No Game No Life - C5Bölüm 00-1
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
Başlangıç
“Şu anda 7 milyardan fazla oyuncu çevrimiçi! Sonsuz olasılıkların geleceğine ilerle- Kendine ait olan bir hikâye yarat! “
…Gerçeklik.
Daha geniş bir perspektiften bakıldığında değerli hayatlarımız bir oyundur.
Sadece çekici bir slogan duymak bizi bunun bir parçası olduğumuzu hayal etmeye itiyor.
Bu oyunun tam adı “Hayat”, ömür boyu süren epik bir oyundur.
Oyun başladı.
İlk önce, ebeveynlerinizle iş birliği yaparsınız ve karakter özelleştirme süreci otomatik olarak başlar.
Babanızdan, annenizden ve diğer birçok kişiden dokunaklı bir açılış sahnesi kutsaması aldıktan sonra, sonunda ana karakterinizi kontrol etmeye başlarsınız.
Kontrol alışması biraz zaman alsa da sonunda öğrenirsiniz ve bir sosyal rekabet merkezinin içine girersiniz- Okul.
Bu oyunun geçtiği yer- Dünyadır.
Bu devasa haritanın bir yerine atılırız ve devasa bir sandbox oyunla yüz yüze kalırız. Sloganı görürüz ve hemen bağlanırız ama hemen fark ederiz– (**Sandbox: Oyuncuların minimum sınırlama ile sanal bir dünya içinde dolaşmasına ve değiştirmesine izin verilen oyun türü.)
—“Biz kandırıldık.”
Sonsuz olasılıklar- Peki bu beyan yanlış olmayabilir.
Ama kimse bu oyunun kilit noktasının kendi yolumuzu kendimizin yapacağını söylemedi.
Yetersiz karakter seviyesi, deneyim puanları, ödemeler ve ortaya çıktığın bölge gibi dezavantajlardan bahsetmiyorum bile.
Görünüşe göre bu sonsuz prangalar oyundaki özgürlüğü harap ediyor.
Ancak, çok çalışmaya devam ettik.
Hayali slogana güvenerek sürekli düştük ve kalktık.
Sonsuz potansiyelimiz olduğuna inandırıldık.
Bu yüzden, günlerimizi seviye atlatmak, çiftçilik yeteneklerini geliştirmek ve para kazanmakla geçirdik.
[Yetenek] ve [Nitelikler] nedeniyle sağlanan haksız koşullar ve rastgele karakter kişiselleştirmesi ile gelen beceriler hakkında şikayetlerimize rağmen pes etmedik deneyimimizi arttırmak için [Çabaya] güvendik ve hiç durmadan çalıştık- [Hayat] bu tür bir oyundur.
Bu gerçekten de kalbe dokunan ve onu motive eden bir hikâye değil mi?
-Ama bunun hiçbir anlamı yok.
Puanınız ne kadar yüksek olursa olsun bu oyunu asla kazanamazsınız.
Bunun nedeni seviyen, deneyim puanın ve ödemelerin tavana ulaşmış olsa bile yine de acı çekersin- bu durumda toplumdan dışlanırsın.
Neden?
-Çünkü [Çok fazla çaba] harcamışsındır.
Çünkü [Çaba] ile elde edilmiş bir şey olsa bile diğerleri elde etmeninin tamamen haksızlık olduğunu söyleyecektir.
[Başkalarının yapamayacağı bir şeye sahipsen] hiç şüphesiz bunun haksızlık olduğunu iddia edeceklerdir.
Bu nedenle, [Cezalandırıldık.]
Yedi milyar diğer oyuncu bizi zincire vurdu.
Bu noktada, kafamızda bir fikir belirdi—Bu oyunda gerçekten özgürlük var mı?
Hangi seçimi yaptığımızın bir önemi yoktu, hala toplumdan, diğer oyunculardan ve tanrı bilir nerededirler tarafından eleştirildik.
Eleştirileri kabul edip oyuna devam etsek bile bir kez daha başarıya ulaştığımızda aynı kader bizi bekleyecekti.
Geriye baktığımızda, fark ettik…
Eylemlerimiz serbest irade ile gerçekleşmiyordu.
Yürüdüğümüz yol, yalnızca diğerlerinin dilekleri ve emirleri kombinasyonu ile inşa edilmiş önceden ayarlanmış bir yoldu.
Sadece [Başkaları tarafından inşa edilmiş bir yolda yürüdüğümüzü] fark ettik.
Yalnızca şüphelerimiz onaylandı.
Hata yok, [Yaşam] denen bu büyük aldatmaca, şüphesiz ki büyük ve geniş bir sandbox oyundu.
Mesel şu ki- Oyuncuları biz değildik.
Bu yüzden bilinçsizce kafamızı indirdik ve ellerimize baktık.
-Sonsuz fakat son derce küçük ipler bağlanmış ellerimize baktığımızda şüpheler onaylamalar dönüştü.
Bu yüzden bilinçsizce etrafımızı araştırdık.
-Çevremizdeki sonsuz fakat küçük iplerle çevrelenmiş insanlara baktığımda onaylamaları kavradık.
Başlarını sallayıp gıcırtı seslerini duyduklarında, oyuncu kardeşler fark etti.
Aslında tüm oyuncular bir kuklaydı. Herkes bir başkasına bağlıydı ve [Yaşam] olarak adlandırılan bu oyunda önceden belirlenmiş rollerini yerine getiriyorlardı. Tıpkı bir kukla gösterisindeki kuklalar gibi- NPC’ler gibi. (NPC: No Player Character oyuncu olmayan karakter demek. Bilgisayarın kontrol ettiği yapay karakterler.)
Yani yukarıdakileri anlattıktan sonra size tek bir soru sormama izin verin.
“Ne için yaşıyorsunuz?”
-Bu sorunun cevabı kendi özgür iradenizden mi geliyor?
-……..
-Bu bir [Kukla (NPC’nin)] gözünden dünyanın nasıl göründüğünün tasviridir.
[Kukla] oyunda geçen on yıllık süre boyunca bu gerçeği hiç sorgulamadı.
[Kukla] ruhsuzluğundan dolayı bu gerçekle karşılaştığında ne endişe ne de kaygı hissetti.
Tıpkı [Kukla Tapanlar] gibi diğerlerinin yüzüne bakar ve gerçek olup olmadıklarını bilmesek bile [İnsan Oyunculara] isteklerde bulunuruz.
Tüm bu dualar numaraların bir gün insanlığın bir çeşit fayda sağlaması için.
-O güne kadar.