Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 075
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
GEMİ ÜZERİNDE RASLANTI
‘’*ororororororororororororo*’’
Bir şeyin denize düştüğünü, güzelce karıştığını ve aktığını hissettim. Küçük bir gökkuşağı da oluşmuştu. Muhteşemlik akıyordu… Freud.
Geminin güvertesine bindiğimizde, Freud deniz tutması nedeniyle kusuyordu.
Bir servis olarak gemiye binmek için bana borç para verdiğinden nazikçe onların sırtını ovaladım… Evet, ‘’onların’’ çünkü iki kişi vardı.
‘’*ororororororororororororo*’’
‘’Orada. Orada. Daha iyi hissetmek için her şeyi attınız’’(Wazu)
Bir elim Freud’un sırtını diğer elimde onun yanında kusan adamın sırtını ovuşturdu.
‘’Çok üzgünüm, Wazu-sama, gemiye karşı bu kadar zayıf olduğumu düşünmek—-‘’(Freud)
‘’Üzgünüm dostum, denizde iyi değilim—‘’
‘’ * orororororororororororo *’’
Bu duruma nasıl geldiğimi merak ediyorum… Freud başlangıçta iyiydi ama ben fark etmeden önce geminin kenarında bir adamla birlikte kusuyordu.
Hikâyesine göre, ilk kez bir gemiye bindiğini ve deniz tutmasını gibi bir şeyi hiç beklemediğini söyledi. Sırtını ovalarken böyle bir hikâye dinledim. Mürettebattan ağızlarını yıkamalarına yardım etmesi için biraz su getirmelerini istedim.
Ben de ilk kez bir gemiye binmeme rağmen deniz tutması olmadı, yeteneğimden kaynaklı mı olduğunu merak ediyorum?
Freud’un yanında kusan adam, hafifçe giyinmiş uzun siyah saçlı birisiydi, vücudu çok iyi eğitilmiş gibi görünüyordu çünkü oradan buradan kasları ortaya çıkmıştı. Birbiri ile çaprazlanmış iki kılıç alt sırtında asılıydı. Yüzüne bakıldığında şuana kadar gördüğüm en yakışıklı adamdı ama şuanda yakışıklı yüzü acılı bir ifade ile kaplıydı.
Böyle bir manzara sakinleşinceye ve ten rengi biraz geri dönene kadar devam etti.
‘’Sırtımı ovduğun için teşekkür ederim’’(Freud)
‘’Beni kurtardın dostum’’
‘’Evet, önemli bir şey değildi.’’(Wazu)
İki insan aynı anda bana teşekkür etti. Daha sonra Freud yanındaki adamın kimliğini onaylamak için yüzünü gözlemlemeye başladı.
‘’Hortum Grave-sama olma ihtimaliniz var mı?’’(Freud)
‘’Oh! Bu adla çağrılmayalı uzun bir süre oldu ama lütfen ‘’-samayı’’ bırakın çünkü biraz rahatsız edici ve biz sonuçta kusma yoldaşıyız, değil mi?’(Grave)
‘’Ben bir uşak olduğumdan bu doğam gereği yapmam gereken bir şey, lütfen beni affedin’’(Freud)
‘’Hortum mu?’’(Wazu)
Kim o anlamını anlamadığımdan kafamı eğdiğimden Freud bana açıkladı.
