No Game No Life - C5Bölüm 00-4
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
“Kurami~ Kendi payıma düşeni yaptım~”
Fii Nilvalen vücudunu balkondan sarkıttı ve avluya el salladı.
Aniden-Ona karşı bir düello da bulunan Fii Nilvalen’in vücudu- hayır…
Sadece görünüşünü taklit eden- peçesini çıkardı ve normal görünümüne geri döndü.
Ortaya çıkan siyah saçlı ve kıyafetli kız- Kurami Zell, zarifçe reverans etti.
“—İs birliğiniz için teşekkür ederiz, Sör Barter.”
“…Hayır, hayır, Hizmetkarım arkamdan yasa dışı şeyler yapıyor, daha önceden fark etmediğim için sorumluluk almalıyım, um.”
Reverans yapan dişi Immanity’i gören Barter şaşkınlığını sakladı ve kırışık bir kaşla konuştu.
“Hayır, ama bu daha önce kararlaştırdığımızdan farklı değil mi? Hmm? Demek ikiniz gizli gizli arkamdan bunu planladınız… Başka bir suç ortağınız olduğunu duymadım.”
Barter’in sorusunu duyduğunda kız “Hmm?” diye haykırdı ve kafa karışıklığı içerisinde kafasını eğdi.
“Eğer konuşmama izin verirseniz, konağınızda davetsiz misafir varsa, onları hemen tespit edebilirdin değil mi?”
“Um, uhm…”
Gerçek buydu ve Barter’in söyleyebileceği hiçbir şey yoktu. Konakta sadece kendisi, Fritz, Fii, Kurami ve birçok hizmetçi vardı. Kendi eviydi. Herhangi bir davetsiz misafir olsaydı onu hemen tespit ederdi. Bunun için bir büyü yapmıştı. Bunu aklında tutarak oyunun yerini belirlemişti-Yine de. Bu durumda, Immanity kız nasıl onunla düello yapabildi?
Siyah saçlı kız kıkırdadı ve “Söz verdiğimiz gibi yalnızız, lordum.”
“A-Anlıyorum. Kabalığım için beni mazur gör…O zaman bu oyun geçersiz ve hükümsüz sayılır bu yüzden hadi şimdi bitirelim, hmmm?”
-Doğru değil, bir şeyler doğru değildi.
Barter güçlü bir huzursuzluk hissi duydu ve oturduğu yerden kalktı.
Öncelikle bu düelloyu geçersiz kılmalı ve daha sonra yapılması gerekenleri hızlıca planlamalıydı-
“Hmm? Sör Barter, bir şeyleri yanlış mı anladınız?”
-Bu sözcükleri duyan Barter’in tüyleri diken diken oldu ve hemen arkasına döndü.
Siyah saçlı kız Kurami ayağa kalktı- Yüzünde aşırı alaycı bir ifade ile.
“Kapalı iki kart koy.”
Desteden iki kart kayboldu ve tekrar masanın üstüne yerleşti.
“Size oyunun bitmediğini hatırlatmak isterim.”
“-N-Ne!?”
Her iki tarafta oyunu bitirmeyi kabul etmezse oyun sona ermeyecektir.
“Sen, Sen, ne yapmaya çalışıyorsun!?”
“Peki, oyuna devam etmek için yerinize dönün lütfen eğer teslim olmak istiyorsanız ödülü almaktan başka çarem kalmaz.”
Kurami’nin sözcüklerini duyan Barter’in gözleri açıldı.
Daha önce kesinlikle kazanacağını düşünüyordu bu yüzden taleplerine çok dikkat etmemişti.
-“Planlarımızı tamamen unutmanızı koşulsuz ve tamamen bize yardımcı olmanızı rica ediyoruz.”
Cümle biraz farklı olsa bile Fii için istediği şeyle aynıydı- hayır, daha kötüsü.
Oyunun ayrıntılarını unutup onların kölesi olacaktı.
Buna kıyasla Barter’in isteği:
-“Kişisel özgürlüğünü istiyorum- ve hayatının sonuna kadar bana itaat etmelisin.”
Bu durumda düelloyu kabul etmiş kişi Kurami idi, Fii değil.
Barter kazansa bile Nilvalen ailesine ait önemsiz bir köleyi kazanacaktı.
Başlangıçta rakibin kendisine karşı avantajlı koşulları kabul ettiğine inanmıştı-Ama aksine dezavantajlı koşulları kabul eden kendisi miydi-!?
“Siz, siz ikiniz!?”
“Barter! Zamanın neredeyse doldu, teslim olmak iste misin?”
