Super God Gene - 0434
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Sevdiğin Birisini Tekrar Görmek
Han Sen uzun süredir savaş gemisinde değildi bu yüzden henüz kaptanı görmemişti. Belgeyi kaptan kabinine götüren Han Sen kim olduğunu merak ediyordu.
Bu kadar yüksek seviye bir savaş gemisinin Kaptanı olmak, bu savaş gemisi o kadar büyük olmasa bile en azından bir general olmalıydı.
‘’Bu gelecek ay için beslenme planı ve kaptanların imzasına ihtiyacımız var’’ Han Sen masaya yaklaştı ve dokümanları gösterdi.
‘’Tabi ki. Kaptan bunun hakkındakileri bana söyledi. Şu anda meşgul bu yüzden devam edip dosyayı oraya bırakabilirsin (kaptan kız) ‘’ sekreter dokümanları kontrol etti ve Han Sen’e söyledi.
‘’Tamam’’ Han Sen yanıtladı, döndü ve ellerinde dokümanlar ile birlikte kaptan kabinine doğru yürüdü. Kapıyı tıkladı ama hiç cevap yoktu.
Sekreter ona içeri koymasını söylediğinden Han Sen kapıyı ittirdi ve içeriye girdi. Ancak açmak için kapıyı ittirdiğinde, Han Sen ona gülümserken kapının karşındaki masanın üzerine dayanmış birisini gördü.
Han Sen aniden afalladı ve daha sonra çok sevindi. Kapıyı kapattı, dokümanları fırlattı, kişiye doğru koştu ve kollarından sıkıcı tuttu.
‘’Aman Tanrım. Rüyada değilim değil mi? Nasıl neden buradasın?’’ Han Sen o kadar heyecanlıydı ki ne hakkında konuştuğunu bile bilmiyordu. Bu yerde Ji Yanran ile karşılaşmayı hayal edememişti.
Beyaz kaptan kıyafetini giyen Ji Yanran önünde duruyordu, her zamanki gibi muhteşemdi ama öğrenciyken olduğundan daha güzeldi.
‘’Üzgünüm. Seni rızan olmadan buraya getirdim ve sadece yemekhanede bir asker olmanı ayarlayabilirdim. Ancak bu yapabileceğim her şey. Çok adil olmadığını bilmeme rağmen, sen yanımda olmadan bir gün bile geçirmek istemedim. Bencil ve ahlaksızdım, beni affedebilecek misin?’’ Ji Yanran Han Sen’in boynuna kola ayısı gibi kendisini attı ve sarıldı, ses tonu suçluluk ve aşk ile doluydu.
‘’Senin bencil ve ahlaksız olmanı seviyorum ‘’ Han Sen hızlıca dudaklarından öptü ve hafifçe kıçına şaplak attı.
Ji Yanran’ın yüzü pembeleşti. Utanarak söyledi ‘’Etrafı karıştırma. Burada bir gözetleme kamerası var’’
‘’Mümkün değil, kaptan kabininde bir gözetleme kamerası mı var?’’ Han Sen inanamayarak söyledi.
Ji Yanran göz kırptı ve söyledi ‘’Defne keşif görevi içeren bir savaş gemisi. Kaptan olarak bile mutlak güce sahip değilim. Aslında ben sadece destek görevindeyim. Gerçekten sorumlu olanlar Kristalizatör uygarlığı üzerinde uzmanlar ve alimler.
‘’Yani, sen sadece uçan otobüsü sürüyorsun?’’ Han Sen Ji Yanran’ın gitmesine izin vermeyerek söyledi.
İnsanların izlemesini aldırmamıştı. Karısını öpmek ve ona sarılmak doğal olduğundan bunu kafaya takmamıştı.
Ji Yanran dudaklarını yaladı ve söyledi ‘’Bunu başka bir şekilde söyleyecek olursam benim asıl görevim alimleri ve uzmanları hedeflerine ulaştırmak ve onlara görevli üyeler sağlayarak yardım etmek. Kazı ve saha çalışma zamanı geldiğinde, tüm iş uzmanlara ait’’
Ji Yanran duraksadı ve özür dileyerek söyledi ‘’Sadece bir yemekhane askeri olmak senin için adil değil biliyorum ama Kristalizatör kalıntılarını araştırmak İttifak için çok önemli ve erişim yetkisi çok yüksek. Seni buraya koymak için elimden geleni yaptım’’
‘’Kristalizatör kalıntılarında İttifak’ın ona bu kadar çaba harcamasına değecek kadar önemli olan şey ne?’’ Han Sen merakla sordu.
