Super God Gene - 0489
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: Reira
Jin Bi’yi Öldür
Üzgün hisseden Han Sen sonunda kullanılabilir olarak adını “Jin Bi’yi Öldür” olarak yazdı.
Sanal platforma girdikten sonra Han Sen’in göğsünün önünde kutsal kanlı aristokrat kimliğini temsil eden kalkan şeklinde parlak mor bir rozet vardı. Bir bakışta herkes onun bir kutsal kanlı aristokrat olduğunu söyleyebilirdi, bu yüzden karşısına çıkanların çok kıskanç bakışları vardı.
Bugünlerde ve çağda daha önceden daha fazla kutsal kanlı evrimleşici olmasına rağmen kutsal kanlı evrimleşici oranı hala düşüktü.
Han Sen rastgele maçı seçti ve çok geçmeden birisi ile eşleşti. Rakibinin de göğsündeki kutsal kanlı rozeti gören Han Sen oldukça memnun oldu.
Wang Dongyun rakibini kontrol etti ve ID’sinin “Jin Bi’yi Öldür” olduğunu gördü. Wang Dongyun dudaklarını yaladı ve kaydının sıfır kazanma ve sıfır kaybetme olduğunu gördüğünde dudaklarını yaladı.
“Jin Bi’yi Öldür? Senin gibi bir çaylak Jin Bi tarafından öldürülmeyi bile hak etmiyor.” Wang Dongyun dudaklarını yaladı, ID adını kullanırken dikkatli olması gerektiğini göstermek için ona nasıl bir ders vermesi gerektiğini merak ediyordu.
Jin Bi ünlüydü bu yüzden onun ismine ekleme yapabilirsin. Ama kendini çok ciddiye alma. Jin Bi’yi öldürmek kıçımın kenarı.
Wang Dongyun yakın zamanlarda bir kutsal kanlı evrimleşici olmuştu bu yüzden o kadar ünlü ki bilinmemesi çok zor olan Jin Bi adını biliyordu.
Wang Dongyun, Jin Bi hayranıydı bu yüzden bu ID’yi gördüğünde daha da sinirlenmişti.
Savaş başladıktan sonra Wang Dongyun en iyi patlayıcı yumruğunu kullanmaya tereddüt etmedi, Jin Bi’ye hakaret etmeye cesaret eden bu kibirli çaylağı öldürmeye hazırdı.
Ancak yumruğunu attığı anda rakibinin de ona yumruk attığını görmüştü. Vuruşu o kadar hızlı olmamasına rağmen Wang Dongyun geri çekilmek zorunda kalmıştı. Aksi halde rakibine vurmadan önce ilk önce o cezalandırılacaktı.
Yumruğunu kasvetli bir şekilde geri alan Wang Dongyun aynı anda bir adım geri attı ve daha sonra çaylağın kıçını tekmeleye hazırlandı.
Ancak bu yumruktan sonra Wang Dongyun hiçbir zaman başka bir saldırı yapma fırsatı bulamadığından şok olmuştu. Rakibinin saldırıları hiç durmuyordu ve kendisini boğuluyormuş gibi hissettiriyordu. Rakibinin her yumruğundan kaçınmak ya da engellemek zorunda olduğunu hissetmişti ve geri saldıracak fırsatı olmamıştı.
Engeller ve kaçınırken Wang Dongyun fark etmeden savaş alanının kenarına itilmişti. Gidecek hiçbir yeri olmadan savaş sona ermişti.
Wang Dongyun bir çaylakla yüzleşirken tek bir yumruk bile atamadığına inanamamıştı. Böyle bir sonucu kabul edemeyerek tekrar hızlıca rakibine meydan okudu.
Rakibi evete tıkladı. Wang Dongyun bu kez ilk adımı kendisi almaya çalışmasına rağmen son seferki ile aynı şekilde savaşamadan hızlıca sonlanmıştı.
Wang Dongyun, tekrar bir davet gönderirken rakibi bur sefer reddetmeyi seçti. Wang Dongyun ısrar etti ama rakibi çoktan başka bir maça girmişti, açıkça yeni bir maçtı.
Wang Dongyun rakibinin odasını aradı ve izlemeyi seçti. Neden bu kişinin onu yenebildiği ve garip bir şekilde yenildiğini öğrenmek istiyordu.
Bu kişinin ne gücü ne de hızı harikaydı. Ancak kabul etmesini isteksizleştiren onun tarafından mutlak bir yenilgi almıştı. Wang Dongyun, Jin Bi’yi Öldür’ün rakibini kontrol etmişti, “Ben Kılıç Ustasıyım” adındaki bin kazanma ve sekiz yüz kaybetmesi olan birisiydi. Bu kişi platformda bir kıdemli olduğundan kesinlikle kötü değildi.
“Ben Kılıç Ustasıyım” hareket ettiği an Wang Dongyun haklı olduğunu biliyordu. Bu kişinin kılıç yetenekleri sert ve hızlıydı. Hareketlerinden yola çıkarak Wang Dongyun bu kişinin kılıç yeteneklerini pratik yapmak için çok fazla çaba harcadığını söyleyebilirdi.
Eğer Wang Dongyun bu kişi ile karşı karşıya olsaydı muhtemelen böyle kılıç yetenekleri altında kendisini savunur ve geri çekilmeyi seçerdi.
