Super God Gene - 0352
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
HAYATIN İÇİN BİR KILIÇ
‘’Han Sen!’’ Su Xiaoqiao’in aniden yüzü soldu. Eğer Bay Yu Han Sen’e saldırırsa, Han Sen’in bir evrimleşiciyi yenmesinin bir yolu yoktu.
Han Sen hala üç gözlü canavarın üzerindeydi. Kasırga kurdunu çoktan satmıştı ve Meowth’ın iyi bir sürüşü yoktu bu yüzden Han Sen bu gezide üç gözlü canavarı sürmeyi tercih etmişti.
Bay Yu kutsal kanlı canavar ruhu gibi gözüken bir canavar ruhu kılıcı tutuyordu.
Han Sen gözlerini tam olarak ihtiyacı olan Bay Yu’nun kılıcına çevirdi.
Bay Yu Han Sen’e koştu, gümüş kılıcı Han Sen’in boynuna bir şimşek gibi savuruyordu.
Bay Yu ile birlikte olanlar hareket etmemişti. Gösterinin tadını çıkarıyorlar gibi görünüyordu. Bay Yu bir evrimleşiciydi bu yüzden Birinci Gods Sanctuary içerisinde onu tehdit edebilecek birisi yoktu.
Çok geçmeden, herkesin gözleri genişledi. Kılıç Han Sen’in iki parçaya ayırmak üzereyken Han Sen aniden elini uzattı ve iki parmağıyla kılıcı yakalamaya çalıştı.
Herkes Han Sen’in çılgın olduğunu düşünmüştü. Hiç kimse iki parmağıyla gelen bir kılıcı yakalayamazdı özellikle kılıcı tutan bir evrimleşici olduğu zaman.
Bay Yu her zamanki gibi daha fazla güç kullanıyor ve Han Sen’i direkt öldürmeye çalışıyordu.
Kılıç Han Sen’in parmaklarına dokunduğu zaman Han Sen’in tüm bedeni ağırlığını kaybetmiş gibiydi. Kılıç ile kendisini bağladı ve sanki düşmüş bir yaprak gibi kılıç nereye giderse onunla birlikte hareket etti.
Şok içinde olan Bay Yu kılıcı geri aldı ve kılıçla yaklaşan Han Sen’e bir yumruk attı.
Han Sen Bay Yu’nun yumruğuna vurdu, zıpladı ve Bay Yu’nun arkasına indi, iskelet kılıcını Bay Yu’nun boynuna tutuyordu.
‘’Senin gibi bir evrimleşici çok büyük bir problem gibi gözükmüyor’’ Han Sen yavaşça söyledi.
Bay Yu en yüksek geno puanlarına sahip olmasına rağmen, dövüş sanatlarında çok berbettı. Muhtemelen zengin bir ailedendi ama Yuan ve Qing’den farklı olarak kendisi pislik birisiydi.
Bay Yu sersemledi ve diğerleri de afallamıştı. Kimse bir evrimleşicinin Han Sen tarafından kolayca yenileceğini öngöremezdi.
‘’Yaşamak ya da ölmek mi istersin?’’ Han Sen gülerken hançeri hafifçe hareket ettirdi. Keskin bıçak hemen Bay Yu’nun boynunun derisini kesti, hançerden aşağı bir kandamlası kayıyordu.
‘’Yaşamak istersem senin için ne yapmalıyım?’’ Bay Yu’nun yüzü solmuştu ve grubundan hiçbiri hareket etmeye cesaret edemedi.
‘’Ben adil bir insanım ve kendinizi düzeltmek için size bir fırsat önerebilirim. Ancak, eğer bu şekilde gitmene izin verirsem, korkarım ki dersini almayacaksın. Bu yüzden hayatın için bir kılıç—elinde şuanda bir tanesini tutuyorsun’’ Han Sen söyledi.
‘’Asla! Babam Dongchang’ın CEO’su. Eğer bana dokunmaya cesaret edersen, babam tüm aileni öldürecektir’’ Bay Yu sertçe bağırdı.
