Super God Gene - 0453
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Mutant Yaratık Öldürmek
Han Sen çoğu kişinin kaçtığını ve sadece Yang Manli, Qing Amca ve birkaç çete üyesinin arkada onun yanında kaldığını gördü, hepsi canavar ruhlarını çağırmaya ve savaşmaya hazırdı.
Çete üyelerinin hepsinin korktuğunu söylemek kolaydı ve ellerindeki silahlar titriyordu.
Han Sen’i şaşırtmayarak diğer tüm inşalar koşuyordu. Bu insanlar güvenlerini uzun bir süre önce kaybetmişti bu yüzden doğal olarak tehlikeye karşı bu şekilde tepki veriyorlardı.
Han Sen onların yüreği olmadığını düşünmüştü. Gelecekte bu insanları geliştirmek için zamanını boşa harcamayacaktı. Aksine Xu You ve diğer genç adamlar korkmalarına rağmen Han Sen’in yanında kalmışlardı. Han Sen gelecekte Tanrıça Çetesini yönetecek liderleri yetiştirebileceğini düşündü.
Hala hepsi oldukça genç ve kaçan diğer yaşlı insanlara göre daha kötü fiziğe sahip olmalarına rağmen bunların hiçbiri büyük bir problem değildi. Han Sen daha iyi geno puanlarına sahip olabilmeleri için onlar bir yığın eti kolayca verebilirdi.
Fizik ya da dövüş sanatlarını yeteneklerini geliştirmek için her zaman bir yöntem vardı. Ancak birisinin karakteri için yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Han Sen’in gözlerinde Xu You ve diğer genç insanlar hepsi birer hazineydiler.
‘’Açın’’ Han Sen çete üyelerinin geri çekilmesi için emir verirken bağırdı. Altın hırlayan köpeğin sırtından yuvarlandı ve beyaz mamuta daldı.
Bütün genç çete üyeleri şaşırarak Han Sen’e bakıyordu. Bir mutant yaratık olarak beyaz mamut en üst düzeylerden birisiydi. Qing Amca gibi birisi bile beyaz mamutla kafa kafaya yüzleşmeye cesaret edemezdi ama Han Sen basitçe kendisini yaratığa fırlatmıştı.
Acımasız bir yüzle Han Sen’i izleyen Qing Amca kendi kendisine düşük seste mırıldandı ‘’O gerçekten de Eğitmen Han’ın soyundan mı geliyor?’’
Yang Manli yayını çekti ve beyaz mamutun gözünü hedefledi, Han Sen’e gerekli olduğunda destek çıkmaya hazırdı.
Ancak şuanda kullandığı ok ve yay İkinci Gods Sanctuary içerisinde beyaz mamut gibi hiçbir mutant yaratığa zarar veremeyecek Birinci Gods Sanctuary’den kutsal kanlı bir canavar ruhuydu.
Altın hırlayan köpek hızlı ilerliyordu. Büyüklük bakımından altın hırlayan köpek beyaz mamuttan daha küçük değildi. Altın hırlayan köpek koşarken bedeni sürekli büyüyordu. Beyaz mamut ile çarpışmak üzere olduğu an altın hırlayan köpek çoktan bir tepe boyutundaydı ve hatta mamuttan bile büyüktü.
Mamutla kıyaslandığında altın hırlayan köpek aniden devasa görünüyordu, sanki bebek mamut yetişkin bir mamutun karşısındaydı.
Boom!
İki canavar birbirine çarpıştı. Altın hırlayan köpek mamuttan daha büyük olmasına rağmen, mamutun yanı sıra birkaç adım geri atmıştı ama hiç dezavantajlı bir durumda değildi.
‘’Kükreme!’’ Altın hırlayan köpek isteksizce kükredi. Birinci Gods Sanctuary’de mutlak kraldı. Hiçbir yaratık onunla savaşamazdı. Ancak aslanı oldukça kızdıran bir beyaz mamut tarafından geri itilmişti.
Beyaz mamut da kükredi ve altın hırlayan köpeğe doğru koştu.
Boom!
İki büyük hayvan tekrar tekrar dövüştü, her türlü korkunç sesin oluşmasına neden oluyorlardı. Çevredeki buzullara parçalara ayrıldı ve kar her yerdeydi.
Boom boom boom!
Altın hırlayan köpek ve beyaz mamut birbirlerine son derece kızgın hale geldi bu yüzden ikisi de geri adım atmamıştı. Bir inek için savaşan iki öküz gibi kendilerini birbirlerine attılar.
