Super God Gene - 0327
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
MUTLAK ŞAMPİYON
Qiian Hezhen geçtiğimiz günlerde Gladyatör’de çok fazla zaman harcamıştı ama giderek daha fazla baskı hissetmişti. Han Sen’i yenmek onun için giderek zorlaşıyordu.
Başlangıçta, Qian Hezhen’in sadece Han Sen’in beklenmedik numaraları ilgisini çekmişti.
Ancak, Han Sen’i yenmek için daha ve daha fazla çaba harcamaya başlamıştı. Bu iki gün, sahip olduğu her şeyi kullanmak ve yeni atılımlar yapmak zorunda kalmıştı.
Asıl mesela, Han Sen’in dayanıklılığı daha ve daha iyi hale geliyordu ki bu da Qian Hezhen’in avantajını kaybetmesine neden oluyordu.
Aslında, bu Han Sen’in dayanıklılığının gelişmesinden dolayı değildi bunun yerine Aşırı Yüklenme pratiğinde ilerleme kaybetmesinden kaynaklanıyordu. Şuanda Han Sen Aşırı yüklenme altında çok daha iyi performansı gösterebilirdi ki bu da Qian Hezhen’in Han Sen’in daha iyi bir fiziğe sahip olmaya başladığını hissetmesine neden olmuştu.
Aşırı yüklenme altında, savaş Han Sen için tehlikeliydi. Aşırı yüklenme bir kez limitlerini aştığında, korkunç sonuçlar doğuracaktı.
Ancak bu noktada Han Sen’in bedeni limitine ulaşmamıştı.
Hayır… Yeterince hızlı değildi… Bu hız kaplumbağann ısırığından kaçmak için yeterli değildi. Han Sen’in bedeni Sparticle uygulamasıyla ayakları bulanıklaşarak göz kamaştırıcı bir hızda hareket ediyordu.
Han Sen zamanın çoğunu Gladyatör’de harcamasına rağmen, holografik cihaz olmadan günde bir saat antrenman yapıyordu.
Bir sanal savaşta her ayrıntıyı anlayamazdı ki bu yüzden bir saatlik antrenman yapmak zorundaydı.
Han Sen’in eğitim yapmak için seçtiği yer, popüler olmamasına devam eden Ağır Savaş Araçları Topluluğu alanıydı. Şişman ve Sıska mezun olduktan sonra toplulukta sadece Han Sen ve arkadaşları kalmıştı.
Wang Mengmeng yüzünden okul topluluklarını ve depolarını korumasına izin veriyordu. Ancak, normalde kimse buraya gelmezdi. Ancak bu sefer, uzaktan birisi Han Sen’in antrenmanını izliyordu.
Jing Jiya Han Sen’in antrenmanını karışık duygularla izliyordu. Son seferinde Han Sen’e kaybettiğinden beri, Jing Jiya uzun süre dönen ok üzerinde daha da sıkı çalışmıştı. Ancak ne kadar denediğinin bir önemi yoktu, Han Sen kadar iyi yapmayı başaramamıştı.
Han Sen’in antrenman yaptığını duyan Jing Jiya Han Sen’i orada beklemeyi ve onunla konuşmaya karar vermişti. Ancak Han Sen buraya geldiğinde direk olarak antrenman yapmaya başlamıştı bu yüzden Jing Jiya izlemeye karar vermişti
Bir süre izledikten sonra Jing Jiya’nın bakışları değişmişti.
Han Sen basitçe ileri geri koşusu yapmasına rağmen Jing Jiya Han Sen’in hızından şok olmuştu. Sadece evrimciler arasında böyle bir hız görmüştü. Bildiği tüm evrimleşmemiş kişilerde Jing Jiya büyük kardeşi Jing Jiwu’da dâhil hiç kimse de böyle bir hıza şahit olmamıştı.
Han Sen Heresy Mantra bile kullanmıyordu aksi halde daha da hızlı olacaktı.
‘’Bana bir şey için ihtiyacın mı var?’’ eğitimden sonra Han Sen bir sandalyeye oturdu, yüzünü sildi, biraz su içti ve Jing Jiya’ya baktı. Başlangıçtan beri Jing Jiya’nın orada olduğunu fark etmişti.