Ancak Jin Bi’yi Öldür’ün seçimi Wang Dongyun’un gözlerinin genişlemesine neden oldu. Jin Bi’yi Öldür hiç geri çekilmemişti bunu yerine ileri giderek Ben Kılıç Ustasıyım’ı yumruklamıştı. Yumruk ne hızlı ne de sertti.
Wang Dongyun’un gözlerinde Ben Kılıç Ustasıyım kılıcı ile kesinlikle Han Sen’i kesecekti ama Ben Kılıç Ustasıyım rakibinin yumruğundan kaçınarak geri çekilmeyi seçmişti.
Daha sonra Wang Dongyun kendi maçının özetini izliyormuş gibi hissetmişti. Ben Kılıç Ustasıyım kendisi ile aynı seçimi yapmıştı, son ana kadar Jin Bi’yi Öldür tarafından baskılanmış ve karşı saldırı yapamamıştı.
“Olamaz Asla olamaz!” Wang Dongyun neredeyse yerinden zıpladı ve bağırdı. Ben Kılıç Ustasıyım’ın başlangıçta neden geri çekilmeyi seçtiğini anlayamamıştı. Sonunda ise Ben Kılıç Ustasıyım’ın nasıl yenildiğini anlamıştı. Onun bakış açısından geri saldırı yapabilmek için birçok şansı olmuştu.
Ek olarak Jin Bi’yi Öldür’ün yumrukları mükemmel olmaktan uzaktı. Aslında çok fazla kusuru bile vardı. Eğer Ben Kılıç Ustasıyım kusurların herhangi birisinden yararlanabilseydi durumu tersine çevirebilir ve başarısız olmazdı.
“Belki de Ben Kılıç Ustasıyım çok zayıftır? Evet, kesinlikle öyle olmalı.” Wang Dongyun bunun kılıç adamın sorunu olması gerekti ve hiçbir kusuru kullanamadığını düşünmüştü. Kılıç yetenekleri etkileyici olmasına rağmen o kadar da zeki olmamalıydı.
Ancak Wang Dongyun onunla aynı şeyleri yaptığını tamamen unutmuştu. Çok zayıf hissetmemişti ve neden kaybettiğini de anlamamıştı.
Ben Kılıç Ustasıyım’ın da kaybının neden olduğunu anlamamıştı, o da Jin Bi’yi Öldür’e başka bir davet daha attı. Wang Dongyun ile aynı düşünce yapısına sahipti.
Ancak Han Sen onunla tekrar savaşmayı kabul etmedi. Dongxuan Sutra tekniklerini pratik yapıyordu, bu yüzden zaten yendiği birisi ile savaşmasının bir anlamı yoktu. İhtiyacı olan çeşitli yetenekleri kullanan sonsuz yeni rakiplere karşı mücadele etmekti.
Kraliyet ailesi ruhuna gizli saldırı yaptıktan sonra Han Sen Dongxuan Sutra teknikleri hakkında daha derin bir anlayışa sahip olmuştu. Tekniklerin mükemmel olmasına gerek yoktu ve gerçek anlamda ezici olasılıklara karşı kazanmasının bir yolu yoktu.
Eğer birisi kendisinden daha güçlü birisini yenebilirse o kişi onun gücünün üstesinden gelebilmek için rakibinin zayıflıklarını kullanıyordur. Rakibinin zayıf noktalarına nasıl vuracağı Han Sen’in şu anki ana odak noktasıydı.
Rakibinden daha güçlü olmak en iyisi bu olurdu. Eğer değilse rakibinin zayıflıklarına göre gücünü ortaya koymak zorundaydın bu da kendini daha güçlü yapmak için gidilmesi gereken doğru yoldu.
Han Sen’in şu anda pratik yaptığı şey rakibinin zayıflıkları ile gücünü eşleştirmek için hesaplama yapmaktı. Rakibi ondan çok güçlü olsa bile kısmen daha güçlü olabilir ve kazanmak için rakibinin gücünü tüketebilirdi.
Wang Dongyun, Han Sen’in birbiri ardına savaşlarını izlemekte ısrar etmişti. Çok geçmeden Ben Kılıç Ustasıyım’ın kaybetme sebebinin zayıf olması değil Jin Bi’yi Öldür’ün çok güçlü olması olduğunu keşfetti.
Bir düzine savaştan sonra Jin Bi’yi Öldür aynı şekilde rakibini yere serdi ve bu kaderi sorgulayacak kadar garipti.
“O Jin Bi mi?” Wang Dongyun aniden bir soru düşündü.
Ç.N: Beyler bugün bu bilgi ile ben Amerika’yı yıkarım siz daha önce duymuş muydunuz bunu, birisini yenmek için zayıflıklarını bilmemiz gerekiyormuş, abooooooooo bu bilgi ne bu böyle kafayı yedim var ya ben bununla dünyayı işgal ederim Dongxuan Sutra antik bir teknik ne efsane bir şey bu offfff kafayı yedim yeminle… Bu noveli okuyanlar ayaklanın hep beraber Amerika’nın zayıflığını bularak onu yeneceğiz efsane bilgi bu ufff elim ayağım titredi yeminle