Super God Gene - 0433
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Kristalizatör
İttifak’ın yarısını uzay gemisinde geçtikten sonra, Han Sen Dongyin Galaksisine ulaştı. Defne’yi bir uzay limanında gördüğünde Han Sen afalladı.
Başlangıçta Han Sen yemekhanesinin bile bir askerinin binbaşı olmasından Defne’nin İttifak içerisinde en iyisi olmasa bile en azından gelişmiş bir savaş gemisi olmasını bekliyordu.
Ancak Defne’nin bir kur gemisi kadar ufak olduğunu görmüştü. Gelişmiş görünmesine rağmen, üzerindeki tüm parçalar yamalandığından ana gemi olarak görünmüyordu.
Ayrıca, Han Sen bir savaş gemisinin halk limanına demir aldığını hiç duymamıştı. Sonuç olarak Defne garip bir uzay gemisiydi.
Ancak, Han Sen’in Defne’ye rapor vermekten başka hiçbir şansı yoktu.
Defne’nin iç kısmı Han Sen’in hiç tanımadığı birçok cihazla donatılmıştı, gerçekten de lükstü. Sadece gemi üzerindeki askerlere verilen savaş araçlarından Han Sen bu yerin sıra dışı olduğunu anlamıştı.
Tüm sıradan askerler Digang tarafından tasarlanan askeri süper biyolojik savaş araçları ile donatılmıştı. Askeri savaş araçları halkınkilerden çok daha iyiydi. Bunlar arkadaşları gümüş katil ile aynı seviyedeydi ve hepsi SKTS’nin performansı ile bile karşılaştırılabilirdi. Ve bu savaş araçları gemi üzerindeki en kötüleriydi.
Rapor prosedürü çok karışıktı. Han Sen onay almadan önce bir çok testten geçmişti. Yer değiştirme güvenlik seviyesi gerçekten de yüksek görünüyordu.
Neredeyse bir gün sonra, Han Sen sonunda yemekhaneye gitti.
‘’Yeni asker Han Sen, yemekhaneye rapor vermek için burada’’ Han Sen yemekhanenin bölük liderine selam verdi.
Bölük lideri otuz yaşları civarındaydı ve oldukça şişmandı. Neredeyse boyu kadar genişti. Han Sen onu tanımlamanın en iyi yolunun bu olduğunu hissetmişti.
‘’Yemekhaneye yeni birisinin gelmesi çok nadirdir’’ Şişman bölük lideri Han Sen’e aşağı yukarı baktı ve gülümsedi ‘’Daha önce yemek pişirmeyi öğrendin mi?’’
‘’Okulda sadece yaratıkların eti ile nasıl başa çıkabileceğimi kısaca öğrendim, efendim’’ Han Sen cevap verdi.
‘’Yemekhane diğer yerler gibi değildir, bu yüzden biraz rahatlayabilirsin. Burada yeni olduğundan ve yemek pişirmeyi öğrenmediğinden kendini işe yarar hale getirmeye çalış’’ şişman bölük lideri yemek pişirirken söyledi.
Aynen bu şekilde Han Sen yemekhaneye yerleşti. Han Sen’e ek olarak beş kişi daha vardı: şişman bölük lideri Lu Sanxin, lider vekili Liu Mingliang, tatlı aşçısı Xu Ge, asistan aşçı Li Jin ve Han Sen’den bir yıl önce buraya gelmiş Han Sen ile aynı elinden her iş gelen Qiu Cheng.
Yemekhane üyelerinin tamamı iyi anlaşılabilir kimselerdi. Yaptıklarından dolayı, diğer askerler kadar gergin değildiler ve daha az eğitim yapıyorlardı.
Ancak Han Sen rapor verdikten sonra Defne limandan ayrıldı ve onu hayal kırıklığına uğratan doğrudan galaksiden dışarıya çıktı.
Hemen hemen tüm askerler taşıması ve saklaması kolay beslenme solüsyonları ile donatılmıştı. Yemekhanenin görevi bu çağda beslenme uzmanı gibiydi.
Han Sen’in her gün yapacak çok fazla işi yoktu çünkü işinin çoğunu bilgisayar ile yapıyordu. Eğer zamanı olsaydı Han Sen Gods Sanctuary’ye girmek için savaş gemisindeki ışınlama cihazını bile kullanabilirdi. Ancak Han Sen daha yeni geldiğinden birçok şeyi öğrenmesi gerekiyordu bu yüzden henüz zamanı gelmemişti.
