Super God Gene - 0501
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
Güney Bat Asker Kral
Han Sen uzun zamandır pratik yaptığı Yin Yang Patlamasını sonunda kullanmıştı.
Profesör Bai’nin icat ettiği Yin Yang Patlaması gücü kullanmanın bir yoluydu ve herkes tarafından kullanılabilirdi.
Han Sen’in yin gücünü dönüştürme oranı yüzde doksan beşe ulaşmıştı. Başlangıçta Tie Yi’den kurtulmak için ekstra çaba harcaması gerektiğini düşünmüştü. Sonuçta yin gücü uzuvlara vurulduğunda Tie Yi’ye zarar veremezdi. Sadece Han Sen iç organların bulunduğu noktalardan Tie Yi’ye vurduğunda Han Sen korunmasız organlarına zarar vermeyi başarabilirdi.
Ancak beklenmedik bir şekilde Tie Yi’nin kondisyonuna ve Süper Elmas Bedene güveni o kadar yüksekti ki Tie Yi Han Sen’i birçok sıkıntıdan kurtaran Han Sen’in yumruklarını engellemeye çalışmamıştı.
Sadece bir yarışma olduğundan Han Sen’in hiçbir öldürme düşüncesi yoktu. Aksi halde eğer Tie Yi’nin kafasına vursaydı Tie Yi ölmese bile en azından bir aptala dönüşecekti.
Ancak Tie Yi’nin ihmalkarlığı suçlanamazdı. Verimliliğin her şey olduğu böyle bir yıldızlararası çağda yin gücünü pratik yapmak için zaman ve enerji harcamak isteyen çok az insan vardı. Ek olarak birkaç kişi başarılı olabiliyordu.
Normal konuşmak gerekirse bir evrimleşici hangi yüksek geno sanatını pratik yaptığının bir önemi olmaksızın savaşta yeteneklerini büyük ölçüde geliştirebilirdi. Örneğin Han Sen’in pratik yapmak için zamanı olmadığı Gök Gürültüsü Bıçağı kısa bir süre içerisinde belirgin etkiler sergileyebilirdi.
Ancak yin gücü pratiği yapmak sadece zaman gerektirmiyordu bunu yerine birisinin savaşta yeteneğini arttırmasına da yardımcı olmuyordu.
En başında düşük dönüşüm oranıyla bir santimetre nüfuz edebilmesi övgüye değer bir başarı olurdu. Büyük yaratıkları avlamak birisinin yeteneğini geliştirmek yerine zayıflatırdı.
Büyük yaratıklar için derileri bir santimetreden daha kalındı. Yin gücü ile birlikte birisi derisine bile nüfus edemezdi. Bu sırada birisinin gücü neredeyse yarı yarıya düşerdi. Bu yüzden bu yetenek tamamen işe yaramazdı. Ve açıkça söylemek gerekirse bir emiciydi.
Yin gücünü pratik yapan çok az insan vardı ve hatta daha azı başarışı oluyordu. Tie Yi öyle harika bir kondisyona sahipti ki iç organları yüzün üzerindeki darbelere bile dayanabilecek yeterlilikte sertliğe sahipti. Eğer rakibi Han Sen olmasaydı kondisyon indeksi yüzün üzerindeki birisi eğer dönüşüm oranı yüzde doksan beşin altında olursa Tie Yi’yi gerçekten yaralayamayacaktı.
Yüzde seksen dönüşüm oranı zaten çok nadirdi. Tie Yi daha önce bu kadar güçlü bir yin gücünü hayatı boyunca görmemişti bu yüzden Han Sen’in en başında onu yaralayabilmesi için hiçbir yolunun olmadığını düşünmüştü.
Han Sen Tie Yi’ye art arda vururken onun iç organlarını gizlice yaralıyordu. Yin gücü kolayca tespit edilemezdi ve birisinin güçlü saldırılar altında acı çekmesi çok normaldi bu yüzden Tie Yi hiç dikkat etmemişti.
Tie Yi güç kullandıktan sonra yaralı iç organları çökmüştü. Bu yüzden Han Sen’e ona hareket etmemesini söylemişti. Eğer Tie Yi doğrudan doktora götürülseydi sonuçları ağır olmayacaktı
Ancak Tie Yi iç organlarının yaralanmalarını kötüleştiren saldırmayı tercih etmişti. Birkaç ay dinlenmeden tekrar ayağa kalkmayı başaramayacaktı.
Sağlık ekibinden doktorlar gözlerinin beyazlıklarını kontrol edip hızlıca Tie Yi’yi taşıdıkar, Han Sen’i tezahüratlar ve alkışlamalar ile sahnede tek başına bıraktılar.
Hiç kimse böyle inanılmaz bir yolla yenilmez Mavikan Kaplan’ının yenileceğini hayal etmemişti.
Tie Yi’nin Han Sen’e vurmasına izin vermesi cehalet ve kibir belirtisi olarak görülürken Han Sen bir gecede güneybatı galaksisinin bir kahramanı ve şanı haline gelmişti.
