Super God Gene - 0322
Çeviren: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
HİLECİLER
İkisi yurttan ayrıldıktan ve eğitim salonuna girdikten sonra Shi Zhikang Han Sen’in ID’sini sordu ve bir holografik cihaz seçti. Han Sen de bir cihaz seçti ve girdi.
Han Sen hemen ID ismi ”Kralın Mızrağı” olan Shi Zhikang’ın arkadaşlık isteğini gördü ki bu uygun bir isimdi ama Han Sen Shi tarafından kullanıldığından biraz önüne gelenle yatan birisi gibi hissetmişti.
Shi Zhikang Han Sen’i oyun odasına davet etti. Shi’nin yanında Dövüş Salonu Departmanından birçok öğrenci ile birlikte küçük, hoş bir kız duruyordu.
Öğrenciler, Han Sen’i gördüklerinde heyecanlandılar, açıkça onunla konuşmakla ilgileniyorlardı.
Han Sen’in bir süre önce Jing Jiya’yı yenmesi tüm Blackhawk öğrencilerini o kadar etkilemişti ki Han Sen onlara saygıyla karışık korkuya neden olmuştu.
Shi Zhikang biraz üzgün hissediyordu. Başlangıçta Han Sen’le olan yakın ilişkisi hakkında övünmek isterken, kız arkadaşı ve arkadaşları Han Sen’i gördüklerinde onu görmezden gelmişlerdi.
Bir süre öğrencilerle sohbet ettikten sonra Han Sen savaşmakta olan iki öğrenciye bakış attı ve sordu ”Onlar da Blackhawk öğrencileri misiniz?”
”Huang Jianqiu (kız) benim departmanımda ama diğer kişiyi tanımıyorum” Yu Qinqin,Shi Zhikang’ın kız arkadaşı söyledi.
”Han Sen Huang Jianqiu’nun kazanabileceğini düşünüyor musun ”kız biraz endişeyle sordu.
Han Sen düşündü ve söyledi ”Görünüşe göre Huang Jianqiu rakibinden biraz daha düşük seviyede. Onun için kazanması biraz zor olacak”
”Güzel, en azından birileri eşyalarını biliyor” ciddiyetsiz bir ses söyledi. Blackhawk öğrencileri yüzünde aşağılayıcı bir bakışla uzun ve zayıf olan konuşan kişiye baktı.
Askeri okul öğrencisiz olmak için çok yaşı görünüyordu bu yüzden Huang Jianqiu’un rakibinin arkadaşı olmalıydı.
Han Sen bu kişiye baktı, konuşmaya zahmet etmedi ve savaşı izlemeye devam etti.
Sonuç Han Sen’in tahmin ettiği gibiydi. Huang Jianqiu savaşı kaybetmişti ve çarpık bir gülümseme ile stantlara geri dönmüştü ”Üzgünüm”
”Kaybetmek ve kazanmak her zaman yan yaynadır. Gelecek sefere kazanabilirsin” Huang Jianqiu’nun arkadaşları onu rahatlatmaya çalıştı.
Huang Jianqiu’nun rakibi alay etti ”Görünüşe göre askeri okul öğrencileri bizim gibi sıradan insanlardan çok daha farklı değil. Ünlü bir okuldan geldiğinizden bundan daha güçlü olduğunuzu düşünmüştük…”
Bu sözlerin öğrencileri sinirlendirdi. Ateşli olanlar onu savaşa bile davet etti.
‘’Harika, size bir ders vermek için birkaç dakikam var ve siz elitler diye çağrılanların hiçbir şey olmadıklarını göstereceğim’’ Huang Jianqiu’nun rakibi kibirlice söyledi ve daveti kabul etti.
Blackhawk öğrencileri okul arkadaşlarını alkışlarken uzun boylu, zayıf genç adam küçümseyerek konuştu ‘’Kötü bir dövüşçü kötü bir dövüşçüdür, ne kadar alkışladığınızın bir önemi yok. Her şekilde kaybedecek’’
‘’Kaybedenin kim olacağını söylemek hala çok zor’’ Yu Qingin diken diken oldu.
‘’Ha ha, kaybedeceğinizi söyledim, hanginizin geleceğinin bir önemi yok yine de kaybedeceksiniz’’ Genç adam hunharca güldü.
