Super God Gene - 0472
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Hazine
Beyinde uyuşukluk hisseden Han Sen’in beyni her zamankinden daha net olarak hipofiz bezinden soğukluk ile uyarıldı.
‘’Beyin kristalleri gerçekten harika eşyalar. Ne yazık ki etkisi yavaş yavaş kaybolacak. Sonunda beyin sadece biraz gelişecek’’ Han Sen beyin kristalinden geriye kalanları fırlattı ve odanın merkezindeki üçgen çıkışa baktı.
Odanın içerisindeki boşluk küre biçimindeydi. Geldikleri boşluk dışında odanın merkezindeki aşağıya doğru giden üçgen tünel tek çıkıştı.
Han Sen tünelle doğru yürüdü ve aşağı baktı, altı ayak uzunluğundaki tünelin başka bir küresel tünel ile bağlantılı olduğunu gördü.
‘’Ji Yanran bu küresel odaların ne için kullanıldığını biliyor musun?’’ Han Sen Kristalizatörler hakkında o kadar az şey biliyordu ki Ji Yanran’a bakmak zorunda kalmıştı.
Ji Yanran kafasını salladı ve söyledi ‘’Çalıştığım tüm materyaller arasında böyle bir yerden hiç bahsedilmiyordu. Ancak Kristalizatör uygarlığında çözülmemiş birçok gizem var bu yüzden bu normal’’
‘’Aşağı inip bakmalı mıyız? Belki daha fazla beyin kristali vardır’’ Han Sen bunu düşündü ve söyledi.
Li Mingtang ve Wang Hou çekirdek alana girmişti. Ancak koruma kristali onları içeriye takip etmişti. Han Sen’in çekirdek alanda ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu bu yüzden eğer Wang Hou ve Lin Mingtang’ı takip ederlerse koruma kristali ile karşılaşabilirlerdi ve bu da mantıklı bir hareket değildi.
‘’Acaba çok mu riskli?’’ Ji Yanran tereddüt etti.
‘’Riskli değil’’ Han Sen Kar Büyücüsü ’nü çağırdı ve diğer odanın içerisinde ne olduğunu bulmak için üçgen tünele gönderdi.
Han Sen tereddüt etti ve tekrar böcek şövalyeyi çağırdı ve görsel ikizi heykelin kulalarının içine sakladı, Li Mingtang ve diğerlerinin girdiği çekirdek alanın girişini izlerken o ve Ji Yanran üçgen tünelden diğer odaya girdi.
Kar Büyücüsü ’nün dediği gibi boş bir odaydı. Odanın yanında yatay şekilde başka bir küresel odaya açılan üçgen bir tünel vardı.
Han Sen Ji Yanran ve o tek tek içeri girmeden önce ilk içeride bir tehlike olup olmadığından emin olmak için Kar Büyücüsüne tünelin içine tırmanmasını söyledi.
Tüm birbirine bağlı üçgen tünellerdeki tüm küresel odaların boş olduğunu görmüşlerdi. Bir düzen küresel oda gittikten sonra Ji Yanran ve Han sen sonunda normal bir odaya girdi.
Odanın duvarları en azından yüz tanesi kilitli siyah kristal kabinlerle doluydu. İçerisinde ne olduğunu söylemek imkansızdı.
‘’Bu hazine’’ Ji Yanran siyah kristal kabinlerini gördü ve şaşırdı.
‘’Bunların bir hazine olduğunu mu söylüyorsun? Yani simülasyon kristaller, parazit kristaller ve koruma kristaller hepsi burada mı depolanıyor?’’ Han Sen kazayla hazineye gelmeyi beklemediğinden çok heyecanlıydı.
‘’Bu siyah kristal kabinler daha önce keşfettiğimizi depo kristalleri ile benzer. Ancak bu oda daha önceki hazineden farklı. Ayrıca bu odanın neden bu küresel odalarla bağlantılı olduğundan emin değilim. Bu nedenle gerçek hazine olup olmadığından emin olamıyorum’’ Ji Yanran kendisine güvenmiyordu.
‘’Öğrenmek için bir tanesini açalım’’ Han Sen Ji Yanran’dan bir önceki küresel odaya gitmesini istedi ve Kar Büyücüsü ’ne kar siyah kristal kilitli kabinlerden birisini açmasını emretti.
Garip hiçbir şey olmamıştı. Siyah kristal kilitli kabin boştu. İçerisinde depolanan hiçbir şey yoktu.
