Super God Gene - 0326
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
İDMAN ARKADAŞI
Ertesi gün Han Sen Aşırı Yükleme’nin geno solüsyonunu alana kadar, Queen’e karşı olan savaşın videosunu izledi.
Han Sen videoyu kaç kere izlediğini bilmiyordu. İzledikçe daha da yeni şeyler öğrenmişti. Ara sıra yeniden incelemeye karar vermişti böylece kusurları ve zayıflıklarına daha fazla dikkat edebiliyordu.
Geno solüsyonunu içtikten sonra Han Sen Aşırı Yüklenme pratiği yapmaya başladı. Bir kişinin iç organlarını güçlendirmeye odaklanan Heresy Mantra’dan farklı olarak, Aşırı Yüklenme bir kişinin bedenine baskı yapmaya odaklanıyordu.
Düzgün bir ifade ile Aşırı Yüklenme pratiği yaptığı zaman Han Sen vücudunun uç koşullar altında çalışmasını sağlamak için vücut hücrelerini sürekli antrenman yaparak uyarması gerekiyordu. Biraz düşündükten sonra Han Sen Gladyatörde savaşarak Aşırı Yüklenme pratiği yapmaya karar verdi.
Holografik cihazda, simüle edilmiş beden gerçek bedeni ile senkronize edilmişti. Yaralanmayacak olmasına rağmen, hareketleri gerçek ile aynıydı.
Han Sen tekrar Gladyatörde evrimleşici bölümüne girdi ve hemen bir arkadaşlık isteği daveti aldı.
‘’Neden birisi beni eklesin?’’ Han Sen biraz şaşırmıştı ve ID’yi kontrol etti. Tanımadığı ‘’QZH’’ idi. Han Sen yine de daveti kabul etti.
Çok geçmeden QZH Han Sen’in arkadaşlık listesinde ortaya çıktı. Birkaç saniye sonra QZH Han Sen’e bir savaş daveti gönderdi. Birisinin Han Sen’e davet göndermesi oldukça nadirdi bu yüzden hemen kabul etti.
Geri sayısı beklerken, rakibini kontrol etti.
QZH yirmili yaşlarında genç bir adamdı. Yaşına bakılırsa, bir evrimleşici olsa bile, hala yeni ve zayıf olmalıydı.
Han Sen QZH’nin bir silah taşımadığını ve kullanmak için bir tane de seçmediğini gördü. Aşırı Yüklenme birisinin bedenin hareketleri için gerekliydi ve silahsız daha uygun olacaktı.
Savaş başladıktan sonra QZH hemen Han Sen’e doğru koştu ve Han Sen geri saldırı yaptı.
Çok geçmeden Han Sen şaşırmıştı. QZH düşündüğünden çok daha güçlüydü. Han Sen onun dayanıklılık indeksinin en azından otuz olduğunu tahmin etti. Eğer bir evrimleşiciyse o zaman kutsal geno puanları maksimize olmuş bir evrimleşiciydi. Daha etkileyici olan ise QZH sadece harika dayanıklılığa sahip değildi, aynı zamanda fevkalade savaşıyordu. Kullandığı her hareket güçlüydü. Han Sen bir ustadan eğitim almış olması gerektiğini söyleyebilirdi.
Han Sen daha da heyecanlandı. QZH gibi birisiyle savaşmak ona çok büyük fayda sağlayacaktı. Han Sen Heresy Mantra’yı uygulamaya başladı ve dayanıklılık seviyesi büyük ölçüde arttı aksi takdirde QZH’nin rakibi olamayacaktı.
Buna rağmen Han Sen dayanıklılık konusunda hala QZH’den aşağıdaydı. Heresy Mantra ve Aşırı Yüklenme’yi kullandıktan sonra Han Sen’in dayanıklılık seviyesi yirmi sekize ulaşırken QZH’nin ortalama indeksi otuzdu ve bazı maddeleri otuz beşin üzerindeydi.(beyler burada dayanıklılık indeksi hesaplanırken birçok özelliğin ortalaması alınıyor ona göre maddeler dediği ortalama hesaplanırken alınan özellikler)
Eğer QZH yeni birisiyse, dayanıklılık indeksini yüzün üzerine çıkarması çok muhtemeldi ki bu da bir çok evrmileşicinin amacıydı. Ancak birkaç insan bu amaca ulaşabilirdi.
