Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 060
Bu nasıl oldu… ? Şuanda arkamda kraliyet ailesinden üç kişi, Orlando ve Leria-san yan yana duruyorlar. Onların arkasında 2000 şövalye ve yüzlerce maceracılar loncasından insan yer alıyor.
Eeh? Navirio ve Narellina’ya yardım edeceğim dediğimde, arkadan takip etmeyi ve desteklemeyi düşünüyordum ama neden ben liderlik ediyorum?
Onlara gerçekten işbirliği yapacağımı söyledim ama ben neden kraliyet ailesinin önünde duruyorum?
Bu birleşmede en üst kişi benim gibi görünüyor, değil mi? Bekle bir dakika… Beni kalkan olarak kullanıyor olabilirler mi? Tahmin edilmeyen bir olay olsa bile, hasar alan tek kişi sadece nem olacağım, bunun gibi bir şey mi? Hayır, hayır… Bu olamaz… Ama… Ancak…
Bunu düşünürken, Denoga ve insanlar arasındaki kırmızı Kalkanlı S-derece maceracı Fluegel gözlerimin önüne ulaştı.
Oh! Ne zaman! ?
Fluegel büyük kas kütlesine, keskin gözlere, kısa saçlara ve yüzünde birçok çiziğe sahip bir adamdı.
”Sen daha önceki, Wazu-san’dı değil mi?”(Denoga)
”Evet, atmosferin bir şekilde daha farklı, bu senin gerçek doğan mı?”(Wazu)
”Bu benim gerçek doğam mı? Merak ediyorum? Ben çekingen olan kendimi sevmiyorum”(Denoga)
Sohbetimizin ortasında, bakış açısını arkamdakilere değiştirdi.
”Navirio-sama ve Narellina-sama’nın normale dönmesi iyi bir şey, Naminissa-sama”(Denoga)
”Böyle şeyler söylemeye nasıl cesaret edersin, her şey senin yaptıkların yüzünden olduğu halde”(Naminissa)
”Hahaha, öğrendin mi? Peki elden bir şey gelmez. İkisinin de burada ölmesini planlamıştım bu yüzden artık saklamanın bir anlamı yok. Yine de ikisinin de hayatta kalacağını düşünmemiştim. Bu yüzden bu şekilde doğrudan saldırmak dışında yapacak başka seçeneğim kalmadı”(Denoga)
”Arkandaki adamları kullanarak mı?”(Narellina)
Narellina, Denoga’ya düşmanlığını gizlemeden kızgın bir yüzle bakıyordu.
”Evet, Narellina-sama. Onlar benim hazırladığım şövalyeler, oldukça da iyiler”(Denoga)
”…Peki, Naminissa’nın nişanlısı burada ne yapıyor? Amacın ne?”(Nivirio)
Bu kez Navirio ciddi bir bakışla sordu.
”Amacım? Bu açık değil mi? Kral olma hakkımı almak istiyorum?”(Denoga)
”Bir hak… ?”(Navirio)
”Eh, bunu saklamama gerek yok. Şuan da şüphesiz ki Denoga Flebonda olarak çağırılıyorum ama benim gerçek ismim Denoga Gnarbondo. Ben eski kralın biyolojik çocuğuyum, Deo Gnarbondo. Ben gayri meşru çocuğuyum”(Denoga)
”””Neeeeee ! ?”””
”Sadece Naminissa’nın nişanlısı olarak kral olamam. Dürüst olmak gerekirse, şuan ki kraliyet ailesi yolumun üzerinde”(Denoga)
”Olamaz… Ebeveynlerimiz de hasta…”(Navirio)
”Evet, sizi öldürdükten sonra onlardan da kurtulacağım”(Denoga)
”O zaman seni burada yenersek, her şey sona erecek”(Narellina)
Narellina kılıcını çektiğinde arkasındaki şövalyeler de bir takım olarak onu takip etti. Kırmızı Kalkanlı grup ta yanıt olarak kendi kılıçlarını çekti. Bir anda bölge tamamen kana susamış bir savaş alanına dönüştü. Daha sonra, Leria-san bir adım önce çıktı ve Fluegel’e baktı.
”Anlıyorum… O önceki kralın oğlu. Burada olma nedenin bu mu?”(Leria)
”…Bu doğru”(Fluegel)
Eh? Bunun anlamı ne? Düşündüğüm buydu ama Leria-san kısık sesle bana açıkladı. Görünüşe göre Fluegel önceki krala oldukça yakındı ve ondan çeşitli yardımlar almıştı. İyiliklerini iade etmek için oğluna yardım etmiş gibi görünüyordu.
”Bunu sadece bir kez söyleyeceğim…”(Navirio)
Bu sefer Naviro bir adım öne çıktı.
”Görebildiğin gibi, burada 2000 şövalye ve bizim tarafımıza katılmış yüzlerce maceracı var. Ama senin tarafın ise tahmini olarak yaklaşık 800 insan civarı. Senin tarafında bir S-derece maceracı olsa bile, kazanma şansınızın olmadığı çok açık bu yüzden sakince teslim olun!”(Navirio)
”Bu doğru… Beklenildiği gibi bu kadar sayı farkı varken başa çıkmamız çok zor, takviye çağırmam gerekiyor”(Denoga)
Denoga kıyafetinin içerisinden bir şeyler çıkardı. Ne yapacağına dair bir fikrim yoktu.
”Bu kaosun içinde hayatta kalabilir misiniz?”(Denoga)
Denoga elinde bir şey tutan kolunu bize doğru uzattı. Avucunun üzerinde siyah bir top vardı. Huh? Sanırım daha önce bir yerde görmüştüm… Bu doğru Elf köyünde… Bu kötü!
”Ey büyük karanlığın müjdecisi gel ve kalbimi doldur”(Denoga)
Denoga’nın sözlerine yanıt olarak, siyah topun yaydığı siyah ışıklar etrafını sardı ve yakında kayboldu. Siyah top paramparça oldu ve gökyüzüne doğru dalgalandı.
*- – – – – – – – – – badump! – – – – – – – – – -*
Yine huh! Bu mesafeden kalp atışına benzer bir ses duyabiliyordum. Ancak, bu şuanda önemli değildi.
”Dikkatli olun! Canavar sürüsü gelecek!”(Wazu)
”Oh? Bunu biliyor muydun? Bir tüccar bunun bana nadir bilinen bir şey olduğunu söylemesine rağmen…”(Denoga)
Herkese yüksek sesle ne olacağını söylediğimden dolayı Denoga lakayt bir şekilde silahlandı. Denoga ile olan konuşmamızın içeriğine dayanarak, Navirio bir kez daha bazı şövalyelerle etkileşime geçti.
*dododo dododo dododo !*
Bu şekilde, Denoga liderliğindeki bir grup ve canavar sürüsünün arasında yakalanıp bir kavgaya daldık.