No Game No Life - C5Bölüm 03-5
Çevirmen: sBa Düzenleyen: Arda
Sora ve Shiro, Azrael’in olabileceği ana hole ulaştılar.
… Çok karanlıktı. Bundan dolayı Sora, bir「Kelime Ruhu」’nu birleştirerek aktif hâle getirdi.
“「ヒ (hi) 」!”
– Ondört karakter kaldı, çok güzel.
Şimdi kalan son on dört taneyi kullanmak zorundaydılar ve son bölümü bu kırk-altı karakteri mükemmel kullanarak bitirebilirlerdi.
“Ama,ç biz artık o zamana kadar「Kelime Ruhu」 kullanamayız … üzgünüm, Shiro.”
“…Nii olduğu sürece… eğer senin karaların için gerekiyorsa… Shiro buna inanır.”
Kuruduğu bu cümleler ile inanılmaz derecede kardeşini mutlu etti – 「Işık」, katı aydınlattı.
“- Biz altı bin sene aradık ama hâlâ 「Cevap」’ı bulamadık.”
Aydınlanmış katta boş bir taht vardı.
Azrael başında dikiliyordu ve –
“Biz derken, “biz”den kastın ne? Senin dışında bir çok kişi anlamışa benziyor!”
Sora, onun yanında gözleri kapalı oturan Jibril’e bakarken söyledi.
“Var olmayan bir 「Cevap」’ı ararken ben, şimdiden amacı olmayan bu Dünya’da uçmaktan sıkıldım.”
Bu Azrael idi – ve Phantasma, Avant Heim, onda şekillenmişti.
İkisi – Hayır, bir kukla ve bir illüzyonun itirafı.
“- Eğer 「Son Takım」’ın 「Cevap」’ı bizim yalanlarımızla aynı ise.”
Kısa bir tutukluktan sonra, Sora ve Shiro’ya bir kraterden bile daha derin şekilde baktı ve dedi ki:
“Biz, Efendimiz’in ölümünün「Basit bir tesadüf」 olduğunu hesaba katacağız – ve bütün Flügel ırkı.”
“Bu, bir problem olur.”
“… Jibril… bizim… yol arkadaşımız.”
İkisi de gayet rahat ve ilgisiz bir şekilde cevapladı. Sora düşüncelere dalarken, kasten konudan kaçınarak.
“Anladım öyleyse. Siz çocuklar, bu kadar çok bilgiyi beyinlerinize o sözde 「Cevap」 için tıkıştırdınız; bu kısmı anladım. Dürüst olmak gerekirse, bunun ardındaki anlamı ve duygusal sürgünü anlamıyorum ama müsade edin size bir soru sorayım?”
Tıpkı, Azrael’in varlığını az önce reddettikleri gibi, sonrasında.
– Açık açık belli eder gözlerle baktı. Gerçekten de bu konudan sıkılmış olduğunu açıktı ve dedi ki:
“… Sen hiç kendi kendine bir şeyler düşünüp yazmak için güvendin mi-?”
“!?”
Azrael gözlerini kocaman açtı. Yanındaki Jibril, kafasını eğdi. Jibril, elinde İncil gibi davrandığı bir kitabı tutuyordu. O kitap ki Avant Heim’da bile hayranlar edinmişti.
Bu, Sora ve Shiro’nun gözlemsel bir el yazması günlüğü idi – Tamamlanmamış bir geleceğin detaylarını barındıran…
“Ama anladım. Eğer ben ve Shiro kazanırsak, bize kitapları toplamamız için yardım edeceksin ve eğer biz kaybedersek fotoğraf çekimi yapmak zorunda kalacağız ama sen bizim haberimiz olmadan bunun dışında başka bir bahse girdin. Jibril, aslında bizimle tartışmadan kendi hayatını ortaya koydu. Bundan ötürü daha sonra onu cezalandıracağız ama –“
– Sora, Shiro’nun kolunu sıkıca tuttu ve kanatlarını açtı.
“Gerçekten de Jibril’in neden böyle bir bahisi kabul ettiğini bilmiyor musun?”
“- Çünkü o, senin bizim de kabul edebileceğimiz bir 「Cevap」’ı bulabileceğine inanıyordu -“
“Gördün mü seni aptal?! Sen gerçekten de büyük bir aptalsın!! Hatta kendine kardeş bile demeye cüret ediyorsun!?”
Sora haykırdı – yüzü 「Saf Öfke」 ile doluydu ve Sora – tekrar haykırdı:
“- Çünkü O, sana inanıyor! Sana güvendiği için hayatını ortaya koydu ve kardeş olarak anlayabilesin diye!!”
…
……
Sora ve Shiro, bütün güçlerini bacaklarında toparladı – ve son 「Kelime Ruhu」’nu toparladı.
“Bunan kadar basit bir şeyi bile bilemiyorsun ve onun seni kardeşim diye çağırmasına cüret mi ediyorsun!?”
“… Bu çok komik… Uyku konuşma uyurken yapılmalı… Ve…!”
Aynı anda – İkisi de yeri tekmeleyip zıpladı.
– Çok hızlı.
Bu, 「Kelime Ruhu」 tarafından hızlandırılmış bir zıplama idi ve ikisi de şaşırtıcı derecedeki bir hıza eriştiler.
Ne var ki, Azrael’in içindeki Phantasma’nın gücüne sahipti ve onun için – Onların hareketleri bir salyangoz kadar yavaştı.
