Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 077
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
İNSAN OLMAYANAR
Vücudumun etrafına dolana tectacleler dev bir kalamar canavarından gelmişti. Kesinlikle güçlü bir kavrama gücüne sahipti ama bununla hiçbir problemim yoktu… Eğer denizin altında olmasaydım. Vücudumu burada iyi hareket ettiremiyordum bu nedenle tentaclelerden kurtulamadım ve dolanmış bir halde kaldım.
Bu arada, bir balık bedenin alt yarısına sahip canavarlar, zıpkınlarını bana doğrulttular. Saldırıları bana çarpsa bile zarar veremezdi ama şuanda tamamen burada oturan bir ördek haline gelmiştim.
Canavarların saldırılarından bir hasar almadım ama başka bir problem yayılıyordu. Denizin altında olduğumdan nefes alamıyordum. Bu oranda boğularak ölecektim. Özgür olmak için mücadele etmeye devam ettim ama tentacleler sıkıca beni bağlamışlardı.
Yakında limitime ulaşmak üzereydim. Kollarımı açarak bir boşluk yaratmak için gücümün sonuna kadar kullanmaya çalıştım ama bu kötü bir hareketti çünkü çok fazla odaklanmıştım. Yaptığımı fark etmeden önce bir canavar bedeni suratıma çarptı.
‘’Guhooo…’’(Wazu)
Bir anda ağzımda tonlarca su kaçtı. Hızlıca ağzımı kapattım ama kaçan su geriye gelmeyecekti. Bu kötü… Artık gücümü toplayamayacağım. Dahası bilimcim yavaş yavaş kapanıyor… Bu gerçekten kötü… Açana burada bu şekilde mi öleceğim merak ediyorum… Görüşüm de yavaş yavaş bulanıklaşıyordu.
Lanet olsun… Hiçbir şey yapamıyorum…
Bu son…
Vücudum gücünü kaybediyor…
Kalan havada ağzımı terk ediyor, bir balon şeklinde yükseliyor…
Bulanık görüşümle yükselen balonlara baktığımda, orada olmaması gereken insanları gördüm.
Sarona-san… Tata-san… Naminissa… Narellina…
Ve… Aria… (neden bunu anıyorsun salak wazu)
Hayır… Ölemem… Ölmek istemiyorum…
Kim… Kim… Kim beni öldürmeye çalışıyor!
Aniden güç bir sel gibi bedenimin içinde taşmaya başladı.
Zihnim açıldı.
Artık havaya ihtiyacım yoktu.
‘’Bu çirkin dokunaca daha ne kadar daha süre bağlı kalacağım?’’(Wazu)
Tentacleleri iç kısmından yakaladım ve ince bir kâğıt gibi yırttım. Çirkin kalamar canavarı acı yüzünden çılgınca koşuşturuyordu. Serbest kalmıştım. Etrafta yüzen ve dönen canavarlara baktım, bir şekilde öfkelenmiştim.
‘’Orada çok eğleniyor gibi gözüküyorsunuz… Su olmadan da aynı şeyi yapabilirler misiniz?’’(Wazu)
Bedenimi daha da belirginleştirdim ve okyanusun dibine doğru bir yumruk savurdum.
*baaammmmmmmm!*
Bu bölgenin etrafında bulunan su savurduğum yumruktan oluşan şok nedeniyle sıçradı. Sanırım gökyüzünden görülebiliyorsunuz, deniz yüzeyinde mükemmel bir delik var gibi görünüyor. Büyüklük bakımından kabaca iki ada büyüklüğünde, üç ada sığabilecek mi? Hayır, dört ada sığacak, oooo
Deniz tabanını görebiliyordum, etraftaki deniz suyu kaybolduğundan büyük kalamar ve yarı bedeni balık olan canavarlar etrafta çabalıyorlardı. Diğer canavarlar da aynı şekildeydi. Oopss, deniz suyu geri dönüyor.
‘’İşte geliyorum’’(Wazu)
Doğal bir şeymiş gibi ne yapacağımı anlamıştım. Sanki başından beri bunu biliyordum. Ellerimi deniz yüzeyine doğru çevirdim ve güç kullandığım zaman dalga ve deniz suyu olduğu yerde kaldı. Daha sonra sonunda, etrafta şeytan olmayan bir varlığın olduğunu fark ettim.
Şimdiye kadar kaçan balıklar etrafta *pichi-pichi* diye zıplıyordu ama garip olan ise daha önce koşuşturdukları yerin ters yönünde buraya doğru geliyorlardı.
Burada neler oluyor? Böyle düşünmüştüm ama çok geçmeden cevabını aldım. Sanırım anında canavarlar tarafından öldürülebileceklerini bile bile bana yardım etmeye geliyorlar gibi görünüyordu… Balıklara nazikçe gülümsedim ve cesaretlerini övdüm.
Kalbim.
‘’Siz çocuklar ölmemelisiniz’’(Wazu)
Ellerimi balıklara doğru çevirdim ve gücümü çalıştırdım. Balıklar bu yerden kayboldu ve açık denize geri döndüler. Gözlerimi burada geriye kalan canavarlara doğru çevirdim.
‘’O zaman… Bir demir çekiç ile vurmanın zamanı geldi’’(Wazu)
Gücümü ayağımda topladım ve *kon-kon* ile deniz tabanına vurdu. Sadece bununla, toprak çalkalanmaya başladı ve yükseldi. Toprak sayısız mızrağa dönüşmüş ve birbiri ardına canavarları öldürmüştü.
Sahneyi izlerken yavaşça yürüdüm ve dev kalamarın önünde durdum. Kalan tentacleleri bana saldırmak için kullandı ama bu sefer işe yaramadı.
Ona yaklaşırken tenteaclelerden kaçtım ve kalamarı bana doğru çektim. Kalamar dengesini kaybetti, yere düştü ve çekme gücünden dolayı bana doğru uçtu. Boş elimi yumruğa dönüştürdüm ve dev kalamarın bedenine gökyüzüne doğru tüm gücümle vurdum.
*kaboooooooooooooooommmm!!!*
Bir anda dev kalamarın bedeni bu dünyadan kayboldu, bulutlarda büyük bir delik açıldı. Bulutların kaybolması ile tüm engeller ortadan kalktı ve güneş ışığı bu yere doğru güçlü bir şekilde parladı.
Bu aydınlanmış bölgede canlı bir tek ben vardım. Etrafıma baktım ve orada merdiven gibi bir şey buldum. Deniz yüzeyine ulaşana kadar yavaş yavaş yürüdüm.
‘’Bu doğru bunu eski haline getirmezsem sorun yaratır mı?’’(Wazu)
*snap*
Parmaklarımı şıklatmamla, deniz suyu çözüldü ve bir süre önce durduğum yer tekrar deniz suyuna boğuldu. Normale döndüğünü onayladıktan sonra, gemiye dönmek için bu yerden ayrıldım.
Orada bilincimi kaybettim…..