No Game No Life - C3Bölüm 03-11
Çevirmen: Sumire & Redaktör: Fri
■Oyunda■
“——Huu! —— Huu!.. Huuuuuuuu…” İzuna, İno’nun sesini duyamadı.
Ancak ikisini de indirdiğini biliyordu, o söylemese bile.
Hareketsizce yerde yatan iki insanı gördüğü için değil, [Onlar indirildi] diyen [Sezileri] yüzünden.
İzuna’nın sergilediği Werebeastlerin sınırını aşan hareket, fizik yasalarını zorla büküyordu.
Kalp atışlarını yavaşlattı, kalbinin normal fonksiyonlarını döndüğünden emin oldu.
Fizik yasalarını hatırlayan vücudu aniden şiddetli bir acı duydu.
——vücudu ağırlaşmıştı, umutsuzca kendine gelmeye çalıştığında bile nefes alışları yerine gelmemişti.
Kasları yırtılmış, kan damarları çatlamış ve sinirleri erimişti ——
[Kötü]nün kelime anlamı, İzuna için çalışıyordu.
Ama sorun değildi, çünkü bu, bunu yapmanın bedeliydi.
Böylece ——
“…Kazandım-desu…”
İzuna ayağa kalkarken acı içinde konuştu.
Bakışları hareketsiz Sora ve Shiro’ya takıldı, bir şeyler söylemeye çalışıyor gibiydi.
—————————————— Pat.
Çok basitti.
Çok ani ——
Mermi… İzuna’nın elini vurmuştu. “…Hı?”
…İzuna olduğunu söyleme——
İzleyici halk dahi… İno, Kurami, Fii bile.
Herkes şaşkınlıkla çığlıklar atarak İzuna’nın arkasına baktı ——
İzuna’nın vurulduğu tarafa.
O taraftaki…
Bir NPC(kızın) sırtına tutunan, gözleri kapalı, uzatılmış elinde tuttuğu silahla——
“…Sora, Sora, bö-böylesi iyi mi? Şimdi gözlerimi açabilir miyim?”
Steph oradaydı.
Evet, İzuna [Altıncı hissi]yle dahi fark edememiş ve saldırıdan kaçınamamıştı.
Aynen Sora’nın dediği gibi, herhangi bir şeydeki gelişme için önce bilgi elde etmek gerekir.
Böyle bir hile kullanmak, büyü ve sıra dışı kullanıcıların etkinlik alanıydı.
Shiro’nun parkta yazıp durduğu formüller —— İzuna’yı yenmek için değildi.
NPC(kızların) gezinme rotalarıydı —— [Gezinme algoritması], böyle şeyler İzuna için hiçbir şey ifade etmiyordu.
Yani —— [(aşkın gücü) enerjisi]ni gezinen NPC (kızları) çekmek için kullanacak hesaplamalar. Shiro başka bir planın kullanımını hesaplıyordu.
Savaşın başından köşeye sıkıştıkları ana dek, Shiro’ya karşı olan savaşta kullandıkları taktikler, taktiksel bir hesaplamanın ürünüydü.
Oyunun başından beri, baştan sona Shiro’nun hesaplamaları —— bu anı yaratmak içindi.
“…[Altıncı hissinle] bile, bu aklına gelir mi?”
[Yenilgi] kelimesi, oyunun sonunu belirtmek için belirdi. Her şeyin bitmesiyle, Shiro ve Sora ayağa kalkıp konuştular:
“Shiro’nun, Jibril’in mermisini saptırmak için kullandığı mermi. Shiro’nun vurmaya niyetlendiği kişi sen değildin ——“
“…Aşağıda…”
“NPC(kızın) sırtına tutunmuş, gözleri kapalı taşınan —— Steph’ti.”
Bu kelimeleri duyan İzuna şaşkınlıkla gözlerini açtı. Görüş alanında, merminin vuracağı kişi kendisiydi.
Sektiği için İzuna’ya doğru gelen mermi —— Jibril’inkiydi.
Sekmenin, onun görü alanının dışında olması gerekliliği, savuşturulamayacak bir saldırı yaratmak için değildi ——
İzuna’nın hedefi görmesini engellemek içindi? Oyundan önce, Sora, Steph’e [Özel bir lanet] vermişti.
