No Game No Life - C1Bölüm 02-4
Steph, kaynayan suyun ‘Gulou Gulou’ sesi ile beraber izledi.
Söylemeye gerek yok, çay yaprakları kaynarken suyun sıcaklığı son derece önemli.
Çaya eşlik eden krep vardı.
İnsan topraklarında sadece şeker vardı bu yüzden çok uzun sürmüştü, bu yüzden aperitifler fazla değildi eksik.
Krep için şeker yerine tarçın kullanabilirdi, Yaptığından güvenle doluydu.
– Dilimlenmiş krep ile birlikte çay, tepsiye yerleştirildi.
“…… Tamam, fazla sorun olmamalı.”
Başarı duygusu hisseden Steph terini hafifçe sildi.
İyi bir iş çıkardığın için aferin.
“Erm, Ojou-sama.” (Hanım Efendi Demek)
Hizmetçi yaklaşma şansı bekliyormuş gibiydi.
“Ah, ne oldu?”
“Kabalığım için özür dilerim, ama Ojou-sama, ne yapıyorsun?”
“……… Gerçekten çok kabasın, neden böyle bir soru sordun?”
“Hayır, …….. s-sadece bize emretmiş olsaydınız, hizmetçiler olarak biz çay ve atıştırmalıkları hazırlardık, ama sen kelimenin tam anlamıyla bunu yaptın …………….. ve umutsuzca iyi yapmaya çalışıyormuş gibi görünüyorsun ……. ”
– ……………….S-siz?
Bunun üzerine merak etti: neden çayı kendi elleriyle hazırladı?
Böyle bir soru gündeme gelince kendi kendine başka bir senaryo ortaya çıkmaya başladı.
[Dur. Nasılda lezzetli. Steph, ev işinde çok iyisin, değil mi?)
Tıpkı böyle, Sora bir fincanı tutup gülümseyedi.
– … Puu, dee.
Kan, Steph’in aklını doldurmaya başladı.
“–HAHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH, ne yapıyorum!”
Diye bağırdı Steph ardından kafasını duvara vurmaya başladı.
“Neden kendimi kanıtlamak için yemek yapmalıyım?
Cesaret! O adam! Ona sadece bir bardak su yada yabani otlarla beraber bir taş vermem yeterli olur! ”
“Oj-Ojou-sama! Lütfen sakin olun!”
“Baş-baş hizmetçi! Oj-Ojou-sama’nın zihni bulanık!
Hizmetçi, Steph’in “BANG BANG BANG” seslerinden daha fazlasını üretmesini aceleye durdurdu
Bang, Konak kaos içindeydi.