Okami Wa Nemuranai - C1Bölüm 1-03
Çevirmen: Morphine i Düzenleyen: ggurcan
<Yaşam Saptama>’da mavi bir nokta göründü.
Yeşil noktalar sıradan hayvanları, mavilerse sihirli olanları gösterirdi. Mavi noktalar orijinal dünyasındaki gibi açıkça görünüyordu. Bu yüzden Lecan biraz rahatladı.
<Yaşam Saptama>’nin duyarlılığını maksimuma çıkarmayı denedi. Sayısız yeşil nokta belirdi. Bu noktalar küçük hayvanlar, kuşlar ve böcekler olmalıydı. Orman çok sayıda yaşam ve yaratıkla doluydu.
Burada zehirli böcekler ve zehirli yılanlar doğaya karışmış gözükse de Lecan’ın bilmediği tehlikeli hayvanlar olabileceğinden gardını indiremezdi.
Lecan <Yaşam Saptama>’nın hassasiyetini düşürdü. Gereksiz bilgi sadece yol almasını önlerdi.
Sağ eliyle kılıcını <Depo>’dan çıkardı sonra ağaçların arasına girdi ve mavi noktaya ya da sihirli yaratıkların olduğu yere doru yürümeye başladı.
Lecan güvenilir kılıcını çıkarınca <Depo>’nun çalıştığını gördü. Bu da demek oluyordu ki bagajı güvendeydi. <Depo>’su öngörülen geleceği için hayatının bağlı olduğu şeydi. Bozulacak yiyecekleri seçmeli ve onları yemeye öncelik vermeliydi.
Hiçbir şey çimlere basmak gibi hissettiremezdi. Sol eliyle ağaçları kontrol ederken yavaşça yol alıyordu.
Yeşil noktalar gözden kayboldu. Hayvanlar Lecan’ın yaklaştığını ve kafasının karışık olduğunu fark etmiş gibi görünüyordu. Ayrıca sihirli yaratıkları belirten mavi nokta yaklaşıyordu.
-Fufu. Burada av olduğumu düşünüyorsun ha?
Lecan fiziksel durumu tespit etmek için kılıcını üç kez salladı. Harikaydı. Vücudu iyi hareket ediyor ve kılıcın kesme sesinin yarattığı rüzgar güven vericiydi.
Ve vücudu hafifti. Her zamankinden daha hızlı hareket edebilirdi.
Çok geçmeden sihirli canavar <3B Algı> aralığındaydı.
Figürü çıplak gözle zar zor görülüyordu, çalılar ve ağaçlar arasında gizlenirken sinsice yaklaşıyordu.
<3B Algı>’nın çapı yaklaşık 50 adımdı ve bunu değiştirmenin yolu yoktu. Ancak, menzil içindeki bir bölgeye yoğunlaşırsa daha ayrıntılı bilgi alabilirdi. Yukarı ve aşağı dahil olmak üzere her yöne görüş sağlıyordu, kör noktası yoktu.
Bunu kullanabilmek ustalık gerektirirdi ancak bir kez kullanmayı başardığında savaşta bundan daha kullanışlı bir şey düşünülemezdi.
Özellikle bir alanda elliden fazla düşmanınız varsa bu yetenek büyük avantaj sağlardı.
Sihirli yaratık 30 adım mesafede bir çalının arkasında birden ortaya çıktı. Bu yaratık kendi şarj gücünü silahlaştıran bir çeşit olmalıydı.
Sihirli yaratık göz açıp kapayıncaya kadar hızlandı. Hafif bir yamaçtan aşağı indiğinden beri daha da hızlanıyordu. Saldırısını başlatmak için bu bölgeyi seçmiş olmalıydı.
Lecan daha önce böyle bir yaratık görmemişti. Orta boy bir köpek kadardı ve kafası yaban domuzununki gibiydi.
Yaratık Lecan’la çarpışmak üzereyken Lecan çapraz olarak fırladı ve kılıcını salladı.
Sihirli yaratık ileriye doğru koşmaya devam etti ve çökmeden önce bir ağaca çarptı.
Lecan’ın kılıcı sihirli yaratığın ensesine vurdu. Bir canlının etini ve derisini kesme hissi Lecan’a hafif bir titreme ve doygunluk hissi verdi.
Düşmanla savaş, onları yen. Bunlar Lecan’ın yaşadığını hissettiği anlardandı.
Sihirli yaratığa yaklaştı ve onun ölümünü belirledi sonra yumruğunu göğsüne koydu ve ruhu ebediyete uğurlamak için dua etti.
Sonrasında ayağa kalktı, kılıcını sol eline aldı ve sağ avcunu sihirli yaratığa doğru çevirdi. Daha doğrusu, sağ avucunu Sihirli Cevher’in bulunduğu yere -canavarın göğüs kısmına- doğru çevirdi. Ve <Mana Emme>’yi aktifleştirdi
Mana ona doğru aktı. Avuç içi ısındı. Emilen mana Lecan’ın sağ kolundan geçip vücuduna nüfuz etti.
Mana kuru bir şekilde emildikten sonra ceset kum olup parçalandı.
İzlediği yol Lecan’ı fazlasıyla rahatlatıyordu.
Sihirli yaratık içinde Sihirli Cevher taşıyordu. Üzerinden mana emilimi yapmak mümkündü. Bu yapıldıktan sonra ceset kuma döndü.
Kendi dünyasındaki prensiple aynıydı.
Artık sihirli yaratıkları yenince manayı emebileceğini biliyordu.
Sıradakiyse buradaki hayvanların yenilebilir olup olmadığını onaylamaktı.
Oldukça riskliydi ama denemekten başka şansı yoktu.
Bir kadın çığlığı aniden Lecan’ın kulaklarına ulaştı.