“… Anladım, Jii-chan hayatını ortaya koyacak kadar bana güvendi…”
Bunun kadar basit bir şeyi bile anlayamadığının farkına vardı ve onun niyetini bile anlayamamıştı – Öyleyse…
“- Evet, sadece her şeyi bitir…”
Azrael bunu söyledi ve yeri tekmeledi, o da havalandı.
Ancak, bir kaç yüz metre yükseklikteki tavana sahip salonun içindeki ikisi de süpersonik bir hızla dolaşırken her an çarpabilirlerdi.
– Son önceden belirlenmişti. Azrael elini uzatıp onları yakalayabilirdi ve her şey biterdi.
Gerçektende en nihayetinde cevabı bulamayabilirdi ama bir bulmuştu – Öyleyse – Bu yeterliydi.
Böyle bir bitiş – Bu altı bin – Anlamsız sene –
“AAAAAAHHHH!! ÜZGÜNÜM! ÜZGÜNÜM! LÜTFEN, BENİ ÖLDÜRME~~!”
…
“- Ne?”
Azrael kafasını eğdi. Hedefini tuttuğu anda her yeri çınlatan bu feryat yankılanıyordu.
Sora ve Shiro’yu yakalamış olması gerekiyordu ama feryat eden kişi – Bu, şu, o, neydi bunun adı şimdi?
…Huh? Başından beri adını bile sormamıştı ki?
– Bilmediği bir Dhampir kızıydı.
– Bu bir 「Aldatma Büyüsü」 idi – Birazcık geç farkına varmıştı.
Dhampir’lerin Aldatıcı Büyü’sü – Tam kapasite çalıştığında Elves’leri ve Flügel’leri bile aptal yerine koyabilecek ırka özel bir büyü.
Eğer güçlü bir Ruh – Kab – emse, belki Old Deus’u bile aptal yerine koyabilirdi.
Ama eğer öyleyse, Sora ve Shiro’nun kanatları – Hızlandıktan sonra nereye gitmişlerdi -!?
– Azrael’in düşünceleri canlanmıştı.
Korkunç bir hızda gelen, üzerine baskı yapan şeyin varlığını hissetti ve bir anda neredeyse zaman durmuştu.
Her şey bir anda yavaş hareketle ilerlemeye başladı ve Azrael onu gördü.
Plum olmadan – Atkı olmadan – Imanity kanatları olmadan –
Kısa süre önce karşılaşmalarına rağmen, Sora’nın eli Azrael’in omuzuna dokundu.
“ 「縛りプレエデこの世を生きろ」-“
– Sıfır karakter kaldı.
Azrael gözlerini kocaman açtı ama şaşırdığı şey onun üzerinde kullanılan 「Kelime Ruhu」 değildi.
Bu – Yüksek hızda uçan bu ikili – Kanatlarını çıkartmayı ve Plum’ın kendisini gizlemesine izin vermeyi mi başarmışlardı!?
“「Büyü kullanımında bir sınırlama yok」– değil mi?”
Bu özet değişiminden sonra Azrael, duymasına imkan olmayan bir ses işitti – Arkasına döndüğünde, gerçekten de bunu söyleyenin Sora olduğunu onayladı.
Ama – Ama bu çeşit bir hızda eğer bir insan vücudu kanatlarını kaybedecek olursa – Ve yere çarparsa kesinlikle ölürlerdi –
Bir cümle ki Azrael’i düpedüz kitlemişti ve buna rağmen, kulaklarına bütün şüphelerini cevaplamıştı.
“- Yaklaşık altmış dakika… oyun… bitti.”
– Hiç bir saat olmadan veya başka yardımcı bir şey olmadan.
Sadece, Shiro aklında var olan numaraları ezberden okuyordu –
Jibril ışınlandı ve incelikle… büyük bir saygı ile iki Efendisini yakaladı.
Bu olayların aldığı hâlden dolayı Azrael, inanılmaz mesafeli hissetti. Daha önceden onun üstünde aktive edilen 「Kelime Ruhu」’nda.
「Sonsuz Sorumluluk」. Azrael’in içinde, Avant Heim’ın gücü bile mühürlenmişti.
Devasa miktarda enerji, ki dünyaları bile yeniden oluşturacak kadar çok, salon ve hatta yer tabakası cam gibi kırılmaya başladı.
Böylece serbest düşüş gerçekleşirken, Azrael’in gözlere şok içinde açık kaldı.
Hatırlamak için o kadar da düşünmesine gerek yoktu – Hiç şüphe yok, bu his aynı Artosh’un – Efendisi fethettiğinde – Gerçek bir 「Korku」‘nun hissini.
… Anlamamıştı.
O kadar, o kadar, o kadar çok anlamadığı şey vardı ki.
Korkunç, ne kadar korkunç, aslında ne kadar biliyorlardı? Aslında bu kadar tehlikeli bir bahis yapabiliyorlardı.
Ne kadar bilgi edinirsem edineyim, savaş planları yaparsam yapayım, ne kadar hazırlansam da, en acı sonda bile hâlâ bilinmez –
Bu kadar karanlık bilinmezin arasında, nasıl olurda – Nasıl olur da gerçekten pamuktan ince tele, hiç tereddüt etmeden adım atabiliyorlar?
Ardı sıra inanılmaz şeylere şahit olmuştu.
Serbest düşme, sürekli düşen Azrael bilincini kaybetti –