Duygusal açıda dengesiz olan Barter’in aksine, Kurami soruyu soğukkanlı bir şekilde sordu.
-Bir taraf kartlarını çekmiş ve diğer taraf belirli bir süre içinde kartını çekmezse oyun çekmeyen tarafın yenilgisi ile sonuçlanır.
Barter kuralı hatırladı ve hemen bağırdı: “-! İki Kartı kapalı koy.”
Barter’in emrine takiben desteden iki kart kayboldu ve masanın üstüne yerleşti.
Kurami gururla gülerek [Çek] dedi.
Komut söylendiği anda dört kart aynı anda ters döndü.
Barter’in kartları [Ay] ve [Baş Rahibe] idi.
[Cübbenin altında yalanlar yatar.]
Kurami’nin kartları [Adalet] ve [İmparator] idi.
[Benim kurallarım Mutlaktır.]
Barter’in düşman saldırılarını ortadan kaldıran ve karşı koyan yeteneği karşısında Kurami’nin kombinasyonunun yeteneği düşman üzerindeki tüm olası statü etkilerini salarken tüm sahip olduklarını etkinleştirir. İmparator tarafından sallanan kılıç baş rahibenin gerçek kimliğini ortaya çıkardı ve onun pozisyonunu rahatlattı.
Rakibin gücünü ve nüfuzunu ortadan kaldıran imparatorun gücü hala daha şaşkın görünen Barter’e yöneldi.
“-Ugh!?”
Aceleyle bir savunma büyüsü yaptı.
İmparatorun kılıcı değmek üzereyken aynı anda üç büyü aktif etti.
Ama aceleyle yaptığı savunma kalkanından çatlama sesi geldi ve kılıç aradan geçerken Barter’in elemental galerine zarar verdi.
Patlama ve kör edici ışık azaldıktan sonra, nefes nefese kalan Barter’in arkasından bir ses geldi.
“Oh hayır! Saldırıdan sonra dayanıklılığın yarı yarıya azalmış görünüyor, hmm!”
Arkasına döndü, Fii’nin yavaş yavaş ona doğru geldiğini gördü- Arkasından gelen hizmetkara baktı.
“! Fritz- Gerçekten zayıf Nilvalen’e mi kaybettin!?”
Barter’in onu azarladığını duyunca Fritz’in yüz ifadesi hafifçe büküldü ama sessiz kaldı ve başını aşağı eğdi.
Yanında duran Fii rahat bir gülümseme ile:
“Kaçınılmazdı değil mi? Bir Immanity olduğumu düşündüğü için gardını indirdi.”
“Kapa çeneni Nİlvalne! Seni orospu, bana yalan söylemeye nasıl cür’et edersin!?”
“İç çekme~ Yalan söylemek, ne kadar çirkin bir itham…Çünkü…”
Fii’nin bakışları masada oturan Kurami’ye yöneldi. Ve Kurami sadece bir kez başını salladı, yüzünden soğuk bir gülümseme belirdi.
“-Zafer kazanmak için bizi aldatmayı planlayan sendin değil mi?”
Barter derin bir nefes aldı ve Kurami devam etti:
“Uşağına kaçakçılık yapmasını ve gayri meşru para kazanmasını emreden sendin- Gerçekten anlamayacağımızı mı sandın?”
“İşbirliği yapacakmış gibi davranarak bizi kandırmayı planladın, kanıtları ortadan kaldırabilir ve tüm avantajı elde edebilirsin-”
“Plan başarısız olduğunda oyundan vazgeç ve her şeyi yalanla—gerçekten çok pis bir insansın.”
Fii ve Kurami’nin suçlamalarını duyan Barter’in yüz ifadesi şiddetle büküldü.
Plan başından beri bir başarısızlıktı niyetlerinin ne olduğunu açıca biliyorlardı ama onun yerine ona karşı kullandılar- …Hayır!
“Heh, heh heh…Hala bir adım gerimdesin, Nilvalen.”
“Evet? Bana mı bakmıştınız?”
Fİi’nin gözleri genişledi ve kafa karışıklığı içinde başını yana eğdi, Barter güvenle bağırdı:
“Bana karşı düello içerisinde olanın küçük bir trompet olduğumu öğrendiğimden beri hile yaptığınız açıktı! Çünkü normal bir Immanity asla [Saldırı] kartlarını engelleyemez! Ona yardım eden sendin değil mi?”
-Hata yoktu, oyun başladığından beri aralarında yedi savaş olan 3 tur olmuştu.
Yani dört tur boyunca Kurami birkaç [Saldırı] tarafından hedef alınmıştı.
