Super God Gene - 0312
Birçok öğrenci Han Sen’in arkadaşları arasındaki konuşmaları dinleyerek, onların bakış açısını öğrenmeye çalıştı.
Ancak, Wang Mengmeng’in söylediklerini duyduklarında, hepsi sanki deliymiş gibi ona baktı.
Han Sen’in oda arkadaşları bile Wang Mengmeng’in cevabının saçma olduğunu düşünmüştü. Basitçe Han Sen’in Jing Jiya’yı bir parça kek kadar kolay yenebileceğini düşünmek imkansızdı.
16.0 yayla dokuzu dönen on başarını ok atabilen birisi asla kolayca kaybetmeyecekti. Han Sen olsun ya da olmasın onu kolayca yenebilmek söz konusu değildi.
Gizilce dinleyenlerin Wang Mengmeng’in sözlerine zor inanılan bir ölümüne fan olması gerektiğine karar verdi.
Situ Xiang ve Chen Ling de Han Sen’in seçimine şaşırmıştı. Chen Ling Situ Xiang’a sordu ”Koç, okçuluk hakkında çok bir şey bilmiyorum. Ama 11,0 yay 16,0 bir taneden çok daha zayıf değil mi?”
Situ Xiang kafa salladı ve söyledi ”Eğer aynı seviyedelerse 16,0 yay,11,0 bir tanesinden çok daha güçlü”
”O zaman Han Sen neden 11,0 yay seçti? Gücü ile 16,0 kullanamasa bile,15,0 ya da 14,0 bir tane seçebilirdi, değil mi?” Cheng Ling şaşırmıştı.
Situ Xiang eğik ağızla gülümsedi ve söyledi ”Ben de anlamadım. Eğer bir sebep varsa belki de iki kardeşi de aynı tarz yayla yenmek istemiştir”
”Bu mümkün mü?” Chen Ling okçuluk bilmemesine rağmen, Jing Jiya’yı zayıf bir yayla yenmenin ne kadar zor olduğunu biliyordu.
”Bir şey diyemem” Situ Xiang’ın sözleri oldukça gösterişsizdi çünkü onun görüşüne göre Han sen mahkûm edilmişti.
Han Sen’in yayını göre Jing Jiya’nın yüzü karardı. Artık iyi tavırlarını sürdüremedi ve keskin bir dille söyledi ”Erkek kardeş, gerçekten de bu yayı mı kullanacaksın?”
”Yapamaz mıyım?” Han Sen sakince söyledi.
”Tabi ki” Jing Jiya derin bir nefes aldı ve kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Sabırsız ve sorumsuz olmanın düello öncesi büyük bir kayıp olduğunu biliyordu. Kazanacağından emin olmasına rağmen, rakibini hafife almak istemiyordu.
Han Sen’in hangi yayı seçtiğinin bir önemi yoktu Jing Jiya elinden geleni yapmaya ve Han Sen’e şans tanımamaya karar vermişti.
”Hazırsan başlayalım” Han Sen zamanını boşa harcamak istemiyordu. Düellodan sonra Glory Shelter’e gitmek için ayrılmalıydı. Bu gezi en az bir ay sürecekti ve acele etmeliydi.
”Tamam” Jing Jiya yanıtladı. Han Sen’den uzaklaştı ve 72 metre uzaktayken durdu.
Jing Jiya arkasına döndü ve gülümseyerek Han Sen’e söyledi ”Abimi bu mesafeden yendin. Düelloyu aynı şartlar altında yapsak nasıl olur?”
Jing Jiya bunu uzun zaman önce düşünmüştü. Abisinin intikamını aynı mesafeden almak istiyordu.
”Nasıl istersen” Han Sen kayıtsızca söyledi.
”Koç Situ Xiang, bizi onurlandırır ve ıslık çalar mısınız?” Jing Jita gülümseyerek Situ Xiang’a sordu.
Situ Xiang kafa salladı, duraksadı ve bir ıslık çaldı.
