Tensei Shitara Slime Datta Ken - Bölüm 131
Çevirmen: RoboCop Düzenleyen: ⚜Ápeiri⚜
Leon Önünde duran Rimuru’ya bakarken eski günleri hatırladı.
Bir shoujo görünümü ile cinsiyetsiz bir iblis lordu.
Slime olarak zayıf bir tür olmasına rağmen, geniş büyü kapasitesine sahip bir İblis Lorduna dönüştü.
Bir zamanlar kurtardığı kız Izawa Shuze kılığında ortaya çıkan eşsiz bir varoluştu.
Ve o Leon’un aradığı kızı tanıyan biriydi.
Düşündüğü zaman, bu kaderin tuhaf bir dönüşüydü.
Başka dünya’dan bir ziyaretçi olmasına rağmen, o önceki yaşamındaki anılarını hatırlayan inanılmaz bir olay olan bir ‘’reenkarnator’’ olarak geldi. Yetmezmiş gibi canavar olarak reenkarne oldu.
İşte Şeytan Lordu Rimuru: Bu dünyanın en güçlü türü olan King Dragon ile tanışan, kaderinde Leon’un hakkından gelmek yazılı olan ve zamanı geldiğinde mutlak güce kavuşmuş kişi.
Ama bunların hepsi başkası sağlamış gibi bağlantılı gözükmüyor mu?
Leon düşündü.
Bunların hepsi önceden belirlenmiş bir kader olabilir.
Her neyse, Leon aklından bu fikri çıkardı ve Chloe hakkında konuşmaya başladı.
Ortalama 300 yıl önce, Leon bu dünyaya gelmişti.
Bunun nedeni çağrılmaktan çok boyutsal bir bozulma yüzündendi.
O zaman Veldora çoktan hapsedilmiş ve Büyük Jura Ormanı tehlikeli ve girilmez bölge olmuştu.
Bu dünya sonunda biraz barış gördüğü zamanlarda, Leon bu dünyaya geldi.
O zamanlar yaklaşık 10 yaşındaydı.
Ancak birisini korumak zorundaydı. Onunla birlikte buraya gelen genç kızı . Chloe O’Bell’i
O kız Leon’un çocukluk arkadaşıydı, en iyi arkadaşı. Onu kız kardeşi gibi seviyordu, her şeyiyle.
Bu yüzden Leon, bedeni büyü tarafından yıkılıyor olsa bile iradesiyle bunu bastırdı.
Güçlü iradesi ve duygularıyla, 10 yaşından küçük bir oğlan içindeki ağır büyüyü kontrol etmeyi başarmıştı. Ve eşsiz yetenek ‘’Gardiyan’’ elde etti.
Kız ondan daha küçük ve onu koruma arzusu içinde böyle bir gücün uyanmasını sağladı.
Hepsi bu kadar da değil. Bir ‘’Hero’s egg’’ elde ederek, bir miktar koruma enerjisi elde etti.
Genç yaşta bile, Leon kahraman niteliklerine sahipti.
[Tamam. Çünkü Chloe’yi koruyacağım.]
Leon durmaksızın ağlayan genç kızı bir gülümseme ile neşelendirdi.
Ama , Leon’un kucağındaki kız aniden yok oldu. Koruma gücüne sahip olmasına rağmen.
Böylece Leon, Chloe’yi aramaya başladı.
Yıllar geçmesine rağmen Leon, Chloe’yi aramayı asla bırakmadı.
Belki gerçek dünyalarına geri dönmüştü. Leon bunu düşünmeye başladı.
Ancak gerçek dünyalarında bile Chloe’yi koruyacak kimsesi yoktu. Eğer Leon korumazsa kim onu koruyacaktı?
Öyleyse yapması gereken şey onu tekrar uraya çağırmaktı.
Zaman ve mekan atayarak kişiyi çağırma büyüsünü öğrendi.
Olağanüstü zekasıyla Leon büyüyü inanılmaz bir hızla öğrendi. Hepsi yalnız bir kızı çağırma ve onu korumak içindi.
Ancak sonunda başarısız oldu.
Dahi Leon bile bunun ötesinde büyülü güç kullanamıyordu.
Yinede Leon vazgeçmedi ve aramaya devam etti.
