Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 012
Çevirmen: Kylerxy & Editör: Faen_the_1134
Buraya Gelmek Hayallerimden Biri
Önümde şehre girmek isteyen herkesin kimlik kartını denetleyen bir asker vardı. Orada bunu ilk kez fark ettim.
”Huh? Benimkisi nerede?” (Wazu)
Normalde cüzdanımı ve diğer eşyalarımı cebimde tutardım. Ancak, elf köyünde kaldığım zamanlarda, bazen onları odamda bırakırdım.
(Bu doğru. Kaçtığımdan dolayı…Lanet olsun, şu anda ağlamak istiyorum.)
”Bir sonraki kişi lütfen!”
Asker beni çağırdığı zaman, göğsümü sertleştirdim ve dikkatli bir şekilde yanına yaklaştım. En kötü durumda, şehir dışında kamp kurmaya hazırdım.
”Lütfen bana kimlik kartını göster.”
”Şey,aslında…onu kaybettim…” (Wazu)
”Anlıyorum. Eğer geçici bir kimlik kartı almak istiyorsanız, size ilk önce bir soru sormak zorundayız. Buna ne dersiniz?”
”Evet, lütfen.” (Wazu)
(Oh? Röportaj? Bu kadar mı?)
İmparatorluk Başkenti’nden hiç ayrılmadığım için böyle bir prosedürün olduğunu hiç bilmiyordum. Küçük bir odaya girene kadar askeri itaatkar bir şekilde takip ettim. Odanın merkezinde bir masa ve iki sandalye vardı. Sandalyenin birinde, deri zırh kuşanmış ince bir adam vardı.
”Yo! Yani, kimlik kartını kaybeden kişi siz misiniz? Oldukça zahmetli olmalı. Yakında görüşmeye başlayacağım. Ama ilk önce, neden oturmuyorsunuz?”
Önündeki boş sandalyeyi işaret etti. Adımı, doğum yerimi, kasabaya neden geldiğimi, önceden herhangi bir suç işleyip işlemediğim gibi sorular sordu. Suç işleyip işlemediğini onaylayacak özel bir büyü aracı vardı ve benim üzerimde kullandı.
Kimlik kartımı beklerken bana kendi hikayesini anlattı. Adı Orlando idi. Soylu bir aileden olmadığı için bir soy ismi yoktu. 19 yaşındaydı, benden iki yaş daha büyük. Aramızda sadece iki yaş fark olmasına rağmen, şehrin kapısından sorumlu garnizon askerlerinin şefi. Aynı zamanda arkadaş canlısı bir insan.
”Tamam, maceracılar loncasına kayıt olmak için kullanabilirsin. Sadece geçici kart olduğu için, bir hafta içerisinde maceracılar loncasına gidin ve kimlik kartını iade edin. Aksi taktirde, geçersiz olacaktır.” (Orlando)
”Sorun değil. Buradan sonra hemen oraya gideceğim. Bu arada, bana bir han tavsiye edebilir misiniz? Fazla param yok, bu yüzden mümkün olduğunca ucuz bir yer istiyorum” (Wazu)
”O zaman, maceracılar loncasının karşısında, bulvarın kesiştiği yerde eski bir maceracı çifti tarafından yönetilen ”Işığın Rüzgarı Köşkü” adında bir yer var. Buna ne dersin? Onlar her zaman çeşitli şeyler ile çaylak maceracılara yardımcı olurlar.” (Orlando)
”Evet, o yere gideceğim.” (Wazu)
Daha sonra geçici kimlik kartımı aldım. Orlando ile konuşurken şehrin girişindeki geçitten aşağı doğru yürüdüm. Geçitin sonunda, Orlando ayaklarını durdurdu ve döndü.
”Nasıl düşünemedim,önemli bir şeyi söylemeyi unuttum.” (Orlando)
”?” (Wazu)
”Kale Şehri Linnic’e hoş geldin.” (Orlando)
Kale Şehri Linnic. Doğu kıtasındaki en büyük ülke olan Mabondo Krallığı’nın güney tarafındaki sınır şehri. Linnic, anakaradaki şehirler ve kasabalar arasında kıyaslandığında en fazla gelişme gösteren yoğun bir şehir. Bir duyuru tablosunda yazan bilgilere bakıyordum.
(Şükürler olsun, memleketim güney kıtasının merkezinde. Şuanda güneye gitmekten kaçınacağım.)
Ana cadde boyunca maceracılar loncasına doğru yürümeye başladım.
Benim memleketim ve bu kale şehri arasında oldukça fark var. Huzursuz bir şekilde etrafa bakarken ilerledim.
