Super God Gene - 0499
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Kral Olmak İçin Savaşmak
Sadece karizması olan birisi general olabilirdi. Yoldaşlarına güven aşılayamayan bir asker general yerine en iyi ihtimalle iyi bir asker olurdu.
Açıkça Han Sen bu karizmaya sahipti. Sadece onu doğru düzgün kullanma şansına sahip değildi.
Aşırı terleyen ve kasları yanan Han Sen ateşin üzerindeki bir canavar gibi hissetti, vahşi doğası gün yüzüne çıkmıştı ve sona doğru koşuyordu.
Askerlerin çoğu yumruklarını sıktı ve sanki kendileri cihazın içerisindelermiş gibi Han Sen’e baktılar. Han Sen sonunda bitişe ulaştığında herkes rahat bir nefes verdi ve iyi hissetmişlerdi.
Gök gürültüsü gibi alkışlamalar kopmuştu.
‘’General yemekhane askeri Han Sen testi bitirdi, talimatlarınızı bekliyor’’ Han Sen testi değerlendirecek askere selam verdi. Kollarını hareket ettirdiğinde, terler düştü, gençliğin yaşam enerjisini ve güneş ışığını yansıtıyordu.
‘’Rahat. Aferin, koltuğuna geri dönebilirsin’’ general gülümseyerek söyledi.
Han Sen’in geri döndüğünü gören general söyledi. ‘’Çok iyi gerçekten çok iyi. Daha çok Güneybatı Galaksisinden bir asker gibi’’
Generali çok iyi anlayan sekreter bu kısa yorum hakkında çok farklı bir bakış açısı vardı.
Sekreterin general hakkında bildiklerine göre eğer iyi olduğunu söylüyorsa o zaman çoktan harika bir övgü almıştır demekti. Eğer çok iyi diyorsa general bu kişiyi taktir etmiş anlamına geliyordu. Şimdi general iki kez güçlü bir tonla çok iyi demişti, içinden çok heyecanlanmış olmalıydı. Sekreter generalin iki kez bir şeyler söylediğin çok nadir duymuştu ve az önce bunu yapmıştı.
‘’Kardeş, aferin. Gerçekten de yaptın’’ Han Sen koltuğa döndüğü zaman genç asker heyecanla Han Sen’in omzuna vurdu.
‘’Çocuk oyuncağı’’ Han Sen dudaklarını yaladı ve koltuğuna oturdu.
Şuanda Han Sen’in her yeri ağrıyordu. Çok uzun sürmemesine rağmen enerjisinin büyük bir kısmını tüketmişti. Ayrıca Aşırı Yükleme kullanmaktan yorulmuştu. Şansına Jadeskin’e sahipti yoksa bedeni çökmüş olabilirdi.
Han Sen o kadar yorulmuştu ki yerde uzanıp uyuyabilmeyi dilemişti. Ancak bitirmesi gereken diğer eşyalar da vardı bu yüzden yeteri kadar dinlenemezdi.
Şansına geri kalan tüm eşyalar beden gücü ile alakalı değildi. Atış, savaş aracı sürüşü, savaş makinelerinin sökülmesi, takılması askeri yarışmanın ana parçasıydı.
Yıldızlar arası savaşlarda bilim ve teknoloji hala birinci öncelikti. Birisi Üstün seviyesine ulaşmadığı sürece bir asker büyük bir silahı bırak bir savaş aracını bile yenemezdi.
Han Sen okulda öğrendiklerinin hepsini burada kullandı. Her eşyadan yüksek skorlarla çıkmıştı, kesinlikle çok yönlü bir askerdi.
Tie Yi harika olmasına rağmen Han Sen ondan kötü değildi. Eşyaların çoğunda birinci ya da ikinciydiler. İkisi de aynı seviyedeydi.
Bütün askerler izlemenin harika olduğunu hissetmişti. Güneybatı Galaksisinden bir yemekhane askeri olarak Han Sen Güneybatı Galaksisine büyük bir onur kazandıran ve askerler üzerinde harika bir izlenim bırakan Mavi kan Özel Gücü’nden Kaplan ile yakın bir performans sergileyebiliyordu.