‘’Bana dönen oku öğreteceğini söylemiştin. Bu gerçek mi?’’ Jing Jiya söyledi, dudaklarını kemiriyordu.
Jing Jiya kadar gururlu birisi için rica etmek o kadar kalay bir şey değildi.
‘’Tabi ki, eğer öğrenmek istiyorsan, tek yapman gereken bana ders ücreti vermek ve daha sonra seve seve sana öğretirim’’ Han Sen bir gülümseme ile söyledi.
‘’Senden öğretip daha sonra seni yenebileceğimden korkmuyor musun?’’ Jing Jiya Han Sen’e baktı ve sordu.
Han Sen bir su şişesini bitirip boş şişeyi çöp kutusuna fırlattı ve söyledi ‘’Bir şey öğrendiysem bunda en iyisi ben olacağım. Eğer öğrenmek istiyorsan, sana istediğin zaman öğretebilirim ama asla beni yenemeyeceksin’’
Han Sen’in ifadesine bakarken Jing Jiya dişlerini sıktı ve söyledi ‘’Öğrenmek istiyorum. Bana öğretmeye ne zaman başlayabilirsin?’’
‘’Eğer ödemeyi yaparsan şuanda başlayabiliriz’’ Han Sen gülümsedi be söyledi.
Jing Jiya hemen Han Sen’in ne kadar istediğini sordu. Han Sen’e kaybedeceğine inanmıyordu. Yeteneği ile eksik olan tek şey Han Sen’in hileleriydi. Han Sen’in hilelerini öğrendiği sürece, tekrar Han Sen’e kaybetmeyecekti.
Parayı aldıktan sonra Han Sen Jing Jiya’ya dönen oku öğretmeye başladı. Jing Jiya çoktan bunun üzerinde sıkı antrenman yaptığından, ona öğretmesi çok kolaydı.
Han Sen öğretirken hiçbir şey yapması gerekmemişti. Jing Jiya’ya dönen ok hakkında bilmesi gereken her şeyi öğretti ve geriye kalan tek şey Jing Jiya’nın pratik yapmasıydı.
Han Sen’in dediği gibi, başkalarının ondan öğrenmesinden korkmuyordu, çünkü aynı tekniği kullanan mutlak şampiyon o olacaktı.
Ek olarak, dönen ok sadece onun bilgi sisteminde bir rehberdi. Dövüş sanatlarında hileler çok önemli olmasına rağmen, daha önemlisi doğru hileyi doğru zamanda kullanmaktı.
Uygulama her tip dövüş sanatlarının anahtar noktasıydı. Jing Jiya sadece dönen okları nasıl atacağını öğrenmişti ama kendi tarzına sahip değildi.
Jing Jiya ödemeye istekli olduğundan Han Sen bira para kazanmayı aldırmazdı. Şu anda paraya ihtiyacı olmamasına rağmen, daha fazla para zarar getirmezdi.
Jing Jiya başlangıçta Han Sen’in bazı şeyleri saklayabileceği ve ona sadece belli kısımlarını öğreteceğinden korkuyordu. Ancak, çok geçmeden Han Sen’in ona öğrettiği her şeyi anlayabilirse, daha iyi olmasa da Han Sen’in dönen okları gibi atışlar yapabileceğini keşfetmişti.
Kendine güveniyor mu? Neden her zaman beni yenebileceğini düşünüyor? Han Sen’in ayrılışını izlerken Jing Jiya ne düşüneceğini bilmiyordu.
Yurduna döndükten sonra Han Sen Kumarbazdan bir çağrı aldı ve yönetim tarafından verilen yeni bir görev olduğunu ona söyledi.
Kumarbazın yolladığı bilgileri inceledikten sonra Han Sen Gods Sanctuary’de böyle bir inşa olduğundan şaşırmıştı. Han Sen düşündü ve Kumarbaza bu görevi kendisin alması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Bir yandan, bu görev özel takım üyeleri için çok tehlikeliydi diğer yandan Han Sen bu kişiyle tanışmak istiyordu bu yüzden bu görevi kendisi alması gerektiğine karar vermişti.
Daha da önemlisi bu kişi şuanda Glory Shelter’de idi.