Okami Wa Nemuranai - C2 Bölüm 1-03
Çevirmen: RüyaGezer Düzenleyen: ggurcan
Gasko köyüne vardıkları zaman güneş çoktan batmıştı.
Köylüler, Lecan’a çorba ve sert ekmek ikram ettiler, o ise oturup yedi. Tadı gerçekten de kötüydü ama köylüler için belki de lüks bir yemek sayılırdı.
Köyün köşesindeki eski ahırda yatabileceğini söylediler. Oldukça kötü kokuyor ve samanları da taş gibi olmuştu. Gerçi hayatını bir maceracı olarak geçiren Lecan için, yatak takımı çok da şart değildi.
Sabah erken saatte, Lecan’la konuşan adam, Wazz, onu uyandırmaya geldi.
Daha şafak yeni atmışken, Lecan’ı ahırın dışında kılıcını bilerken görünce oldukça şaşırdı.
“S-sizi ormana götüreceğim. Saldırıya uğrayan kadının olduğu yere.”
“Umu.”
Wazz’ın Lecan’ı erkenden kaldırmaya gelmesinin sebebi; canavarı çabuk yenmesini ve ardından köyden hemen gitmesini istedikleri içindi. Hoş, Lecan’ın da burada kalmaya arzusu yoktu. Ondan dolayı üzerini hemencecik giydi. Ahırın köşesindeki çantasını <Depo>ya almakla almamak arasında kalmıştı. Ancak yolunda bir şekilde bulacağı için olduğu şekilde bırakmaya karar verdi. Her ne kadar Zaidmahl evinden kendisine verilmiş olan giysilerin çalınmaması iyi olacak olsa da çalınması durumunda bir şey değişmeyecekti.
Canavarın bulunduğu yer, ormanın girişine pek uzak değildi. Köye 1000 adım mesafede bile değildi. Bu kadar yakında olan kurbanların, hasta olmasına bile şaşmamak gerekirdi.
“O-o-o zaman, sana iyi şanslar. Ben köye geri dönüyorum.”
“Buldum.”
“Eeh?”
“Büyülü canavarımsı bir şey buldum. Dediğiniz Zaag o olabilir. Burada biraz bekle.”
Lecan’ın <Yaşam Sensörü> önünde bir mavi nokta belirtiyordu. Yaklaşık 300 adım ötesindeydi.
Dikkatli bakılınca, devasa bir ağacın köklerinin üstündeki sıkı çalılığın içinde bir varlığın çömeldiği görünüyordu.
Lecan kılıcını çektiğinde, varlık aniden ayaklandı.
Göründüğü gibi, insansı bir varlıktı. Ancak başının tepesinde bir boynuz vardı.
Gözlerinin olması gerektiği yerde sadece çukurlar vardı. İçleri ise zifirimsi karanlıktı, daha önce gözlerinin olup olmadığını tahmin etmek mümkün değildi. Canavarın, muhtemelen fiziksel gözlerle görünmeyen şeyleri sezebilme gibi bir yeteneği vardı.
Burun benzeri bir çıkıntıya sahipti. Ancak deliklerinin olup olmadığı şüpheliydi.
Ağzı kocamandı, ancak Lecan dişlerini görememişti. Ancak insanlara karşı oldukça açgözlü olduğunu düşünürsek, ısırmasını sağlayacak bir şeyleri olmalıydı.
BO~~O~~U~~
Zaag ellerini kaldırdı ve boşluğa doğru bakarken bir homurtu koparttı.
“Hiii, hiii”
Wazz korkusundan geri geri çekilirken yere düştü.
Lecan, Zaag’ın kükremesinden ne bir şey hissetmiş ne de korkmuştu.
Ürkütücü ses, adeta rüzgârın incecik borular arasında gezmesi gibiydi. Ancak içinde garip bir şekilde biraz melankolik bir hava da vardı.
Ancak, yine de büyüktü.
Rakibi biraz daha büyükmüş gibi görünmesine rağmen Lecan kadar uzundu.
Başından ayaklarına dek paçavralarla örtülmüş gibi duruyordu. Ama dikkatlice bakılırsa, o paçavraların bir çeşit deri olduğu görülebiliyordu.
Lecan kılıcını savurarak canavarın kolunu vücudundan ayırdı.
Zaag bundan hiç etkilenmemiş gibi Lecan’ın üstüne yürümeye başladı.
Lecan geri çekildi ve canavarın hareketlerini gözlemlemeye başladı.
Yavaş hareket ediyordu.
Lecan, bir dal kesti, çabucak yapraklarını yolup kabaca bir tokmak haline getirdi ve Zaag’a saplamaya çalıştı.
Zaag kalan koluyla tokmağı savuşturdu.
İnsanların savuşturabileceği bir biçimde yavaş ve hantalca hareket ediyordu. Ancak güçlüydü. Vurduğu yere bağlı olarak insanı uçurabilirdi. Gerçi, doğru yere vurursa sizi öldürebilirdi de.
Devamında Lecan elindeki tokmağı kullanarak Zaagla bir süre daha oynadı.
Beklenmedik hareketleri yoktu ve gerçekten de yapabildiği tek hareketler basit hareketlerdi. Bundan düzinelerce olsa bile Lecan’a bir tehdit oluşturamazdı.
Sol omzundaki kesikten herhangi bir sıvı akmıyordu. Neresinden bakılırsa bakılsın, yaşayan bir canlı değildi.
Kafasını uçurdu.
Zaag yere düştükten sonra, <Mana Sensörü> ile büyülü cevherini araştırdı ama bulamadı.
Belli ki, Youma’lar öldüğünde büyülü cevher düşmüyordu.
Canavar toza dönüştü.
Lecan, Wazz’ın yanına döndü.
“İsteğini tamamladım.”
“E-eevet.”
“Ücretimi ver.”
Lecan ücretini aldıktan sonra, köyü hemen terk etti.
Lecan’ın bu dövüşten elde ettiği tecrübe, Zaagların da <Yaşam Sensörü> ile tespit edilebileceği olmuştu. Bundan, diğer Youma’ların da tespit edilebileceği çıkarımında bulundu. Renkleri de mavi oluyordu. Özel bir yeteneği olan <Yaşam Sensörü> manası olan insanları kırmızı noktayla, manaya sahip olmayan insanları ise açık kırmızı noktayla gösteriyordu. Hayvanları yeşil ile, büyülü canavarları ise mavi noktalarla gösteriyordu.
Diğer bir deyişle, Zaag bir büyülü canavar olarak görünüyordu. Manaya sahip olup insan olmayan varlıklar, yeteneği tarafından muhtemelen mavi olarak gösteriliyordu. İlerde bu çıkarıma ters düşecek bazı istisnalar olacağına emindi. Ama şimdilik, mavi noktaları bir düşman olarak kabul edecekti.