Zheng Yuze’de eşyalarda onları takip ederek başarılı olsa da Han Sen ya da Tie Yi ile karşılaştırılamazdı. Toplam skor hesaplandığında Güneybatı Galaksisinden tüm askerlerin tezahüratına neden olan Han Sen Tie Yi’yi 0.2 farkla yenerek birinci sıradaydı.
Tie Yi daha önceki gibi Han Sen’i görmezden gelemezdi ama hala Han Sen’i bir rakip olacak kadar değerli görmüyordu.
Han Sen başarılı olmasına rağmen genellikle teknik eşyalarda avantajlıydı. Bu Han Sen’in Tie Yi’den daha iyi dövüş yeteneklerine sahip olduğu anlamına gelmiyordu.
Ancak son savaş Tie Yi’nin en çok güvendiği gerçek gücün sergileneceği bire bir dövüş olacaktı.
Han Sen hiçbir şey söylemedi bunun yerine mümkün olduğunca iyileşmeye çalıştı, Asker Kralı ünvanı için savaşı bekliyordu.
Sadece en yüksek skora sahip dört yarışmacı dövüşlere katılabilirdi. Han Sen ve Tie Yi’ye ek olarak Zheng Yuze ve ordudan bir asker savaşa gelmişti. Wang Gang üst kademelere gelmeyi başaramamıştı.
Dördü iki gruba ayrıldı. Gruplarını kazananları şampiyonluk için yarışmanın finaline katılacakken kaybedenler üçüncülük için savaşacaktı.
Gruplara kura ile karar verilmişti. Şansına Han Sen ve Tie Yi aynı gruptaydı bu da erken final anlamına geliyordu.
Bu Han Sen için harika bir haberdi. Henüz tamamen iyileşmemişti. Eğer Tie Yi ile karşılaşmadan önce başka bir savaşta enerjisinin bir kısmını tüketecekti bu da işleri daha da zorlaştıracaktı.
Eğer Heresy Mantra üçüncü aşama uzun ömür aşamasını tamamlayabilirsem enerji eksikliği konusunu çözebilirim. Ancak üçüncü aşama o kadar zor ki çok uzun bir süre sonra yine de tamamlayamadım. Han Sen çaresizce kendi kendine düşündü.
Ancak çok fazla düşünmek bir anlam ifade etmiyordu. Tie Yi’yi yenmenin bir yolunu bulmak zorundaydı.
Güneybatı Asker Kral. Han Sen unvan ile o kadar ilgilenmese de Tie Yi’yi yenmek zorundaydı. Koruma pozisyonu ondan başka kimseye verilemezdi.
Zheng Yuze’nin savaşı olduğundan dolayı Han Sen’e daha fazla dinlenme zamanı vermişti.
Zhang Yuze yarım saatten uzun bir süre başka bir askerle savaştıktan sonra kazandı. Eğer Han Sen Tie Yi’i yenerse savaş Zheng Yuze ile Güneybatı Asker Kralı unvanı için savaşacaktı.
Han Sen’in sırası gelmişti. Han Sen etrafta hareket etti ve ağrının oldukça rahatladığını hissetti.
Jadeskin’i yarım saattir kullanıyordu, yorgunluğu hafiflemişti. Etkisi oldukça iyi gibi görünüyordu.
Tie Yi ayağa kalktı ve Han Sen’in karşısına dikildi. Han Sen uzun boyluyken Tie Yi ondan daha uzundu ve çok fazla baskı yayıyordu.
Ancak Han Sen çok fazla bir şey hissetmemişti. Gökdelenler kadar uzun boylu yaratıklar görmüştü ve hiç korkmamıştı, Tie Yi’nin bir ayak daha uzun olduğundan bahsetmiyordu bile.
Islıkla birlikte Han Sen dışarı çekildi ve Tie Yi’nin göğsüne yumruk attı.
Ancak Tie Yi hala duruyor ve Han Sen’e küçümseme ile bakıyordu. Bedeni bir Buda gibi altına dönmüştü. Sanki kendisi bir heykele dönüşmüştü.
Tie Yi Han Sen’in yumruğunu karşılamak için Süper Elmas Bedeni kullanıyor ve onu hiç engellemek istemiyor gibi görünüyordu. Güneybatı Galaksisi askerleri Tie Yi’nin kibri yüzünden sinirlendi ve yuhaladılar.