ArazNovel
  • Manga
  • Novel
Gelişmiş
Giriş yap Kayıt Ol
  • Manga
  • Novel
  • Aksiyon
  • İsekai
  • Shounen
  • Dram
  • Yaşamdan Kesit
  • Macera
  • Manga
  • Daha
    • One shot
    • Mecha
    • Josei
    • Harem
    • Bilim Kurgu
    • Webtoon
    • Fantastik
    • Seinen
    • Ecchi
Giriş yap Kayıt Ol
Prev
Next

Sword Art Online - C1Bölüm 01-1

  1. Ana Sayfa
  2. Sword Art Online
  3. C1Bölüm 01-1
Prev
Next

Çevirmen: Arda    Düzenleyen: Arda    Son Kontrol: Uyku

Gri bir kılıç omzumu kesti.

Görüşümün sol üst çaprazındaki ince çizgi yavaşça azaldı. O anda tam kalbimin üstünden soğuk bir el geçti.

“YP* Barı” diye adlandırılan mavi çizgi, yaşam gücümün görsel bir hâliydi. %80’i hâlâ doluydu. Hayır, aslında kurmam gereken cümle bu değildi. Şu an ölüme %20 daha yakındım.

*YP: Yaşam Puanı

Daha düşmanımın kılıcı hareket etmeden geriye doğru kaçındım.

“Haaa…”

Kendimi sakinleştirmek için derin bir nefes aldım. Bu dünyadaki [Beden]’in oksijene ihtiyacı yoktu ama öteki taraftaki… daha doğrusu gerçek dünyadaki bedenim de aynı anda derin bir nefes almıştı. Ellerim ter gölü olacak ve kalbim yerinden çıkacaktı.

Tabii ki de.

Gördüğüm şey 3 Boyutlu olarak işlenen bir sanal gerçeklik, azalan bar da vurduğum hasarı gösteren birkaç sayıdan ibaret olsa bile, hayatım için savaştığım gerçeği değişmiyordu.

Böyle düşündüğünüzde bu savaş birdenbire adaletsizleşiyor. Çünkü önümdeki [Düşman] ーboğukça parlayan kollara sahip, koyu yeşil pullarla kaplı, kertenkele kafasına ve kuyruğuna sahip bir insanımsıー hem yaşamıyordu hem de insan değildi.

O, ne kadar öldürülürse öldürülsün sistemin yerine yenisini getireceği dijital bir varlıktı.

-Hayır.

Kertenkele adamı kontrol eden Yapay Zeka, her geçen saniye hareketlerimi öğreniyor ve onlara daha iyi karşılık vermeye başlıyordu.

Ancak bu veriler, varlık öldükten sonra bu alanda yeniden doğacak olan diğer bir varlığa geçmek yerine yok oluyorlardı.

Yani bir bakıma bu kertenkele adam da canlıydı. Bu dünyada yaşayan eşsiz bir varlıktı.

“… değil mi?”

Kendi kendime mırıldandığım şeyleri onun anlamasının imkânı yoktu ama kertenkele adam ([Kertenkele Lordu] olarak bilinen 82 Seviye bir canavar) çenesindeki uzun dişlerini göstererek tısladı ve gülümsedi.

Bu gerçeklikti. Bu dünyadaki her şey gerçekti. Sanal gerçeklik ya da bir sahtecilik falan yoktu.

Sağ elimdeki tek elli kılıcı bel yüksekliğime çektim ve düşmanımı izlemeye başladım.

Kertenkele adam sol elindeki kalkanı ileri, sağ elindeki palayı geri çekti.

Gölgeli zindana doğru soğuk bir nefes üfledi ve meşalenin alevi tutuştu. Islak zemin yanıp sönen meşale ışığını yansıttı.

“Kraaah!!”

Kertenkele adam heybetli bir çığlık ile sıçradı. Palası keskin bir hilal çizerek bana doğru süzüldü.

Kör edici turuncu bir ışık kılıcın arkasında iz olarak kaldı. Eğik kılıç yüksek seviyeli tek vuruşluk kılıç yeteneği [Öldürücü Hilal].  Yeniden kullanılabilen ve 4 metreyi 0.4 saniyede kapatan korkutucu bir kılıç yeteneğiydi.

Ancak bu saldırıyı yapacağını biliyordum. Yavaşça Yapay Zeka ile aramı açarak bu saldırıyı yapması için onu yemledim. Kertenkele adama yaklaştım. Beynim, burnumun birkaç santim ilerisinden geçen palanın bıraktığı yanık kokusunu algıladı.

“… Ha!”

Kısa bir haykırış ile kılıcımı yatay olarak salladım. Kılıç gök mavisi ışık ile kaplandı ve kertenkele adamın yeterince korunmayan midesini kesti. Kan yerine parlak kırmızı bir ışık ortaya çıktı. Hafif bir çığlık duyuldu.

