Super God Gene - 0474
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Verim
Simülasyon kristalleri birçok insan bilim adamının mucize olarak adlandırdığı etkileyici yaratımlardı.
Bir silahı bırak insanın bir kayaya dönüşmesi imkansızdı. Ancak simülasyon kristalleri sınırlamaların ötesindeydi.
Kristaller olarak simülasyon kristalleri mucize ve şaşırtıcı olan diğer maddelerin karakteristik özelliklerini taklit edebilirdi.
Makinelere dönüştüklerinde simülasyon kristalleri makineler gibiydi. Ancak bir yaratığa dönüştüklerinde yaratıkların özelliklerine de sahipti. Ek olarak simülasyon kristallerinin yetenekleri simüle ettikleri eşyalara benzerdi.
Mucize olduğu gibi simülasyon kristalleri ölümcül kusurlara da sahipti ki bu da hedefi ne kadar güçlüyse kendisi de o kadar güçlü olacaktı. Bu hedef yeteri kadar güçlü değilse kristallerin de güçsüz olacağı anlamına geliyordu.
Tabi ki, malzemenin kendisinden dolayı simülasyon kristalleri çok zayıf olmayacaktı. Bir karıncayı simüle ederse kristallerin sertliğinden dolayı bir sıradan karıncadan bin kat daha güçlü olacaktı.
Şuanda simülasyon kristalleri Han Sen ve Ji Yanran’a dönüşmüştü. Aslında vücutlarının verilerini tarayarak bunu başarmışlardı. Veriler taklit edilebilirdi ama simülasyon kristallerinin pratik yaptığını dövüş sanatları ve bu dövüş sanatlarındaki anlayışları gibi taklit edemeyeceği bazı şeyler vardı.
Bu nedenle Han Sen çok sayıdaki simülasyon kristallerinin Ji Yanran ve kendisine dönüştüğünü gördüğü zaman dehşete düşmedi bunun yerine rahatlamıştı. Eğer simülasyon kristalleri savaş araçları ya da silahlara dönüşürse, saldırılarından kaçsalar bile patlamanın etkisiyle etraftaki kristaller genişleyeceğinden Ji Yanran ve kendisi canlı gömülürdü.
O anda simülasyon kristalleri Ji Yanran ve kendisine dönüşmüştü ve Han Sen kendi bedeni hakkındaki her şeyi biliyordu. Ji Yanran zayıf bir evrimleşiciydi. Bu yüzden Han Sen bunun en iyi sonuç olduğunu düşünüyordu.
Öte yandan Ji Yanran korkmuş ve solgunlaşmıştı. Tuzağa düşmüşlerdi, büyük bir krizin içerisine kapana kısılmışlardı. Tüneli tekrar havaya uçurmak çok riskli olacaktı. Başka bir tüneli havaya uçursalar kaçma ihtimalleri olmadan burada kapana kısılabilirlerdi.
‘’Kendini koru’’ Han Sen Ji Yanran’ı arkasından çekti ve dışarı koştu.
Çok geçmeden Ji Yanran genişleyen gözleri il baktı ve çenesi düştü.
Han Sen kendisini kırmızı kristal insanlardan oluşan gruba attı ve bunlardan birisinin kafasını çıplak elleri ile kesti. Kristal kafayı yanındaki kırmızı kristal insana attı ve diziyle göğsünü ezdi.
Tüm süreç o kadar pürüzsüz ve beklenmedik ki izlemesi harikaydı.
Olan simülasyon kristalleri Han Sen tarafından parçalandı. Kırmızı kristal insanların sanki Han Sen’in önündeki köpekler gibi geri savaşma şansları yoktu.
Ji Yanran kırmızı kristal insanların çok zayıf olduklarına inanmıyordu. Sonuçta simülasyon kristalleri Han Sen ve Ji Yanran’ı taklit ediyordu. Ona benzeyenlere rağmen bazıları Han Sen’e benziyordu teorik olarak onunla aynı fiziksel özelliklere sahip olmaları gerekliydi.
Bu kadar büyük güç farkının tek açıklaması Han Sen’in kendi gücünü çok etkili kullanabilmesiydi
Aynı güce sahip iki insan farklı kullanım şekillerine sahip olacaktı. Aynı satranç oynamak gibiydi. Her ne kadar oyuncular aynı sayıdaki taşlara sahip olmalarına rağmen gelişmiş bir oyuncu yeni başlayanlardan çok farklı oynayacaktı.
