No Game No Life - C6Bölüm 02-10
Çevirmen: Uchuujin & Redaktör: Lonely Samurai
Riku yarım gün sonra nihayet yere basabilmişti, “Schwi ile etrafta dolaşmak şaşırtıcı derece kolay”diye düşündü Riku.
Bu mesafeyi gizlenerek at ile beş günde, yürüyerek ise birkaç ayda anca kat edebilirdi ama Schwileyken yalnızca yarım günde gelmişti.
Yani burası yok edilen elf şehri
Burası Riku’nun bir yıl önce bulduğu bir yerdi.
Yıkılmış binalar çoktan ağaçlar tarafından sarılmıştı, çirkin yanıklar bitkiler ve çiçekler ile sarılmış zarif bahçenin güzelliğini gölgeliyordu.
Gökyüzü kan kırmızısı bir renk ile boyanmış ve zemin kara kül ile kaplanmıştı. Bu dünya ölüm gibi olsa bile burası hala tanrılardan Korunuyordu. elflerin yaratıcısı “orman tanrısı tarafından inşa edilen bir şehirden beklendiği gibi” dedi Riku alaycı bir şekilde.
Bu adamlar gezegeni cehenneme çevirenlerin ta kendisiydi yine de kendi evlerini bir eğlence alanına çevirmişlerdi.
İkisi bir süre birlikte yürüdükten sonra sonunda hedeflerine vardılar. Yıkılan ve yanan kalıntıların ortasında şeklini koruyabilmiş bir bina vardı. Riku sordu:
—Bu bir…kütüphane mi?
—Muhtemelen…Diğer binalar ile karşılaştırılınca ve şehrin diğer yerlerindeki yıkım burada, minimum.
Bu, Flügel saldırısı sırasında burayı savunmak öncelikli görevleriymiş gibi görünüyordu.
Bu sığınak, araştırma materyalleri olan bir tesis olabilirdi ya da bir depo tesisi.
—Anladım, muhtemelen bir kütüphane.
Bir kapı göremediler, ağaçtaki boşluğu kullanarak içeri girdiler.
Önlerinde manzara, dışarıdaki harika mimari içerisinde de aynıydı; içeriden bakıldığında binanın ne için kullanıldığını anlamak zordu.
Diğer ıvır zıvırın arasından kitaplıkları fark ettiler ancak boşlardı. Çoktan başka yerlere taşınmış gibi görünüyordu ama bu yeterliydi.
—İhtiyaçları olmayan bilgiler bizim için yararlı olabilir.
Riku böyle söyleyerek etrafı inceledi, kâğıt parçalarını ve kısmen hasar görmüş kitaplara bakındı.
—Riku, elf dilini okuyabilir misin?
“Sha la sha la.” Schwi, kitaplara göz atan Riku’ya sordu,
—Cüceler, elfler, demonlar, periler, werebeastler…Hangi dilde cevap vermemi istersin?
Schwi, Riku’nun soğukkanlı cevabına şaşkınlıkla baktı,
—Neden bu kadar fazla?
—Çünkü anlamazsan hayatta kalamazsın. Okumayacağın bir bilgi değersizdir.
Sesinde ne bir öfke ne de bir nefret vardı. Schwi, Riku’nun bu türden bir ifadeyle ve gözlerle baktığı halini biliyordu. Riku satrançta Schwi’ya karşı kazanmak istediğinde takındığı ifade buydu.
Erkekler anlamsızca öldürülüyor ama kelimeler, notlar ve benzer şeyler ile her ırkın, dilin ve alışkanlıkların doğasını anlayabiliriz. Bu şu ana kadar kulaktan kulağa yayılmış yasamızdır.
Işığı yansıtmayan siyah gözleri ile Rİku insanların ne kadar zayıf olduklarını anlattı. İnsanlar şu ana kadar sadece koşabilmiştir ama o gözlerde Schwi’nin umutsuzca öğrenmek istediği bir şey vardı, sözcüklerden farklı bir şey.
Bu yüzden insanların kalplerinin hafife alınması gerekiyordu.
—Ah! Riku, Riku…
Etrafa göz gezdiren Schwi’nin sesini duyan Riku başını kaldırdı; Schwi yerdeki ağır taşı kesti, birkaç kalın demir plakayı bükmek için kaba kuvvet kullandıktan sonra Schwi, şaşkın Rİku’ya dönerek sakin bir şekilde konuştu:
—Yer altında bir kamuflaj kurulmuş bodrum var, oh?!
Schwi’nin, boyunun nerdeyse on katı olan bir metal kapıyı kolayca kaldırdığını görünce Riku’nun ifadesi sertleşti.
—…
Schwi herhangi bir biyolojik aktivite olup olmadığını onayladıktan sonra ikisi merdivenlerden aşağı doğru indiler. Sonra:
—Bu da ne?
Uzun merdivenlerin sonundaki inanılmaz manzara ile karşı karşıya kalmış Riku şaşkınlıktan ağzından bir ses sızdırdı. Geniş koridorun ortasında yükselen sütunlar vardı, kıvrımlı sütunların yüzeylerine kazınmış sayısız kırmızı desen vardı.
Yüz seksen desen, Tanrı Cainasu’nun Koruyucu Desenleri? Hayır.
Sütunların sayısını hemen kavrayan Schwi, desenleri analiz etmeye çalıştı ancak bu çok fazlaydı.
Elf veri tabanı ile karşılaştırılıyor…Oyma prosedürleri tamamen farklı?!
Ya Schwi’nin bilmediği bir şey ya da yeni bir şeyler üretmeye çalıştılar. Bu adamlar gezegeni patlatmak isteseler bile bu beni şaşırtmaz. Ama bunlara kıyasla…
İnsan bakış açısına göre ana karayı yok etmek ile gezegeni havaya uçurmak aynı kapıya çıkıyordu.
Riku sütunun üstündeki tozu sildi ve üzerinde yazanları okudu.
“Numara 0 Boşluk Savunma-Teorik ilk doğrulama testi.
—Schwi, herhangi bir şey biliyor musun?
—Hiçbir şey, elflerin araçlar ile ya da bir katalizör ile büyü yaptığına dair hiç bilgi yok.
—Anladım. Riku anlamamıştı ama alışkanlık yüzünden böyle dedi.
—Ne olursa olsun, uzun süre burada kalmak iyi olmaz. Etrafta yazılı belge olup olmadığını kontrol edip burayı terk edelim.
Schwi kafasını salladı ve etraftaki kâğıtları topladı. Riku yığınlar arasında bir kâğıt fark etti.
—Geliştiricilerin isimlerini bile bu koda mı yazdılar, bu tam olarak nedir?
Gizli kodlarla dolu isim listesine baktığında Riku vücudunun titrediğini hissetti.