Mutant geno puanları ile evrimleşmiş kişilerin evrimden sonra ortalama yirmi dayanıklılık indeksi olurdu. Kutsal geno puanları ile evrimleşenler kutsal beden kazanacaklardı ve dayanıklılık indeksleri 30’a ulaşacaktı İkinci Gods Sanctuary’de geno puanları topladıktan sonra, en iyi evrimleşici yüz dayanıklılık indeksine ulaşacaktı ki bu da bir evrimleşicinin ulaşabileceği en yüksek noktaydı.
Han Sen güçlü ama Han Sen’i hemen elemeyecek kadar güçlü olmayan QZH ile savaştığı için çok mutluydu.
Han Sen QZH ile savaşırken tüm metotları kullandı ve vücut hücrelerinin canlılığını ve aşırı yüklenmesini uyardı.
Başlangıçta Aşırı Yüklenme sınırlı bir etkiye sahipti. Han Sen etkilerini arttırmak için Aşırı Yüklenme durumu altında atılım yapmak zorunda kalmıştı.
Bang!
Yarım saat içerisinde Han Sen QZH tarafından yenildi.
QZH her açıdan ondan çok daha iyiydi ve ona karşı saldırı yapma şansı hiç vermemişti.
Han Sen üzgün hissetmemişti ve QZH’ye bir davet yolladı. QZH hemen daveti kabul etti.
QZH güç ve hız açısından harikaydı ve Han Sen’in daha önce hiç görmediği birçok yüksek geno sanatı kullanıyordu. Kondisyon ya da yüksek geno sanatı konusunda QZH’nin dengi olmadığını fark eden Han Sen tek bir şey düşündü.
‘’Belki de bunu deneyebilirim. En azından bana daha fazla zaman kazandıracaktır’’ Han Sen Queen’in kullandığı Uçurtma tekniklerini kullanmayı düşündü.
QZH ile başa çıkmak zor olduğundan, Han Sen’in yapabileceği en iyi şey yeteneklerini geliştirmek ve kusurlarını ortadan kaldırmaktı. Ek olarak, savaşı uzatmak için bazı stratejiler kullanması gerekiyordu.
Queen’in Uçurtma teknikleri Go stratejileri gibiydi. İlk adımı attığında, büyük resmi aklında tutmalı ve on adım ilerisini düşünmeliydi. Sadece bunu yaparak rakibinin onun tasarımını takip etmesini sağlayabilir ya da zorlayabilirdi.
Han Sen’in bir ya da iki ay içerisinde Queen’in Uçurtma tekniklerine ulaşmaması pek olası olmamasına rağmen, bu teknikleri çok sevmişti, bu yüzden Han Sen QZH ile savaşı sırasında Queen’in uçurtma tekniklerini taklit ediyordu.
Han Sen başlangıçta çok kötü bir performans sergilemesine rağmen, yavaş yavaş ilerleme kat ediyordu. Bu çok fazla pratik gerektiren bir yetenekti.
Han Sen ile savaşırken Qian Hezhen biraz meraklandı. Qian Hezhen Ares Dövüş Salonundaki evrimleşiciler ile her zaman pratik yapıyordu. Bu evrimleşicilerin birçok yeteneği olmasına rağmen Qian Hezhen yavaş yavaş onların hareketlerine alışacaktı.
Ancak, Han Sen’e karşı yaptığı dövüş farklıydı. Han Sen ona düzensiz ritim ve garip saldırılar, hatta bazen Qian Hezhen’in kendi numaraları gibi farklı şeyler gösteriyordu. Qian Hezhen Han Sen’in garip bir adam olduğunu düşünüyordu. Qian Hezhen gösterdiklerinin bu kadar olduğunu düşündüğü zaman Han Sen ona birçok ilham vererek onu şaşırmaktan asla vazgeçmemişti. ED:(Sana yeni dünyanın kapılarını açtı adam ödnsdsgdas)1
Qian Hezhen ve Han Sen hiç iletişim kurmamışlardı ve her zaman birbirlerini gördükleri anda savaşmaya başlamışlardı ve bu dört gün devam etmişti.
Herhangi bir konuşma olmadan, iki kişi kendi pratiklerine kapılmış ve birbirlerini idman arkadaşı olarak düşünmüşlerdi.