Super God Gene - 0102
Çevirmen: Kylerxy
Finalde Görüşürüz
Han Sen yarışma içerisinde zihninde Bladestorm (Kılıç Fırtınası) pratiği yapacaktı sadece dişli rakiplerle karşılaştığında Bladestorm kullanmayı düşünüyordu. Eğer başkaları buna cesaret etseydi bir milyon kez ölmüş olurdu. Ama Han Sen kutsal kanlı zırh içerisindeydi bu yüzden ölümcül saldırılar alması zordu. Bu yüzden yarışmada pratik yapabilirdi.
Han Sen mutant sawfish (Testere Balığı) mızrağını kullanmaktan vazgeçmişti. İyi mızrak becerileri olmadan, şampiyonada bu silah işe yaramazdı.
Rakipleri ile farklı stilde dövüşecekti. Han Sen Bladestorm’da daha ve daha iyi ilerleme kaydetmişti. Rakibi çok korkutucu olmadığı sürece Bladestorm kullanarak onlarla baş edebilirdi ama kazanmak için her zaman kanlı katil kullanmalıydı.
Bu yolla, Han Sen’in maçlarını izlemek çok daha zordu. O her zaman az farkla kazanıyor ve her zaman kaybedecekmiş gibi görünüyordu.
Ve son maçlarda rakiplerinin ciddi bir şekilde yaralandığı iki maç vardı ve böylece Han Sen kolayca onları yenmişti. Herkes şanslı olduğunu düşünüyordu.
Jin Bi hakkındaki olumsuz raporlar çok fazlaydı. Ve özellikle büyük kısmı Fang Mingquan’a aitti. Bu da Yarışma Merkezi fanlarını kızdırıyordu.
Fang Mingquan şapka altında konuşuyordu. Birinci Gods Sanctuary’ye (Tanrılar Tapınağı) bile giremeyen bile evrimleşici olarak, onun analizi hakkında gerçek hesabının altında birçok yazısı vardı. Genel olarak Jin Bi’nin yenilmez olduğunu, her şeyin kontrol altında olduğunu ve Jin Bi’nin kazanan olacağını söylüyordu.
Tabi ki bu Yarışma merkezi ve Fang Mingquan üzerine çok fazla nefret çekmişti. Jin Bi’nin maçlarını izlemek hiç eğlenceli olmasa da iddiasını şu ana kadar kaybetmemişti. Fang’ın kararlığına saygı duyuyorlardı.
Eleştiriler daha da kötüleşti. Özellikle Yi Dongmu hakkında optimisttik olanlar, Fang’ın sözlerini kibirli buldular ve her gün itiraz ettiler.
Yi Dongmu hala müthiş bir şekilde ilerliyordu. Ard arda iki turda rakiplerini tek bir darbeyle öldürmeyi başarmıştı, bu da takip eden maçlarda ona karşı olan rakiplerinin pes etmesine neden olmuştu.
Ard arda üç rauntta şöhret basamaklarında zirve yapan Yi’ye karşı rakipleri havlu attı. Bir çok medya onun özelikleri hakkında konuşuyordu ve bu senenin şampiyonu olacağını tahmin ediyorlardı.
Tang Zhenliu ve Lin Feng’in bile gök gürültüsünü çalmıştı.
Yarışma Merkezi, Fang Mingquan ve Jin Bi’ye gelince basında büyük bir şaka haline gelmişlerdi.
”Jin Bi kazanacak” bu yıl popüler bir söz haline gelmişti, tabi ki de ironiydi.
Bazı insanlar Yi Dongmu ve Jin Bi’nin Seçilmiş olmadan önce karşılaşacağını düşünüyorlardı ve yazıları Skynet üzerinde yazıları büyük bir tartışmaya yol açmıştı.
”Her gün Yi Dongmu’nun, bir ustanın nasıl olduğunu ona öğretmesi için kazanmaya devam etmesi için dua ediyorum”
”Ha-ha, komik, Tanrı Jin Bi’yi korusun”
”Jin Bi’yi kutsasın”
”Jin Bi’yi kutsasın”
…
”Jin Bi’yi kutsasın” bir kelime oyunu haline gelmişti ve yarışma hakkındaki bütün programlarda yorumlar görülmüştü.