Orlando’nun söylediği yere ulaştım. Girişinde büyük bir tabelada ”Linnic Şehri Maceracılar Loncası Şubesi” yazan üç katlı bir bina gördüm. Binaya girmeden önce derin bir nefes aldım.
İçeri girdiğimde, bir dizi resepsiyonist masaları ve merkezin arkasında merdivenler gördüm. Benim sağ tarafımda, isteklerin listelendiği bir duyuru tahtası vardı. Sol tarafımda, basit bir yemek yeri yer alıyordu. Kendimi hazırladım ve huzursuzca etrafa bakarken resepsiyonist masasına gittim.
”Merhaba, Linnic Şehri Maceracılar Loncası Şubesine hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?”
”E-evet, maceracı kaydı lütfen.”(Wazu)
”Kayıt mı? Öyleyse lütfen bu formu doldurun.”
Uzattığı kağıdı ve tüy kalemi aldım. İsim, yaş, memleket, onları birbiri ardına doldurmaya devam ettim.
Duyduğum gibi, maceracılar loncasında resepsiyonist olarak çalışan çok güzel bir kadın vardı. Önümdeki resepsiyonist-san’ın omuz boyunda kabarık pembe saçları, nazik gözleri ve sevimli bir figürü vardı. Biraz şaşkındım.
”Tamam mısın? İlk önce bakayım…Evet, tamam. O zaman, lonca kartınız bitene kadar size maceracılar hakkında bir açıklama yapmama ne dersiniz?”
”Evet, lütfen!” (Wazu)
”Peki o zaman…Basit bir açıklama ile başlayacağım. Maceracılar Loncası, maceracılar ve istekleri koyan müşteriler arasında aracılık yapar. Müşteriler, tamamladığınız istekler için ödeme yapacaklardır .Duyuru panosunda mevcut istekleri görebilirsiniz. Almak istediğiniz, isteği alıp resepsiyoniste teslim edin, resepsiyonist size izin verdiğinde, isteği alabilirsiniz. İsteği tamamladığınızda resepsiyoniste tekrar bildirin. Ek olarak, istekler ve maceracılar için bir derecelendirme sistemi var. En yüksekten en düşüğe doğru ”S,A,B,C,D,E,D” Herkes F-derece’den başlayacaktır. İlk verilen lonca kartı ücretsizdir. Eğer kaybederseniz 5 altın coin karşılığında tekrar çıkartabilirsiniz, bu yüzden lütfen dikkatli olun. Kendi rütbenizin bir üstüne kadar istekleri alabilirsiniz. Bu durumda bir sınava ihtiyacın olacak. Herhangi bir sorun var mı?”
”İsteği tamamladığımı nasıl kanıtlayacağım?” (Wazu)
”Bu isteğin içeriğine bağlı, özel canavarlarda kanıt için bir parçası ya da istekte bulunan kişinin tamamlama imzası gibi. Lütfen bunları kullanın ve resepsiyonist görevlisine verin. Biz onaylayacağız ve sonrasında süreç bitmiş olacak.”
”Bir rütbe nasıl yükselir?” (Wazu)
”Eğer her derecede talep edilen istek sayısına ulaştığınız zaman,seviye yüksetme sürecinden bahsedeceğiz.İlerleyen zamanlarda.Ancak,lütfen sıkı çalışın,çünkü D ve C’ye ve daha ilerlerinde seviye yüksetmek için bir test var.”
”Anlıyorum. Kabaca olayı anladım. Eğer anlamadığım bir şey olursa, size soracağım.” (Wazu)
”Lütfen. Oh, doğru! Çok fazla barbar maceracı var bu yüzden lütfen mümkün olabildiğince onlardan kaçının.”
”Evet, anladım. Resepsiyonist-san’ın endişelenmemesi için dikkatli olacağım.” (Wazu)
”Lütfen dikkatli olun. Lonca kartınız tamamlandı. Lütfen suçları önlemek için buraya biraz kanınızdan damlatın. Bu diğerlerinin bunu kötüye kullanmasını engelleyecektir. Durumunuz kart üzerinde gösterilecektir.Böylece prosedür bununla sonlanacak.”
Recepsiyonist-san’dan kartı aldım. Bıçaktan damlayan kanımla kartın üzerine büyük bir F harfi çizmeyi düşündüm.Ancak, bir sebepten dolatı bıçak parmaklarıma zarar veremedi. Aksine, bıçağın keskin ucu yavaş yavaş köreldi…
(Bu hızda sonsuza kadar sürecek, ama neden?)
Bir süre merak ettim. Ama sonunda, parmaklarımın kanaması için ısırdım ve kanımı kartın üzerine akıttım.
Lonca kartından çıkan sonucu gördüğümde şaşkınlıktan dilimi yuttum.