‘’Grave-sama hortum adında bir S-seviye maceracı, kendisi hakkında birçok kahramanlık hikâyesi var’’(Freud)
‘’Oo-‘’(Wazu)
‘’Ünlü olan diğer adı ise ‘’Harem Kralı’’ .Grave-sama’nın eşlerinin tüm dünyanın etrafında olduğu söylenir’’(Freud)
‘’Ouu, şuanda 195 karım var’’(Grave)
‘’Haa…’’(Wazu)
Ne demeli inanılmaz bir adam…
‘’Kaplıca kasabasında çalışan kadınımı görmek için yoldayım, sanırım kahraman Hao Sui-chan da orada gibi gözüküyor, onu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum-‘’(Grave)
‘’Siz de mi kaplıca kasabasına gidiyorsunuz?’’(Freud)
‘’Ooh o zaman birlikte gidelim’’(Grave)
Eh? Birlikte mi gidiyoruz? Bu gemide daha yeni tanışmış olmamıza rağmen, bu kadar kolay karar verilebilir mi? Bunu nasıl demeliyim, görünüşünden farklı olarak cesur birisi.
‘’Tanışma kısmı gecikti ama ben uşağım ve adım Freud. Bu insan sonuna kadar hizmet etmek için—‘’(Freud)
‘’Ben Wazu, F-derece maceracı’’(Wazu)
Söyledim. Bu bana hala F-derece bir maceracı olduğumu hatırlattı. Gerçekten bununla bir şekilde başa çıkmak zorundayım.
‘’Oh, bir dost maceracı! Tanıştığımıza memnun oldum!’’(Grave)
Birbirimiz hakkında konuşurken gövde aniden sallanmaya başladı. Sallanmadan dolayı Freud ve Grave-san tekrar deniz tutması durumuna geri döndüler.
‘’ *orororororororororororo*’’
‘’Bu dünya üzerinde neler oluyor?’’(Wazu)
Bu ikisinin arkasını ovdum ve durumu yakından geçen bir gemi mürettebatına sordum.
‘’Bu kötü! Deniz lordu ortaya çıktı! Hızlıca kaçmalıyız!’’
Böyle dedi ve dikkatimi işaret ettiği yere çevirdim. Deniz yüzeyinde kocaman bir yılan vardı. Uzaklıktan dolayı emin olamıyordum ama belinin çapı 3 metre civarında olmalıydı. Sanki o büyük yılan bir av bulmuş gibi büyük dalgalanmalara neden olurken gemiye doğru yaklaştı.
Bu ikisinin sırtını ovmayı bıraktım. Bir anda, devasa yılanın hedef aldığı geminin başına yöneldim ve zıpladım.
‘’Yanlış zamanda geldin-!’’(Wazu)
*Baaaam*
Daha sonra deniz yüzeyinde koşarak geri döndüm. Mürettebat üyelerinden ‘’Teşekkür ederim’’ ya da ‘’Bizi kurtardın’’ gibi övgü sözleri aldım. Böylece yolculuğa devam ederken tekrar sırtlarını ovdum.
Bu arada devası yılanın bir kısmı geminin gövdesine bağlanmıştı. Hedef liman kasabasına götürülecekti çünkü yüksek bir fiyata satılabilirdi.
‘’Wazu-sama’dan daha azı beklenemezdi’’(Freud)
‘’Sen güçlüsün adamım-‘’(Freud)
Lütfen övmeyi durdurun. Freud her zamanki ifadesi ileydi ama solgun bir yüzü vardı. Kötü ten rengi ile bile Grave-san sanki hayran kalmış gibi bir yüz gösterdi. Ancak, kısa bir süre sonra tekrar denize döndüler çünkü bulantıları hala geçmemişti. Büyük bir nefes aldım ve tekrar sırtlarını ovdum.
–
–
–
–
–
‘’Bu bir korsan gemisi—!’’
Tekrar… Bu kaçıncı kez? O büyük yılan ortaya çıktıktan sonra bu gemiye kaç kez canavar saldırdığını hatırlayamıyorum ve şimdi de bir korsan gemisi… İkisinin sırtını ovmayı bıraktım ve benzer duygularla hürüme geçtim.
‘’Gelirken zamanlama hakkında biraz düşünün!’’(Wazu)
Bir vuruşla korsan gemisini yok ettim ve gemimize doğru deniz üzerinden koştum. Şanslıysanız hayatta kalabilirsiniz.