Han Sen neredeyse gülecekti.
‘’Pekâlâ. Cehenneme gittiğinde babanın rüyasına girmeyi unutma ve ona Han Sen’in seni öldürdüğünü söyle’’ Han Sen iskelet hançeri Bay Yu’nın derisine bastırdı.
‘’Hayır… Alabilirsin…’’ Bay Yu bağırdı, neredeyse ölmekten korkuyordu.
‘’Bu senin son şansın. Üçe kadar saydığımda eğer kılıç ellerimde değilse, onu cehenneme saklayabilirsin’’ Han Sen saymaya başladı ‘’Bir… İki…’’
Bay Yu pazarlık etmeye cesaret edemedi ve hızlıca canavar ruhunu Han Sen’e transfer etti.
‘’Bir dahaki sefere bir evrimleşici olduğunu iddia etme, böylece tüm evrimleşicilerin yüzünü kaybetmesine neden olmazsın’’ Han Sen kılıcı ve iskelet hançerini geri aldı ve mutant üç gözlü canavara geri döndü.
Bay Yu bir kez daha özgürlüğünü kazandığında, hızlıca bir canavar ruhu bıçağı çağırdı ve takipçilerinin Han Sen’e saldırması için işaret yaptı.
‘’Geri git’’ Han Sen doğal bir şekilde söyledi. Bu sonucu öngörmüştü ve hızlıca bir grup insana yöneldi.
Bay Yu Han Sen’den daha zayıf olduğu gerçeğini kabul etmek istememişti. Kaybetmemeliydi. Bay Yu böyle düşünmüştü.
Ek olarak, Bay Yu’nun ekibinde birçok iyi adam vardı bu yüzden bu sefer Han Sen’i öldürebileceğine ve kendi intikamını alabileceğine inanmıştı.
Ancak Han Sen onların ortasındayken Bay Yu pişman olmaya başladı, çünkü grubun bir faydası yoktu bunun yerin bir yüktüler. Han Sen aralarından doğal bir şekilde yürüdü ve bir nedenden takım arkadaşlarına Han Sen’den daha çok yaralanmıştı. Han Sen iskeletin hançerini her savurduğunda, birisi yaralanıyordu.
Bir anda grupta altı kişi yaralanmıştı.
Su Xiaoqiao dilini yuttu. Han Sen’in yaptığı ona evrimleşicinin kim olduğunu merak etmesine neden olmuştu.
Bay Yu çok korkmuştu. Duygularını tarif edemezdi. Açıkça Han Sen kuşatılmış olan kişiydi. Ancak Han Sen’in aslında kuşatmanın arkasında durduğunu hissetmişti. Bay Yu Han Sen’e saldırı yapma şansı bile bulamamıştı. Bir hareket yapmaya çalıştığı her zaman, kendi insanlardan birisi tarafından önü engelleniyordu.
Gerçekten dövüş sanatları pratiği yapmayan birisi ne kadar harika bir uçurtma yetenekleri olduğunu söyleyemezdi. Han Sen’in gözlerinde böyle insanlar ne kadar uğraşırsa uğraşsın ona hiçbir baskı yapamazdı.
‘’Kaybol’’ Bay Yu Han Sen’e bir saldırma şansı bulduğu zaman bağırdı.
Han Sen daha fazla grubun geri kalanını kovalamadı. Onlar gittikten sonra mavi bir şimşek Han Sen’in elinden ayrıldı.
Kendisini Han Sen’e atmış Bay Yu’ya doğru bir mutant hayalet kelebek bumerangı uçtu.
Bay Yu bumerangı ikiye kesmeye çalıştı ama silahı bumeranga dokunmak üzereyken, hızlıca garip bir dönüş yaptı ve gözlerinin önünde kayboldu. Bay Yu’nın bıçağı es geçerken bumerang sert bir şekilde göğsüne çarptı.
Bang!
Bay Yu’nun göğsünde mavi alev patladı, binek hayvanından düşmesine neden oldu ve yerde yuvarlandı.