Barter saldırılarını engellemek için açıkça kalkan kullandığını görmüştü.
Immanity büyü kullanamadığı için ona yardım eden kesinlikle Fii idi- ama…
Fii bu suçlamalara karşı suskun kaldı, yanağını kaşıdı ve kıkırdayarak cevap verdi:
“Uşağına aynı şeyi yapması için emir vermiş kişinin hiçbir şey söylemeye hakkı yok değil mi~…”
Kurami devam etti:
“Ayrıca bu hile olarak değerlendirilmiyor- Aptal.”
Doğrudan bir suçlama ile karşı karşıya kalan Barter şaşkına döndü.
“Oyunun koşullarını gözden geçirmek için bir dakika ayırmaya ne dersiniz- Koşulları onayladığımız söylerken açıkça [Biz] dedik.”
–Bu noktada, Barter’in gözleri iyice açıldı, cevap veremedi.
Rakibi [Biz] dedikten sonra bu oyun Barter ile Kurami ve Fii ‘den oluşan bir ekip arasındaki bir düello olarak değerlendirildi. Kurallar oyun bölgesini tek etmeyi sınırlamadığı için Fii belli bir mesafeden savunma büyüsü atsa bile kuralları çiğnemiş olmazdı- hayır, bekle bundan önce.
(Öğrenmemize izin vermemek için görünüşünü değiştirdi ve ikinci katta oyun oynarken aynı anda savunma bariyeri mi yaptı-?)
Kurami iç çekti ve hafifçe kaşlarını çattı.
“..Fii, görünüşe göre bu moron sonunda anladı.”
“Arka tarafında aşırı kan bulunduğu ve beyne kan taşınmadığı için şimdilik onu affedebilir miyiz?”
Fii kıkırdarken, sesi kemiği bile kesebilecek kadar ürperticiydi.
“Böyle basit bir kelime oyununa düştün, ne kadar büyük bir hayal kırıklığı. Daha karmaşık yedek planlar, stratejiler ve tuzaklar hazırlamıştım- Hepsi boşa gitti.”
Barter’in omuzları öfke ve utançtan dolayı istemsizce titriyordu- ve itiraf etmek neredeyse acı veriyordu.
Üç turluk kartlarla Kurami çok az [Saldırı] almıştı.
Ve bu sadece şansın büyük rol oynadığı erken aşamalardaydı- Tüm kartlar onun tarafından görülüyordu.
Bu bir Elf’in yapabileceği bir şey değildi, ancak zayıf bir tür (Immanity) bunu yapmayı başarabilirdi-
“-Immanity’i küçümse, seni işe yaramaz ihtiyar.”
“Bu öngörülemeyen siyah saçlı kız…”
“…Tamam- Hadi oyuna devam edelim!”
…Ölüm tanrısıymış gibi güldü. –….
Keskin ve hızlı akan ruhlar, Barter’in kollarına bağlandı- Elemental galerisindeki sinir sistemini tahrip ediyordu.
Tarifi bile zor olan bir acı, asırlık adamı bir bebek gibi ağlattı.
Avluda yetişen tüm çiçekleri dağıtmaya yetecek darbenin ardından- Yaşlı Elf adam acılar içinde sandalyesinden düştü ve genç Immanity kız hafifçe ona fısıldadı:
“-Bununla beraber dördüncü raund tamamlandı, Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz? Sör Barter.”
“Eh, eh.”
“Ayrıca, şimdiye kadar fark etmeliydin, Fii…Benim ustam (Fii Nilvalen)- Bir [On altılı Tip].”
Fısıltıları duyduğunda, yaşlı adamın derisi bir kâğıt gibi bembeyaz oldu.
Bunun bir blöf olmadığını biliyordu.
Çünkü doğru olmasaydı, Fii’nin yaptığı çeşitli şeyleri açıklamak imkânsız olurdu.
Kurami çömeldi, sanki soluk titreyen yaşlı adamı teselli etmek ister gibiydi ve devam etti:
“Sorun değil, savunma bariyeri yapmak için yeterli enerjiniz olmasa bile- çektiğim tüm kartları tahmin edebildiğiniz ve tek bir vuruş almadan, [On Altılı Tipin] gücünü bitirebildiğin sürece hala kazanma şansın var.”
-Trilyonda birlik bir şansı belirttikten sonra Kurami güldü.
“Kaybetseniz bile sorun yok, sadece biraz acıtacak- Dikkatli olmazsan öleceksin.”
-Evet, kesin bir zaferin gereklilikleri- Dakikalar önce Kurami’nin söylediği şeylerdi.
