Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 017
Çevirmen: Kylerxy & Editör: Faen_the_1134
Bir Maceracı Olduğumdan Hadi İlk İsteği Alalım
”Sen dün yeni katılan bir F-derece misin!?!?”(Ragen)
Lonca binasının üçüncü katındaki lonca başkanı odasının içinde kızgın bir ses yankılandı. Keltoş demek istediğim lonca başkan tarafından, dün olanlardan dolayı buraya çağırıldım.
Yüz yüze bir masaya oturduk. Benim hakkımda daha çok şey bilmek istediği için daha dün maceracı olarak kayıt olduğumu söyledim. Bu öfkeli sesi ortaya çıkmasının sebebi buydu.
(Çok gürültülü, beni sağır etmeye mi çalışıyorsun?)
”Merhametli Tanrıça! Dünkü durumu Lula’dan duydum ve adamların hatalı olduğunu anladım. Ama F-derece ve A-derece arasındaki sahte dövüş biraz….bunu iptal edelim!” (Ragen)
”Eh? Hayır, lütfen, yapmama izin verin! Kel—-Lonca Başkanı!! O adamlar senin aşçılığına laf atıyordu!! Yüksek sesle!! Bu benim için yeterli bir sebep!! Endişelenme, çünkü kaybetmeyeceğim!!” (Wazu)
Eğer sahte savaşı iptal ederse sorun yaşayacağım.
”Yemeklerimi övmüş olmana sevindim…phew…Sanırım sıralamanın her zaman birinin yeteneğini temsil etmediğini düşünüyorum… Bu arada,Lula ve Emma’dan duyduğum hikayeye göre farklı bir imaja sahipsin….Savaşçı gibi…..” (Ragen)
”Savaşçı? Öyle değil. Sadece, bu sefer aklımda bir hedefim var… Şey, bu biraz kişisel. Bu arada Emma kim?” (Wazu)
”Ne? Kendisini tanıtmadı mı? Lonca kaydını yapan resepsiyonist.”(Regan)
”Oh, şu pembe saçlı kadın.” (Wazu)
”Bu arada, yeni evlendi bu yüzden ona kur yapmanın faydası olmaz.” (Ragen)
”Böyle bir niyetim yok.” (Wazu)
(Benim hakkımda ne düşündün?)
Sesli bir iç çektim ve şikayet etmek üzereydim ama keltoş demek istediğim lonca ustasının ciddi ifadesine bakarak…
”Gerçekten bunu yapacak mısın?” (Ragen)
”Evet.” (Wazu)
”Tamam, o zaman. Maceracılar arasındaki anlaşmazlıkları durdurmak loncanın yetkileri içerisinde değil. Aşırı davranışlar hakkında bir kaç şey var ama bu da oldukça sınırlı bu yüzden bunları görmezden geleceğim ama bir dahaki sefer olmayacak unutma.” (Ragen)
”Anlıyorum.” (Wazu)
Konuşmanın bununla bittiğini düşünmüştüm. Koltuktan ayağa kalktım ve odadan ayrılmak üzereyken keltoş demek istediğim lonca başkanı benimle konuştu.
”Anlıyorum, iyi şanslar.” (Ragen)
”Bunu söylemene ihtiyacım yok. O zaman izninizle keltoş…..” (Wazu)
*bang!!*
”Piç!! Ne dedin!! Sana bir şey söyleyeyim, saçlarımı yeni tıraş ettim—–!!!!” (Ragen)
İki türlüde umursamıyorum. Hızlı adımlarla birinci kata doğru indim.
”Pardon, lütfen bu istekleri almak istiyorum.” (Wazu)
”Afedersiniz, lütfen bana teslim etmeyin.” (Emma)
İlk kata geldim ve duyuru tahtasından 2 istek kağıdı aldım. Resapsiyonist Emma-san’a teslim ettiğimde başında patlayan mavi damar ve bir gülümseme ile böyle bir cevap aldım. Bu oldukça korkutucu.
