No Game No Life - C4Bölüm 04-1
Bölüm 4 Çılgın Kart/Aptal
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
Çevreleyen alan patladı.
Ve gerçek dünyadan izleyen Amira darbeyi hissetti.
“…Eh?”
Plum ve Amira herkesin hayal dünyasından kopup uyandığında şok olmuşlardı.
Şaşırmaları işten bile değildi çünkü Jibril sadece iradesi ile kan içen onlarca Dhampir’in inşa ettiği büyüyü kolayca parçalamıştı.
Sora’nın ayağa kalkarken söylediği şey yüzündendi.
“-Pekâlâ, şah ve mat, biz kazandık.”
“…Eh, bunun hakkında Amira durumu pek anlamadı~ ☆”
Amira gergin gülümseme ile konuştu.
Ancak Sora ve Shiro saoğukkannlı bir şekilde konuştular:
“…Kurallar. [Kaydet ve Çık] …yapamayacağımız söylemiyordu…”
“Diğer bir değişle, hepimiz reddedilene kadar oyundan çıkamayacağımızı söylemediniz bu yüzden şimdilik oyundan [Çıkmamızda] bir problem olmamalı… [Kuralları] mümkün olduğunca desteklemelisin, biliyorsun!”
Sora sabırsızca cevap verdi ve yeni uyanmış herkesle konuştu:
“Pekâlâ, Jibril burada işimiz bitti bu yüzden havayı geri getir.”
“-Emredersiniz.”
Jibril soğukkanlı bir şekilde parmaklarıyla bir büyü taslağı çizmeye başladı.- Aniden, İmparatoriçenin odasına kuvvetli bir rüzgâr hücum etti.
Bir anda su bölünde ve odanın içine- hava dolmaya başladı.” …Eh…?”
Plum ve Amira tamamen hayretler içinde izlerken Jibril hafifçe gülümsedi.
“Beni mazur görün…Daha önce bir balona sıkıştırdığım havayı orijinal haline geri getirdim.”
Odanın içindeki hava genişlemeye, ittirmeye devam etti ve ayrılan sulara çarptı.
“-Cough-! …Phew…ugh…hah…”
-Daha önceden rüyada olduğu için hiçbir şey diyemedi.
Daha önceden sessiz kalmayı tercih eden Miko aniden sanki acı çekiyormuş gibi bir ifade yaptı.
Uzun bir süre sonra ilk kez havayı soludu, omuzları gülüyormuş gibi yukarı aşağı hareket etti.
Bir anda kan kırmızısı vücudundan buhar yükselmeye başladı.
-Delikanlı gibi gibi gerçeyi açığa vurdu.
“Normalden yirmi kat fazla olan su basıncına kan ve etimizin bu kadar süre maruz kalması… [Kan Yıkımı] kullanmaktan bile fazla rahatsız ediyor.”
Miko çöküşün eşiğindeymiş gibi görünüyordu, zorba acıdan özgürleşiyormuş gibi bir tepki gösteriyordu.
Ancak, iradesini güçlendirdi bağdaş kurup oturdu ve gülümserken elleriyle yüzünü tuttu.
“-Eh?”
Plum, Amira ve Steph neler olup bittiği ile ilgili olarak bir ipucu bulmuştu.
Sora onlara hiç aldırış etmedi ve bunun yerine sanki maske takıyormuş gibi duygusuzca devam etti:
“- [Su basıncı yüzünden kan vücutta akamıyor]- Eğer [Kan Yıkımı] kullanmamış olsaydı bile fark edemezdik bu yüzden kalp atışlarımızı dinledik-çok teşekkür ederiz Miko-san, hükmü bize bırak lütfen.”
Miko’nun ifadesi…
“…Gerçekten etrafındaki insanlara emir vermeyi seviyorsun… ah, boşver.”
Miko kalbinin derinlerinte [İyiki bu insanlar bizim yanımızda] diye geçiriyordu ve ince bir gülümseme ile yanıtladı.
“Oradaki Siren- İmparatoriçeyi uyandırmak istemiyor.”
-Bu sözleri duyan Amira, gözle görülür şekilde sarsıldı.
Ve sonra… bir sonraki cümleyi duyunca, olduğu yerde dona kaldı.
“Sırada, Sora’nın tümden gelimi var- İmparatoriçe’nin [bahsine] uyumakla ilgili olan herşey yalandı- ah~ ve…”
Plum ve Amir’nın tepkilerini görünce, gerçekten çok mutlu oldu ve acı bir şekilde güldü.
