Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 038
Çevirmen: Kylerxy & Editör: Faen_the_1134
Ve Onun Hikayesini Dinledim
Ertesi gün.
Fwuaaah…ne güzel ve ferahlatıcı bir sabah!! Gel şuna bak!! Böyle güzel bir güneşle kutsanıyoruz—
Ya da değil!!
Uyandım ve bir pencereyi açmak için yataktan atladım, sadece soluk ve bulutlu bir hava gördüm. Yağmur yağacak. Heyecanım bir kez daha azaldı.
Şey, Tata-san’ı görmeye gitmeden önce ilk olarak vücudumu temizlemeliyim. Regan’a dünün nasıl sonlandığını sormak istiyorum.
Bir çok kez ziyaret ettiğim lonca başkanı odasına gittim. Her zamanki gibi koltukta yüz yüze oturduk ve Regan’a dün hakkındaki detayları sordum.
Regan’a göre, Tata-san babasının borcunu temizlemek için vücudunu ona satmış. Garret-san’da durumları biliyordu. Dükkanda, beklenildiği gibi onu ziyaret edecek adamı asla bilemezdi. Bir gün istenmeyen bir misafir gelmiş ve onu istemişti. Onun kimliği açıktı, lord. Her ne kadar sadece onlara daha sonraları zarar getirmeyecek müşterileri seçselerde, otoritesinin gücünden dolayı lordu reddemezlerdi.
Daha sonra, Regan ve Garret-san tarafından yürütülen bir soruşturma ile aslında bunun Tata-san’ı almaya çalışan bir lord’un planı olduğu ortaya çıkarılmıştı. Ayrıca lord’un masa altından işler yürüttüğü gibi hakkında bilgiler gün yüzüne çıkartılmıştı. Lord toplanan kanıtları ortadan kaldırmaya çalıştığında bu olay gerçekleşmişti. Bu arada lord şu anda…
”Anlamadım. Şu anda onun hayatta ya da yaşıyor mu olduğunu bilmiyorum.” (Regan)
Bu kadar. O zamndan beri bilinçsizdi ve sanki çatlamış bedeni ile ölmüş gibi görünüyordu. Onun uyandığına dair bir işaret olmadığını dıydı. Şey, dürüst olmak gerekirse şu anda cezasını çektiğini düşünüyorum.
Konuşmayı sonlandırmayı düşündüm böylece Tata-san ile buluşabilirdim. Ama bu olmadan önce, Regan bir şey söylemesi gerektiğini söyledi. O anda, onun sözlerini anladığımda, bu yerden aceleyle koştum.
”Şey, Lord’un ailesinin Tata ve onun ailesinden intikam alması ihtimali olduğundan, Garret onları sabah güvenli bir yere gönderdi. Gittikleri yeri ben de bilmiyorum.” dedi Regan
Garret-san’ın yerine ulaştığımda kimse orada değildi. Tata-san, Garret-san, Bay Korkunç Yüz, koruma görevlileri, herkes gitmişti.
…………….Huh? Bu ne?
İtirafımı……………..cevaplamaya ne dersin……………….
Bir süreliğine dilimi yuttum ve daha sonra köşkün arkasından birisi çıkığ bana doğru yürüdü.
Tata-san!!
Öyle zannetmiştim ve bu kişiyi öyle kabul etmiştim ancak bu ara sıra gördüğüm kedi kulaklı kadındı.
”Merhaba.”
”Me-merhaba…..umm….” (Wazu)
”Oh, beni hatırlamak zorunda değilsin. İyi olduğu söylemek için Tata-onee-sama adına buraya geldim.”
”Eh, Ne….?” (Wazu)
Bana bunu iyi niyetinden dolayı söylediğini sanmıyorum çünkü bir şekilde benimle alay ettiğini hissedebiliyorum…
”Çok kötü. Tata onee-sama artık burada değil.”
”Aa~, bunu Regan’dan duydum…..şehri terk etti değil mi?” (Wazu)
”Evet, ama sana nereye gittiğini söylemeyeceğim.”
”……………Peki, Tata-san bana ne söylemek istedi?” (Wazu)
Onu duymak istemediğime dair içimde kötü bir his vardı. Ama önümdeki kişi ne olursa olsun bir şey söylemek istiyor gibiydi bu yüzden başka şansım yoktu.
Ama acaba dinlememek daha mı iyi……..?
”Huh? Hâlâ anlayamadın mı? Sen BİR KENERA ATILDIN!!”
Dürüst olmak gerekirse….bu durumu ve her şeyi göz önünde bulundurarak böyle olacağını düşünmüştüm. Ama yine de itiraf etmek istemiyordum….
”Gerçekten çok üzücü ama Tata onee-sama’dan vazgeçmelisin, sanırım bunu çok iyi anlayabilirsin.”
Onu duymak istemiyorum….belki de bu bir çeşit kötü rüyadır…..
”Güçlü olduğundan sadece bizim yararımız için seni kullandı. Şükürler olsun ki Tata onee-sama güvende. Ama lanet olası lord gittikten her şey sona erdi. Kalbimin derinliklerinde sana çok teşekkür ederim.”
Minnettarlık sözlerine ihtiyacım yok…
”Ve güle güle, artık seni görmeyeceğim, sanırım….” dedi.
Böyle bir şey söylerken sanki zafer kazanmış gibi alaycı bakışlarla yanımdan geçti ve beni bu yerde yanlız başıma bıraktı. Bütün gücümü yitirmiş gibi yere diz çöktüm.
Anlıyorum……….sadece beni kullanmıştın……….anlıyorum…………anlıyorum…………