Super God Gene - 0295
Düzenleyen: ggurcan
Herkes dilini yutmuştu, neredeyse ne gördüklerine ve duyduklarına inanamıyorlardı.
Jing Jiya bir birinci sınıf olmasına rağmen, Okçuluk Topluğu, Savaş Araçları Topluluğu ve Tanrının Eli topluluğunun şampiyonuydu-kampüste gerçek bir yıldızdı.
Ancak Han Sen sıradan bir birinci sınıf gibi davranmıştı ki bu da oldukça şok ediciydi.
Han Sen Blackhawk’e geri döndüğünden beri, tüm enerjisini Panorama ve Heresy Mantra’nın üçüncü aşamasını pratik yapmaya harcamıştı ki bu da tüm zamanını tüketiyordu. Bir süper yaratık öldürebilmesi için Han Sen’in savaş becerilerini geliştirmekten başka hiçbir şey umurunda değildi.
Jing Jiya Blakhawk içerisinde gerçekten popüler olmasına rağmen, Han Sen onu tanımıyordu bile. Han Sen tanıyor olsaydı bile, muhtemelen umursamazdı.
Evrimleşmemişler arasında Han Sen’in dikkatini çekecek hiç kimse yoktu.
Han Sen’in bir çöp gibi kenara attığını gören Jing Jiya aniden söyledi ”Jing Jiwu benim ağabeyim”
Han Sen durdu ve arkasını döndü. Jing Jiya’ya şaşkınlıkla baktı ve sordu ”Sen Jing Jiwu’nun küçük kardeşimisin?”
Han Sen’in şaşırmasının nedeni Jing Jiwu’yu güçlü bir rakip olarak hatırlamasıydı sıralar Jing Jiwu gerçekten ondan çok daha güçlüydü.
Han Sen Jing Jiwu’nun küçük kardeşinin Blackhawk öğrencisi olacağını beklemiyordu.
Ayrıca Xu Fei ve diğer birinci sınıfların da Jing Jiya’nın Jing Jiwu’nun küçük kardeşi olduğunu öğrendiği ilk zamandı. Jing Jiwu’nun mezun olmasının üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen, Blackhawk’taki her birinci sınıf, hala Jing Jiwu’nun adını biliyordu, çünkü o Blackhawk tarihinde Han Sen’in rakibi olarak yerini almıştı. Bu nedenle Han Sen iki yıl sonra hala hatırlanıyorsa tabi ki Jing Jiwu da hatırlanacaktı.
Xu Fei ve diğerleri Jing Jiya’nın Jing Jiwu’nun küçük kardeşi olduğunun farkında değillerdi ve aniden Jing Jiya’nın neden Han Sen’e meydan okumak istediğini anlamışlardı.
”Evet, Şuanda okçuluk yarışabileceğimizi düşünüyor musun?” Jing Jiya Han Sen’e gülümsemeyle sordu. Han Sen’i hafife almıyordu ama Han Sen’i yenebileceğinden emindi.
Hiç düşünmeden Han Sen sırıttı ve söyledi ”Bu kulağa sıkıcı geliyor. Sadece bunu unutalım. Jing Jiwu’ya en iyi dileklerimi ilet”
Han Sen ikinci kez düşünmeden ayrıldı, Jing Jiya’yı dili tutulmuş bir halde bıraktı ve biraz aşağılamıştı.
Han Sen onunla bir çocukla konuşurmuş gibi konuşmuştu. Jing Jiya, Han Sen’in onu rakibi olarak bile görmediğini hissetmişti.
Ancak, Han Sen Jing Jiya’ya böyle hissettirmek istememişti. Jing Jiya’ya bir çocuk gibi davranmıştı çünkü gerçekten de Jing Jiya ondan üç ya da dört yaş küçüktü. Ayrıca, Jing Jiya Jing Jiwu’nun ufak kardeşiydi. Eğer Jing Jiwu burada olsaydı, Jing Jiwu’ya ciddi bir rakip gibi davranırdı, ama bu durumda onun ufak kardeşi, çok büyük problem değildi.
