Super God Gene - 0513
Çevirmen: Kylerxy Redaktör: Reira
Yılan Balığı Kral
Ç.N: Burada geçen eel= yılan balığı değil, Snake Fish yazmışlar ne kastediyorlar anlamadım.
Han Sen buz mağarasında saklanıyordu, durumu boşluktan gözlemlemeye devam ederken eti ısırıyordu.
Çok sayıda yılan balığı buz nehrinden tırmanmaya başlamıştı ve buzla kaplı plaja ulaşmışlardı. Gittikçe daha fazla balık geldi ama kimse ne yapmaya çalıştıklarını bilmiyordu. Siyah Tanrı Shelter’a binden fazla insan toplamıştı ve gelen yılan balıklarını avlıyorlardı.
Yılan balığı deniz yılanları gibi görünüyordu. Aslında yılanlardan farklıydı, dişleri yoktu.
Sümüksü olduğundan silahlar bedenleri üzerinde kolayca kayabilirdi. Eğer birisi yaratık tarafından yakalanırsa karnındaki keskin pullar birisinin kemiklerini bile kırabilirdi.
Eğer devasa bir yılan balığı grubu avlanıyorsa küçük sayıdaki insan grubu kolayca yılan balığı tarafından kuşatılır ve öldürülürdü. Sıradan insanların onları öldürme şansı yoktu. Sadece Siyah Tanrı gibi büyük güçlerin organize ettiği yılan balığı avlama etkinliğine katılabilirlerdi.
Kutsal kanlı yılan balığı kralı ortaya çıkmamasından dolayı Siyah Tanrı dahil yüzün üzerinde kondisyon seviyesi olan evrimleşiciler harekete geçmedi. Tek yaptıkları sahildeki yaratıkları avlamak için bin tane evrimleşiciye liderlik yapmaktı.
İlkel yılan balıkları tamamen siyahtı. Bazen sırtlarında altın aslan olan bazı büyük yılan bakıları vardı ki bunlar da mutant olanlardı.
Han Sen kutsal kanlı balık kralını görmemişti ama balık kralının ilkel olanlardan bile daha ufak boyutta olduğunu duymuştu. Muhtemelen sıradan bir kobra boyutundaydı.
Bu yüzden Han Sen, kutsal kanlı yılan balığını çalmak istiyordu. Eğer daha büyük olsaydı, çaldıktan sonra onu kaldıramazdı. Kutsal kanlı yılan balığı mükemmel boyuttaydı.
Kıyaya çıkan yılan balıklarının okyanusa geri dönmesi için iki üç günü vardı bu yüzden Han Sen acele etmedi.
Buz mağarasının içerisindeki soğuğun onun üzerinde pek etkisi yoktu. Ancak sürtünmeden rahatsız olmuştu ve hareket edemediğinden kendisini daha iyi hissetmek için Jadeskin kullanmak zorunda kalmıştı.
Şansına yılan balıklarının kıyıya gelmesinden sonra ikinci gün Han Sen kalabalığın arasında bağırışlar duydu. Hızlıca boşluktan baktı ve kıyıya büyük bir yılan balığı sürüsü geldiğini gördü. Sürünün üzerinde ufak koyu kırmızı yılan balığı başı duruyordu. Kırmızı yılan balığı 2 metreden biraz daha uzundu. Sürünün tepesinde dururken sırtında kafasının üstünde bir çift kanat ya da yüzgeç vardı. Yüzgeçler hareket ettikçe garip bir ses çıkarıyordu.
“Kutsal kanlı yılan balığı kralı sonunda ulaştı!” Han Sen aniden heyecanlandı, dışarıdan durumu gözlemliyordu. Bir kez fırsata sahip olduğunda, ileri gidecek ve yılan balığı kralını yakalayacaktı.
Kaçmak için rotayı bile planlamıştı. Şu anda yılan balığı sezonuydu. Yılan balığının ulaşabilmesi için okyanusun yakınlarında başka yaratık yoktu.
Han Sen yılan balığı kralını aldıktan sonra okyanusa koşacaktı. Gümüş yılan balığını sürerken kolayca kaçabilirdi. Siyah Tanrı Shelter’den birçok insana gelince onu yakalayamazlardı ve gitmesini izlemek zorundaydılar.
Yılan balığı kralı ortaya çıktıktan sonra diğer yılan balıkları daha da çıldırarak karaya koştu. Siyah Tanrı Shelter’in gelişmiş savaşçıları sonunda harekete geçti. Kondisyon indeksi yüzün üzerinde beş ya da altı evrimleşici Siyah Tanrı liderliğinde balık kralına doğru ilerledi.
Diğer insanlar pozisyonlarını korumaya devam etti, diğer yılan balıklarını öldürmeye devam ettiler. Hiç gergin görünmüyorlardı. Açıkça oldukça deneyimliydiler.