Birkaç gün öğrendikten sonra Han Sen Defne’nin ana sorumluluklarını öğrenmişti. Defne bir keşfetme gemisiydi. Ana göreve uzak galaksilerde yaşanabilir ve diğer türlerin hükmündeki gezegenleri araştırmaktı.
Evren neredeyse sonsuzdu. Shura ve insanlar tarafından işgal edilen alan evrenin sadece bir parçasıydı. Geriye kalan yerlerde hala birçok keşfedilmemiş galaksiler vardı.
Ek olarak evrende çeşitli türler vardı. Şu anda insanlar ve Shuralar önde gelen iki tür olmasına rağmen, onlardan önce diğer görkemli medeniyetler yer almaktaydı.
Defne’nin bu seferki görevi, Kristalizatör medeniyetinin kalıntılarını araştırmaktı.
İnsanlar yıldızlar arası çağa girmeden önce bile, kristalizatörler evrende bir imparatorluk inşa etmişti. Bir düzine galaksinin efendisiydiler ama sonunda kimsenin bilmediği bir nedenden soyları tükenmişti. İnsanlar sadece geri bıraktıkları kalıntıların ne kadar harika olduklarını hissedebiliyordu.
İnsanlar yıldızlararası çağa girdiği zaman kristalizatörler çoktan bir efsane olmuştu.
İnsanlar ve Shura’lardan farklı olarak kristalizatörler farklı bir yaşam formuydu. Tüm bedenleri kristalden yapılmıştı, uzuvları olmayan dev elmaslara benziyorlardı. Ancak kristalitazörler’in hepsi zihin gücüne sahipti.
İnsanların filmlerden gördüğü zihin ile bir şeyleri hareket ettirmek olarak tanımlanan süper güçler Kristalizatörler için basitçe bir kek yapmak gibiydi.
Tabi ki, bu sadece insanların Kristalitazörlerin arkalarında bıraktığı bilgiler sonrası ulaştığı bir sonuçtu. Çünkü hiç kimse canlı nefes alan bir Kristalitazör görmemişti, bu tarz bir zihinsel gücün gerçek olup olmadığını kimse bilmiyordu.
Ayrıca Zihin gücü hakkındaki efsaneye ek olarak Kristalizatörlerin çok fazla hazinesi vardı. Örneğin kayıtlarda güçlü bir Kristalizatörün bir dünyayı bile kontrol edebileceği ve savaş gemisine dönüştürerek yörüngelerini değiştirebilecekleri yazıyordu.
Tabi ki bu sadece bir efsaneydi. Ancak bir şey kesindi. Hafıza kristali teknolojisinin ana prensibi büyük ölçüde Kristalizatör biliminin çalışmalarından üretilmişti.
İttifak Kristalizatör kalıntılarını geliştirmek için çok fazla çaba harcamamıştı. Araştırmalar her zaman çok gizli yapılmıştı ve halk sadece Kristalizatör ismini duymuştu.
Yıldızlararası yolculuk çok uzun sürdüğü için askerler eğer özel bir göve yoksa geri döndükleri zaman Gods Sanctuary’ye girebilirlerdi. Özellikle de yemekhane bazı özel günler hariç oldukça gevşek bir takvime sahiptiler ve diğer askerler göre Gods Sanctuary’ye girmek için daha fazla zamanları vardı.
Han Sen daha yeni gelmişti bu yüzden aşina olmadığı bir çok şey olduğundan hemen ayrılmamalıydı.
‘’Neye bakıyorsun?’’ Birkaç gün sonra Han Sen yemekhane askerleri ile arkadaş olmuştu. Mola verirken şişman bölük liderini comlink’inden bir video izlerken gördü ve meraklanmıştı.
‘’Sekiz Ecel videosundan başka ne olabilir ki? Bizim şişman büyük bir görüşe sahip. Uçan bir şişman olmayı çok istiyor’’ Bölük lideri vekili Liu Mingliang dalga geçti.
‘’Sekiz Ecel ne?’’ Han Sen videoya bir bakış attı ve ağzını açmadan edemedi çünkü şişman bölük lideri tam olarak Lu Bin ile onun arasındaki savaşı izliyordu.
‘’Siktir git. Sadece Katil Tekmeleri öğrenmek istiyorum’’ şişman bölük lideri homurdandı.
Yuvarlak bedenini ve kıza bacaklarını gören Han Sen şişman bölük liderinin yedi tekmeyi yapmak için havaya zıpladığında nasıl görüneceğini hayal edemiyordu.