Ji Yanran kabinin içyapısını incelemek için geriye döndü ve kesin olarak söyledi ‘’Şimdi, bu kabinlerin kristalleri sakladığına eminim. Bu bir hazine olmalı ama kraliyet ailesi için çok küçük görünüyor. Bu kabinler bazı ufak kalıntılar ile bile karşılaştırılabilir. Bir kraliyet ailesi için tasarlanmış gibi görünmüyor’’
‘’Bir hazine olduğu sürece güzeldir. Belki kraliyet ailesinin özel koleksiyonudur’’ Han Sen heyecanlandı ve Kar Büyücüsünden diğer kabinleri açmasını istedi.
Ancak Han Sen’i hayal kırıklığına uğratan bir düzine kabin boş çıkmıştı.
Ancak Han Sen sıfır kazancı kabul etmek istemiyordu bu yüzden Kar Büyücüsü ‘ne tüm kabinleri açmasını emretti. Seksenden fazla kabini açtıktan sonra sonunda içinde parlayan bir ışık gördü.
Han Sen heyecanlandı ve hızlıca kabine yürüdü. İçinde salyangoz boyutunda bir altın kristal vardı. Parlak altın elmas gibi görünen bir karışık bir sönme ile ışık sona ermişti.
‘’Bu bir kristal mi?’’ Han Sen hareket etmeye cesaret edemedi ve Ji Yanran’a sordu.
Ji Yanran kafa salladı ve söyledi ‘’Bu bir in aktive kristal. Görünüşünden yola çıkarak daha önce gördüğün Rubik küp olmalı’’
‘’Kendi kendini aktive etmiyor değil mi?’’ Han Sen irkilmişti.
Ji Yanran kafa salladı ve gülümsedi ‘’Kesinlikle hayır. Hazine de depolanan tüm kristaller Kristalizatörler tarafından aktive edilinceye kadar uyku halindelerdir. Ancak bu kristalleri aktive etmek için yaşayan bir Kristalizatör bulmak imkansız. Koruma kristalleri genellikle görülür ama normal kalıntılarda sadece 2 x 2 ya da 3 x 3 rubik küpler bulunur. Daha büyük kalıntılarda bile rubik küpler genelde 6 x 6 dır. Senin gördüğün 12 x 12 oldukça nadir bir rubik küp ve araştırmacılar ve koleksiyoncular için değeri yüksektir. Eğer bu da 12 x 12 rubik küp ise değeri paha biçilemezdir’’
Ji Yanran’ın söylediğini duyan Han Sen çok sevindi, altın kristali aldı ve cebine koydu. Gülümseyerek söyledi ‘’O zaman ilk önce onu alacağım’’
Ji Yanran ne düşündüğünü biliyordu ama hiçbir şey söylemedi sadece gözlerini yuvarladı.
Koruma kristalini bulması ile Han Sen daha da motive oldu. Kar Büyücüsü ‘ne geriye kalan tüm kabinleri açmasını emretti ve çok geçmeden başka bir kristal daha buldu.
‘’Bu bir hafıza kristali, Kristalizatörlerin bıraktığı tüm verileri içeriyor. Eğer birisi yeterli zihinsel güce sahip ise kristalin içeriğini doğrudan hissedebilir. Ancak insanlar bu günlerde bu seviyeye zar zor ulaşabiliyor. Makinelere güvenerek kristallerin içerisindeki bilgilerin sadece bir kısmını alabiliyorlar. Kristalizatör kraliyet ailesi tarafından arkada bırakılan bir kristal olduğundan önemli bilgiler içeriyor olmalı. Onun bir kısmını çevirebilirsek, belki de bizim bilim ve teknolojimiz başka bir sıçrama daha yapabilir’’ Ji Yanran açıkladı.
‘’O zaman hemen bunu da koyayım’’ Han Sen pişmanlık duymadan hafıza kristalini de aldı.
‘’Bir şey duydun mu?’’ Han Sen aniden bir şey fark etti ve Ji Yanran’a baktı.
Ji Yanran kafa salladı ve söyledi ‘’Ne duydun?’’
Han Sen bir şeyler söylemek üzereyken aniden düşen bir şeyler duydu. Geldikleri üçgen tünelden bir ördek yumurtası boyutunda pembe kristaller düşmeye başladı. Anında yüzden fazla pembe kristal inmişti.
‘’Parazit kristalleri’’ Ji Yanran ve Han Sen aynı anda bağırdı.