No Game No Life - C5Bölüm 03-1
Çevirmen: sBa Düzenleyen: ggurcan
Öğren (Gözden Geçir)
(…Yanıldım.)
Nasıl oldu da bunu tahmin edemedi – Sashimi hazırlamak için gereken alışverişi yapmaya gittiler, aynen söz verdiği gibi, ve Steph Izuna’yı şehre getirdi, ama bu dikkatsizliği ile aşırı suçlu hissetti kendini.
Korku, nefret dolu bakışlar, hakaretli ithamlar – bu tür olumsuz duygular Steph’ in yanında yürüyen Izuna’ nın üstüne yağıyordu.
Werebeast hisleri ile farkına varmaması imkansızdı.
「Federasyon」da olmamıza rağmen, gerçekten de farklı ırkları kabul etmek o kadar kolay değil, ama yinede…)
Aklında çok net bir görüntü vardı.
Elkianlar için, Izuna yani Werebeast’ lerin işgalci ve zorba oldukları doğru idi.
Ancak bu 「On Kural」 dan ötürüydü.
Bütün dertleri ve acı çekmeleri aslında Imanity’ nin bir oyunu kaybetmelerinden dolayı idi.
Her iki tarafın anlaştığı bir sonuç yüzünden nefret olsaydı, bu onların sadece kaybetmeyi hazmedemeyen oldukları anlamına gelirdi –
“Neden Steph-kou Izuna’dan nefret etmiyor,des?”
“Ne -?”
“…Izuna sizin topraklarınızı aldı,des ;bundan dolayı benden nefret etmen gayet doğal,des; hem Izuna büyük babana aptal kral denmesine sebep oldu,des ; şimdi neden benden nefret etmiyorsun,des?”
Izuna Steph’ e doğru baktı ve sordu, ve elini tuttuğu Speth’ in elleri bir an için dondu.
Nasıl bu kadar kaba olabilir – Steph kendi duyarsızlığına sinirlendi.
Izuna çok akıllıydı.
O Sora ve Shiro ile karşılaşmıştı, eşdeğer bir şekilde – Imanity ve Werebeast’ lerin kaderi onun sırtındaydı, ve bir çok sorumlulukla beraber.
– Bir önceki kralın kütüphanesinde hiçbir şey okumamış olamazdı.
Yaptığı hareketlerin Imanity üzerindeki etkileri, ve bundan sonra nasıl muamele göreceği, o çoktan tahmin etmişti ve bunları kabullenmişti, ve bunu fark etmeyen tek kişi –
(Yine benim…)
Geriye bakınca, Steph uyandığından beri – buda demek oluyor ki Izunan’ ın Imanity dilini öğrendikten sonra, Steph uyurken üstünü ceketle örtmüştü, onunda tavırlarında büyük değişiklikler olmuştu.
Neden tavırlarının değiştiğini anlayamadı ki – Steph bir kez daha kendine sinirlendi, buna rağmen o genç kızın tedirgin ifadesine bakarak başını salladı.
Soru sorduğundan beri – cevaplamak yükümlülüğünde idi.
Bu şekilde sokaklarda yürümek, bütün bu nefret dolu bakışlarla yüzleşmek.
Belki de Izuna, Steph ‘inde ondan nefret edip etmeyeceğini merak etmeye başlayabilir – bir an önce bu hayal bile edilemeyen düşünceleri kafasından atması gerekiyordu.
(Evet…bu doğru, normal bir şekilde konuşmak…)
Eğer onlar Steph’in sevgili büyük babasını aşağılayan soylulara kızgındıysalar, buna sebep olan şeyden de nefret ediyor olmalıydılar, Doğu Federasyonu – Steph bilmiyordu. Ve buna rağmen neden olduğunu bilmiyordu – Ve pozitif bir şekilde böyle olmadığını onaylıyordu.
Aniden Steph’in ağzında bir gülümseme belirdi.
“Neden? Bende bilmiyorum ki ♪”
“Steph-kou aptal mı, des.”
“Heh, belki, ama – bence o şekilde değil.”
Steph Izuna’nın koca gözlerine bakarken söyledi.
– O şaşırtıcı derecede açık kulakları ve kuyruğu olan, sipsiyah saçlara sahip genç hatta Shiro’dan bile genç biriydi.
Neredeyse eşit standartlarda 『 』 ile karşılaşan, sırtında dünyanın üçüncü büyük ülkesinin emirleri olan – sınırsız bir potansiyele sahipti.
Akıllıydı, çalışkandı, saftı ve yumuşak başlıydı, çarpıcı derecede olgun oldu aynı zamanda zekiydi.
Steph neşeli şekilde ona doğru gülümsedi, ve dahada geniş gülümsemeye başladı.
“Çünkü Izuna iyi bir çocuk,ve aynı zamanda çok da tatlı.”
