Super God Gene - 0389
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Puanları Maksimize Etme Planı
Ning Yue Han Sen’i durdurmadı ama yine de onu takip etmesi için birisini yolladı. Han Sen takip
edildiğini hissetmesine rağmen, kuyruktan kurtulmak istemedi. Han Sen her zamanki gibi Steel Armor
Shelter’e döndü.
Ning Yue mesajı aldı ve kaşlarını çattı. Süper yaratığı öldürmediği gerçekten de doğru mu?
Süper yaratığın en azından 180 kg eti vardı. Böyle kısa bir sürede Han Sen’in eti bitirmesi imkansızdı.
Eğer eti başka bir yere sakladıysa zaman Steel Armor Shelter’e geri dönmemesi gerekiyordu.
Sonuçta, et kolayca bozulabilirdi. Eğer Han Sen eti sakladıysa, Steel Armor Shelter’den döndükten
sonra et artık yenilebilir olmazdı.
Eğer yaratığı öldürmediyse yaratık nereye gitmişti? Ning Yue bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordu
ama ne olduğunu söyleyemiyordu.
Han Sen Steel Armor Shelter’e geri döndü ve kutsal geno puanlarını maksimize etmek ve altın kaya
solucanının dönüşümüne yardım etmek için nereden birkaç kutsa kanlı yaratık bulabileceğini merak
ediyordu.
Belki de Şeytan Çölüne gitmeliyim. Han Sen hala kutsal kanlı tilki kralı ve kutsal kanlı siyah tüylü
canavar kralı hakkında düşünüyordu. Her ikisi de altın solucan kralı için harika atıştırmalıklar olurdu.
Han Sen her zaman tilki kralını öldürmek istemişti ama hiçbir zaman iyi bir fırsat bulamamıştı. Bir süre
önce, onu öldürememişti. Öldürebilecek seviyeye geldiğinde, yaratığı bulamamıştı.
Kutsal kanlı siyah tüylü canavar kralı nadir uçma kutsal kanlı canavar ruhu verebilecek bir yaratıktı.
Son seferinde Han Sen’in onu öldürememesi çok büyük utançtı.
Eğer Han Sen kutsal kanlı siyah tüylü canavar kralının canavar ruhunu kazanabilseydi, çok fazla insan
tarafından görülen mor tüylü ejderha kanatlarını satabilirdi.
Han Sen bir sonuca vardığından, Steel Armor Shelter’e geri dönmedi bunun yerine doğrudan şeytan
çölüne gitti.
‘’Tilkiler siyah tüylü canavarlar neredesiniz?’’ Han Sen altın kaya solucanı kralının sırtında otururken
şeytan çölüne girdi.
Altın kaya solucanı kralı henüz dönüşmemiş olmasına rağmen, boyutu dikkate değer şekilde büyüktü
ve Meowth’dan çok daha hızlı gidiyordu.
Yine çöle girdiğinde Han Sen duygularını nasıl tarif edeceğini bilmiyordu. Kutsal kanlı tilki kralı
tarafında çaresizce kovalanmıştı ama bu günlerde ne kadar sinsi olursa olsun tek atışta onu
öldürebilirdi.
Çok geçmeden Han Sen Şeytan Çölüne girdi, birçok ölü yaratık gördü. Bazı insanlar yolu temizlemiş
gibi görünüyordu.
Han Sen farklı bir yön seçip seçmemesini düşünürken yaratıkların kükremelerini ve insanların
bağırışlarını duydu. Sesler çok uzak olmadığından Han Sen kaya solucanı kralına oraya gitmesini
emretti.
Han Sen bir grup insanın avlandığını gördü. Grup Yuan ve Qing tarafından yönetiliyordu.
Altın kaya solucanı kralı o kadar göze batıyordu ki Yuan ve Qing uzaktan onu görmüştü. Han Sen’in
evcil hayvanı olduğunu fark ettiklerinde rahatlamış hissettiler. Kaya yılanlarını avladıklarından
merhaba demediler ve daha da sert savaşmaya başladılar.
Grup sanki askerlermiş gibi organize olmuştu. Kaya yılanlarını avlamak onlar için kolaydı bu yüzden
Han Sen onlara katılmadı ama yakınlardaki kum tepesinden izledi.