Siyah Tanrı ve takipçileri koştu ve ilkel yılan balıkları onları hiç engelleyemedi. Çok geçmeden yılan balığı kralına yaklaştılar. Yılan balığı kralı garip bir ciyaklama yaptı ve kendisini havaya sektirdi. Yüzgeçleri hareket ediyor, gökyüzüne bir kuş gibi uçuyordu.
Küçük kanatları çok ufaktı.. Başını sırtının üzerinde biraz daha büyük bir çift kulak gibi görünüyorlardı. Beklenmedik bir şekilde kanatlar ile uçabiliyordu.
Siyah Tanrı ve geri kalanlar yılan kralını kuşattılar. Silahları ile vurdukları zaman silahları açık bir şekilde kaydı. Kısa bir süre içinde yaratığı öldüremeyeceklerdi.
Yılan balığı kralının üzeri bir ilkel yılan balığından yüz kat daha sümüksüydü. Kutsal kanlı canavar ruh kılıcı olsa b ile bedeninde kayacak ve hiçbir iz bırakmayacaktı.
Siyah Tanrı’nın Kasırga Bıçağı onun üzerinde işe yaramıyordu, bu da Han Sen’i oldukça şaşırtmıştı. Eğer yılan balığı kralını yaralayamazsa, Siyah Tanrı ve geri kalanlar geçmiş yıllarda onu nasıl öldürmüştü?
Bu insanlar özel bir yöntem kullanmamışlardı bunun yerine ilkel yılan balığını öldürürken birlikte yılan balığı kralına yaklaştılar.
Bir süre sonra Han Sen ne yapmaya çalıştıklarını anladı. Bu yılan balığı kralı uçabilse de açıkça küçük kanatları daha fazla enerji harcadığından uzun süre havada kalamazdı.
İlk uçtuğu zaman havada yaklaşık on beş dakika kalabilmişti. Ancak yavaş yavaş havada kaldığı süre azalıyordu ve karaya inmek zorunda kalıyordu.
Havada iken hiçbir güç uygulama noktası yoktu. Ancak karaya indiği zaman güç uygulayabilmek için bazı noktalar vardı. Silahlar tekrar tekrar o bölgeyi kestiğinde kolayca kaymayacaktı.
Yarım saatten uzun bir süre izledikten sonra Han Sen yılan balığı kralının gittikçe zayıfladığını fark etti. Bunun onun için bir fırsat olduğunu biliyordu, dışarı da ki karı çekti ve buz mağarasından çıktı.
Şu adan yılan balığı kralını avlamak için en önemli andı. Çünkü yılan balığı korkmuştu ve çığlık atmaya devam ediyordu ki bu da yılan balığı sürüsünün daha da çıldırmasına neden oluyordu. Herkes yılan balığını avlamak için elinden geleni yapıyordu ve kimsenin diğer insanlara bakmak için enerjisi yoktu.
Ek olarak çoktan alanı temizlemişlerdi ve sahile giden yolu kapamışlardı bu yüzden kimse onun dışarıdan birisi olduğunu beklemezdi.
Han Sen binlerce insanın arasına daldı ve kimse onun dışarıdan birisi olduğunu fark etmedi. Han Sen rastgele birkaç yılan balığını öldürdü ve yavaş yavaş yaklaştı.
Siyah Tanrı ve diğerleri onun okyanusa kaçabileceği korkusu ile farklı yönlerden çoktan yılan balığı kralını daire içerisine almışlardı. Yılan balığı kralının uçması gittikçe zorlaşıyordu. Ölmek üzere gibi görünüyordu.
Bir kez uçma yeteneğini kaybettiği ve sadece zeimnde sürünebildiği zaman onu öldürmesi çok kolay olacaktı.
Han Sen yavaş yavaş Siyah Tanrı ve yoldaşlarına yaklaştı, gözlerini onların hareketlerine odaklamıştı. Han Sen bunun iyi bir fırsat olduğunu düşündü. Eğer burada Siyah Tanrı’yı öldürebilirse o zaman Siyahtanrı Shelter’in artık lideri olmayacaktı ki bu da shelter’i daha kolay fethetmek anlamına geliyordu.
Başlangıçta Han Sen yılan balığı kralını çalmak istiyordu. Şimdi Siyah Tanrı’ya suikast yapma fırsatı yakaladığından, gitmesine izin vermeyecekti. Han Sen ilk önce Siyah Tanrı’ya odaklandı.
Çok geçmeden yılan balığı kralı artık uçamıyordu. Siyah Tanrı çok sevinmişti, bir fırsat yakaladı ve ikiye kesmek için koştu.
Ç.N: Bu buz sahası nasıl yaratık kıtlığı çekiyor anlamadım Han Sen buraya geldiğinden beri en az 7-8 saten kutsal kanlı gördü her yer mutant zaten demek ki buradan çıksa adımını attığı yer kutsal kanlı olacak….