Vakti olsaydı, Han Sen, Panorama pratiği yapmayı tercih ederdi. Evrimleşmemişler arasında çok az kişi onun zamanını hak edebilirdi.
Lindsay ve Qin Xuan gibi onunla eşleşebilecek birçok insanın hepsi ikinci Gods Sanctuary’ye gitmişti. Bu noktada Han Sen Birinci Gods Sacntuary’de kalan diğer insanlarla hiç ilgilenmiyordu. Tek istediği Süper yaratıkları avlayabilmek için savaş yeteneklerini olabildiğince hızlı bir şekilde geliştirmekti.
Han Sen yurda doğru yürüdü ve Jing Jiya tekrar onu durdurmaya çalışmadı. Jing Jiya gülümsedi ve kendi kendine mırıldandı ”Benden kaçamayacaksın”
Jing Jiya’nın Jing Jiwu’nun erkek kardeşi olduğu haberi çok yakında Blackhawk’taki herkes tarafından biliniyordu. Birçok öğrenci bu konu ile oldukça ilgiliydi. Bazı kızlar Jing Jiya’nın çabasını ”Yeni Hamlet” olarak adlandırdı.
”Bunu biliyordum! Neden Jing Jiya kadar iyi birisi Blackhawk’ı seçsin ki? Kardeşinin intikamını almak istediği ortaya çıktı”
”Dehamız karşılaşmayı kabul etmeyi reddetti. Bu oldukça hayal kırıklığı!”
”Tabi ki Jing Jiya ile yüzleşmeye cesaret edemiyor. Eğer ondan daha genç birisine kaybederse, yüzünü kaybedecek!”
”Okçuluk turnuvasından bu yana, dahi ile alakalı bir şeyler yanlış gibi görünüyor. Yarı yıllık değerlendirmeye bile katılmamış,ve değerlendirme puanının sadece ortalama olduğunu duydum”
”Deha düştü”
”Jing Jiya onun yerine Blackhawk’a hükmedecek”
…
Blackhawk içerisinde Han Sen’in Jing Jiya’dan daha zayıf olduğu söylentiler daha ve daha da yayıldı ve bu söylentileri yayan kişi Jing Jiya’nın kendisiydi.
Bu noktada, Jing Jiya sevinçle Tanrının Eli oynuyordu. Jing Jiya iyi ya da kötü olsun itibarını umursamıyordu. Ancak bazı askeri okul öğrencilerinin yaşamlarıyla onun itibarını koruyacağını anlamıştı. Bu yüzden Jing Jiya sadece Han Sen’in mücadeleyi kabul etmesi için elinden geleni yapıyordu.
Tanrının Eli sona ermişti. Jing Jiya’nın rakibi Han Sen ve Jing Jiya’dan sonra kampüste en iyi oyuncu olan şuandaki Tanrının Eli Topluluğunun başkanı Tian Dan’dı.
”20 puan? Zor görünmüyor” Jing Jiya oyundan ayrıldı. Sadece Han Sen’in Blackhawk içerisinde elde ettiği başarıları tekrar etmeye çalışıyordu böylece Han Sen’in o kadar yetenekli olmadığını kanıtlayabilecekti.
Jing Jiya bu bütün söylentilere Han Sen’in kızmasını bekliyordu. Han Sen bir dahaki sefere meydan okuduğunda, cevap hayır olmayacaktı. Daha da iyisi Han Sen ona meydan okuyabilirdi.
Ancak,Jing Jiya’nın bilmediği şey, Han Sen’in oda arkadaşlarından söylentileri öğrenmesine rağmen, son sınıf öğrencilerinin bunu umursamamasıydı. Han Sen’in gözlerinde Jing Jiya’nın hileleri onun hiçbir zaman enerjisini hak etmeyen çocuksu hareketlerdi.
”Umarım bugün bir kez kazanabilirim” Han Sen kampüsteki eğitim salonunda bulunan bir holografik eğitim cihazını seçti ve çevrimiçi savaş platformuna giriş yaptı.
ED: Gençler yeni karakterimiz nasıl kaybedecek merak eden var mı aranızdan ? Tahminleri alalım.