Super God Gene - 0287
Han Sen’in yuvaya kadar onları takip etme niyeti yoktu çünkü oranın temelde boş olduğunu biliyordu.
Bu noktada, Han Sen dağdan aşağı inmiş ve ölü kutsal kanlı hayalet gözlü ayıya doğru koşmuştu.
Yuvaya dalan bir grup insanın Han Sen’i düşünmek için zamanları yoktu. Öte yandan, Han Sen’in uçurumdan aşağı inmesinin o kadar kolay olmayacağına inanıyorlardı. Ve eğer bedenle birlikte ayrılmayı başarırsa, ada dışında gidebilceği hiçbir yer yoktu bu yüzden daha sonra kolayca onu bulabilirlerdi.
Ancak
Han Sen hiç kimse farketmeden önce bedenle birlikte uçmuştu. Bir grup insan yuvaya indiklerinde yeşil altın duvarın çoktan kırıldığını gördüler.
İçeri girdiklerinde içeride ölü canavarlar olmadığından ve hücreler hala sağlam olduğundan yine de biraz umutları vardı.
Yumurtaya vardıkları ve kırıldığını gördükleri zaman hepsinin kalpleri sarsılmıştı.
‘’Han Sen, seni öldüreceğim!’’ Xu Ruyan çıldırmıştı ve Han Sen’i bulmak istiyordu.
Ancak, o anda kimse onu bulamamıştı. Kutsal kanlı hayalet gözlü ayının bedeni bile gitmişti.
Xu Ruyan, Han Sen her şeye sahipken kendisininin hiçbir şey elde edememesi gerçeğine inanamadı. Tüm adayı aramak için ekibe emir vermişti ama Han Sen tamamen ortadan kaybomuştu.
Şok ve kızgınlık, hiç kimsenin Han Sen’in nereye gittiği hakkında bir fikri yoktu.
Aslında, Han Sen sadece kutsal kanlı hayalet gözlü ayının bedenini bir süre saklanmak için okyanusa götürmüştü. Aramadan sonra, Windend adasına geri dönmüştü, son derece dik bir yamaç bulup kutsal kanlı eti yemeye başlamıştı.
‘’Kutsal kanlı hayalet gözlü ayı eti yendi. Bir kutsal geno puanı kazanıldı’’
Her kutsal kanlı geno puanı kazandığında Han Sen son derece heyecanlanmıştı.
Tüm hayalet gözlü ayıyı yedikten sonra beş kutsal geno puanı daha eklenmişti. Han Sen’in şuanda 66 kutsal geno puanı vardı.
Bir süreliğine Han Sen insanlar topluluğundan kaçtı. Adadaki dağlarla birlikte her yeri aramak için grup çok küçüktü.
Ayrıca daha önce aradıklarından, artık Han Sen’in adada olmadığını düşünmüşlerdi. Aksi halde adadan kutsal kanlı hayalet gözlü ayı ile kaybolması imkansız olurdu.
Yarım aydan kısa bir sürede Han Sen kutsal kanlı hayalet gözlü ayı etini yemeyi bitirdikten sonra, adaya gelen bir filo görmüştü. Her bir gemi Starry Grup logosu taşıyordu.
Han Sen, Xu Ruyan’ın kurtarma ekibine ne söylediğini bilmiyordu. Bir gün sonra filo adadan ayrıldı.
Han Sen uzaktan filoyu takip etti. Gemiler yelken açmak için sadece rüzgarlara güveniyorlardu ve çok hızlı değillerdi. Han Sen’in tek yapması gereken şey filoyu görüş alanında tutmaktı.
Aslında filo Han Sen’in düşündüğünden de yavaştı. Ancak, Gods Sanctuary’de modern teknoloji kullanılamıyordu bu yüzden doğal olarak gemiler çok yavaştı.
Yaklaşık bir ay içerisinde Han Sen herhangi bir tehlikeyle karşılaşmamıştı ve zaman zaman bazı deniz yaratıkları ile beslenmişti.
Grubun bahsettiği kutsal kanlı deniz caanvarına gelince Han Sen onu hiç görmemişti. Belki de filodan korkup kaçmıştı.
Han Sen sonunda grubun nasıl buraya geldiğini anladı benzer bir filoya sahip olmaları gerekiyordu. Ancak kutsal kanlı deniz canavarının içine dalmışlardı ve sadece bir gemi varış yerine ulaşabilmişti. Ve gemi de sonunda parçalara ayrılmıştı.
