Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 058
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
”Hepinizin görebileceği gibi güvendeyim ve duyularımı da geri kazandım”(Navirio)
Navirio-sama etrafındaki şövalyeler sesli bir şekilde duyurdu. Bir anda sevinç çığlıkları patladı ve şövalyeler kılıçlarını cennete kaldırdılar.
Navirio-sama bu sahneye kafa salladı. Yavaşça diğer taraftaki şövalyelere doğru yürüdü, daha sonra ilan etti…
”Narellina’nın şövalyeleri!Artık savaşmak için bir neden yok. Sizin lordunuzu kurtaracak burada bir kişi var. Ben de kız kardeşimi kurtarmak istiyorum. Bu yüzden lütfen yolu açın!”(Navirio)
Bu sözler Bondo ovasında yayıldığı zaman, Navirio-sama tarafındaki ve Narellina-sama tarafındaki şövalyeler uyum içerisinde hareket etti. Bir yol yapmak için ikiye ayrıldılar. Navirio-sama’nın durduğu yerden Narellina-sama’nın bölgesine kadar açılıyordu.
”Bir düşününce, isminizi duymadım değil mi?”(Navirio)
”Adım Wazu, Navirio-sama”(Wazu)
”Sadece Navirio yeterli o zaman gidelim”(Navirio)
”Evet”(Wazu)
Naviro koşmaya başladı böylece ben de peşinden koştum. Yolda bir uşak kıyafeti giymiş yaşlı bir adam –”Sizi güvende gördüğüme her şeyden daha çok sevindim, genç efendi”– yaklaştı ve bunu söyledi. Belki de Navirio’nın kişisel uşağıydı. Navirio ileriye doğru hala koşarken bir kaç kelime konuştular.
”Görünüşe göre şövalyelerim güvende. Kendime geldim, bu yüzden şimdi içiniz rahat olsun. Sadece beni korumaya çalıştıklarını düşününce, hayatlarını almadığın için gerçekten çok minnettarım”(Navirio)
”Hayır, bu sadece bir kazadan dolayı herhangi birisi ölürse Naminissa üzüleceğinden kaynaklıydı”(Wazu)
”Hoho-… Kız kardeşimi çağırmak için saygı ifadesi kullanmadın huh… Ona aşık mısın?”(Navirio)
”N-n-neeeeeee!”(Wazu)
Açık saçık neler söylüyorsun? Bir nedenden bana sırıttı. Geri bir şey söylemeden önce hedefe ulaşmıştık.
Önümüzde, gerilmiş bir bariyerin içerisinde duran güzel bir zırh ve kılıç ile donatılmış kırmızı saçlı bir kadın vardı. Bir kadın için kısa saçlara sahipti. Ama ince bir kurdele sırtına kadar sarkıyordu.
Biraz açılmış olmasına rağmen, gözlerinde hiç ışık yoktu çünkü o nedenini kaybetmişti. Buna rağmen yüz ifadesi Noh maskesi gibi sanatsal görünüyordu. Bilincini tekrar kazanırsa kesinlikle daha da güzel olacaktı.
”Bu o mu?” (Wazu)
”Evet ,o benim küçük kız kardeşim ve Naminissa’nın büyük ikiz kardeşi”(Navirio)
Navirio Narellina’ya acıklı bir yüz ile baktı. Bu durumda Narellina’yı görmek onun için çok zor olmalı.
Daha sonra, hizmetçi üniforması giyen genç bir kadın bize yaklaştı ve Navirio ile bir şeyler hakkında konuştu. Konuşmaları sonlandıktan sonra şuan ki durum hakkındakileri bana anlattı.
”Şuan da, büyücü birimi onu bariyerin içinde sınırlamak için tüm güçlerini kullandılar. Ama bariyer çok uzun süre dayanmayacak gibi görünüyor. Eğer sen yaklaşırsan, uyarmadan hemen sana saldıracak… Böyle bir durumda bile, hala sana güvenebilir miyim?”(Navirio)
”Evet, sıkıntı değil. Bariyeri kaldırabilir misin?”(Wazu)
Bariyer Navirio’dan gelen bir sinyalle kaldırıldı ve yavaşça ona yaklaştım. Kılıcının bana ulaşabileceği bir mesafedeyken, bir an bile gecikmeden hemen bana saldırdı.
