No Game No Life - C2Bölüm 00-1
Öndeyiş
Ya birisi bir RPG’de açılamayan bir kapıya denk gelirse? Bunu hiç düşündünüz mü? ‘Eğer büyü kullanırsam bu kapıdan çok rahat bir şekilde geçmem gerekir’ ya da benzeri bir şey. Ama yine de geçemezsiniz? Neden? Kurallar yüzünden.
Oyunlar gerçeklikten farklıdır. Gerçeklik ve oyunlar arasındaki ayrımı yapamadığını iddia edenler var. Ama bazen onlar bile bir şeyin farklı olduğunu hissederler. Gerçekliği, gerçeklikten ayıranın gerçeklik olmadığını-muhtemelen bunu farkederler.
Sporların oyun mu yoksa gerçeklik mi olduğu hakkında birçok tartışma var. Ama konunun dışında
Oyunlar ve gerçeklik arasındaki farkın sebebi bundan daha temel.
Bu temel ”Kuralların kesinliliği”
Önceki örneği geri getirirsek, eğer kuralları yoksayıp gerçeklik çizgisinin ötesine geçersek bütün kapıları terettüdsüz bir şekilde yokedebilirsiniz.
Ya Dünya bir krizdeyse ve eğer uzaklarda bir yerde bir kapı açılmak için kayıp bir anahtara ihtiyaç duyuyorsa?
Anahtar elinde olduğu sürece kapının ardındaki her şeyi almak doğru ise, bu mülke zorla girmek olsa bile anahtar olmadanda aynısını yapmaman için hiçbir sebep yok.
Şeytan Kralının bile açamayacağı bir kapıyla karşılaştığınızda, neden sadece duvarı yoketmeyesiniz ki? Eğer süper sağlam kapıdan böyle geçerseniz gidip Şeytan Kralını şaşkın yakalayıp meydan okuyabilirsiniz.
Kapıya efsanevi bir kılıçla vurmaya devam etseniz bile en sonunda kırılan ve dökülen taraf duvardaki taşlar olacaktır.
Nasılsa, asla bu olmaz. Neden olmaz?
Çünkü o zaman ilginç olmazdı.
Evet, kurallar son amaca doğru giderken eğlenceli bir seyahat hazırlamak için vardır.
Satrançta bu Şah-Mat yapmak, Futbolda daha fazla gol atmak ve bir RPG’de son bossu öldürmek olurdu.
Bununla birlikte eğer son amaca erken gitmek için kuralları gözardı edip ortadan kaldırırsan bütün eğlence gider.
Daha fazlası, oyunlar ‘paylaşılabilen bir kesinliğe’ sahip– bunu şimdiye kadar görebildiğine eminim.
Gerçeklik– kazanma gibi bir duruma sahip değil.
Belli koşullar altında tamamen tamamlanan olaylar ya da düşmanları yenerek getirdiğiniz barışlar yok.
Çift, sonunda sonsuza kadar mutlu yaşamayacak.
Kutsanmış ya da şanssız, zengin ya da fakir, hepsi sonunda istinasız ”çıkmaz bir sonla’ karşılacak.
Daha fazlası, insanlar bu çıkmaz sonu değişitirmek için kendi kurallarını ve ”kazanma durumlarını” yaptılar.
Güç kazanıp biriktirmek, ya da konforlu bir hayat sürmek, çoktan kaybettikleri bir sonu ”kazan ya da kaybet” senaryosuna dönüştürmek için yapıyorlar.
Şimdi, hayal edelim.
Satranç oynuyorsun ve aniden rakibin kendi yararına saçma bir hamle yaptı.
Senin Şahını daha almadan, çoktan kazanmış gibi davranıyor.
… Peki ya bu? Onu yumruklamak istemez miydin?
Ya herkesin bu şekilde oynadığı bir oyun varsa?
Evet– bu gerçeklik olurdu.
–Oyunlar ve gerçeklik cidden farklı mı?
Şüphesiz,
Bu konuda Kendine güvenip kazandıklarını ilan etmek isteyenlere bununla cevap vermek isterim.