66 senede bir denenebilen aşırı bir büyü, bunu başarmak için dünyayı dolaştı.
Perilerden bir kahramanı tescillemeyi öğrendi. Ama bu o kadar işe yaramazdı ki Leon öfkeden çıldırdı.
Leon 8 büyük ruh elde etti ve büyük bir sorun teşkil etmediğinden yoluna devam etti.
İnsan bilgeliğinin zirvesine ulaştığında İblis lortlarından biri oldu.
Leon bilgiye açlığı sınır tanımıyordu; Chloe’yi geri çağırmak için her şeyi yapardı.
Böylece yaşamaya devam ederken yüksek iblisleri yok etmeye ve Bilgeliğini artırmaya devam etti.
Ayrıca bazıları onu astı olmak istemeye başladı, onun işine müdahale etmedikleri sürece istedikleri gibi yapmalarına izin verdi.
Zaman geçtikçe, Leon’un astı olmak isteyenleri sayısı artmaya başladı ve o küçük bir bölgeye sahip oldu.
Leon kendine hiç öyle demedi, ama ona ‘’Platin Şeytan’’ diyorlardı.
Çok geçmeden, ismi İblis Lordu adıyla bağdaştırıldı. Ama bunlar Leon’un umurunda bile değildi.
Onun için onunla savaşmaya gelen bilge şeytanlardan bilgi elde etmek daha önemliydi.
Ve ilk defa tehdit olarak sayılabilecek bir varlık Leon’a saldırdı.
‘’Lanetli Lord’’ Kazalim, Leon’un İblis Lordu adı onu rahatsız etti, bu yüzden onu ortadan kaldırmaya geldi.
Leon’da ‘’Hero’s egg’’ olmasına rağmen ‘’Lanetli Lord’’ Kazalim zorlu bir rakipti.
Yüzeysel saldırılar Ölümsüzlerin Kralı Kazalim’in üzerinde etkisizdi, Leon’un savunma odaklı geliştirdiği yetenekleri Kazalim’e bitirici darbe vuramazdı.
Diğer taraftan, Kazalim Leon’u zor bir rakip olarak görüyordu. Demir bir duvar gibi savunmayı kırmak zordu yaptığı bütün lanetler boşunaydı.
İki tarafında belirleyici bir faktörü olmadığından çıkan savaş birkaç gün sürdü.
Ancak sonu hayal kırıklığıydı.
Yumurtası çatladı.
Leon’un içindeki gerçek duygularını emen ‘’Hero’s Egg’’ açıldı.
Leon uyandı ve gerçek bir kahramana dönüştü.
Hem İblis Lordu olan hem de kahraman olan kişi Leon Cromwell.
Leon’un uyanan yeteneği, Nihai yetenek ‘’Saflık Kralı Metatron’’.
Güç, büyü, aura ve yeteneklerin içindeki saf enerjiyi çeken bir yetenek.
Karmaşık becerileri kullanan Kazalim için olabilecek en kötü eşleşmeydi.
Altıgen lanetli kanı, çürümüş çamur ve mikroorganizmaları, sihirli su kemikleri.
Kazalim’in bütün vücudunu oluşturan parçalar nihai yetenek ‘’Saflık Kralı Metatron’’ titreşen kutsal ışığı altında parçalandı.
Hiçbir direniş gösteremeden, ‘’Lanetli Lord’’ Kazalim Leon tarafından yok edildi.
İronik bir bükülme ile, Leon İblis Lordu yendiğinden gerçek bir İblis Lordu olarak kabul edildi. Ve Leon bunu iyi bir şey olarak saydı.
Kazalim’in kalesinde bir deneme tesisi kuruldu.
Bir deneme tesisi dışında yaşayacağı yer olarak kullanmaya başladı.
Chloe başarıyla çağrıldığında, ona yaşayabileceği bir yer vermesi gerekiyordu. Bu yüzden kendisi toprak almaya karar verdi.
Ve Güneybatıda yeni topraklar keşfetti.
Olağanüstü büyüsünü hiç çekinmeden ekolojiyi değiştirmek için kullandı.
Ve böylece, Altın Şehir El Dorado tamamlandı. Ancak Leon sadece Kazarim’in kalesinde kendini araştırmaya adadı.