Beni kesmek için yukarıdan gelen kılıcı atlattım. Olduğu gibi alçaldı ve daha önce durduğum yerde durdu. Kısa sürede kılıcı tutan elini sağ elimle kavradım ve sol elimi zırhını kaba kuvvetle parçalamak için kullandım.
Benim görüş alanıma giren, beyaz bir bluzla kaplı oldukça dolu göğüslerle süslenmiş şekilsiz bir kolyeydi. Sağ elimle hala hareketlerini mühürlerken, sol elimle zırha daldım ve bu sefer kolyenin dekoratif bölgesini kavradım.
Bir an için sol elimin üzerinde kıvılcımlar saçıldı. Belki de bu kolyeyi çıkarmaya çalışanlar için bir önlemdi. Herhangi bir anormallik yoktu yani benim üzerimde işe yaramıyor gibi görünüyordu. Elimle kolyeyi parçaladım.
Sol elim boyunca geçen bir duygudan dolayı Narellina-sama’nın bedenindeki lanetin ortadan kalktığını anladım.
Çökmek üzere olan Narellina-sama’yı önden destekleyerek kucakladım. Bilinci hala yerindeydi ve gücü yavaşça bedenine geri dönüyordu. Biraz zaman geçtikten sonra hafifçe güldü…
”Fufufuf… Bana yardım ettiğin için teşekkür ederim”(Narellina)
”Komik bir şey mi var?”(Wazu)
”Hayır, bu beni bir adamın kucakladığı ilk seferdi ve bence o kadar da kötü değil”(Narellina)
”Huh…?”(Wazu)
”Adınızı öğrenebilir miyim?”(Narellina)
”Ben Wazu”(Wazu)
Görünüşe göre duygularını tamamen geri kazanmamış. Sakin bir şekilde onu analiz etmeye çalıştım ama kalbim heyecanlanmaya başladı çünkü Narellina-sama’nın göğsünün üzerime baskı oluşturduğunu hissedebiliyordum. Kendi ayaklarının üzerine basmaya başladığında hızlıca bundan kurtulmalıyım.
Sıkıntılı hissediyorum, sanırım biraz göğsümü hareket ettirsem bile bir nedenden tepki verecek gibi görünüyor. Ne yapmam gerektiğini merak ediyorum, yakınlardan bir öksürük sesi geldi.
Bu sese yanıt olarak Narellina vücudunu benden ayırdı. Sesin kaynağını görmek için arkama döndüm ve Navirio’nun bir başparmak yaptığını gördüm. Bu işaretin anlamı ne?
”Sizi rahatsız ettim, Onii-sama”(Narellina)
”Bu benim için de geçerli ama şuanda güvende ve sağlam olmamız iyi bir şey”(Navirio)
”Evet!”(Narellina)
”Navirio nii-sama—!Narellina ane-sama–!”(Naminissa)
Hmm… ?Az önce Naminissa’nın sesini duydum. Huzursuzca arkama baktığımda Naminissa’nın bu yere doğru koştuğunu görebiliyordum. Neden buraya geliyorsun?
Naminissa’nın arkasında Orlando, Leria-san ve bir kaç düzine diğer maceracılar onlara eşlik etmek için birlikte koşuyordu. Şövalyeler Naminissa ve grubun geçmesi için yolu açtılar. Bu yere ulaştığında, Navirio ve Narellina-sama’yı kucakladı.
”Güvenli bir şekilde eski halinize döndüğünüz için çok mutluyum! Nii-sama! Ane-sama!”(Naminissa)
”Seni endişelendirdim, Naminissa”(Navirio)
”Ben de. Üzgünüm, Naminissa”(Narellina)
Bu üçü birbirlerinin güvende olmasından dolayı sevinç gözyaşlarına boğuldular. Öte yandan Floyd ve şövalyeler takviye amaçlı gelen şövalyelerle el ele tutuşuyorlardı. Meru –”kyuii-kyuii”– derken havaya zıpladı. Orlando benim yanımdan sahneyi izledi.
”Başardın”(Orlando)
”Evet”(Wazu)
Gözyaşlarını tutamazken Naminissa, Navirio ve Narellina-sama’nın birbirini kucaklayan sahnesi gözlerimin önündeydi.
Yüzlerine büyük bir gülümseme yerleştirmişlerdi.
Bu görmek istediğim gülümsemeydi…