No Game No Life - C3Bölüm 01-4
Shiro boş yere baktı, kalp atışları durmadan yükseliyordu. ——
Tüm bilgileri topladı.
Abisi demişti ki —— [İkimiz her zaman biriz].
Öyleyse kendisi bu oyunda yarışmıştı —— hayır, oyun henüz bitmediğine göre, hala yarışıyordu.
Abisi demişti ki —— [Biz daha oyun başlamadan kazanırız]. Bu, bu durumun kasten oluşturulduğunu söylüyordu.
Abisi demişti ki —— [Biz bir Shounen manganın ana karakterleri değiliz].
Bu durum bir Shounen mangada olsaydı, Shiro’nun yetişkinlik çiçeği açardı. Tam on ikiden.
Sora olmadan bağımsız olacaktı —— ama abisi bu tür bir gelişmeyi kesinlikle [yasaklamıştı].
Abisi demişti ki —— [Biz bir sözle bağlıyız].
Bu demekti ki… İki kişi bir sayılıyordu ve tamamlanmış bir üründüler.
(…Tamamlanmış ürün —— yetişkinlik gerekli değildi!)
Başındaki zonklayan ağrıyı görmezden gelerek emretmeye devam etti. Düşün! Daha çok düşün——!
Bu durumun üstesinden gelmek gerekliydi.
Abisi demişti ki —— [Hadi Doğu Birliği’ni bitirmek için gerekli son parçayı da ele geçirelim].
Doğu Birliği oyununu daha ilginç hale getirmek için gerekli olan yapboz parçasını ele geçireceğine dair herkese söz vermişti ——
(Öyleyse—— bu… düşman kim?)
Abisiyle olan son anısından önce bazı muammalı kelimeler söylemişti.
O sefer, abisinin konuştuğu kişi —— kimdi? Kaç kez yeniden kontrol ederse etsin, kişi —— [görünmez]di. Neden görünmezdi? Neden abisi dışında varlığını saklamıştı —— bu durumda Jibril’in —— hafızasında —— bir şeyler —— olmalıydı —— yani——
(… Düşün… Düşün, düşün!!)
Shiro’nun nabzı ve düşünceleri durmadan hızlanıyordu —— o kadar hızlıydı ki duvardaki saat durmuş gibi gözüküyordu.
——buna rağmen, bu aşamaya gelmesine rağmen hala abisinin izini bulamamıştı.
Abisinin hareketleri her zaman iki ya da üç —— hatta bazen on yirmi kadar anlam katmanı barındırırdı.
Alışılmışın dışında yöntemler kullanır, emsalsiz taktiklerle kandırırdı.
Bu tür bir yaratıcılığın izini sürmek, tahrip edici düşünce gelişimi ve değişmez köşeleri kesmek imkansızdı.
(Öyleyse… Bunu yapmak için… Shiro yalnızca… Shiro’nun yöntemini kullanabilirdi!)
Başı sıkılıyormuş gibi hissederken bol bol ter dökerek ateşi yükselmeye devam etti.
——Tesirsiz değildi ama daha çok kaba bir hareketti.
Cevaba karar vermek için arta kalan anılarını, ipuçlarını ve alternatifleri kullanıyordu.
Onları üst üste eklemek binlerce ve hatta on binlerce ihtimalle sonuçlanıyordu ve bu ihtimallerin taklidini yapmak milyon ve hatta on milyonlarca durumla sonuçlanabilirdi.
——tüm durumları tek tek taramak, tartışmaya açık bir şekilde bir bilgisayara benzerdi.
Shiro’nunki kadar küçük bir kafaya tüm bunları zorlamak, o kadar yoğun bir ağrıya sebep oldu ki terler boşalmaya başladı.
Sonra —— ikinci el saatten ikinci bir tik sesi geldi.
Saatler geçmiş gibi hissederken beyninde bir kişi belirdi —— cevap zuhur oldu.
O kişiyle ilgili anı çok belirsiz olduğundan Shiro o kişinin ne görünüşünü, ne silüetini ne de sesini hatırlayabildi.
“…Kral elemeleri savaşında… Kişi savaşmıştı…”
İnsanlık için —— Elven Gard tarafından kullanılıyordu…
O kişi, kız ya da erkek, abisinin insanlığın parçasını ortaya koyduğunu duysa ne yapardı?
——Doğu Birliği, kazanılan yapboz parçası, Elflerden yardım almak —— izleyici.
“…Kura…Mi…!”
Abisiyle dövüşen kişinin ismi ağzından çıkınca tüm ipuçlarının tek tek birleştiğini hissetti.
Beyni aşırı çaba sarf etmişti —— Shiro bilincini kaybetti.