Leon başarısız oldu, ve Izawa shizu’yu çağırdı.
Durumu basit bir bakış ile anlaşılabilirdi.
Leon aksine, Bu siyah saçlı kız ağır yaralıydı ve yakında ölecekti.
Başarısız çağrısından dolayı, bu kız yakında sihir yüzünden vücudu çökecekti.
Ancak, yaş olarak başarılıydı. Leon’u memnun etti. Dahası çağrısı olmasaydı bu kız ölmüş olabilirdi.
Leon biraz sıkıntıdaydı. Bu yardımsız bırakmak küstahça olurdu. Sonuçta onu kendi zevkine göre çağırmıştı.
Kız sonuç olarak kurtarıldıysa, bunun nedeni Leon’un çabaları değil, onun şansıydı.
Ve Leon böyle düşündü.
Ve bu yüzden,
[Çöp olduğunu düşünmeme rağmen ateşle uyumlu gözüküyorsun.]
Bunu söyledikten sonra, ‘’Ateş Devi’’ İfrit belirdi ve küçük kıza girdi. Ramiris’in zindanından çalınan büyük bir ruh artık faydalı oldu.
Kız stabilize edildi ve ölümün pençelerinden kurtuldu.
Bundan sonrası kızın şansına bağlıydı.
Bu Leon’un eylemlerinin sonucu değil kızın kendisi kendi yolunu oluşturması gereken kişi.
Buna ek olarak, Leon bu kızla ilgilenmeyi göze alamazdı.
Leon, Leon’du, kız kızdı; ve kendi hayatını oluşturmak zorunda. Soğuk gibi durabilir ama bu ormanın kanunu.
Leon bunu iyice düşündü ve bu kızın yükünü taşıması için hiçbir neden yoktu.
O zaman, Leon bu eylemlerinin böylesine tuhaf bir kader gobleni oluşturacağını fark etmemişti.
Ve böylece, kader dokumacısı bir başka desen daha döndürmüştü.
Leon’dan önce genç bir çocuk ortaya çıktı.
Bu genç çocuk kendine Kagurazaka Yuuki diyordu.
Bu genç Özgürlük Derneği’nin kurulmasının Leon’a faydalı olacağını söyledi.
Anlaşılan Leon’un yasadışı yollarla ‘’Başka Dünyalı’’ genç bir kız aradığını duymuş.
Kendinden emin bir şekilde Leon’un aradığı kızı bulmasına yardım edebileceğini söyledi.
Bir anlık hevesle, Leon buna müsaade etti.
Öyle ya da böyle, başarılı olsa da olmasa da bir şey kaybetmezdi.
Ne kadar yıl sürecekse sürsün, Chloe’yi elleriyle başarılı bir şekilde çağırmaya kararlıydı.
Potansiyel bir zarar olmadığından denemeye karar verdi ve Chloe’nin özelliklerini aktardı.
Bunu düşündüğünüzde, bu onun için en büyük hataydı.
Kagurazaka Yuuki çağırmada başarılı oldu.
Chloe O’Bell.
Yuuki onu çağırmayı başardı.
Başka dünyadan değilde daha çok Leon’un ve Chloe’nin bu dünyaya ilk geldiği andan itibaren.
Başka bir değişle, Yuuki’nin isteğini reddetse, her şey farklı olabilirdi.
Chloe, Yuuki tarafından çağrıldı, Rimuru adlı canavarla tanıştı ve Hinata ile birlikte geçmişe gitti.
Mükemmel dünyanın yasalarına hapsolmuş Chloe, bütün dışarıdan gelen müdahaleleri engellerken kendi nihai yeteneğini uyandırdı.
Yuuki olmasaydı, Leon çağrısı başarılı olmuş olacaktı.
Ancak bu önceden belirlenmemişti.
Bu yüzden Leon başarılı olacak ya da olamayacağı önemli değildi.
Çünkü şuan gelecek için endişelenmelilerdi.
Leon’un hikayesi bitti.
Karaçay da soğudu. Biz konuşurken zaman bayağı geçmiş.
Daha doğrusu, Leon’un Chloe’yi çağırmaya çalıştığı beklenmedik bir şeydi.
Kahramanlar birliğine saldırdığında, söylemekten kaçınması gereken böyle tuhaf bir bahanesi varmış.
