Super God Gene - 0458
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Ruh Shelterine Saldırmak
Li Mingtang bunu düşündü ve söyledi ‘’Hepimiz iş arkadaşıyız, bu yüzden bunun derinlerine inmeye gerek yok. Sadece gülüp geçebiliriz’’
Tang Xin gitmesine izin vermek istemiyordu ve söyledi ‘’Profesör İttifak Merkezi Askeri Akademisinin bir mezunu olarak böyle ahlaksız sözler geldiğim yere çamur atmaktır. Bunu temizlemeliyim’’
Böyle söyledikten sonra Tang Xin Han Sen’e sert bir bakış attı, açıkça üzgündü.
‘’Araştırmacı Tang Xin bu doğru değil. Kendine ait geldiğin yer meselen var ama hepimizin geldiği bir yer yok mu? İlk önce sen Han Sen’in geldiği yere çamur attın’’ şişman bölük lideri izlemeye daha fazla dayanamadı ve söyledi.
‘’Sadece bir gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorum hiçbir şeye çamur atmıyorum’’ Tang Xin homurdandı ‘’Eğer Profesör Li Mingtang bir bakarsa doğal olarak kimin çamur attığını kimin doğru söylediğini bileceğiz’’
Şişman bölük lideri basitçe söyledi ‘’Bak gitsin! Han Sen’in yalan söylemeyeceğine inanıyorum. Profesör lütfen bizim için bakın böylece Han Sen’in adı temize çıkabilir’’
Şişman bölük lideri böyle dediğinden Li Mingtant Skynet’e bağlanmak zorunda kaldı, Han Sen’in katıldığı askeri okul yarışmasına bakıyordu.
Çok geçmeden birçok giriş gözüktü. Tüm araştırmacılar ve yemekhane askerleri ekrana baktı.
Çok geçmeden yüzü sertleşti. O zamanlar neredeyse tüm medya canavar ve imparator arasındaki okçuluk turnuvası hakkında yazı yazmıştı. Maçın tarihi bir tanesini söylemek yalan olmazdı.
Oyun Jing Jiwu ve İttifak Merkezi Askeri Akademisinin yenilgisi ile bitmişti. Han Sen’in takma adı İmparator her türlü medya tarafından yayınlanmıştı.
Herhangi bir medya Han Sen’in nasıl performans gösterdiği ve oyunun nasıl sonlandığını gösteriyordu. Medya Han Sen’i neredeyse Tanrının gönderdiği okçu olarak adlandırmıştı.
Abartı olmasına rağmen Blackhawk’ın Han Sen önderliğinde o zamanların kralı olan İttifak Merkezi Askeri Akademisi’ni yendiğine hiç şüphe yoktu. Han Sen’in söylediği gibi oyunda Blackhawk kazanandı.
Araştırmacıların Han Sen hakkındaki tavırları anında değişmişti. Bir yemekhane askeriydi hatta Defne üzerindeki iyi bir asker bile değildi. Böyle sonuçlarla sonu yemekhane askeri olmak olmamalıydı herkes böyle düşünüyordu.
Ancak hiç kimse yeni askere giren Han Sen’in böyle başarılı bir geçmişe sahip olmasını beklemiyordu.
Tüm lig içerisindeki en güçlü kişi olarak anılmak Tang Xin Dahil İttifak Merkezi Akademisinden mezun olan tüm araştırmacılar için bile nasip olmayan bir onurdu.
Sonuçta okuldayken kampüsteki en güçlü kişi değillerdi.
‘’Han Sen, okuldayken çok iyi olduğunun farkında değildim’’ şişman bölük lideri o kadar mutluydu ki yağlı ellini Han Sen’in omzuna attı.
Bazı araştırmacılar her zaman sıradan askerlerle ilgilenirdi ve Tang Xin onlardan en kötülerinden birisiydi. Şişman bölük lideri Han Sen tarafından tokatlanan yüzünü görmekten çok mutlu olmuştu.
‘’O kadar iyi değilim. Sadece rakiplerim çok zayıftı’’ Han Sen bir enayi değildi. Tang Xin ona kabadayılık taslamaya çalıştığından ona geri bir yumruk atacaktı.
Tang Xin’in yüzü morardı, tek bir ses çıkarmadan ağzının kenarı seğiriyordu. Öğle yemeğinden hemen ayrıldı.
‘’Aferin, Han Sen. Tang Xin böyle bir züppe, kaba ve sanki hepimizden daha iyiymiş gibi mızmız. Bu adam benden rahatsızdı. Askeri okulda ne kadar başarılı olduğundan haberdar değildim’’ Han Sen mutfağa geri döndüğünde bölük lideri vekili de onu övdü.
