Super God Gene - 0456
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Çirkin Yaratık
Ç.N: Çirkin yaratık özel bir canavar ismi, filmlerde görmüşsünüzdür şu kanatlı taş heykeller olur kapıları koruyan yarasayı anımsatan sonra hareket ederler işte bu…
Han Sen Aziz Salonundan öğrenilemeyecek gizli bir yüksek geno sanatı Buluta Ayak Basmadan oldukça tatmin olmuştu. Bir S-Sınıfı Aziz Salonu lisansı ve bir çılgın canavar ruhu ödemeye değmişti.
Bunun gibi Han Sen ve Zhu Ting ticaretin yapılacağı tarihte anlaştı. Zhu Ting ayak hareketini Han Sen’e kendisi öğretemezdi ama Chen ailesinden özel geno solüsyonunu almak zorundaydı.
Zhu Ting yuvayı bulmak için Han Sen’i de götürdü. Altın hırlayan köpeğin hızı ile yuvanın girişi olan yaşam lotusu şeklinde uzanan dağların yerini bulmak yarım günden fazla sürmüştü.
Şanslarına yakınlarda yaratık yoktu. Dağa tırmandılar ve yeşil altın duvara ulaşana kadar girişe doğru ilerlediler.
Yeşil altın duvar hala sağlamdı. Kimse girmemişti. Zhu Ting bu yeri bulmasına rağmen girmeye cesaret edememişti.
Zhu Ting yeteneklerinin sınırını ve onun ötesinde neyin olduğunu iyi biliyordu ki bu da herkesin yapabileceği bir şey değildi.
Sonuçta tüm erkekler duygusal hayvanlardı bu yüzden her zaman rasyonel kalmaları zordu.
‘’Dışarı da bekle. Bir kontrol edeceğim’’ Han Sen Zhu Ting’e söyledi ve girişteki altın yeşil duvarı kırdı.
İlahi yeşil ışık geniş yuvayı daha da korkutucu bir yer haline getiriyordu. Garip şekilli hücreler her yerdeydi ve hepsi sağlamdı. Hangisinin bir yaratığı beslediğini söylemek zordu.
Han Sen yavaşça hücrelere yaklaştı ama bir çok hücre olduğundan hepsi bir araya gelerek yolu tıkamıştı. Hücrelerin üzerinden tırmanarak geçmekten başka bir yol yoktu.
Han Sen bir hücre üzerinden atlamaya cesaret edememişti. 8 metre uzunluğundaki oval bir hücreye bakarken yavaşça ileriye yürüdü, sanki bir şeyler yanlış gidiyormuş gibi içinde rahatsız edici bir his vardı.
‘’Kükreme!’’ Han Sen hücreden on metre uzaktayken aniden bir patlama oldu. İki gümüş boynuzlu ve yarasa kulaklı çirkin yaratık gibi görünen siyah bir yaratık aniden kırık hücreden fırladı.
Han Sen ona bacaklarının taşıyabildiği kadar hızlı koşmadan önce sadece bir bakış atmıştı.
Henüz yaratıkla savaşmamış olmasına rağmen hızına bakarak Han Sen bu çirkin yaratığın yüzün üzerinde fiziği ile bir kutsal kanlı yaratık olduğundan emindi.
Han Sen’in mutlu olma nedeni ilk başlarda bu yaratığın karşısına çıkmasıydı. Eğer bu yaratık daha derinlere gittiğinde çıksaydı kaçması çok daha zor olacaktı.
Han Sen çirkin yaratık tarafından yakalanmadan önce sadece birkaç adım atabilmişti. Mermer sütünü kadar güçlü kolunu hızlıca Han Sen’in sırtına savurdu.
Pençelerinin her bir tırnağı tungsten hançeri kadar keskindi ve bir ayak uzunluğundaydı. Z-Çeliğinden yapılmış bir beden bile böyle tırnaklar altında parçalanırdı.
Arkasına bakmadan Han Sen çirkin yaratığın darbesinden bedenini yılan gibi hareket ettirerek kaçtı, sanki arkasında gözleri vardı. Daha sonra Han Sen kıvrımlı yoldan koşmaya devam etti. Kanatlarını çırpan çirkin yaratık hemen Han Sen’in arkasındaydı. Ancak saldırısı yine işe yaramazdı. Han Sen sanki bir yılan balığı gibi tekrar tekrar çirkin yaratığın kollarından kayıyordu.
Han Sen girişe doğru baktı ve Zhu Ting’in bir tavşan kadar hızlı ayrıldığını gördü.
