Super God Gene - 0482
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Mor Gelincik
‘’Bu biraz sıkıntılı ama bu onu yenme şansım olmadığı anlamına gelmiyor’’ Han Sen bunu düşündü ve sordu ‘’Savaş ne zaman?’’
‘’Bu bir savaş değil. Siz dördünüz askeri yarışmaya katılacaksınız. En yüksek rütbe kime ait olursa benim korumam olacak. Ne yazık ki askeri yarışmada hile yapmanın bir yolu yok. Kendi gücüne güvenmek zorundasın’ Ji Yanran ağıt yaktı.
Eğer bir şeyler yapmayı başarabilseydi kesinlikle Han Sen’in kazanmasını sağlardı.
‘’Sıkıntı yok. O zamana kadar bolca vaktim olacak’’ Han Sen gülümsedi ve söyledi.
Cihazı kapatıp Han Sen nasıl kazanabileceğini düşünmeye başladı.
Li Mingtang bir keresinde ona birisinin Süper Elmas Bedeni kırmak için en az yüz yirmi kondisyon indeksine ihtiyacı olduğunu söylemişti. Ancak Han Sen sahip olduğu her şeyi kullandığında hala eşikten uzak olan sadece yüze yaklaşabiliyordu.
Ek olarak Han Sen hiç güçlü canavar ruhu silaha sahip değildi bu yüzden silahlara da güvenemezdi. Ayrıca Gods Sanctuary’ye girmesi de yasaklanmıştı bu yüzden geno puanlarını da yükseltme şansı yoktu.
Han Sen bunun üzerinde çok fazla düşündü ve Süper Elmas Bedeni kırmanın tek yolunun içeriden olduğu kanısına vardı. Han Sen Süper Elmas Bedeni pratik yapmada yeni başarılı olmuş birisinin iç organlarını kemikleri ve kasları kadar güçlendirebileceğine inanmıyordu. İç organlarına güç yolladığı sürece bedenini kırmayı başarabilirdi.
Han Sen özellikle bu tarz güçlerde iyiydi. Yin Yang Patlamasının yin gücü ile bunu başarabilirdi. Daha da emin olmak için Han Sen Yin Yang Patlaması pratiğine daha fazla zaman ayırmaya karar verdi, özellikle birisinin bedenine nüfuz edebilecek yin gücüne.
Şuanda Han Sen yin kuvvetini kullandığı zaman, 1 santimetre kalınlığındaki demir bir levhaya nüfuz edebiliyor ve yüzde altmışını arkasındaki nesneye gönderebiliyordu.
Bu birisinin iç organları kasları ve derisi aracılığıyla yeterli gücü gönderebileceği anlamına geliyordu. Ancak yüzde altmışlık dönüştürme oranı hala çok düşüktü. Han Sen oranı yüzde doksandan daha yukarı artırmayı diledi ve yarışmadan önce yüzde doksan beş olmasını tercih ederdi.
Aksi halde yüzün altındaki Han Sen’in kondisyonu ile yin gücünü etkili bir şekilde kullanabilse bile rakibini yakalayamayabilirdi. Sonuçta rakibi yüzün üzerinde kondisyon seviyesi olan birisiydi.
Yin gücünü pratik yapmak yang gücünü pratik yapmaktan daha zordu. Ayrıca pratik yapmak için uygun yer neredeyse yoktu. Han Sen çok fazla zaman harcamıştı ama hepsini beyin gücünü arttırmak için kullanmıştı.
Han sen tüm bu zaman boyunca vakit öldürmesine rağmen birkaç yıldır yin gücüne pratik yapıyordu. Ve bundan sonra bile yin gücüne pratik yapmanın ne kadar zor olduğunu gösteren dönüştürme oranı hala yüzde altmıştı.
Defne’nin İttifak’a geri döndüğü seyahat boyunca Han Sen her şans bulduğunda yin gücüne çalışıyordu. Tekrar sanal kampa girmedi. Qin Xuan Han Sen ile tekrar karşılaşmak ve ondan birkaç şey öğrenmek için sık sık sanal kampa giriyordu. Ne yazık ki hiç başaramamıştı ve her zaman hayal kırıklığına uğramıştı.
Defne insan uzay limanına ulaşmadan önce İttifak’tan bir savaş gemisi geldi ve herkesi ayrı ayrı soruşturdu.
Bu sefer Defne Kristalizatör uygarlığını inceleyen iki ünlü profesör dahil büyük bir kayıp yaşamıştı. Gezegende birçok araştırmacı da ölmüştü. Kaza oldukça haşindi.