Zayıf bir tür bile yapabilir, bu yüzden bir Elf için çok zor olmamalı-
“Tes-Teslim oluyorum! Kaybettim! Bu yüzden lütfen oyunu bitirin!”
“-Tamam, öyleyse bu bizim zaferimiz. Sizin için zor oldu, Sör Barter.”
Kurami zavallı yaşlı adamı görmezden geldi, Fii neşeyle onu kucaklarken oturduğu yerden ayağa kalktı.
“Harikasın! Bir Immanity’nin bu oyunda bir Elfe üstün gelmesi, bu ilk kez olmalı, ha?”
“…Bir aptalı yenmek, çok fazla övülmeyi hak etmiyor. Sonuçta, son rakiplerimiz arasında en zayıf olanı oydu. “
Fii mutsuz Kurami’yi rahatlatıyormuş gibi görünüyordu, Saçını hafifçe okşadı ve sonra arkasına döndü.
“Şimdi-”
Barter’in gözleri hala sabitti ve Fritz şoktan hala hareketsiz duruyordu.
“Yani, Sör Barter lütfen anlaşmaya uyun ve işimizle ilgili her şeyi unutun.”
Ve sonra- Kurami yüzünde kocaman bir gülümseme ile konuştu.
“Yasa dışı kaçak ve satış işlemlerinize normal bir şekilde devam edin.”
-Bekle…Ne?!
“Ve sonra, Bay Fritz! Yarım ay sonra— [Her şeyi İtiraf edeceksiniz].”
-Neler oluyor?
Barter ve Fritz hala kafaları karışıkken Kurami masaya yaklaştı.
“Şimdi izninizle ayrılıyoruz. Ama bundan önce-”
Oyunda kullanılan desteyi havaya kaldırdı ve gülerken onu karıştırdı.
“Bir hediye olarak geleceğinizi tahmin edeceğim.”
“Eh? Kurami, bunu nasıl yapacağını gerçekten biliyor musun? Bunu ilk kez duyuyorum.”
” Evet, çünkü ilk kez deneyeceğim, ama- Bu tahmin kesinlikle gerçekleşecek.”
Kurami şaka yaptığını söyledi ama bir şekilde sinsice kartları karıştırmaya başladı-
“Oh, ilginç kartlar belirdi, um- bir bakmama izin ver?”
Bunu söyledikten sonra, dört kartı birer birer açtı
– [Düz Denge]
“Bugünden sonra iksir kaçakçılığına ve Cücelerle ticarete devam edin.”
– [Ters Kule].
“Ama yarım ay sonra… Oh hayır, bu korkunç sizinle iş yapan Cüceler [Bir nedenden] ötürü itiraf edecekler.”
– [Ters Kaderin Çarkları]
“Ayrıca [Tesadüfen] uşak teker teker kötü işlere karıştığını keşfedecek… Sonra-”
– [Ters Adalet]
“Sör Barter hükümete, adalete teslim edilecek- hikâyenin sonu, lütfen üzüntünüzü dizginleyin.”
İki solgun yüzlü adamı görmezden gelen Kurami, Fii ile bir oyundaymış gibi konuştu:
“Heh, ilginç değil mi Fii? Eğer Sör Barter tutuklanırsa, Elven Gard’ın en büyük ticaret şirketi Andmoro (ウイルアンドモロ ) başkanlığını kimin üstleneceğini merak ediyorum.”
“Aman. Ne büyük tesadüf—Bu üç gün önce oyun oynadığımız Enrihl evinin efendisi değil mi?”
-Bunların hepsi, onların kontrolü altındaydı. Kötü niyetli ve her şeyi bilen gülümsemelerini görünce Barter öfkeyle kudurdu:
“Nilvalen, sen- hayır, ikiniz ne planlıyorsunuz!?” Soğukkanlı gülümsemelerle ikisi birden cevap verdi: “Eh? Size söylememiz de bir sorun yok~”
“Yaptığımız bu toplantıda dahil her şeyi unutacaksın nasıl olsa.”
İki masum kadının yüzündeki şeytani görüşleri görünce Barter’in elinden ürpermekten başka bir şey gelmedi.
-Ne tür bir canavarı kışkırttım?
“Tamam, tıpkı Kurallara yemin ettiğiniz gibi- Güle güle, Söre Barter.”
“Senin iyiliğin için dua edeceğim, umarım işiniz daha da büyür~”
-Aynen öyle.
Kurami ve Fii parmaklarını çıtlatırken…
O gün olan olaylarla ilgili tüm hatıralar iz bırakmadan kayboldu.