Super God Gene - 0469
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Kristal Karttaki Resim
‘’Hepiniz İttifakın resmi araştırmacılarısınız. Sonuçları hakkında hiç düşünmediniz mi?’’ Ji Yanran araştırmacılara kaşlarını çattı ve söyledi.
‘’Sonuçlar? Kaptan gerçekten çok safsınız. Bunu başardıktan sonra İttifak içerisinde kalacağımızı mı düşünüyorsunuz?’’ Bir araştırmacı saygısızca küçümsedi.
‘’Kristal kalıntısı içerisinde ne olduğunu bilmediğiniz bir şey için İttifak hakkındaki her şeyden vazgeçmeye razı mısınız?’’ Ji Yanran sordu.
Aynı anda Ji Yanran bu insanların uzun zamandır bir plan yaptığını anladı. Bu doğaçlama bir isyan değildi.
Güçlü bir destekçileri olmadan bu insanların böyle bir şeye cesaret edemezlerdi.
‘’Ha-ha kalıntıda ne olduğunu biliyor musun?’’ araştırmacılar eğlenirken birbirlerine gülümsediler.
‘’Sadece biraz kristal değil mi? Kristalizatör kalıntısında başka ne olabilir ki?’’ Ji Yanran şaşkın görünüşüyle sordu.
‘’Ha-ha en çılgın rüyalarından bile daha çılgın bir şey’’ bir araştırmacı gülümseyerek söyledi.
Ji Yanran tekrar sormak istiyordu ama araştırmacılar konuşmayı kesti. Onlardan birisi Ji Yanran’ın ağzına bant yapıştırdı.
‘’Eskinden Yüce Kaptan oldun şimdi de bir eğlence olmalısın. Aksi halde sana kibar davranmayacağız’’ bunu söyledikten sonra kilitli Ji Yanran’ın ne kadar çaresiz ve güzel olduğunu gördü. Isındığını hissederken onun yüzüne dokunmak istedi.
Ji Yanran hızlıca solgunlaştı bandın içinden sızlandı ve geriye doğru gitti. Ancak kilitliydi bu yüzden gidecek bir yeri yoktu. Araştırmacını eli yüzüne ulaşmak üzereydi.
Ouch!
Aniden bir figür ortaya çıktı ve araştırmacının tüm eli kesildi ve havaya uçtu. Araştırmacı kesilen kolunu tuttu ve çığlık attı.
‘’Sensin?’’ diğer araştırmacılar kim olduğunu gördü ve şaşırdılar.
‘’Başka kim olabilirdi ki?’’ Han Sen Ji Yanran’ın bedenindeki zincirleri kesmek için uzandı.
Araştırmacılar hızlıca lazer silahlarını çıkardı, onlardan ikisi ateş etmek için hazırdı. Ancak tetiği çekmeden önce bir zarif kadın arkalarında ortaya çıktı. Mızrağını savurarak hepsini yere serdi.
Han Sen vahşi bir canavar gibi daldı, her bir araştırmacıya bir yumruk attı ve geri savaşma şansları olmadan onları komaya soktu.
‘’Buraya nasıl geldin? Li Mingtang ve diğerleri nerede?’’ Ji Yanran çok sevinçli ve şaşkındı, kendisini Han Sen’in kollarına fırlattı.
‘’Burada olduğundan nasıl başka bir yere gidebilirim?’’ Han Sen saçını sevgiyle okşadı ve devam etti ‘’Çekirdek alana girdiler. Yakın zamanda geri geleceklerine inanmıyorum’’
Titredikten sonra Ji Yanran araştırmacıların yanına gitti ve birisini uyandırdı. Başına lazer silahını hedef aldı ve emretti ‘’ Sorularıma yanıt ver. Aksi halde sonuçlarını biliyorsun’’
‘’Ha-ha’’ Araştırmacı garip bir gülümseme gösterdi. Bir sonraki an gözleri, burnu ve ağzından kan gelmeye başladı. Adam anında öldü.
Han Sen ve Ji Yanran ikisi de şok oldu. Tüm insanlar ölümden korkardı ve en ufak bir şansları olursa hayatta kalmak için çabalarlardı. Ancak bu araştırmacı öyle kararlıydı ki anormal bir şekilde hemen kendisini zehirlemişti.
Diğer araştırmacıları uyandırdılar ama sonuç hepsinde aynıydı. Zehir’i bir yere saklamışlardı ve uyandıktan hemen sonra hayatlarını sonlandırmışlardı.
‘’Garip gerçekten garip. Bu insanlar İttifak’a geri döndükten sonra ölüm cezası ile bile karşılaşmayacaklardı. En fazla sonları hapishanede biterdi. Özgürlüklerini kazanma ihtimalleri çok yüksek olmasına rağmen neden bu şekilde intihar ettiler? Bir şeyler dönüyor olmalı’’ Ji Yanran araştırmacıların ölü bedenlerini izlerken şok oldu.