Özellikle Yarışma Merkezi online topluluğu ”Jin Bi’yi kutsasın” yazısı ile her gün dolacaktı.
Han Sen bunu biliyordu ama hiç tepki vermedi. Yi’yi asla kendine denk görmüyordu.
Han Sen’in görüşüne göre, Yi Dongmu’nun Tang’a karşı kazanma ihtimali yüzde otuzdan daha azdı ve eğer Yi Lin Feng ile karşılaşırsa, hiçbir şansı olmayacaktı.
Gerçekten rakip olarak Han Sen Lin Feng ile ilgileniyordu. Bu günlerde birçok maç izlemişti ve yarışmacılar hakkında genel bir fikri vardı, aralarında en güçlüsünün Lin Feng olduğunu hissediyordu.
Bu sessiz ve nazik adam tahmin edilemez hissettiriyordu. Onun bütün hareketleri çok doğal gibi gözüküyordu ama garip bir ritim izliyordu. Han Sen’in ön görüleri oldukça iyiydi ama Lin’in ritmini tahmin edemiyordu ki bu da onu korkutuyordu.
Han Sen Lin Feng’in tüm maçlarını görmüştü ve neredeyse bütün maçlarda yakın dövüş sergiliyordu. Lin her zaman az farkla kazanıyordu. Neredeyse Lin’in bütün rakipleri olağanüstü performans gösteriyordu ve hepsi her şeye rağmen kaybediyordu. Han Sen’in içine sinmiyor ve çok garip hissettiriyordu.
”Müthiş adam” Han Sen övdü. Gücünün ve tekniklerinin Lin’den daha zayıf olduğunu biliyordu. Şanslıydı ki ilk ondan önce Lin ile karşılaşmayacaktı yoksa Seçilmiş olup olmayacağından emin olamazdı.
Tang hala Han Sen’in saldırılarından nasıl kaçınacağı hakkında pratik yapıyordu. Gerçi çok fazla ilerleme kaydetmiyordu.
Ama Lin Feng Tang’ın Yi Dongmu ile karşılaşması halinde, Yi’nin çok büyük bir tehdit olmayacağını söylüyordu ki bu da Han Sen’in tahminine çok yakındı. Yi suikastçiliğin özünü anlayamamıştı bu yüzden Tang’ı çok zor yenebilirdi.
Belki de ”Jin Bi’yi korusun” ifade burada büyük bir rol oynuyordu. Gelecek turlarda, Han Sen’in rakipleri ya kötü yaralanmış ya da canavar ruhlarını kaybetmişti ve hatta İttifakta kaza bile olmuştu. Han Sen yükselmek için çaba harcamıyordu. Han Sen’in kendisi bile oldukça inanılmazdı. (Çn: Adı kazanmaya yetiyor manasında)
Yi Dongmu’nun birçok fanı Han Sen’e yeni bir isim verdiler ”Şanslı D”, gerçek yetenek eksikliğinden dalga geçiyorlardı.
Maçların bitiminden bir gün sonra Han Sen sahneden aşağı indi ve Lin Feng’in maçını bitirdiğini gördü. Onların sahneleri yakındı, bu yüzden Lin onu görmüş ve şaşırmıştı, ona doğru yürüdü.
Birçok kişi bu sahneyi fark etmişti. Sonuçta, Lin Feng geçen sene ikinci olmuştu. Bu yılki performansı o kadar parlak olmasa da, hala favoriydi. Ayrıca, Han Sen bir süredir ilgi odağıydı.
Lin Feng Han Sen’e yaklaştı. Gülümsedi ve elini uzattı ”Her zaman sana merhaba demek istiyordum ama hiç şans olmadı”
”Burası da aynı” Han Sen elini sıktı.
Lin bundan memnun görünüyordu ve söyledi ”Finalde görüşürüz”
Lin dönüp gitti ama dinleyen herkesi bu sözler afallattı, 12.0 büyüklüğünde bir deprem olmuş gibiydi.