‘’Tamam, kesin şunu’’ Şişman bölük lideri mutfağın kapısını kapattı ve ciddiyetle Han Sen’e söyledi ‘’Han Sen gelecekte dikkatli ol. Bu Tang Xin aşağılık bir adam. Muhtemelen çoktan onun düşmanlar listesindesin’’
‘’Ben bir yemekhane askeriyim ve o uzman grubunda bir araştırmacı. Bana ne yapabilir ki?’’ Han Sen gülümseyerek söyledi.
‘’Savaş gemisinde sana yapabileceği hiçbir şey yok ama Kristalizatör kalıntılarına vardığımızda ne olacağını söylemek zor. Kalıntılar içerisinde birçok garip eşya var. Gerçekten nasıl çalıştıklarını bilmiyoruz. Eğer oraya bir tuzak kurarsa kendini koruman çok zor olacaktır. Kalıntılara ulaştıktan sonra tek başına yürümemeye dikkat et. Sadece savaş gemisinde kal ki sana hiçbir şey yapamasın’’ şişman bölük lideri Han Sen’i uyardı.
Diğerleri de Han Sen’e biraz tavsiye verdi. Han Sen onların endişelenmesini istememesine rağmen kafa salladı.
‘’Ama madem askeri okulda bu kadar harikasın ve binbaşı rütbesine sahipsin neden bir yemekhane askeri olarak buraya geldin?’’ Li Mingliang sormadan edemedi.
‘’Aslında benim hayalim bir yemekhane askeri olsa bile savaş gemisinde asker olmak bu yüzden buradayım’’ Han Sen gerçeği söylüyordu. Ancak bütün gerçeği söylememişti. Ji Yanran’ın olduğu savaş gemisinde bir asker olmak istiyordu hepsi buydu.
Han Sen tekrar Gods Sanctuary’ye girdiğinde sonunda Sıfırın güzel yüzünü görmüştü.
‘’Ruh Shelter’i fethetmenin zamanı geldi gibi görünüyor’’ Han Sen Yang Manli’yi tekrar buldu ve Tanrıça Çetesi’ndeki herkesi çağırttı.
‘’Millet yarın ruh shelter’i fethetmeye ve Tanrıça Çetesi’nin üstü olarak kullanmaya karar verdim. Eğer ayrılmak isteyen varsa şimdi tam zamanı. Sizi zorlamak istemiyorum böylece hiçbir bağınız kalmadan ayrılmanıza izin vereceğim’’ Han Sen’in bakışları insanların yüzlerini taradı.
‘’Kaptan, ruh shelter’i işgal etmek için çok erken değil mi? Ruh shelter’ı içerisinde bir aristokrat ruhu ve birçok mutant yaratık var. Bunu yapabilecek henüz gücümüz yok. Biraz daha gücümüzü arttırmaya ve sıradan ve ilkel geno puanlarımızı maksimize ettikten sonra yapmaya ne dersiniz? Bu şekilde daha fazla şansımız olabilir?’’
‘’Evet kaptan. Şimdilik gelişimimize odaklanmalıyız’’
‘’Ruh shelter’inde ne kadar mutant yaratık olduğu hakkında bir fikrimiz yok. Şuanda gitmek bizim için büyük bir meydan okuma değil mi?
‘’İlkel yaratıkları toplu olarak öldürmek için yeterli güce sahibiz. Bu yapmak için biraz daha zaman harcamaya ne dersiniz?’’
Han Sen liderlik ettiği kalabalığa baktı ve soğukça söyledi ‘’Bugün sizi kararımı söylemek için topladım. Bu yüzden yapmanız gereken tek şey devam etmek ya da ayrılmak. Sizin tavsiyelerinize ihtiyacım yok. Ancak şu anda açıkça ifade etmem gereken bir şey var. Eğer bu noktada ayrılırsanız Tanrıça Çetesi bir daha kapılarını size açmayacak, eğer ayrılmazsanız ruh shelter’i işgal edebileceğimiz de kesin değil. Kalmak ya da ayrılmak sizin kendi kararınız’’
Han Sen’in sözleri sessizlik getirdi. Çok geçmeden birisi kalktı, dişlerini sıktı ve söyledi ‘’Üzgünüm, kaptan ruh shelter’ini indirebilecek kadar yeterli kaynağımız yok. Hayatımı riske atamam’’
‘’Bana sözleşmesini getir’’ Han Sen cevap vermedi bunun yerine Yang Manli’den adamın sözleşmesini getirmesini istedi ve iptal etti.