Blackhawk öğrencileri geri cevap vermek istemelerde, arkadaşları dez avantajlı bir durumdaydı, bu yüzden geri cevap verebilecekleri bir şeyleri yoktu.
Çok geçmeden, öğrenciler savaşı kaybetti ve başları eğik bir şekilde stantlara geri döndüler.
Uzun ve zayıf genç adam Yu Qinqin’e bağırdı ve söyledi ‘’Küçük kız, haklı mıymışım? Kaybedeceğinizi söylediysem kaybedeceksiniz. Askeri bir okul tarafından kabul edildikten sonra kendinizi bir bok sanıyorsunuz ama aslında sadece bir avuç aptal çocuklarsınız’’
‘’İşte bu. Buradaki kimse benim dengim değil. Etrafta oynamayı bırakmalıyım’’ kavgayı kazanan adam sıkılmış gözüküyordu.(Bir sus artık şımarık velet)
Nefret dolu yüzlere bakarken Blackhawk öğrencileri tekrar ona meydan okumak istediler.
‘’Benim yapmama izin ver’’ Han Sen aniden kendi maçını durdurdu ve sakince söyledi. Son turu kazanana bir davet yolladı.
Han Sen okul arkadaşlarının bu ikisine meydan okumalara devam etmelerine izin vermeyecekti çünkü öğrencilerin kazanamayacaklarını net bir şekilde görmüştü.
Blackhawk öğrencileri iyi olmadığından değildi, bu iki genç adam hile yapıyordu.
Gladyatördeki birisi birinin durumuna bakılmaksızın evrimleşmemiş ve evrimleşmiş bölümlerine girmeyi seçebilirdi. Normal konuşmak gerekirse evrimleşmişler evrimleşmemiş bölümüne girmek ile ilgilenmiyordu. Ancak, bazı istisnalar vardı, bu iki genç adam gibi.
Onlar evrimleşiciler arasında bir şey değillerdi ve doğal olarak herhangi birisine kolaysa kaybedeceklerdi. Ancak, onlar evrimleşmemiş gibi davranmışlar ve evrimleşmemişlere karşı adaletsiz zaferleri ile güven kazanmaya çalışmışlardı. Birçok evrimleşici bu kadar küçük düşürücü bir şeyi yapmaya tenezzül bile etmeyecekti ama bu ikisi sanki gerçek ustalarmış gibi bundan övünüyorlardı.
Evrimleşicler bölümün en alt kademesinde yer almalarına rağmen, muhtemelen evrimleşmeden önce mutant geno puanlarını maksimize etmişlerdi. Böylece, bir evrimleşmemiş insan için onlar neredeyse yenilmezlerdi.
Öğrenciler ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, bu aşamada bir evrimleşiciyi yenemezlerdi bu yüzden Han Sen onları durdurmuştu. Aksi halde, bu pislikler daha da mutlu olacaklardı.
Başlangıçta Han Sen bu kadar zayıf evrimleşiciler ile uğraşmayacaktı. Ancak, okul arkadaşlarının böyle bir zorbalığa maruz kalmalarını oturup izlemeyecekti. Genç adam daveti kabul etti ve Han Sen ile birlikte oyuna girdi.
‘’Dahi… Dahi… Dahi…’’ Tüm öğrenciler Han Sen için tezahürat yapıyordu.
‘’Kıçımın dâhisi. Bizim önümüzde her biriniz çöpsünüz’’ uzun ve zayıf adam iddialı bir şekilde söyledi.
Bu evrimleşmemiş askeri okul öğrencilerinin hiçbirinin onları yenebileceğine inanmıyorlardı. Ne de olsa onlar evrimleşicilerdi. En azından bir kaç askeri okul öğrencisine zorbalık yapabilirlerdi. Ve bahsettikleri dâhiden daha iyi olduklarını düşünüyorlardı. Bir dehaya bir ders vermek harika bir şey olacaktı.
Geri sayım sona erdiğinde, Han Sen ve rakibi Arena’ya girdi. Adam bir usta gibi davrandı ve Han Sen’e doğru parmaklarını kıvırdı ‘’Hadi! Her şeyini kullan. Sana hiç şans vermedim deme’’
ED: Gülmekten öldüm eğitim şart tabi