Kristalizatörlerin zihinsel gücünün zihinleri ile nesneleri hareket ettirebilecek kadar güçlü olduğunu hiç duymadın mı?’’ Ji Yanran bunu düşündü ve söyledi.
‘’Bunun hakkında birkaç şey duydum’’ Han Sen merakla tekrar sordu ‘’Bu doğru mu?’’
‘’Belki de. Kesin olarak bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var Kristalizatörler birçok kristal teknolojisine sahip. En yaygın olarak bilineni hafıza kristali. Zihinsel gücü güçlü olan insanlar hafıza kristaline anılarını koyabilir ve onları koyabilirler. Bu bizim Yapay Zekamızdan çok daha gelişmiş bir teknoloji’’ Ji Yanran açıkladı.
‘’Bu çok etkileyici. Orada başka neler var?’’ Han Sen baya ilgilenmişti.
‘’Birçok şey var ama kullanmak için birçoğu zihinsel güç gerektiriyor. İnsanlar Kristalizatörler ile kıyaslandığında çok zayıf zihinsel güce sahipler. Elimize bazı hafıza kristalleri geçmiş olsa bile, onların sadece bazı kısımlarını okuyabildik. Böyle olsa bile, önemli ölçüde kendi hafıza çiplerimizi geliştirmeyi başardık. Eğer Kristalizatör uygarlığının büyük bir kısmını gün yüzüne çıkarabilirsek, teknolojimizin ve bilimimizin başka bir büyük sıçrayış daha yapma olasılığı çok yüksek’’
Ji Yanran yumruk büyüklüğündeki kristali aldı ve Han Sen’in eline koydu ‘’Bunu alnına koy. Bakalım bir şeyler hissedebilecek misin’’
‘’Bu Kristalizatörlerden mi?’’ Han Sen kristali aldı ve dikkatlice baktı. Rastgele bir şekle sahip mor bir mücevher taşı gibiydi. Onun hakkında özel hiçbir şey görememişti.
‘’Evet’’ Ji Yanran gülümsedi ve kafa salladı.
Han Sen Ji Yanran’ın ona zarar vermeyeceğini biliyordu bu yüzden kristali alnına koydu, bir şeyler algılamak için hazırdı.
Sonraki an, Han Sen aniden kristali elektrik ürettiğini hissetti ve etki alanına nüfuz etti, kristali korkudan alnından uzaklaştırmasına neden olan beyninin biraz uyuştuğunu hissetti.
‘’Bu ne?’’ Han Sen kristale baktı ve sordu.
Ji Yanran gülümsedi ve söyledi ‘’Hisset. Farklı bir şey var mı?’’
‘’Farklı ne olacak ki?’’ Han Sen Ji Yanran’ın ne kast ettiğini anlamamıştı. Şoka ek olarak, ne bir fark ne de bir yaralanma hissetmişti.
Ji Yanran masasından bir dosya aldı ve Han Sen’in önüne koydu. Sayfaları hızlıca çevirdi ve Han Sen’in içeriğe bakmasını istedi. Tüm sayfayı inceledikten sonra dosyayı kapattı ve geri koyarak sordu ‘’Sayfanın on üçüncü sayfa üçüncü satır altıncı kelimesi ne?’’
‘’Çok hızlıydın. Bunu.. ‘’ Han Sen nasıl hatırlamasının mümkün olabileceğini söylemek üzereyken aniden o sayfanın anılarına sahipti. Üçüncü satırdaki altıncı kelimeyi net bir şekilde hatırlıyordu, bu ‘’siyahtı’’.
‘’Bu nasıl mümkün olabilir? Kristal mi?’’ Han Sen şaşkınlıkla mor kristale baktı. Evrimleştikten sonra, hafızası gelişmiş olmasına rağmen bu kadar iyi değildi.
Ancak Han Sen tekrar mor kristale baktığında, tamamen çatlaklarla doluydu. Han Sen parmaklarını oynattı ve mor kristal aniden paramparça oldu. Kristalin parçaları yere düştü.
‘’Kristalizatör kalıntılarından çıkarılan bu tarz kristaller insan beyninin işlev kapasitesini arttırabilecek özel bir güce sahip. Etki başlangıçta en iyisi iken daha sonraları gittikçe zayıflıyor. Ancak insan beyninin gelişimi için harika olan gelişmenin ufak bir kısmı kalıcı’’ Ji Yanran açıkladı.