Neyse ki Han Sen’in getirdiği iki gelişmiş kristal İttifak tarafından kredilenen Ji Yanran tarafından sunulmuştu. Ailesinin büyük etkisi ile Ji Yanran cezalandırılmamıştı. Sonuçta kazı çalışmasından sorumlu değildi.
İttifak’a geri döndükten sonra Defne üzerindeki askerler sonunda biraz özgürlüklerini kazandılar. Defne kısa bir süreliğine görevde olmayacak olmasına rağmen askerler izin alamamıştı. İyi haber ise istedikleri gibi Gods Sanctuary’ye girebileceklerdi.
Askeri yarışmanın başlamasına bir aydan fazla zaman vardı. Han Sen mümkün olduğunca geno puanlarını yükseltmek için bu zamanı kullanmayı planlıyordu böylece yarışmada büyük bir şans elde edebilirdi.
Tanrıça Shelter’e tekrar dönen Han Sen Yang Manli’nin shelter’i yönetmekte iyi iş çıkardığını gördü. Birçok kişi çoktan shelter’e kalmaya başlamıştı ki bu da Han Sen’e düşündüğünden fazla para getirmişti. Her ay on milyondan fazla gelir elde ediyordu. Bölge oldukça kalabalık değildi bu yüzden daha fazla insan olsaydı daha çok kazanabilirdi. Zhu Ting uzun zaman önce Buluta Ayak Basmayı eline geçirmişti. Han Sen uzun zamandır Gods Sanctuary’den uzak olduğundan Zhu Ting’in yüksek geno sanatını ona vermek için ilk şansıydı.
Buluta Ayak Basmayı aldıktan sonra Han Sen avlanmaya gitti. Sıfır’dan Tanrıça Shelter’de kalmasını istemişti. Et yiyerek geno puanı kazanamadığı ve canavar ruhu da kullanamadığından avlanmaya gitmesinin bir anlamı yoktu. Shelter’de kalabilir ve shelter’e saldıran yaratık olduğunda onu savunabilirdi.
Han Sen tek başına buzulların ve kar dağlarının derinliklerine gitmişti. Yol üzerinde Han Sen neredeyse maksimum hızında hareket ediyordu ve gördüğü tüm yaratıkları geçmişti. Geno puanlarını hızlı bir şekilde artırabilmek için bir ya da iki günde bitirebileceği ufak yaratıkları öldürmek istiyordu.
Ancak bu bölgedeki sadece birkaç yaratık ufaktı. İki üç gün boyunca buzullar ve kar dağlarında seyahat ettikten sonra Han Sen sonunda daha önce yemediği ufak bir yaratık bulabilmişti.
Kedi boyutunda bir yaratıktı. Mor parlak kürkle kaplı gelincik gibiydi, kar dağının eteklerinde büyüyen çalının üzerindeki kırmızı meyveleri yemekteydi.
Böyle bir yaratığı hiç görememiş olan Han Sen dikkatsiz davranmaya cesaret edemedi. Etrafta başka yaratık olduğundan emin olmak için sessizce mor gelinciğe yaklaştı.
Ancak mor gelincikten 35 metre uzaktayken aniden onu fark etti. Mor gözleri ile ona bakarken korkmamış bunun yerine kendisini sert bir şekilde Han Sen’e fırlatmıştı.
Han Sen’in kalbi yerinden oynadı. Gelinciğin hızı inanılmaz hızlıydı. Bir anda Han Sen’in yüzünün önündeydi.
‘’Bir kutsal kanlı yaratık!’’ Han Sen hem şaşırdı hem de çok sevindi. Bu yaratığın hızı kendisinden bile hızlıydı bu yüzden hiç şüphesiz bu İkinci Gods Sanctuary’den bir kutsal kanlı yaratık olmalıydı.
Heresy Mantra ve Aşırı Yüklemeyi kullanan Han Sen mor gelinciğin saldırısından kıl payı kaçındı. Aynı anda mor gelinciğin ufak bedenine yumruk attı.
Havada mor gelincik bedenini inanılmaz bir açı ile büktü ve Han Sen’e vurmaya devam ederken Han Sen’in saldırısından kaçındı.
Etrafta hareket edecek zamanı olmayan Han Sen gelincik tarafından çizildi. Peri kraliçesinden gelen zırh hiçte etkili olmamıştı. Eğer Han Sen saldırıdan kaçınmasaydı bu çizik onun içini dışına çıkarırdı.
Bunun gibi bir yaralanma Han Sen’i korkutmak için yeterli değildi. Gelincik ile savaşmak için ayak hareketlerini kullanırken hala sakindi.
Yaratığın gücü Han Sen’in hayal gücünün tamamen ötesindeydi. Daha da kötüsü derisini çizdiği zaman mor kanın akmasıydı. Açıkça zehirliydi.