Ve böylece karar verdi —- Bunu hiç söylemese de—- Shizu san’ı gelen kahramanın bakımına bırakmak için geri çekilmişti.
Bunu düşündüğünüzde anlaması çok kolaydı.
Leon’un bilmesi mümkün olmasa da, bunların hepsi Chloe’nin yeteneği tarafından oluşturulan önceden belirlenmiş bir uyumdu.
Leon’un anılarındaki bilgi eksikliğini tamamlamak için kendi tarafımı anlattım.
Chloe ve Yuuki ile aramızdaki olayları.
Bir de, Hinata ve Ruminas’ın şu anki kahramanı Chloe hakkında söylediklerini.
Leon söylediklerime inanmıştı ve sadece kendi bildiği bilgileri paylaşmıştı.
Ve son soğuk çay içildikten sonra,
[Başka değişle, Chloe Yuuki’nin kontrolü altında.
Eşsiz yeteneği ‘’Üç mutlak emir’’ Chloe Yuuki’ye karşı çıkamadı.
Ruminasla birlikte Yuuki’yi yakalamaya çalıştık. Ama bunu öngördü ve kaçtı.
Bundan sonra Yuuki harekete geçtiğinde onunla savaşacağız.
Bizim diğer görevimiz Chloe’yi kurtarmak, işbirliği yapmamız mümkün mü?]
Konuya geldim. ( YA RABBİ ŞÜKÜR SONUNDA GELDİNİZ BİLDİĞİNİZ UNDERTALE ÖYKÜSÜ YAZDIM)
İblis Lord Leon’dan Yuuki’ye karşı kurduğumuz ittifaka davet etmeyi düşündü ve yaptım ama…
[Hmmph, özellikle işbirliği yapmak umurumda değil.
Tek dileğim Chloe’nin mutluluğunu korumak.
Ancak bu konuda bir engel varsa kaldırılması doğal değil mi?
Chloe’nin şimdilik en güçlü olup olmadığını bırakalım.
Ve senin işime yarayacağını nerden bileceğim?]
Görünüşe göre incelikle birbirimizin yeteneklerini en doğru şekilde kavramalıyız.
Pekala. İstediği buysa, ona daha önce Shizu san’ın istediği gibi bir darbe vuracağım.
[Peki! Anlıyorum.
Rahatsız edici sohbetleri bitirmekte iyiyim. Kendini hazırlarsan iyi edersin.
Ramiris’in aksine, yumruklarım genelde konuşmuyor!]
[Fufu, gel bakalım.]
Birbirimize güldük ve aynı anda durduk.
Eğitim alanlarına yöneldik. Shion ve Gümüş Şövalye Alrose önceden oradaydılar.
Leon liderliğinde saraya girdik. Hobilerinden yapılmış heykeller ve koridorlar salonları süslüyordu, cam duvarlar dışarıdaki manzarayı gözden geçirmeye izin veriyordu.
Bu fevkalade özenli bir saraydı. Tabi ki bunu söylemiyorum ve Leon’un arkasından sessizce takip ediyorum.
Eğitim alanlarına vardık.
Duvarların bir tarafına sihirli bir oluşum oyulmuş bu büyüyü ve enerjiyi emme ve yaymayı sağlıyor gibi gözüküyor.
Bu durumda biraz şiddet uygularsam sorun olmaz.
Ben de girerken gerekçeleri düşündüm.
[ah……]
İçeride, Shion yüzünde rahatsız edici bir görünüme sahipti.
Ve orada toz bezine benzeyen kişi sürekli seğiriyor ve sarsıcı Gümüş Şövalye Alrose gibi görünüyor.
Birden omurgama soğuk ter aktığını hissettim.
[Rimuru bu düşündüğün değil!
O ciddiydi! Ve böylece yanıt olarak ben de ciddileştim.
Ancak ışınlanmadan kaçınırken karıncalanma hissi ve saldırıya uğradım…
Fark ettiğimde Alrose-dono bu durumdaydı!
Bu da neydi ben bu durumdan derinden sorun yaşıyorum !!!!]
Bu bir mazeret mi?
Konuya ciddi bir şekilde bakmak istedim ama şimdi tam zamanı değildi.