8 adım kaldı
Şunu onaylayalım… Ben Sora.
Shiro’nun abisi, 18 yaşında, bakir, bir NEET.
Farklı bir dünyadan geliyorum ——————bekleyin…
Tanrıya karşı olan oyunu kazanıp kardeşimle buraya geldikten sonra… Sonra ne oldu?
——Anladım, buraya geldikten sonraki hafızam çoktan [Alınmış].
Ancak, sıradaki soru —— bu oyunun amacı ne? Bu anı [alındıysa] —— her şey bitmiştir.
… ——
——Sorun değil, hatırlıyorum… [Hâlâ bana ait]. Gerçekten önemli gözüküyor, beklediğim gibi.
“…Ne demek istiyorsun?”
Bana soran, bir kızın sesiydi.
Çoktan görüşümü kaybettim, o yüzden onu göremem ama —— sesini duydum.
Anlaşılan ismi… Kurami Zierh.
Elf ülkesinin——Elven Gard’ın kuklasıydı ve bu oyunun arkasındaki rakipti. “Hıhı, noldu?”
Tamam, anlaşılan hâlâ ses verebiliyorum.
“Rol yapmayı kes, sen —— kasten kaybediyorsun?”
Kör olma durumunda, parçayı hareket ettirmek için hâlâ sesimi kullanabiliyorum.
En azından hiç hata yok… Her şey düzgünce ilerliyor. “Hayır? Böyle giderse, kazanacağım.”
…Bu doğruydu.
Bu özgüven dolu cevap için çok az kanıt vardı. Kendimin bile bir dayanağı yoktu.
“——Anlıyorum, seni dürtükleyen şey, senin daha çok anını görmem, hı?”
Kesinlikle —— bu, bu tarz bir oyundu.
Kaybettiğin şey rakibine gidiyordu.
Bu dünyaya geldikten sonrasına dair hafızam olmadığına göre muhtemelen Kurami’deydi.
“…Sen [ülkemden bir casus değilsin] —— evet, bunu anlıyorum.”
Neler olduğunu anlamasam da, o anlamışa benziyordu. Sonra kız devam etti:
“——Böyle giderse kaybedeceksin, varlığın çalındı, var olduğun gerçeği bile kaybolabilir ya. Yaniiii, bu olmadan önce planın ne?”
…Bu sana söyleyemeyeceğim bir şey.
Çünkü bu oyunun gerçek amacı bu.
“Neden soruyorsun? Hafızamdan cevaplarını alman daha iyi değil mi?”
Evet —— çünkü bu, bu tür bir oyun.
“…Pekâlâ, öyleyse istediğin gibi yapıp her şeyini alacağım.”
Bir öksürük duymasıyla Kurami oyun tahtası üzerinde hareketini yaptı.
O sesten ve rakibinin yaptığı hareketin resminden —— Sora sessizce gülümsedi.
“——N… Ne var?”
Kurami bağırdı, hayır, çığlık attı, tüm vücudu donmuştu. —— Aynı zamanda, kalbimden bir şey yok oldu. Çığlık atan kişi —— O kimdi?
——Tamam, doğrulayalım.
Ben… Sora, Shiro’nun abisi, sonra… Sonra ne? “————!?”
Tüm vücudum yarılarak açılıyormuşçasına, tanımlanamaz bir soğuk beni çarptı.
Ben kimim?
Neredeyim? Nereden geldim? Vücudum nerede?
Yavaşça olmadığım biri olmak —— bu his [Dehşet]e yakındı.
Hislerim yavaşça, tek tek aşınırken, dayanılamaz dehşet, dişlerimin kontrolsüzce titremesine yol açtı.
Beynimin bağırdığını duyabiliyorum:
[Bu beklendiği gibiydi, plana göre gidiyor.]
——Yavaşça kaybolan bu dehşet, plana göre mi gidiyor?
Şaka mı yapıyorsun? Bu dehşet plan sayılıyorsa, bu kibir değil mi?!
Bu dehşette, ruhumun parçalanmadan kalması mümkün müydü ki acaba——
“…Nii…”
Ama bu buz gibi, mutlak sıfır esinti—— “…Shiro burada…”
Yalnızca şu kelimelerle, kolayca eridi. “—— Evet… Kesinlikle.”
Ben… Sora, kız kardeşimin gurur kaynağı —— Shiro’nun abisi.
Şu anda—— evet, bir oyunda kaybediyorum ama bu zafer için.
Hepsi bu, bunu hatırladığım sürece hiçbir sorun olmayacak.
Kalbimi çelikleştirirken dişlerimi sıktım, sohbeti kestim. Sonraki parçayı yerleştirmek için —— ağzım yavaşça açıldı.