Super God Gene - 0422
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Evrim
Eğer Han Sen siyah kristali çıkaramıyorsa o zaman siyah kristali sadece Steel Armor Shelter’de odasının içerisinde saklayabilirdi.
Ancak, Han Sen evrimleştikten sonra, bir kez Gods Sanctuary’den uzaklaştıktan sonra diğer tekrar ışınlanmasında İkinci Gods Sanctuary içerisinde ortaya çıkacaktı. Diğer bir deyişle Birinci Gods Sanctuary ile hiçbir bağı kalmayacaktı ve Steel Armor Shelter’deki oda artık ona ait olmayacaktı.
Han Sen’in böyle bir hazineyi bırakmasının imkanı yoktu. Kutsal kanlı bir yaratığa dönüşmüş okçu kargayı izleyen Han Sen düşünmeye devam etti.
Siyah kristali götürebilmek için Han Sen tek bir olasılık düşünebilmişti ki bu da onu yutmaktı, et ya da yaşam özleri gibi.
Başarılı olmayabilecek olmasına rağmen, bu geriye kalan tek seçenekti.
Ancak Han Sen siyah kristali yuttuktan sonra vücuduna zarar verip vermeyeceğinden emin değildi. Yaratıklara faydalı olmasına rağmen bu insanlar içinde aynı olduğu anlamına gelmiyordu.
Gods Sanctuary içerisindeki bitkiler de aynı şekildeydi. Bu bitkileri yemek kaplumbağa gibi süper yaratıklara faydalı olabilirdi ama bunun aksine insanlara yan etkisi çok güçlü olabilirdi. Eğer birisi bitkileri denemek isterse, o kişi büyük olasılıkla onlardan ölecekti. Bir şey ilk başta zararlı olmasa bile, çokta iyi bir şey olmayabilirdi.
Siyah kristal içinde çok büyük bir enerjinin olduğu anlamına gelen kolayca bir süper yaratık yaratabilirdi. Han Sen’in bedeni şu anda yeteri kadar güçlü değildi bu yüzden yuttuktan sonra siyah kristalin enerjisi patlayabilirdi, belki de ölürdü.
Ondan vazgeçmesi imkansızken tek muhtemel yöntem çok riskliydi. Han Sen oldukça kararlı olsa bile, bu sefer tereddüt ediyordu.
Han Sen okçu kargaya baktı. Artık kuşun bir süper yaratığa evrimleşmesini beklemesine gerek yoktu. Bunu yapması onun için anlamsızdı be beklemek için de zamanı yoktu.
Han Sen kutsal kanlı okçu kargayı öldürdü ve pişirdi. Yaratığı öldürdükten sonra, son üç kutsal geno puanını da doldurdu ve kutsal geno puanlarını da maksimize etti.
Sıradan, ilkel, mutant, kutsal kanlı, süper, tüm beş tip geno puanları sonunda maksimize olmuştu. Gerçekten de tüm geno puanlarını maksimize eden tarihteki ilk insan olabilirdi.
Han Sen bedenindeki muazzam gücü açıkça hissedebiliyordu. Kondisyonunun tüm yönlerde otuzun üzerinde olduğundan emindi. Bir kez evrimleşme havuzunda evrimleştiğinde, kondisyonu başka bir sıçrayış daha yaşayacaktı.
‘’Onu yemeli miyim ya da yememeli miyim?’’ Han Sen eline siyah kristali aldı, karar veremiyordu.
Uzun bir süre sonra Han Sen yine de siyah kristali bir kenara koydu. Eğer onu yiyecek olsa bile, geri dönmüş evrimleşici olduğu zaman yapardı. En azından çok daha güçlü ve herhangi bir kaza ile başa çıkmak için daha fazla kapasitesi olurdu.
Skynet üzerinde evrimleşme süreci hakkında detaylı bir açıklama vardı. Süreç boyunca temelde risk sıfırdı bu yüzden Han Sen gerçekten de endişelenmiyordu. Defne’ye kayıt olmadan önce evrimini tamamlamak istiyordu böylece hemen İttifak içerisinde kutsal kanlı bir aristokrat olabilirdi ki bu da halktan olan insanların sahip olmadığı birçok fayda sağlayacaktı.
Bu günlerde Han Sen Skynet üzerinden Shura hakkında birçok araştırma yapmıştı. İttifak’ın araştırmalarına göre Gods Sanctuary içerisinde Shura’ların hayatta kalmaları sadece zor değildi ayrıca insanlar gibi geno puanları da kazanamıyorlardı. Yaratıkları yedikten sonra bile, bedenleri insanlar gibi güçlenmeyecekti.