Hızlıca bir tam iyileştirme iksiri çıkardım ve Alrose üzerine serptim.
Daha sonra nihayet Alrose içebilecek kadar bilinçli olunca bir şişe daha çıkarıp içirdim.
[B…bu benim yenilgimdi. Shion dono’nun bu kadar güçlü olacağını beklemiyordum…
Eğitimde kesinlikle eksikliği….]
Görünüşe göre iyi görünüyor.
Şimdi rahatladım, şimdi sıra sorun çıkaran çocuk Shion’da.
[Oi, Shion…]
Etrafa bakındığımda Shion anında küçüldü ve seiza oturuşu yaptı.
[Şimdi buraya gelme sebebimizi doğru bir şekilde anladın mı?]
[Ay, elbette. Biz buradayız… ‘’İblis Lord Leon ile dostane ilişkiler kurmak’’ için değil mi?]
Gerçekten anladı mı? Bazı sebeplerden dolayı, içime kurt düşüyor.
Peki, benim için belirli derecede arkadaşlık mutlulukla kabul edilebilir ama düşmanlık olmaz.
Biz buraya müzakere etmeye geldik ve karşı tarafın yoldaşının siyah ve mavi, sen ne düşünüyordun. Yok, muhtemelen hiçbir şey düşünmüyordun.
Shion’u eskort olarak seçmek benim açımdan bir başarısızlıktı.
Ingrasia Kralığınında yetki sahibi olarak Diablo’yu geride bırakmanın yanlış bir seçim olduğunu düşünmüyorum, ama bu beni Shion’dan başkasını getirememe neden oldu.
Sanırım karşı tarafın hala hayatta olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak şansımı kaybettim.
[Ah, Leon. Özür dilerim, astım astını dövmüş gibi görünüyor……..]
Kaçamaktan özür diledim,
[Hayır, bu benim basitçe olgunlaşmamış astımdı. Endişelenmeye gerek yok.
Ancak…. Bu ruh halimi gerçekten öldürdü.]
Evet, oldu.
Başlangıçta Leon’a grev yapmayı amaçladım fakat BU gerçekten inşa ettiğimiz yoğun ruh halini yoğun öldürdü.
[Ben, pek savaşma havasında değilim. Bunu başka bir güne saklayalım.]
[Fufu. Tamamdır. Sen ve ben bu olur mu ?]
[Ah, teşekkür ederim.]
Hatta, huh….
Görünüşe göre Leon arkadaşlık işini tek seferde bitirmek istemiyor. Bu tür bir duyguydu.
Görünen o ki, eylemleri her zaman konuştuklarıyla eşleşmeyen türden biri.
Bu yüzden Shizu-san…
Ancak… Durum buysa, bu Shion’un… Çabaları yüzünden kavga etmeden sona ermiş oldu.
Eğer arkadaşlığımızın doğuşu buysa, aslında işler çok iyi bitti.
Ancak… Bu olayın sonunda, yararlı bilgi alışverişi yaptık ve gelecekte işbirliği için onayımızı verdik.
Bununla birlikte bu sadece göz geçirilmesi gereken sözlü bir anlaşma.
Yine de bence Shizu-san’ın vasiyetine devam edeceğim.
Leon’a vurmamış olmama rağmen, sanırım Shizu-san’ın istediği gerçekten Leon’u yenmem falan değil.
Davetiye aniden çıktı ama kabul ettiğime memnunum.
Leon ile yürekten yürüdükten sonra kişiliğini kavrayabildim.
Amaçlarımdan birine ulaşarak kendi ülkeme tatmin bir şekilde döndüm.
Rimuru için bu konuşma bir günlük çalışmaydı.
Ancak Leon için bu son değildi.
Aksine, yıllardır aradığı kız, Chloe bulundu. En kısa zamanda harekete geçmeye başladı.
Tüm ana şövalyelerini toplaması için Alrose’a emretti.
Ve böylece, Chloe’yi geri almak için İblis Lord Leon harekete geçer.
Bekle, Kagurazaka Yuuki.
Bu iki gücün çatıştığı gün yaklaşıyordu.
Ve bu savaş, nihai yeteneklerin iki taşıyıcısı arasındaki savaşın yeniden gerçekleşeceği anlamına geliyordu.