Çete üyeleri afallamıştı. Daha önce birçok binek hayvan görmüşlerdi ama daha önce savaşabilen bir tane binek hayvan görmemişlerdi. Basitçe hayal gücünün ötesindeydi.
Normal binek hayvanları hiç saldırmazdı. Ancak altın hırlayan köpek bir nedenden dolayı farklıydı.
Kaçan insanlarda ne olduğunu görmüştü ve yavaşladılar, inanamayarak altın hırlayan köpeğin kendisini beyaz mamuta atmasını izliyorlardı.
‘’Bu bir mutant yaratık. Bu binek hayvanın sorunu ne? Beyaz mamut ile savaşabilecek kadar güçlü. Bu bir mutant binek hayvanı mı? Öyle olsa bile yine de bir binek hayvanı ve bir yaratık ile bu şekilde savaşamamalı’’
Altın hırlayan köpeği izlerken herkes karmaşık duygulara sahipti.
Aslında, düşündükleri gibi eğer başka bir binek hayvanı olsa İkinci Gods Sanctuary’den bir tanesi bile, mamutla bu şekilde savaşmayı başaramazdı.
Bir binek hayvanı binek hayvanıydı. Yaratık bir canavar ruhu binek hayvanı haline geldiği zaman başlangıçta ne kadar sert olduğunun bir önemi yoktu evcilleşecekti. Bu bir otobur haline dönüşen aslan gibiydi. Güçlü fizikleri dışında artık öldürme içgüdüsüne sahip olmayacaklardı.
Ancak bu altın hırlayan köpek farklıydı. Sadece bir canavar ruhu binek hayvanı olmasına rağmen doğasının bir parçasını hala saklıyordu. Ek olarak harika bir fiziğe sahipti bu yüzden içgüdüleri yok olmuş olsa bile yine de kendisini savunabilirdi. Diğer binek hayvanları ile karşılaştırılamazdı.
Han Sen iç çekti. Sonuçta, altın hırlayan köpek Birinci Gods Sanctaury’de bir süper yaratıktı. Özel olmasına rağmen sınırlı seviyesi nedeniyle beyaz mamut kadar güçlü değildi.
Altın hırlayan köpeğin beyaz mamutun etkisi altında arkada kalmasını ve çaresizce kükremesini izleyen Han Sen sessiz kalmaya devam edemedi.
Büyük altın hırlayan köpek sert olduğunu hatırlıyordu. Cennet ile dünya arasında kimse pençesinden bir darbe alamazdı. Bu canavar ruhu altın hırlayan köpek gerçekten de sersemlemişti.
‘’Eğer siyah kristal gerçektende Birinci Gods Sanctuary’deki yaratıkları İkinci Gods Sanctuary’deki yaratıklara dönüştürüyorsa o zaman kesinlikle bir sonrakine altın hırlayan köpeği seçerdim’’ Han Sen düşündü. Büyük kralın bir ezik olarak görünmesini istemiyordu.
Bunu düşünüyor olmasına rağmen Han Sen hareket etmeye karar verdi. Altın hırlayan köpek beyaz mamut ile tekrar çarpıştığında Han Sen altın hırlayan köpeğin başından zıpladı ve beyaz mamuta bir meteor gibi daldı.
Beyaz mamutun fiziği altın hırlayan köpekten bile daha iyiydi. Ancak altın hırlayan köpeğe saldırdığında yine de geri adım atmak zorunda kalıyordu.
Şu adan Han Sen çoktan mamuta ulaşmıştı. Lanetli kurt hançerini tutarken Han Sen kendisini mamutun tekerlek boyutundaki gözüne attı.
Kükreme!
Beyaz mamut ön ayaklarını kaldırdı. Gözlerinden nehir gibi kan akıyordu. Canavar yüksek sesle kükredi.
Sonraki an, beyaz mamutun karnı aniden açıldı. Kan bir figürün üzerine fışkırmaya başladı.
Boom!
Mamut hızlıca yere düşerken buz ve kar her yere sıçradı. Beyaz mamutun bedenine bakmadan kanlı bir figür doğal bir şekilde hançeri temizlerken ekibin geri kalanının yanına döndü.
Neredeyse hiç kimse bu anı unutamamıştı. Devasa ölü yaratık ve kanlı figür hafızalarının en derinlerine kazınmıştı.