Miko yavaşça Sora’ya baktı ve devam etti:
“Onun tipi olman, yakışıklı bir adam olmanla ilgili tüm bu şeyler, hepsi yalandı.”
“Bunu uzun zaman önce çözdüm- …kahretsin.”
Miko tepkilerini görünce neşeyle güldü.
Ve sonra- Plum ve Amira’ya bakıyordu.
“…Gerçekten denizde olmamızın duyularımı engelleyeceğini mi düşündün?”
Acı konuştu ama dalganında dibine vurdu ve yüzünde çarpık bir gülümseme belirdi.
“-Werebeastlerin [Temsilcisi (En güçlüsü)] olmam sadece lafta değil, biliyorsunuz.”
Sora ne kadar kırıldığını göstermek için oldukça zorladı ve uzaklara baktı.
“Evet, ustam bu benim içinde geçerli.”
Jibril kibarca Sora’nın önünde diz çöktü ve ona bakarken cevap verdi.
“Plum’ın büyüsü imparatoriçenin diğerlerine âşık olmasını sağladığı için aslında düzgün çalıştı.”
-Daha sonra- Plum’ın donma sırası gelmişti.
“Düzgün çalıştığından hiç kuşkum yok ve imparatoriçe gerçekten etkilendi.”
-Sahte olma ihtimali var mıydı?
Sora sözsüz olarak ondan onayladı ama Jibril güldü ve cevap verdi:
“Lütfen endişelenmeyin, Miko-sama’nın üzerinde deneyimleme amacınız bu değil miydi?”
Sora bir gülümsem ile ona cevap verdi ve son olarak- Shiro’ya doğru döndü.
Herhangi bir sözlü iletişime ihtiyaçları yoktu-
“…Mm… herşeyi… ezberledim…”
-Sadece bu cümle ile abisinin tüm isteklerine yerine getirdi.
Sora herkesin yanıtlarından memnun olduğu için başını salladı.
Yüzünde hala neşeli bir gülümseme vardı.
Ancak bu gülümsemenin üstüne- onun yüzünde uğursuz bir gölge belirdi ve inanılmaz derece keskin bakışlara sahipti.
Herkesi uğursuz bir canavarla konuşuyormuş gibi hissettirecek bir bakışla konuştu:
“-Hey siz, Dhampirler ve Sirenler (Sizi piçler), gerçekten bizi [yemek] olarak kullanmayı mı düşündünüz?”
Bu sözleri duyan Plum ve Amire’nın bakışları birazcık değişti.
Bu tür şüpheli eylemlerin Sora tarafından fark edilmeyeceğini sanıyorlarsa yanılıyorlardı- Ki öylede oldu-
“Eh? Huh? Um, burada neler oluyor?”
“…?”
Steph ve Izuna hala neler olup bittiğini anlamamıştı.
Boş boş diğerlerine bakıyorlardı.
Ama Sora daha fazla açıklamak istemiyordu ve bunun yerine ellerini çırparak ayrılmak için arkasına döndü.
“Pekâlâ, geri dönüyoruz, Jibril bizi sahile götür.”
“Emredersiniz.”
Jibril kanatlarını açtı ve halesi dönmeye başladı, herkes aceleyle ona tutundu.
“Eh? Um! L-Lütfen bekleyin!”
Plum aceleyle koştu-
“Sen oldukça riyakârsın, (iki yüzlüsün demek) Dhampir- şu aciz kız (Kurban) rolünü yapmayı bırakabilir misin artık?”
Onu karşılayan şey- Sora üşüdüğü için zayıf bir gülümsem oldu.
-Amira konuştu.
“Eh~? Ino-sama~ [Hala burada] ~! Bu kadar erkenden ayrılmak gerçekten iyi mi~♥”
Amira’nın yanında Ino hareketsiz yatıyordu ve herkes ona baktı.
Izuna huzursuzca Ino ve Sora’ya bakmaya başladı-
Ama Sora kayıtsızca cevapladı:
“Evet, böylesi iyi.”
“Çünkü… Ino’ya bir şey yaparsanız-olacakları çok iyi biliyorsun, değil mi?”
Amira’nın gözleri şaşkınlıkla büyüdü ve Sora alav ederek güldü.
“Önümde aptal gibi davranmanız- Başkalarını küçümsemekte bir sınırınız olmalı, yabancı.”
Sora arkasına döndü.
“-Geri döneceğiz, Sirenler ve [bizi] küçük görme gafletinde bulunduğunuz için bir bedel ödeyeceğinizi unutmayı-Gerçekten harika!”
Jibril onları ışınladığında orada sadece Ino ve Amira kaldı.