Bütün gözler Han Sen ve Jing Jiya’daydı. Islık çaldığı anda, Jing Jiya aynı şekilde Han Sen’e on ok attı.
Yay güçlü olduğundan, on ok anında Han Sen’in yüzündeydi.
Jing Jiya on ok aynı hizada gözükse de dönme tekniği sayesinde Han Sen’i yüzüne bir fırtına gibi serpilecek ve her yönden engelleyeceğini çok iyi biliyordu.
Jing Jiya,Han Sen’i bu şekilde yenebilmek için dönen oklar üzerinde çok sıkı çalışmıştı. Han Sen’i kardeşinin adını temize çıkarmak için kendi yöntemiyle yenmek zorundaydı. (sen çalış çalış kimle dans ettiğini öğrenince emzik vermek lazım sana)
Han Sen Jing Jiya’nın atışını gördü ama baygın bir tavırla sadece bir ok attı. İpi sonuna kadar bile çekmemiş gibi görünüyordu.
Ve ikinci bir atış da yapmamalıydı. Yayını aşağı indiren Han Sen öylece durdu ve izledi.
”Han Sen vazgeçmişe benziyor”
”Kazanmak bile istemiyor.11,0 yayı seçmesine şaşmamalı”
”Dahi düştü. Bu izlemesi çok sıkıcı bir düello”
”Jing Jiya’nın ona ciddi davranması ne büyük utanç. Sadece rakibine saygısızlık etmekle kalmıyor aynı zamanda kendisine de saygısızlık yapıyor”
”Bu ilahlaştırdığımız aynı dahi mi?”
”Görünüşe göre kazadan sonra aynı kişi değil”
Situ Xiang da hayal kırıklığına uğramıştı. Hatırladıklarına göre Han Sen teslim olmayı bırak kolay kolay pes edecek birisi değildi. Ancak, kendi gözleriyle olanları görmüştü. Situ Xiang okçuluk imparatoru sonsuza kadar yok mu oldu diye kendi kendine düşünmüştü.
Jing Jiya bile Han Sen’in hareketi karşısında dilini yutmuştu. Han Sen’i yenmek istiyordu ama bu şekilde değildi. Böyle bir kaybeden ve bu kadar korkunç yetenekler, Han Sen’i yense bile ne anlamı olacaktı? Muhtemelen kardeşi Jing Jiwu’dan daha fazla utanç getirecekti.
Eğer Jing Jiwu bir dahiye kaybetseydi, Jing Jiya kabul edebilirdi. Ancak,Jing Jiwu bir pisliğe kaybetmiş gibi görünüyordu.
Öte yandan Han Sen yaptığı atıştan çok memnun kalmıştı. Dönen okun gücü hızından ya da gücünden değil dönüş hızından kaynaklanıyordu.
Jing Jiya’nın dönen okları etkileyici gözükmesine rağmen, Han Sen’in gözlerinde bu oklar zar zor dönüyordu.
Han Sen’in atışı çok hızlı olmamasına rağmen, Jing Jiya’nın hayal edemediği dönme gücü taşıyordu.
Ek olarak Han Sen’in atışları son iki yıldaki Yin Yang Patlaması ve dönme gücü üzerindeki anlayışını temsil ediyordu. Çok hızlı olmamasına rağmen Han Sen yaptıklarından oldukça memnun kalmıştı.
Jing Jiya’nın okları ulaşmıştı, ilk ok Han Sen’in attığı ok ile çarpışmak üzereydi.
Tüm seyirciler Jing Jiya’nın neler yapabileceğini görmüştü ve okların tuhaf dönüşler yapabildiğini ve Han Sen’in oklarından kaçabileceğini biliyordu. Bu nedenle eğer Han Sen de dönen ok atmış olsa bile hiçbir şey değişmeyecekti.
Ç.N. Oku ne zaman attı sanırsam yazmadı atlamadım düzgün çevirdim ben de bilmiyorum ne zaman attı Han Sen oku