Bir gün, Han Sen sonunda bir toprak parçası gördü ve çok sevinmişti.
Gördüğü yere indiğinde buranın grup insanların konuştuğu Yeşil Ada olduğunu fark etti. Ancak burası gerçek bir ada değildi bunun yerine anakaraya bağlı bir yarımadaydı. Yarımadanın üzerinde Yeşil Shelter vardı.
Han Sen ışınlanma cihazının kullanarak Yeşil adadan Blackhawk’a döndü. Gods Sanctuary’ye gelmesinden beri neredeyse bir yıl geçmişti. Han Sen arkadaşlarının ve Steel Armor Özel Takımının neler yaptığını merak ediyordu.
Yurduna döndükten sonra,tüm oda arkadaşları onu gördüklerine aşırı sevindiler. Ne kadar uzun süre ortadan kaybolduğunu düşünerek Han Sen’in Gods Sanctuary’de ölmüş olabileceğini düşünmüşlerdi. Bu günlerde ve bu yaşalrda bu çok yaygın rastlanına bir şeydi. Uzun bir süre kaybolduktan sonra birkaç insan geri gelebilirdi.
Han Sen’in oda arkadaşlarının tamamı ikinci sınıf öğrencisiydi ve gelen birinci sınıflar hakkında konuşuyorlardı. Ancak Han Sen’in değerlendirmeyi yapması gerekiyordu, alacağı skor Blackhawk’ta kalıp kalmayacağını belirleyecekti.
Bunun gibi birçok örnek vardı bu yüzden geri döndüklerinde değerlendirmeyi geçebildikleri sürece öğrenimlerine devam etmelerine izin veren bir kural vardı.
Geçemezlerse, kovulacaklardı.
Han Sen bu değerlendirmeden endişelenmiyordu. Comlink’ini aldı ve bir çok cevapsız arama gördü, çoğunluğu Ji Yanran’dan gelmişti.
Annesi de bir çok kez aramıştı. Zhang Danfeng, Qin Xuan, Yang Manli, Tang Zhenliu, Wang Mengmeng, Huangfu Pingqing, Lin Beifeng ve Qu Lili de arayanalar arasındaydı.
Han Sen ilk olarak annesinin numarasını çevirdi. Ve çağrı hemen cevaplandı. Luo Sulan, Han Sen’in Gods Sanctuary içerisinde kaybolduğunu bilmesede Han Sen uzun bir süre aramadığından onun hakkında oldukça endişelenmişti.
Han Sen macerası hakkındaki hiçbir şeyden bahsetmedi. Bunun yerine annesine çok çalıştığını ve meşgul olduğunu söyledi.
Annesinin endişe etmesinden ziyade annesinin şikayetlerini duymayı tercih ederdi.
Uzun bir süre annesi ile sohbet ettikten sonra Han Sen Ji Yanran’ı aramayı denedi. Büyük olasılıkla açmayacağını bilmesine rağmen yine de bir şans vermeye karar verdi.
Gerçektende servis bağlantısı kesilmişti. Han Sen’in oda arkadaşları Ji Yanran’ın staj yapmak için Blackhawk’tan ayrıldığını söylemişti. Yıldızlararası bir savaş gemisinde hizmet verdiğini anlatmışlardı.
Askere alındıktan sonra özel bir comlink kullanmak zorundaydın ve normal olan bir tanesinin kullanılmasına izin verilmiyordu. Bu yüzden Han Sen’in kız arkadaşına ulaşmasının bir yolu yoktu.
Oda arkadaşları ayrıca Ji Yanran’ın Han Sen’in ortadan kaybolmasından beri çok fazla kilo kaybettiğini de söyledi. Son derece sessiz bir hale de gelmişti. Yarın yokmuş gibi çalışması dışında nadiren Tanrının Eli Topluluğu aktivitelerine girmişti. Birkaç ay sonra savaş gemisinde staj yapmak için Blackhawk’ı terk etmişti.
Han Sen suçlu hissediyordu ama yapabileceği hiçbir şey yoktu. Onu arayan geri aradı ve güvende olduğunu söyledi.
Qu Lili, Ji Yanran’la birlikte savaş gemisine gitmişti bu yüzden Han Sen onunla da temas kuramamıştı.
Qin Xuan’ın numarası hala hizmetteydi ama kimse cevaplamamıştı. Han Sen ikinci Gods Sanctuary’de olması gerektiğini düşünmüştü.