No Game No Life - C3Bölüm 03-5
Çevirmen: Sumire & Redaktör: Fri
——oyunun başlangıcı.
İno bir kalabalığa elçiliğin ilk katına kadar eşlik etmişti.
Elçiliğin birinci katını komple kuşatan kocaman bir salondu.
Dört duvarın her birinde dev ekranlar vardı.
Yer, İmanity’nin kaderine karar verecek olan oyunu şüpheli gözlerle izleyecek olan yüzlerce —— hayır, binlerce insanla doluydu.
Sahnede ekranın karşısında siyah bir kutu vardı —— yanında da 5 koltuk.
“…”
Koltuklardan birinde sessizce oturan —— rakipleri, bir kızdı.
Elkia’daki Doğu Birliği elçiliğinin büyükelçisiydi.
Tilkimsi kulakları, siyah saçlı Werebeast —— Hatsuse İzuna.
Kızın gözleri kapalıydı, konsantre oluyor gibiydi, önceki yakınlıktan eser yoktu.
“…Lütfen buraya oturun.”
İno’nun sevk etmesiyle Sora, İzuna’nın yanına oturdu, onu da Shiro, Jibril ve Steph izledi.
Oturduklarını onayladıktan sonra İno, İzuna’nın yanında durup elindeki dosyadakileri saymaya başladı.
“Öyleyse —— [Kuralların içeriğini onaylayarak] başlayacağız.”
Birilerinin yutkunma sesi duyuldu.
“Doğu Birliği [Bölgelerindeki her şeyi] ortaya koyarken, Elkia [Irk parçasını] ortaya koyuyor —— Yani, insan hakları, bölgeleri ve ıvır zıvır her şey. Doğu Birliği temsilcileri, Elkia’nın iki kralı ve arkadaşlarıyla, toplam 5 kişi olacak —— Bu Doğu Birliği oyunu 4’e 1 oynanacak.”
Rakip talepleri dinledi —— 4’e 1 kısmı da dahil, bu da Sora’yı gülümsetti.
——tabii ki bu, rakibine reddetme şansı bırakmadığı içindi.
“Doğu Birliği’nin ek bir isteğiyle, [Bu oyundaki herkesin anıları]nın silinmesi isteğiyle, bu tüm İmanity’yi etkileyecek, yalnızca katılanları değil.”
İno, donuk bir tonla okumaya devam etti.
“Ek olarak, oyunlar başladığında kurallar açıklanacak. Kurallar açıklanıp hafızaların silinmesiyle son bulduktan sonra oyun geçersiz sayılacak —— bu şartlar tamam mıdır?”
——şok edici bir şart.
İddiaya girdikten sonra mı ancak oyunu öğreneceklerdi?
O kadar ağır şartları saydıktan sonra özellikle [bu şartlar tamam mıdır] diye sorulması?
[Bu şartlar tamam mıdır?] izleyicilerin sormak istediği de buydu.
Ancak, Sora rahatlamış bir yüz takındı.
“Evet, sorun yok ama açıklığa kavuşturulması gereken iki husus var.”
Bu sırada, İmanity’nin kralı—— Sora cevap verdi.
Kaybetsek bile, unutacağımız şey —— [bugünkü oyunun anıları]. Anılarımızı almak için kaybetmemize zorlayacak imkansız bir oyunda karar kıldıysanız, o tür bir beklentiden vazgeçmelisiniz, çünkü zaman kaybı olur.”
İno’nun gözlerinin içine bakarak konuştu Sora;
“İkinci husus ise, [Oyunda bir kötüye kullanma olursa, açığa çıktığında yenilgi kesindir] —— bu, [On kural]dan biri, o yüzden lütfen bu noktayı unutmayın. Tamam, geriye başka sorun kalmadıysa lütfen acele edip başlat.”
…Çok kolay.
Doğu Birliği’nin ayarladığı ilk tuzağı Sora görmüştü.
Sora, zaferin kesin olduğunu belirten bir ifadeye büründü.
Bölgedeki herkesin gözleri kilitlenmişti.
İno ve İzuna artık, oyunun içeriğinin görüldüğünü biliyorlardı.
İkisinin de yüzü farklı nedenlerle asıldı.
“…Öyleyse onayınızı almalıyız —— başlamak için, kurallara yemin edin.”
Bunu duyurduktan sonra Sora Ve Shiro ellerini kaldırdılar. Jibril tereddütsüzce, Steph ise korku ve tereddütle ——
“”[Acciente].””
“[Acciente]-desu.”
İmanity’nin temsilcisi, Sora ve Shiro da, rakipleri Doğu Bilriği’nin büyükelçisi Hatsuse İzuna da.
——[On Kural]ı taahhüt edip ortak beyanda bulundular.
“Öyleyse, Shiro, elimi bırakma!”
“…Nii de.”
Birbirlerinin ellerini sıkıca tutarak Sora koltuğunda geriye yaslandı ve şöyle dedi:
“Tamam —— oyunu başlat.” “…Öyleyse başlayalım.”
İno siyah kutuyu kontrol ederken konuşmuştu —— muhtemelen gücü açıyordu.
——Kıtadaki en büyük üçüncü ülkenin tüm bölgesine karşı İmanity’nin iddiaya girdiği bir oyun olduğu söylenebilirdi.
Endişe, kafa karışıklığı, umutsuzluk, sayısız duygu birbirine girdi, binlerce seyirciyle dolu olan salon sessizleşti.
İzuna’ya bakarak Sora şunları söyledi: “Bir şey diyeceğim, İzuna.”
“…Ne var-desu?”
İzuna bir anlığına tereddüt etti, oyun başlamak üzere olduğundan rakibe cevap verip vermemek konusunda.
Ancak, Sora bakışlarını ekrana dikti, ve sıradan bir şeymiş gibi bir cümle kurdu…
——İzuna bu cümleleri duyduğu için pişman olacaktı. “Oyun oynarken [mutlu] hissettiğin son sefer ne zamandı?”
Bu cümleyi duyduktan sonra, ekran siyaha boyanmadan önce İzuna’nın düşünecek vakti olmadı ve ——
——Sora ve herkesin bilinci ekrana emildi.