Han Sen’in performansı birçok gerçek ustayı şaşırtmıştı. Doğal olarak Han Sen’in Tie Yi’yi yin gücü kullanarak iç organlarından yaraladığını söyleyebilirlerdi. Ancak Tie Yi’nin pratik yaptığı Süper Elmas Bedeni ilk aşamada olmasına rağmen iç organlarını güçlendirmiş olmalıydı. Yüzün üzerindeki bir güç olmadan yin gücünü bırak yang gücü bile Tie Yi’nin kalbini doğrudan yaralayamazdı.
Han Sen yüz on civarı kondisyon seviyesine sahipti. Tie Yi’yi bu şekilde yenebilmesi gerçeği yin gücünü pratik yapmada inanılmaz bir yeteneğe sahip olduğunu göstergesiydi.
Şu anda aralarında birçok Üstün’ün bulunduğu üst düzey askerler ile birlikte kimse yin gücünü Han Sen’den daha iyi kullanabileceğini söyleyemezdi.
Birçok Üstün Han Sen’e saygıyla bakıyordu. Yin gücünü pratik yapmak için sıkılmadan dayanabilen bir genç adam hiçbir şekilde sıradan birisi olamazdı. Onun azmi ve kararlılığı herkesin adını hatırlaması için yeterliydi.
Son savaş Güneybatı Asker Kral unvanı için Han Sen ve Zheng Yuze arasındaydı. Üçüncülük dövüşü Tie Yi ciddi bir şekilde yaralandığından iptal edilmişti.
Han Sen’in Zheng ile savaşmasını kolaylaşıtran Tie Yi ile savaşında hiç çaba harcamamıştı.
Zheng Yuze Han Sen kondisyonunu arttırmak için tüm yöntemleri kullandığında Han Sen ile aynı kondisyona sahipti. Ek olarak Zheng Yuze iyi bir savaşçıydı bu yüzden Tie Yi’yi saçma bir şekilde yenen Han Sen karşısında dikkatsiz davranmayacaktı. Zheng Yuze çok dikkatliydi ve en başından savunma pozisyonu almıştı, Han Sen’e olan saygısını göstererek Han Sen’in enerjisini tüketerek bir kez savaşmış olan onu yenmeye çalışıyordu.
Bu şekilde Han Sen öğrenmiş olduğu yetenekleri göstermek için mükemmel bir fırsat yakalamıştı.
Yedi Ecel, Çift Bıçak, Yanıltma ve diğer yetenekleri o kadar harikaydı ki askerlerin hepsi şaşırmış ve daha ve daha yüksek alkışlamışlardı.
Gözlerindeki gerçek usta Zheng Yuze ne başından kaybetmişti.
İkisi de benzer kondisyonlara sahipti ya da Zheng Yuze daha da güçlüydü. Ancak dövüş sanatları yetiştirmesi açısından Han Sen açık ara daha yüksek bir seviyedeydi. Zheng Yuze Han Sen’in liderliğin takip ediyordu. Kazanmak için hiçbir umudu olmadan sadece pasif davranabilirdi.
‘’Günümüzde daha ve daha az genç insan kendisini gerçekten dövüş sanatlarına adıyor. İnsanların çoğu sanatlar yerine sadece yeteneklerini geliştirmeye odaklanmış durumda. Bu yüzden asla yüksek seviyelere ulaşamıyorlar. Bu Han Sen gerçekten iyi, gerçek bir usta gibi görünüyor. Kesinlikle harika bir geleceği var’’ general onaylayarak söyledi.
Sekreter içinden çarpık bir şekilde gülümsedi. General Han Sen’i ne kadar çok severse onun hatası o kadar büyüyordu.
Ancak sekreter general tarafından eleştirildikten sonra hatalarının üstünü örtmeyi bırakması bunun yerine gelecekte benzer hataları yapmaktan kaçınması gerektiğini fark etti.
Hiç şüphe olmadan Han Sen Zheng Yuze’yi yendi ve yeni Güneybatı Asker Kral’ı oldu. Zheng Yuze başından sonuna kadar etkili bir şekilde karşılık verememişti. İki kişi hiçte aynı seviyede değildi.
Aslında Zheng Yuze Han Sen tarafından Tie Yi ağır yaralandığından başlangıçtan beri korkuyordu. Zheng Yuze her zamanki performansını sergileyemeyecek kadar çok çekingendi. Eğer aşırı savunma yapmak yerine her zamanki gibi savaşsaydı Han Sen bu kadar pürüzsüz kazanamayabilirdi.
Güneybatı Asker Kral unvanı yılda bir verilmesine rağmen özellikle Han Sen Mavikan’ın Kaplanı Tie Yi’yi yenerek kazanması gerçeğinden hala çok değerliydi.
Generalin kendisi kişisel olarak Han Sen’e madalya ve sertifika verdi. Ne yazık ki Han Sen’i biraz üzen ödül olarak maddi ya da malzeme olarak hiçbir şey yoktu.
Yarışmaya katılan askerler birliklerine geri döndüler ve diğerlerine Han Sen’in Tie Yi’yi nasıl yendiğini anlattılar ve büyük bir onur olan Güneybatı Galaksisinde neredeyse herkesin Han Sen’in adını bilmesini sağladılar.