Qing ve Yuan’ın yaratıkları katletmesini izleyen Han Sen çok fazla zaman geçtiğini hissetti. Bu iki çocuk
talimat verdiği ve koruduğu çaylaklardı. Ancak, Han Sen’i biraz duygusal hissettiren kendilerini
koruyabilecek birer usta haline gelmişlerdi.
Yaşlandım mı? Han Sen tenine dokundu, çenesi çok pürüzsüzdü ve sadece neredeyse 20 yaşında
olduğunu hatırladı.
Jadeskin pratiği yaptığından Han Sen genç bir kız gibi çok hassas bir tene sahipti. Uzun bir süredir
vahşi doğada rüzgara ve güneşe maruz kalmasına rağmen cildi hala yumuşak ve açık tenliydi.
Bu çok bariz bir özellikti. Han Sen düşündü. Her sabah ereksiyon olmasaydı, yüksek geno sanatını
sürdürürse bir kadın olup olmayacağını merak etti.
Han Sen gerçekte olduğundan daha genç on sekiz yaşlarında gösteriyordu, neyse ki erkeksi yüz hatları
vardı. Aksi halde, gerçekten de bir kadınla karıştırılabilirdi. Sonuçta bir erkek için böyle bir cilde sahip
olmak çok nadirdi.
‘’Kardeş, neden buradasın?’’ Han Sen derin düşüncelere dalmıştı. Yuan ve Qing kaya yılanlarını
avlamayı bitirmiş ve Han Sen’in yanına gelmişlerdi.
‘’Şeytan çölünde bazı kutsal kanlı yaratıkları avlamayı ve kutsal geno puanımı maksimize etmeyi
planlıyorum. Sizi görmeyi beklemiyordum’’ Han Sen altın kaya solucanın sırtından atladı ve
gülümseme ile söyledi.
‘’Oh, şeytan çölünün derinliklerine mi gideceksin? Bizi de yanına al! Sadece seni izleyeceğiz ve senin
yaratıklarını çalmamız konusunda endişelenme’’ Yuan Han Sen’e beklentiyle bakarken söyledi.
‘’Tamam. Birlikte gidebiliriz. Siz de yaratıkları avlayabilirsiniz, eğlenceli olmalı’’ Han Sen gülümsedi ve
söyledi.
Han Sen aslında Yuan ve Qing’i düşünüyordu. Üzgünüm istediğiniz kadar mutant yaratık
öldürebilirsiniz ama kutsal kanlı yaratıkların hepsi benim.
Şu anda Han Sen kutsal kanlı bir ok ve yay donanmıştı. Okçuluk yetenekleri ve gücü ile bir kutsal kanlı
canavarı bir ok ile bile öldürebilirdi. Çocukların Han Sen’den bir kutsal kanlı yaratık çalabilmeleri
imkansızdı.
‘’Ha-ha o zaman elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Senden bir yaratık çalarsak sinirlenme’’ Yuan
sırıtarak söyledi.
‘’Endişelenme. Ben kutsal geno puanlarımı maksimize etmekten çok uzak değilim ve bir iki gün daha
bekleyebilirim. Ek olarak benden yaratıkları çalmanız hiçte kolaya olmayacak. Eğer bu tarz yeteneğe
sahipseniz, kızmaktan daha çok mutlu olurum’’ Han Sen gülümseyerek söyledi.
‘’Kutsal geno puanlarını maksimize etmek büyük bir olay değil, bunu henüz başaramamış olmanızdan
bahsetmiyorum bile’’ dudaklarını kıvırarak genç bir adam söyledi. Genç adam on yedi yaşları
civarındaydı ve erkeksi saç kesimine sahipti. Han Sen’in gençlere çocuk gibi davranmasından memnun
değil gibi görünüyordu.
‘’Gerçekten de büyük bir problem değil. Gods Sanctuary’ye sizden iki yıl önce girdim’’ Han Sen
gülümseme ile söyledi, Yuan ve Qing’in ona göz kırpmasını görmüştü. Han Sen etrafındaki gençleri
dikkate almak istemiyordu.
‘’Gods Sanctuary’ye daha önce girmek senin daha güçlü olduğun anlamına gelmez. Yaratıkları
öldürmekte özgür olduğumuzu söylediğine göre hangimizin daha çok kutsal kanlı yaratık
avlayabileceğini görelim ‘’ genç ısrar etti.
‘’Tamam’’ Han Sen kafa salladı ve söyledi, hala gülümsüyordu.