Şüphesiz, Han Sen’in kullandığı güç oranı onu süper bir usta yapıyordu bu yüzden kırmızı kristal insanlar onun gibi görünmesine rağmen hiç geri savaşma şansları olmamıştı.
Ji Yanran’ın arka planı ile birkaç üstün dahi çok fazla yetenek görmüştü. Ve Yarı Tanrı’lar gözlerinde bu kadar nadir değildi.
Ancak gücün kullanabilme verimliliği bakımından Han Sen evrimleşiciler arasında kesinlikle ilk beşteydi.
Ek olarak bu evrimleşicilerin hepsi ünlüydü ve harika arka plan ve itibar ile İttifak içerisinde önde gelen soylardan geliyordu.
Ji Yanran bu seviye ulaşabilecek arka planı olmayan sadece tek bir kişi görmüştü bu da Han Sen’di.
Ji Yanran Han Sen’in hareketlerinden tamamen etkilenmişti ve Han Sen ve seçimi konusunda gurur duyuyordu.
Ailesi ve statüsü ile yetenekli gençleri seçmesi çok kolaydı ama Han Sen’in seçmişti ve kaybolduğu zaman sürecinde bile ikinci bir düşüncesi olmamıştı. Seçimin çoğunluğu duygusal nedenlerden olmasına rağmen Han Sen’in performansından çok mutluydu. Dünyada erkeğinin en iyisi olmasını dilemeyen bir kadın yoktu ve Ji Yanran da bu konuda istisna değildi.
Boom boom boom!
Kırılmış kırmızı kristaller yeri doldurdu, kırmızı sıvıya dönüştü ve buharlaştı. Han Sen her seferinde sağlam bir yumruk atmıştı ve yüzlerce kırmızı kristal insanı buharlaştırmıştı.
Boom!
Bacaklarını baltalara çevirmek için Yedi Ecel’i kullandı, kırmızı kristal adamın kafasından bağırsaklarına kadar ayağını sokarak tüm bedeni havaya uçurdu. Kristal parçaları yere düştü.
‘’Han Sen ‘’ Ji Yanran heyecanla kızardı ve ne söyleyeceğini bilemeyerek erkeğine sarıldı. Han Sen yanında olduğu sürece korkacak ve endişelenecek hiçbir şeyi olmadığını hissetmişti.
Han Sen Ji Yanran’ın onun için endişelendiğini düşünmüştü, onun dolgun kalçalarına bir tokat attı ve söyledi ‘’Sadece birkaç kırmızı kristal adam. Kocanı yaralamak için bunlardan fazlası gerekli. Endişelenme’’
Ji Yanran konuşmadan ya da gitmesine izin vermeden ona sıkıca sarıldı, başını göğsüne gömdü.
‘’Ahem, bu doğru zaman değil. Eğer havanda olsan bile önce güvenli bir yer bulmalıyız’’ Ji Yanran’ın ne kadar çekici ve baştan çıkarıcı olduğunu gören Han Sen tutkuyla yanıyordu.
‘’Havamda değilim’’ Ji Yanran kızardı ve ufak yumruğu ile Han Sen’e vurdu, gözlerini ona deviriyordu.
‘’Genç olmak güzel değil mi? Böyle bir yerde flört etmek için cesaretiniz var’’ yanlış bir zamanda Han Sen ve Ji Yanran’ı şaşırtan bir ses duyuldu. Hızlıca arkalarına döndüler.
Salonun yanındaki kristal kapı itilerek açılmıştı. Li Mingtang dışarıdan içeri girdi, sırıtarak çifte bakıyordu.
Han Sen arkasına baktı ve Wang Hu’yu göremedi. Li Mingtang birçok yara almıştı ve iyi durumda görünmüyordu.
‘’Han Sen beni şaşırttın. Senin yaşında kendi gücünü bu kadar etkili kullanabilen sadece üç kişi gördüm’’ Li Mingtang Han Sen’i onaylayarak baktı ve söylemeye devam etti ‘’Ancak, bu bir Kristalizatör kraliyet ailesi kalıntısı. Yani şuandan itibaren benim liderliğimi takip etmek zorundasın’’
‘’Ve neden öyleymiş?’’ Han Sen soğukça Li Mingtang’a baktı ve söyledi.