Ve bu da ——
“Shiro’nun yere yazdığı emirlere uy ama o anını kaybet —— Yeminlerle buna bağlan.”
Sora buruk bir gülümseme takındı.
“Bir NPC (kızın) sırtına tutunma durumu, İzuna’ya saldırmak için [10 saniye sonra aşkın gücünü geri yerine koy] ve [Hisara doğru gel] … Böyle bir formül, Shiro’ya bile zorluk çıkarır.”
Steph’i ikna etmek, o farkında olmadan onu İzuna’ya doğru getirmek.
O anlarda, Sora, Shiro’yu sahteden vuruyordu.
İzuna’nın o anda saldıracağını tahmin edip Jibril’in de yardımını aldılar.
İzuna’nın safına çektiği Jibril’in atışını kullanmak, hepsi plana [dahildi].
“NPC (kız) taşımak zorunda olduğundan, adım sesi yok; anılar olmadığından öldürme niyeti yok; [Kontrol] edemediğinden bilinci yerinde değil. Ama kurallara uyarak, yalnızca hareketleri yerine getirdi. Steph’in varlığı oyunun başından itibaren yok olmaya başlamıştı —— İzuna’nın yorulmasına izin verip atışı yapmak için ihmalkar bir anı kullanmak…”
Sora [Tahmin etsen bitmişti]yi vurgulayıp güldü.
“——[Altıncı hissin] bile bunu bilemez, değil mi?”
İno ekrana baktı, içten içe çığlıklar atıyordu.
(İmkansız! Böyle bir şey artık [Plan] olmaktan çıkar! Bu ——!)
Ama, onunla alay edercesine, Sora’nın ağzı yukarı doğru kıvrıldı.
“[Bu geleceği tahmin etmek değil mi?] —— düşündüğün bu, değil mi? İhtiyar.”
(Ne——!)
Sora sırıttı, aynı anda Shiro da gülümsüyordu.
“Sen —— ~~ kalp atışlarımızı izleyip İzuna’ya rapor veriyordun, değil mi?”
——Ortaya mı çıkmışım? Hayır!
Bu kadar basit değildi, gerçi bu gerçekten her şeyi açıklayabilirdi.
[…Anlıyorum, demek kullanıldım…]
İzuna çakmıştı, Sora’nın dediği gibi ——
“Evet —— Nihai sonuca ulaşmanın iki yolu vardır.”
Bu, taktiksel hareket ve uyumlu harekettir.
Her oyunda bu iki şaşmaz kural geçerlidir.
“Hep ilk adımı atarız ama hepsi bu. Sen, ilk adımı atanın sen olduğunu sandın ama senin hareketlerini kontrol ettik —— yani sonuçlar [Kaçınılmazdı], [geleceği tahmin etmek] değil.”
“Değil mi, Shiro?”
“…Hıhı.”
“Neden son değişkende [Nii] yazılıydı? Baştan sona kadar bilincin yerinde olduğuna göre, bunu önceden öngörebilirdin, değil mi?”
“…Yalancı… İçimi okumadınız…”
Kalpleri izlenmiş ve sahte atış yapmış olsalar da, psikolojik değişiklikleri sahteden yapamazlardı.
Yani —— Shiro bunun üstesinden gelmeyi başardı, rahatlamış bir haldeyken durumu kıvırdı.
Ciddi bir savaşta bile kazanamamak konusunda özgüvenli olmak. Birinin niyetinin okunabileceğine inanç. “…Böyle biri…”
Kesinlikle bir [değişken] olabilir.
Aklını kullanmaya başladığı günden, başından beri, bugüne dek —— Shiro’nun bildiği güvenilebilecek [Büyü sayısı] birdi.
“…[Nii] dışında… kimse…”
Sora’nın yapamadığını Shiro yapabilir. Ve —— tam aksi.
Sora gülümseyerek konuştu.
“Evet, [Savaşta] dövüşmek zorunda değiliz.”
“İnsanların kendince halletme yolları vardır, bir aslanla çıplak elle dövüşme durumunda aslana veririz gider.”