Ek olarak Shura’lar canavar ruhları da kullanamıyordu.
Eğer bir Shura kondisyonu geliştirmek istiyorsa bunu sadece Shura dövüş sanatları çalışarak yapabilirdi ve başka bir yol yoktu. Ancak insanlar genlerini geliştirmek için Gods Sanctuary’yi kullanabilirdi.
Bu açıdan Sıfır Shura’lara benziyordu çünkü yaşam özleri ile hiç ilgilenmiyordu.
Ancak Sıfırın görünüşüne bakıldığında yüzde yüz insandı. Han Sen ona bakmıştı ve içindeki Shura’yı görememişti.
‘’Unut gitsin. İkinci Gods Sanctuary’ye girdikten sonra, artık onu görmeyeceğin, bu yüzden neyse ne’’ Han Sen odasından dışarı yürüdü ve Steel Armor Shelter’deki Evrimleşme Sarayı’na girdi.
Evrimleşme Saray’ının içerisi antik bir tapınağa benziyordu, sarayın merkezinde derin dikdörtgen bir gölet vardı. Gizemli canavar başı heykeli her köşeden göletti koruyordu, ağızlarından neredeyse şeffaf olan sıvıyı fışkırtıyorlardı.
Tereddüt etmeden Han Sen tüm kıyafetlerini çıkardı ve havuzun içine yürüdü, evrimleşme havuzunun içindeki havuzun ılık suyuna tüm bedenini batırdı.
Sıvının içerisinde Han Sen bir embriyo olduğunu hissetti. Sanki doğmamış bir bebek gibiydi, tüm vücut hücreleri sevinçle gelişiyor ve yeniden doğuşu sağlıyordu.
Bu hissi tarif etmek zordu. Ne ısı ne soğukluk ne de uyarımlar vardı. Gelişim o kadar doğaldı ki bu sanki kendi gelişimin bir parçasıydı. Tekrardan ergenlikte olduğunu hissetti ama bu gerçekten bir ergenlik değildi.
Büyüme içten dışarıyaydı. Sıvı içerisinde Han Sen boğulmuş hissetmiyordu bunun yerine son derece rahattı.
Kasları, kemikleri, damarları ve hücreleri içinde büyüyen bu yeni doğmuş güç tek bir yumrukla tüm dünyayı yok edecekmiş gibi hissetmesini sağlamıştı.
Han Sen bunun gücün hızla artmasından kaynaklı bir halüsinasyon olduğunu biliyordu. Ancak bu his büyüleyiciydi.
Tüm gözenekleri açılmıştı. Atık ve kir vücudunu terk etmiş gibi görünüyordu, Han Sen daha ve daha da hafif ve rahatlamış hissediyordu.
Vücudunun saçsızlıkları havuzun derinliklerine düşmüştü. Han Sen bütün günahlarından arındırılıp yeniden doğmuş bir kutsal ruh gibi hissetmişti.
Bu his o kadar harikaydı ki Han Sen neredeyse yüksek sesle inlemişti.
Birçok insanın bedenini evrimleştirme peşinde koşmasına şaşmamak gerek. Evrimleşme hissi muhteşem. Neredeyse yeniden doğma gibi, yaşlı bedenin tekrardan bebek gibi parlamasını sağlıyor. Han Sen düşündü.
Ancak, henüz bitmediğini biliyordu. Evrimleşmenin başarılı olduğunu söyleyen sesi duyana kadar beklemek zorundaydı.
Ek olarak Han Sen bir süre daha bu fantastik hissin tadını çıkarmak istiyordu. Bu sevdiğin bir kadın ile sex yapmak kadar güzeldi ama tamamen farklı hislerdi.
Daha çok uzun süredir hasta olan birisinin aniden iyileşmesine daha çok benziyordu. Tüm acılar ve hastalıklar bir anda kayboluyordu. Temizlik o kadar harikaydı ki birisi ağlayabilirdi bile.
Han Sen ağlamamıştı bunun yerine bundan tamamen zevk almıştı.
‘’Evrimleşme başarılı. Evrimleşici Statüsü kazanıldı. Yaşam süresine 100 yıl eklendi. Süper beden kral ruhu kazanıldı.’’
Han Sen:
Süper beden kral ruhu
Durum: Evrimleşici
Yaşam Süresi: 300
Diğer evrim için gerekli olan: 100 geno puanı
Geno puanı kazanıldı: 0