gökyüzünden, denizlerden ve yeryüzünden çok daha eski bir hikayeydi –
Burası ‘DisBoard’ olarak adlandırılır.
(QueenNotu: DisBoard dünyanın adıymış)
Ancak, sonsuza dek devam edeceğini düşünülen savaş aniden sona erdi.
Denizler, topraklar ve hatta gökyüzünü kaplayan yıldızlar.
Onlar, bu eski savaşa devam etme isteğini kaybettiler.
Fayda sağlamaksızın ölmek gibiydi –ve bu noktada, en yüce güce sahip Yaşlı Tanrı
Tek Tanrı olmasının şerefiyle tahtına oturdu.
Ve böylece, Etrafındaki bütün bu şeyleri izleyen Tanrı…
Başından beri kadar savaştan sakınmaları gerektiğini düşündü.
Tanrı tahta oturdu ve topraklarındaki yıkıma baktı.
Yeryüzünde dolaşan tüm canlılara ilan etti.
“-Herkes kim en güçlü, en zorba, en umutsuz ve en bıkkın. Cesetlerden kuleler inşa edenler,bana bilgili olduğunuza dair kanıt gösterin.”
iddia ettiğiniz gibi ‘Sizler ve akılsız hayvanlar ‘arasındaki fark nedir?
Tüm ırklar oy birliğiyle kanıta ihtiyaçları olmadığını söyleyerek Yaşlı Tanrıya tek bir kelime söyledi .
zeka.
Ancak, bu kısır ve çorak dünyanın önünde bu söylem de boştu.
Sonuçta, Tanrı tarafından kabul edilen hiçbir cevap yoktu.
Tanrı Konuştu.
-Bu Tanrıdan bir emirdir, bundan sonra kimsenin yağmalayamayacağını ve kan dökmeyeceğini emrediyorum.
Bu sözler, [Yemin] oldu ve bu dünyanın mutlak değişmez bir yasası haline geldi.
o günden sonra, [Savaş] dünyadan kayboldu.
Ancak kendilerini mantıklı olarak nitelendiren nüfss birleşti ve tanrıya isyan ettiler.
Dünyada [Savaş] lar kaybolmuş olsa bile, hala [Çatışma] lar var-
Tanrı, bu durumda – En Zeki yaratıklar olduğunu iddia eden [On altı Irk]a Emretti; Düşünme yeteneğinizi, Aklınızı, Yeteneklerinizi ve kaynaklarınızı kullanarak bilgelik kulesini kurun ve kendinizi zekanız aracılığıyla kanıtlayın.
Tanrı kötü bir şekilde gülerek on altı satranç taşı çıkardı.
Böylece, [On Yemin] dünyaya geldi ve [Savaş] dünyadan tamamiyle kayboldu.
Tüm tartışmalar [Oyunlar] tarafından çözümlendi.
Tanrı Tek Yasaydı ve Tanrı’nın adı –TET’di.