Birkaç kez başarısız olmuş çirkin yaratık Han Sen dar yoldan koşmak üzereyken kükredi. Çirkin yaratığın gümüş boynuzları aniden parladı ve gümüş renk çirkin yaratığın siyah bedenine doğru akmaya başladı. Aniden çirkin yaratık garip, büyüleyici görünen bir gümüş heykele dönüşmüştü.
‘’Lanet olsun! Bir çılgın kutsal kanlı yaratık! ‘’ Han Sen bağırdı. Gümüş çirkin yaratık neredeyse anında Han Sen’in arkasında ortaya çıkmıştı ve Han Sen’in başını pençeliyordu.
Çirkin yaratığın hızı o kadar fazlaydı ki Han Sen’in darbeden kaçmak için zamanı yoktu. Uçurtma tekniklerini mümkün olduğunca denemesine rağmen mutlak hızın karşısında tüm çabaları işe yaramazdı.
Han Sen dişlerini sıktı ve Jadeskin uyguladı. Çılgın canavarın kalın kolu bir ele ulaşmak üzereyken Han Sen canavarı kaba kuvvetle yenmeye çalışmıyordu.
İki kol birbirine çarptığında Han Sen bir yılan gibi gümüş çirkin yaratığın kalın koluna dolandı ve vücudunda kaydı.
Ghosthaunt ve Yanıltmayı mükemmel şekilde kombine eden Han Sen aynı zamanda bu etkiyi yaratmak için Jadeskin pratiğinden kazandığı esnekliği de kullanıyordu.
Gümüş çirkin yaratık sırtında asılı olan Han Sen’i yakalamaya çalışırken Han Sen çirkin yaratığın kasıklarına kaydı ve bu noktaya sertçe vurdu.
Boom!
Han Sen’in Yeşim benzeri yumruğu çirkin yaratığın kasığına sertçe vurdu ve gürültülü bir çığlık atmasına neden oldu. Çirkin yaratık hızlıca Han Sen’in yakalamak için iki elini de kullandı.
Han Sen bedenini çirkin yaratığın kalçası üzerinde döndürdü ve sırtına hareket etti. Çirkin yaratığın kanatlarını yakalayan Han Sen hızlıca boynunu elleri ile doğradı.
Çirkin yaratığın bedeninde hareket ederken çirkin yaratık Han Sen’i çılgınlıkla yakalamaya çalışıyordu ama başarısız olmaya devam etmişti.
Ancak çılgın gümüş çirkin yaratığın fiziği o kadar güçlüydü ki Han Sen Jadeskin uyguladıktan sonra bile gümüş bedende sadece ufak şişlikler yapabilmişti.
Han Sen lanetli kurt hançerini kullanmaya cesaret edememişti çünkü bedeni kesecek kadar yeterli değildi ve hançeri tutmak Han Sen’in hareketlerini etkileyecekti.
Han Sen çirkin yaratığın gözlerini pençelemeye bile çalışmıştı ama aynı şekilde işe yaramazdı. Gözleri bedeni gibi sertti sanki gümüş metalden yapılmıştı.
Han Sen bir dakikadan kısa süren zamanın saatlerce sürdüğünü hissetmişti. Bu şekilde çirkin yaratık ile savaşmak kolay bir şey değildi.
Han Sen fiziksel ve zihinsel gücünü sınırlarına kadar kullanmıştı. Her kayma hareketi dikkatlice hesaplanmıştı. Fiziği ve zihinsel gücü tükenmişti.
Böyle olsa bile Han Sen daha kötü riskler ile karşı karşıyaydı. Çılgın çirkin yaratık daha da hızlanmıştı. Birkaç kez hemen kanamasına neden olan Han Sen’i tırnakları ile kesmişti.
Han Sen hiç sarsılmamıştı. Bir yılan gibi çirkin yaratığın bedeninde kaymaya devam etmişti ama hareket alanı daraldıkça daralmıştı.
Sonunda çirkin yaratık Han Sen’i öyle bir zorlamıştı ki artık kaçabileceği hiçbir yer kalmamıştı. Çirkin yaratık hızlıca Han Sen’in tüm bedenini pençeledi.
Gümüş keskin tırnaklar Han Sen’in bedenini kesmek üzereyken Han Sen hızlıca çirkin yaratığın kafasına kendini ittirdi ve pençeden kaçarken havaya zıpladı.
Gümüş çirkin yaratık bu hareket için enerjisini kullanmıştı. Han Sen darbeden kaçındıktan sonra pençeler durmadı ve kendi yüzüne vurmaya devam etti. Gümüş hançerler kadar keskin beş pençe gümüş yüzü pençeledi ve gümüş kan aniden akmaya başladı.