En soğuk suikastçı bile bu kadar kararlı olamazdı. Bu araştırmacıların tepkileri herhangi bir normal insana ait değildi.
‘’Li Mingtang ve bu insanlar oldukça garip görünüyorlar. Acaba neyin peşindeler’’ Han Sen uzandı ve araştırmacıların kıyafetlerinden her şeyi çıkardı.
Hiçbir şüpheli bir şey yoktu. Özel bir eşya bile bulamamışlardı. Sadece kazı çalışmalarında gerekli eşyalar vardı. Ancak Han Sen’in dikkatini tek bir şey çekmişti. Bu araştırmacıların her birinin farklı tiplerde kristal kartlarla dolu bir kartlıkları vardı Bazıları hafıza kartı bazıları kredi kardı bazıları erişim kartı ve çalışma izniydi. Ve farklı şirketler ve mağazalardan birçok üye kartı vardı.
Ancak tüm kartlar arasında Han Sen’in dikkatini sıradan görünüşlü bir kristal kart çekmişti. Çoğu kişinin hayatları boyunca birkaç tane sahip olabilecekleri erişim kartı gibi görünüyordu. Bunun gibi erişim kartları çalışma alanları ya da evlerine kapıları açıyordu.
Ancak her bir araştırmacı böyle bir kart taşıyordu. Her biri farklı renk ve desende olmasına rağmen Han Sen hala aynı erişim kartı olduğunu söyleyebiliyordu.
Çünkü erişim kartlarının arkasında başı ve kuyruğu birbirine bağlı kırmızı bir canavar resmi saklanmıştı. Bir tilki ile kedi arasında görünümü vardı. Han Sen dokuz yaşam kedisinden bu görüntüye çok daha aşinaydı.
Kristal kartın arkasındaki desenler karışık olmasına rağmen hepsinin farklı köşelerine dokuz yaşam kedisinin görüntüleri yerleştirilmişti. Yakından incelenmediği sürece görmek çok zordu. Ancak Han Sen bu görüntü hakkında çok hassa olduğundan onu hemen tanımıştı.
Han Sen bu buluşundan şaşırmıştı ve oldukça garipsedi.
‘’Bir şeyler buldun mu?’’ Han Sen’in şaşırdığını gören Ji Yanra onun yanına çömeldi ve sordu.
‘’Hiçbir şey’’ Han Sen başını salladı ve kartı geri koydu.
Bu kartlar kolayca takılabilen akıllı çiplere sahip olabilirdi bu yüzden onu yanına alırsan birinin izini takip etmesi çok kolay olacaktı. Ek olarak sadece erişim kartlarıydı ve Han Sen’in nereye girmeye izin verdiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Bu adamların her biri bir karda sahipti bu yüzden açıkça bu gelişmiş bir kartı. Zaten alması da muhtemelen ona hiçbir fayda sağalmayacaktı.
‘’Şimdi ne yapacağız’’ Ji Yanran’ın kafası karışmıştı.
‘’Çekirdek alana tekrar bir bakmak istiyorum’’ Han Sen tereddüt etti. Eğer içeri yalnız girerse Ji Yanran’ın burada kalması tehlikeli olacaktı.
‘’O zaman ben de seninle geleceğim’’ Ji Yanran kararlı bir şekilde söyledi.
‘’Sen de mi Mikro Kristal pratiği yaptın?’’ Han Sen şaşkınlıkla Ji Yanran’a baktı. Mikro Kristal’i başarıyla pratik yaptığı ve yayılan ışığa karşı bağışıklık kazandığından şanslıydı. Böyle genç bir yaşta eğer Ji Yanran Mikro Kristal pratiğinden başarılı olmuşsa o zaman bu gerçek etkileyicilik olurdu.
‘’Mikro Kristal pratiği yapmadım. Ama benim ailemin Kemik Enerjisi de yayılan ışığa karşı bağışıklık sağlıyor’’ Ji Yanran oldukça gurur duyuyordu.
‘’Emin misin?’’ Han Sen’in Kemik Enerjisinin nasıl bir yüksek geno sanatı olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu bu yüzden Ji Yanran ile onaylamıştı.
‘’Aksi halde ailemin buraya gelmeme izin vereceğini mi düşünüyorsun?’’ Ji Yanran dilini çıkardı ve hoş bir şekilde gülümsedi.
‘’O zaman içeri sızıp Li Mingtang ve geri kalanının ne planladığını bulacağız’’ Han Sen dokuz yaşam kedisinin neden bu yere tepki verdiği ve neden araştırmacıların dokuz yaşam kedisi resmi taşıyan bir erişim kartı taşıdığı konusunda meraklıydı.
Tüm bu cevaplanmamış sorular Han Sen’i çok şaşırtmıştı.