”Dikkatli olacağını söylemiştin…ve dün, bu oldu!? Dün ne söylediğimi hatırlıyor musun?” (Emma)
”Hatırlıyorum. Ancak bu sefer….şey….çok fazla durum var.” (Wazu)
”İç çekme….her neyse. Görünüşe göre lonca ustası tarafından nasihata tutulmuşsun bu yüzden bu sefer ben bir şey söylemeyeceğim…..bu iki isteği almak istiyorsun değil mi?” (Emma)
Emma-san ona verdiğim isteklerin içeriğini onayladı. Hemen büyük bir iç çekti.
”Yarın sahte dövüşün olacak bu yüzden neden goblinlere boyu eğdirme ve bitki toplama isteği aldın?” (Emma)
”Açıkçası, çok fazla param yok. Bütün F-derece isteklerin bir gün geziye ihtiyacı olduğundan, sadece E-derece istekler benim için uygun.” (Wazu)
(Eh, yine başka bir amaç daha var.)
Emma-san bir kez daha büyük bir iç çekti.
”……Anlıyorum. Kabul edilebilir. Lütfen bana lonca kartını ver.” (Emma)
Lonca kartını verdim. Aldığım istekler kabul edilecek ve lonca kartıma kaydedilecekti. Bu sırada, Emma-san aldığım isteklerin detaylarını bana anlattı.
”Buradan biraz doğuya doğru ilerliyorsun. Genellikle, ormanın ortalarında bir goblin bulabilirsin. Çünkü ormanın derinliklerinde bir goblin yuvası var, lütfen dikkatli ol. Boyun eğdirmenin kanıtı goblinlerin sağ kulağı olduğundan, lütfen onlardan beş tane bana getir. Sonra, bitki toplamaya gelince, sahip olduğun kadarını satın alacağız. Herhangi bir sorun var mı?” (Emma)
”Bitkileri ve goblin kulaklarını koyacağım bir çantam yok. Bir tane ödünç alabilir miyim?” (Wazu)
”Sorun değil…Öyleyse, bu senin lonca kartın ve bu da belinize takabileceğiniz çanta. Lütfen daha sonra çantayı geri getirin, eğer yırtılmışsa ve ya hasar almışsa bir tanesinin fiyatını ödemek zorundasınız. Lütfen dikkatli olun.” (Emma)
”Çok teşekkür ederim.” (Wazu)
”Evet, kendine iyi bak!” (Emma)
Loncadan ayrıldım ve ışığın rüzgarı köşküne gittim. Bugün için konaklama ücretimi ödedim ve şehri terk ettim.
Yolda Orlando ile karşılaştım ve kısa bir süre konuştuktan sonra geçici kimlik kartımı geri verdim. A-derece maceracılar ve benim aramdaki sahte savaş hakkındakileri biliyordu.
(Bilgi çok hızlı yayılıyor, huh….)
Yarın bir günlük izinli olduğunu ve izlemeye geleceğini söyledi.
Bir süre yürüdüm ve ormanın doğusuna ulaştım. Düşündüğüm kadar uzak değildi. Bitkileri toplarken yavaşça yürüdüm. Sonunda,üç yeşil canavar ben bulmadan önce karşıma çıktı. Yeşil bodur bedenleri ile sivri burun ve kulakları vardı. ”geya-geya” sesleri ile gülerken bana yaklaşan canavarlar goblin olarak adlandırılıyordu. Silah olarak paslı bir bıçak ve tahta sopa tutuyorlardı.
(Güzel. Sonunda bu şeyi test edebilirim.)
Gücümü goblinlere karşı test edeceğim. Kendimi nasıl tutacağımı öğrenmem gerekiyor, yoksa karşılaştığım tüm rakiplerin öleceğini düşünüyorum. Düşündüğüm buydu ama….
Gözlerimin önünde, kafaları patlamış üç goblin cesedi vardı….sadece bir anda….iç çekme….düşündüğüm gibi.
Belki de canavarların rütbesi yüzünden, ama asıl konu beklediğim gibi gücüm. Bu sefer gücümü düzgün kullanabileceğimi düşünmüştüm çünkü gücünün farkındaydım ama sonuçta yine işe yaramıyor.
Her şey şuanki gibi kalırsa, yarın bu adamlar ölecek. Umrumda değil ama geleceği düşünürsek aynı şeyi söyleyemem. Her şeyden önce goblinlere karşı nasıl gücümü kontrol edeceğimi öğrenmem lazım.
Bu nedenle, şu anda goblin yuvasına gideceğim.