Ancak kılıcım durmadı. Sistem bana programlanmış hareketlerde yardımcı oldu ve sonraki saldırıyı normalde imkânsız olacak bir hızda yaptı.

Bu, bu dünyadaki savaşların en önemli elementi; [Kılıç Yeteneği].

Kılıç, kertenkele adamın göğsünü sağdan sola doğdu hızlıca kesti. Bedenimi daire şeklinde eğdim ve üçüncü saldırım öncekinden daha da derin bir şekilde kertenkele adamı kesti.

“Raarrgh!”

Kertenkele adam büyük bir yeteneği yaparken başarısız olduğundan dolayı geçirdiği kısa süreli sersemlikten kurtulur kurtulmaz öfkeyle ya da belki de korkuyla bağırdı ve palasını havaya, yükseğe kaldırdı.

Fakat saldırılarım daha bitmemişti. Sağa doğru süzülen kılıcım birdenbire, sanki zorlanmış gibi, sola ve yukarıya döndü ve kalbine, kritik noktasına saplandı.  Ardı ardına yaptığım saldırılardan oluşan gök mavisi dörtgen parladı ve dağıldı. Yatay, ardışık ve 4 vuruşluk bir yetenek, [Yatay Dörtgen].

Saf ışık zindanın içinde parladı ve söndü. O sırada, kertenkele adamın üstündeki YP barı tek bir iz bile bırakmadan yok oldu.

Koca beden uzun bir iz bırakarak düştü. Ardından hantalca durdu. Bir bardağın kırılma sesine benzer bir sesle sonsuz çokgenlere bölündü ve kayboldu.

Bu, bu dünyada [Ölüm] idi. Ani ve kısaydı; tek bir iz bile bırakmayan mükemmel bir yok oluştu.

Kazandığım tecrübe puanlarına ve düşen eşyalara önümde beliren mor yazıdan baktım. Ardından kılıcımı, sırtımdaki kınına koymadan önce sağa ve sola salladım. Birkaç adım geri gittim ve arkama zindan duvarına alarak yavaşça aşağı inmeye başladım.

Tuttuğum nefesimi ve verdim ve gözlerimi kapattım. Şakaklarım zonklamaya başladı. Muhtemelen uzun süren savaş yüzündendi. Kafamı birkaç kez salladım ve acıdan kurtulup gözlerimi açtım.

Görüşümün sağ üst köşesindeki saate göre, saat 15’i çoktan geçmişti. Labirentten çıkmalıydım yoksa hava kararmadan şehre varamayacaktım.

“… Başlasam mı?”

Dinleyecek kimsem yoktu ama konuştum ve yavaşça kalktım.

Bugünlük işim bitmişti. Nasıl olduysa bugün de ölümün pençesinden kaçmıştım.  Kısa bir dinlenişten sonra yarın yine savaş ile dolu olacaktı.

%100 kazanacağınızdan emin olmadığınız bir savaştayken hazırladığınız güvenlik ekipmanları savaşın sonucunu belirlerdi. Şans meleğinin ne zaman size sırt çevireceğini bilemezdiniz.

Problem, oyun ben maçı ası çektikten sonra mı yoksa çekmeden önce mi [Temizleneceği] idi.

Eğer hayatınıza değer veriyorsanız, köyün tekinde kalıp birilerinin oyunu temizlemesini beklemek en akıllıca seçim olurdu. Fakat ben her gün, tek başıma, ön saflara gitti. Ben, VRMMO’lardaki sayısız savaşa girerek yeteneklerini geliştirmeye bağımlı olanlardan mıydım? Yoksa…

Kılıcıyla herkesin özgürlüğünü kazanacağını düşünen küstah bir aptal mıydım?

Yüzümde kendimi hor görmenin ufak gülümsemesi ile labirente doğru yürürken aklıma o gün geldi.

İki yıl öncesi.

Her şeyin başladığı ve bittiği an.

Prev
Next

Comments for chapter "C1Bölüm 01-1"

MANGA DISCUSSION

Discord

BELKİ BUNLARI DA BEĞENİRSİN

Light_Novel_Volume_6_Cover
No Game No Life
17 Mart 2023
mazinkaiser
Mazinkaiser
9 Kasım 2020
oni
Lovecome Like A Demon
9 Mayıs 2021
hyulla
Hyulla’s Race
12 Mart 2021
Tags:
Novel

©2020 ArazNovel Tüm Hakları saklıdır.

Sign in

Lost your password?

← Back to ArazNovel

Sign Up

Register For This Site.

Leave the field below empty!

Log in | Lost your password?

← Back to ArazNovel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to ArazNovel