Steph aklındakini söyledi, böyle düşünmek duygularını açıklamanın en kolay yoluydu.
Izuna şok içinde gözlerini kocaman açtı, sonra saçları ucunda durdu ve ifadesizce bakışlarını kaçırdı.
Kafasını öne eğdi, Steph’in yüzünü görmesine müsaade etmeden kısık sesle:
“Steph-kou tam bir aptal,des.”
– Böyle söylemesine rağmen Steph’ in elini daha sıkı kavradı.
Steph birazcık acı bir şekilde Izuna’nın tavrına gülümsedi, ve tamda bir adım daha atmak üzereyken –
“Ah~ bu Izuna!”
İkiside kükreme gibi gelen bu sesi duyunca arkasına döndü.
Birkaç figür kalabalığı yararak onlara doğru geliyordu – bunlar küçük çocuklar.ere young kids.
“N-ne -!?”
Steph daha şoku üstünden atamadan, çocuklar etraflarını sardı.
Bağıra çağıra tezahürat yapmaya başladıktan sonra.
“Bu Izuna! Müthiş! Gerçekten de bu o!”
“Hey, Izuna, hadi kapışalım! Gerçekten güçlüsün di mi?”
“Sizi aptallar, aptal geri zekalılar , gelmek için yetişkinlere ihtiyacınız var, kel maymunlar!”
“Sizde kimsiniz…des?”
Aşırı kalabalık çocuklardan kafası karışan Izuna sordu.
Steph çocukları nasıl durduracağını düşünürken – aniden, fark etti ki kalabalığın arasında hayvan kulakları ve kuyruğu olan – Werebeasts’ ler vardı içlerinde, hiç durmadan sordu:
“Napıyorsunuz hepiniz burda?”
“Oyunuyoruz! Hep birlikte!”
Çocuklardan biri – bir çift tilki gibi kulakları olan daha yeni konuşmayı öğrenen genç bir kız cevapladı.
“Siz…Arkadaş mısınız? Werebeast çocuklarıyla bile?”
“Tabi ki de!”
Steph kafası karışık sordu, tilki kulaklı kızında kafası karışık başını hafifçe öne eğerek.
Ve yanındaki Imanity çocuğu mutlu bir şekilde dedi ki:
“- Biz oyun oynayarak arkadaş olduk!”
Bu basit bi o kadarda saf cümleyi duyduktan sonra…
Steph inanılmaz bir şekilde duygusallaştı.
Bu sırada, çocuklar hala Izuna’ nın üzerine çullanıyorlardı.
“ Hadi bir gösteri yapalım, Ben kesinlikle~ size kaybetmiyeceğim!”
“…Ben acıktım,des. Balık almaya gidiyoruz,des. Çok meşgulum, des.”
Izuna sabırsızlıkla bi yandan elbisesini onunla oyun oynamak için çekiştiren genç çocuğa baktı ve dedi ki –
“… Sizi bir daha ki sefere çok feci yeneceğim,des.”
Izuna’nın ağzı gülümseme ile kıvrıldı.
Bunu duyan çocuk pis bir şekilde yumruğunu havaya kaldırıp sevinçle bağırdı.
“Bu harika! O zaman bu bir söz! Izuna! Sözünü tutsan iyi olur!”
“Size dedim yetişkinlere de ihtiyacımız var, sizi aptallar – Izuna-sama, Özür dilerim.”
İşte böyle, bir gurup çocuk geldikleri gibi hızla gözden kayboldular.
Bütün bu kargaşa bittikten sonra bile, Steph’in içinde ki kızgın duygular dinmedi, ve sanki kalpteki ateşin külleri gibi kaldı.
“Heh…cevap sadece böyle çıktı…”
…Aralarındaki atmosfer daha onlar farkına varmadan karmaşıklaşmıştı.
Belki çok erken…
Ama yakın gelecekte, ne zaman bu çocuklar yetişkin olur… Irkların birbirine düşman olduğu gerçeği bir şakadan ibaret olur.
Steph içine ki bu umutla gülümsedi.
“Öyle her zaman oyun oynayamıyoruz – Eminim bu şekilde daha eğlenceli olur.”
“…Steph-kou, en nihayetinde aptal değilsin, des. Muhtemelen gayet zekisin, des.”
Steph bu kelimeleri duyduktan sonra sanki bir tanrı görmüş gibi oldu.
“Ah, Izuna! Bana aptal demeyen bir tek sen varsın!!”
“…Ama öyle gibi davranıyorsun, des.”
Steph göz yaşları içinde ona sarılırken Izuna acı bir şekilde gülümsedi.
– Dünya değişebilir, değişiyordu ve değişmeye devam edecek.
Eğer değişmiyormuş gibi hissediyorsan- bunun anlamı- sadece sen dikkat etmiyorsundur. –