No Game No Life - C4Bölüm 00-0
Okyanusun ötesinden daha uzakta…
Ulaşılamaz uzaklıklarda, «peri masalından» bir parça—
Orada güzel bir prenses vardı.
Ay’ın bile hayran kalacağı altın rengi saçları vardı.
Parlayan gözleri yıldızları gölgede bırakabilirdi.
Muhteşem sesi kuşları bile kıskandırırdı.
Güzelliğinin şöhreti yedi kıtaya yayılmıştı.
Dünyanın dört bir yanından gelen erkekler prensese evlilik teklif etmeye devam ediyordu.
Prenses dedi ki:
“Her kim bana dünyanın en iyi hediyesini verirse, sevgimi ona vereceğim.”
Böylece birçok kişi göz kamaştırıcı hazineler teklif etmeye geldi.
Söylemeye gerek yok, bunlar altın ve mücevherdi.
Prensese yüzlerce toprak parçası, binlerce kale ve on binlerce köle de getirmişlerdi.
Fakat prenses bir nebze dahi hoşnut olmamıştı.
“Daha güzel, daha değerli şeyler istiyorum.”
Ve daha nice benzersiz hazineler gönderildi.
Dünyaları sunan eşsiz aşk yeminlerinden bahsetmeye bile gerek yok.
Dünyada başka örneği olmayan gizli hazineler aldı, tanrılar arasında bile sahip olunmayan göksel cisimler.
Ama prenses hala memnun değildi.
Ne kadar güzel olursa olsun, prensesin güzelliğine rakip olamazdı.
Ne kadar severse sevsin, prenses için özel tahsis edilmiş gibiydi.
Ne kadar değerli olursa olsun, prenses bu hazinelere zaten sahipti.
—Dünyada prensesi etkileyebilecek bir şey kalmamıştı.
Buna rağmen, prenses şöyle dedi:
“Kimse yok mu beni şaşırtabilecek bir hazineyle gelen?”
—Bir güne kadar her şey böyleydi.
Bir prens, prensesin huzuruna çıktı.
Prensesin şimdiye değin tanıştığı tüm erkeklerden farklıydı.
Genç ve güçlüydü ama kötü giyimliydi.
Herhangi bir hazine taşıyor gibi de görünmüyordu.
Ama prens “küçük bir hazine” verdi ve şöyle söyledi:
“Prensese daha önce hiç görmediği bir hazine vereceğim”
Prensin ne verdiğini gördükten sonra —dünyanın en güzel hazinesi.
Prenses hayretler içerisinde kalmıştı.
Böylece söz verdiği gibi sevgisini prense verdi.
Ve bu hazine—
……
“—Bu oydu! ‘Gerçek aşk’!”
«O» elindeki kitabı kapattı ve çığlık attı.
Böylelikle, «O», ‘gerçek aşkını’ aramak için, uzun mu uzun bir uykuya daldı.
Peri masalındaki prensin “küçük hazine” ile birlikte ortaya çıkacağı günü beklemek için.
—Kendi yaptıklarının sonuçlar üzerindeki etkisini dikkate almaksızın.
… «Onun» okuduğu hikaye gerçek bir «peri masalıydı».
Fakat «Onun» peri masalı için derin bir uykuya dalması bir «peri masalı» değildi.
Okyanusun ötesinden daha uzakta, öyle uzak ki 800 yıl önceydi—
Haddini aşan herhangi biri bu saçma —’tarihe‘ gülerdi.